CHRİSTY BROWN un romanını okudum. Orijinal adı : My Left Foot. Türkçe çevirisinde adı SOL AYAĞIM olarak yer almış.
Beyin felçli olarak dünyaya gelen bir çocuğun romanı. 21 çocuktan birisi. Kimisi doğum sırasında ölmüş, kimisi daha sonra. Sağ kalanlardan biirisi. Doğum sonrası beyin felçli olarak yaşama merhaba der.
Tortoparlak, yürüyemez, konuşamaz.. onu annesi, kardeşleri el bebek, gül bebek yetiştirirler. Derme çatma arabası ile gezdirirler . ona bakarlar, 3, 5 derken her geçen gün yemeğini başkaları yedirir. Çevresine alık, alık bakar. Sesler, mimikler ile anlaşır . ama 6 yaşına gelince sol ayağı ile bir şeyler yapmaya başlar. Resim yapar. Okumayı , yazmayı öğrenir. Sol ayağı onun dünyaya açılan kaapısı, penceresi.
Gönüllü uzmanlar gelir, gönüllü dostlar ona bakarlar, ilgilenirler. İçindeki sanat aşkını bulurlar annaesi, babası ona yardımederler. Resim yapmaya başlar. Babası duvar ustası. Hem de iyi bir duvar ustası. Kardeşleri de onun yanında birer usta olurlar.
Yedi yaşına geldiğinde ; erkek kardeşleri ile birlikte oyun oynamak için dışarı çıkmaya başlar. Yaşamı gezinti arabası dedikleri paslı , eski bir araba ile onu gezdirirler.
1o yaşına gelince ona yeni bir araba alırlar. Onunla yaşam başka olur. Onu kardeşleri sokağa çıkarır. Gezerler, bazen acıkınca meyve çalarlar. Yeni arkadaşlar edinirler. Kliseye giderler. Papaz onlarla ilgilenir. Sohbet ederler.
Onun yaş günleri kutlanır. 10, 15, yirmi yaşlarında geldiğinde gelen , giden dostları bir engelli sağlık merkezine götürülmesini önerirler. Oraya gider. Kendi gibi engelli çocuklar vardır. Uzmanlar onlarla canla, başla ilgilenirler. Orada eğitim yanında fizik tedavi yapılmakta. Evde bunların tekrarı gerekmekte. Ama ev dar, bir sürü kardeşler.
Ev onlara dar gelir. Yedi yaşına gelmiştir. Yazı yazmak, resim yapmak için oda lazımdır. Annesi babaya söyler, ilgilenmez. O da bahçeye bir ev yapmaya başlar. Baba ve diğer duvar ustası oğullar ona yardım ederler. Christy bir oda yapılır daha iyi resim yapsın. Daha mutlu olsun. Kitap okurlar. O önce kara tahtaya yazar. Sonra kalem ile deftere yazıp, çizmeye başlar. Ama hep sol ayak ile yazılır. Sıkıştığında başı ile çalışmalarını yönlendirir.
Resim yapma yerini yazmaya başlar. Kardeşleri ona yardım eder. Annae ona yardım eder. Doktoru onun yazdıklarını okur. İyi ama … anlam yok. Ona okumak için kitaplar getirir. Edebiyat, tarih derken dağarcığı genişler.
Doktor tedaviye başladığında :
“ zor ama bir şey yapacaksın. Sol ayağı unut. Diğer oragnlarını kullanmaya bak. “ çok uğraş verir. Kendine güven duymaktadır. Diğerleri gibi yaşamak, doğada dolaşmak. Arkadaş edinmek. Sevmek, sevilmek ister. Doktorun verdiği fizik tedavi kurallarını yerine getirmeye çalışır. Her geçen gün iyileşme yaşar.
Diğer kardeşleri gibi olmasa da yaşam ona anlam vermeye başlar alınan radyorda müzik dinler. Hem de klasik müzikler dinler. Ona ilham verir. Yazma dürtüsü iyice gelişir. Gün olur, önce yaşamını ele aldığı romanı yayınlanır. Daha sonra diğer kitapları. Sol ayak dinlenmeye devam ederken, o diğer organlarını , ama gelişen beynini kullanmaya devam eder. Onun kitapları “ MODERN ZAMANINN EDEBİ BAŞ YAPITLARINDAN BİRİSİ OLUR ( IRİST TİMES ) Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser seçilerek Filiz Kahraman ‘ın çevirisi ile Türkiye de okunur.
Romanlar dan sonra şiir kitapları yayınlanır. 1932 yıında başlayan yaşam , 1981 yıında genç yaşlarında sona erer. Ama bize engelli beyinlerin, engelli vücutların irade sayesinde yok olduğuhu, karamsarlığın yerini umut, yaşama sevncinin aldığını örnekler.
Kitabı okumak lazım ülkede doğan engelli çocuklara umut olması anlamında değerli bir yapıt. Okurken heyecan duydum. Eğer istenirse, engellerin bir , bir yok olduğunu gördüm. Ama bunda anası, ona kol, kanat gere anası. Anaların hakkı ödenmez derler ya. İşte o analara bin kere, milyonlarca kere ödenmez.
(*) SOL AYAĞIM. CHRİST BROWN – ROMAN. Çeviri : Filiz Kahraman. NEMESİS KİTAP – İSTANBUL.
Celal Necati Üçyıldız
