Sakarya Dostları Platformu’nun davetiyle Sakarya’da etkinliğe katılan Ahmet Davutoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu:
Geride bıraktığımız makamları bilenler makam beklemeyeceğimizi bilirler. İtirazımıza itirazla karşılık verebilirlerdi. Ne dediler biliyor musunuz? Başkalarının cebi yanabilir. Bizim yüreklerimiz yanıyor. Onlarca yılını bu davaya vermiş insanların yürekleri, vicdanları kanıyor.
Ne dediler bize, Hain dediler. İhanetle tanımladılar söylediklerimizi.
Milletin teveccühüyle göreve gelmiş, Başbakan olmuş birine kimse hain diyemez. Bütün selefim başbakanları rahmetle anıyorum. Hiçbiri hain değildi. Bu ülkede hain Başbakan olmadı. Bundan sonra da olmayacak. 28 Şubat’ta, 12 Eylül’de eleştirmiş olsak da bu milletin içinden çıkmış devlet adamına hain denmedi.
Bize dahi hain denirse. Bu partinin dışında olanlar kendilerini nasıl huzurlu hissedebilirler. Biz ne zaman ihanet ettik? Söyleyin. Bu milletin davasına, vicdanına aykırı tek bir adımımız olduysa söyleyin. Meydan okuyoruz.
367 kumpasıyla bu davete kayyum atamaya çalışanlar ortaya çıktığında omuz omuza verdiğimizde miydi hainlik. Parti kapatma davası açıldığında bugün ikbal peşinde olanlar bu partiye saldırırken, kaçacak delik ararken bizler tam o esnada bir ilim adamı olarak gelip sonuna kadar buradayız dediğimizde mi hain olduk. One minute gecesi felaket tellallığı yaparken sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Davos’ta omuz omuza verdiğimizde mi hain olduk. İsrail’e özür diletmek için diplomasi yaptığımızda mı hain olduk.
7 Şubat 2012’de ülkenin Başbakanı hedef alındığında ilk olarak açıklama yaptığımızda, onlara meydan okuduğumuzda mı hain olduk?
17 Aralık’ta Konya’da o hainliğe omuz omuza verdiğimizde mi hain olduk? Ne zaman hain olduk?
Kumpaslar kurulduğunda trol çeteleri örgütlenip bize karşı harekete geçtiğinde, bu parti bölünmesin, ülke krize düşmesin diye Başbakanlık makamını arkamıza bakmadan terk ettiğimizde mi hain olduk?
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızla halkı meydanlara çağırdığımızda mı hain olduk?
Sakarya’nın ruhundan beslenmiş biri hain olmaz.
Devlet yöneticilerinden hesap soranlar hain ilan ediyorsa biz Ömer arıyoruz diyenlerin önce Hz. Ömer’i hatırlaması lazım.
Biz hesap sorulabilir bir düzen istiyoruz. Biz yeni bir siyasi anlayışla kimsenin kimseyi ihanetle suçlamadığı yeni bir siyasi söylem peşindeyiz. Bu söylemi mutlaka inşa edeceğiz.
Söylediklerimize yanlış diyemeyenler ümmeti bölüyorsunuz diye iddiada bulundular. Ben siyasi hayatta bu dini kavramların yozlaştırılmasına tamamen karşıyım. Dini kavramların kutsiyetini bu tür konularda kullana kullana yozlaştırmamalıyız.
Ümmet evrensel bir inananlar topluluğuysa. Sadece türkiye ile değil. Evrensel bir inanç topluluğuysa. Türkiye’de yaşayan 81 milyon kardeşimizin hepsi o ümmetin parçasıdır. Kimse o ümmetin dışında değildir. Kimse ümmeti tekeline alamaz. Kimse bu ümmet benim partimin tekelindedir diyemez.
Ümmetten kastedilen yalılarda oturup Türkiye’yi dizayn etmeye çalışanlarsa biz o topluluktan değiliz.
Ümmetten kastedilen bütün vatan evlatlarını tek bir topluluk olarak görmek yerine belli akrabalar, belli kesimlerle sınırlandırılmış bir topluluksa. Biz o topluluktan da değiliz.
Ümmetten kastedilen zor günlerde sayın Cumhurbaşkanımıza saldırıp şimdi ikbal günlerinde bizden daha çok o hareketi sahibi gibi davranmaya çalışanlarsa biz o topluluktan da değiliz.
Bu dini kavramları artık siyasi literatür dışında ortak kavramlar olarak kullanmalıyız.
Belediye başkanlarının görevden alınması
Söylemediklerimiz çarpıtarak, niyetlerimiz ötesinde niyet okuyuculuğu yaparak bir algı oluşturmaya çalıştılar.
Bu hafta 3 büyükşehir belediye başkanı görevden alındı ve kayyum atandı. Kimse bize teröre destek suçlamasında bulunamaz. Söylediğim şeyin esası şudur. Bir ülkede seçim yapılıyor, sadık ortaya konuyorsa. O sandıkta bir milletin oylarıyla bir sonuç ortaya çıkmışsa buna saygı duyacaksınız. Bizim milli irade anlayışımız bu. O saygı belediye başkanlarına duyulan saygı değildir. Oraya gidip oy kullanan yüzbinlerce vatandaşa duyulan saygıdır. Bu tavır asla teröre desteği mazur göstermez. Asla. Kim teröre destek veriyorsa en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.
Seçimden önce ceza aldılarsa YSK onları elemeliydi. Bu ülkenin demokrasisine gölge düşürmemeliydiler. Yok 31 Mart’tan sonra suç işlemişlerse öncelikle onlar mahkemeye götürülmeliydi. Mahkeme onları mahkum ettikten sonra görevden alınmalıydılar. Şu an bile haklarında bir dava açılmış görünmüyor. Eğer suçlularsa derhal cezalandırılmalılar.
Şimdi sorma vakti bizde. Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Bizi eleştirenler insan yüzüne çıkamaz.
Adapazarı Akşam Haberleri
Milletin teveccühüyle göreve gelmiş, Başbakan olmuş birine kimse hain diyemez. Bütün selefim başbakanları rahmetle anıyorum. Hiçbiri hain değildi. Bu ülkede hain Başbakan olmadı. Bundan sonra da olmayacak. 28 Şubat’ta, 12 Eylül’de eleştirmiş olsak da bu milletin içinden çıkmış devlet adamına hain denmedi.
Bize dahi hain denirse. Bu partinin dışında olanlar kendilerini nasıl huzurlu hissedebilirler. Biz ne zaman ihanet ettik? Söyleyin. Bu milletin davasına, vicdanına aykırı tek bir adımımız olduysa söyleyin. Meydan okuyoruz.
367 kumpasıyla bu davete kayyum atamaya çalışanlar ortaya çıktığında omuz omuza verdiğimizde miydi hainlik. Parti kapatma davası açıldığında bugün ikbal peşinde olanlar bu partiye saldırırken, kaçacak delik ararken bizler tam o esnada bir ilim adamı olarak gelip sonuna kadar buradayız dediğimizde mi hain olduk. One minute gecesi felaket tellallığı yaparken sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Davos’ta omuz omuza verdiğimizde mi hain olduk. İsrail’e özür diletmek için diplomasi yaptığımızda mı hain olduk.
7 Şubat 2012’de ülkenin Başbakanı hedef alındığında ilk olarak açıklama yaptığımızda, onlara meydan okuduğumuzda mı hain olduk?
17 Aralık’ta Konya’da o hainliğe omuz omuza verdiğimizde mi hain olduk? Ne zaman hain olduk?
Kumpaslar kurulduğunda trol çeteleri örgütlenip bize karşı harekete geçtiğinde, bu parti bölünmesin, ülke krize düşmesin diye Başbakanlık makamını arkamıza bakmadan terk ettiğimizde mi hain olduk?
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızla halkı meydanlara çağırdığımızda mı hain olduk?
Sakarya’nın ruhundan beslenmiş biri hain olmaz.
Devlet yöneticilerinden hesap soranlar hain ilan ediyorsa biz Ömer arıyoruz diyenlerin önce Hz. Ömer’i hatırlaması lazım.
Biz hesap sorulabilir bir düzen istiyoruz. Biz yeni bir siyasi anlayışla kimsenin kimseyi ihanetle suçlamadığı yeni bir siyasi söylem peşindeyiz. Bu söylemi mutlaka inşa edeceğiz.
Söylediklerimize yanlış diyemeyenler ümmeti bölüyorsunuz diye iddiada bulundular. Ben siyasi hayatta bu dini kavramların yozlaştırılmasına tamamen karşıyım. Dini kavramların kutsiyetini bu tür konularda kullana kullana yozlaştırmamalıyız.
Ümmet evrensel bir inananlar topluluğuysa. Sadece türkiye ile değil. Evrensel bir inanç topluluğuysa. Türkiye’de yaşayan 81 milyon kardeşimizin hepsi o ümmetin parçasıdır. Kimse o ümmetin dışında değildir. Kimse ümmeti tekeline alamaz. Kimse bu ümmet benim partimin tekelindedir diyemez.
Ümmetten kastedilen yalılarda oturup Türkiye’yi dizayn etmeye çalışanlarsa biz o topluluktan değiliz.
Ümmetten kastedilen bütün vatan evlatlarını tek bir topluluk olarak görmek yerine belli akrabalar, belli kesimlerle sınırlandırılmış bir topluluksa. Biz o topluluktan da değiliz.
Ümmetten kastedilen zor günlerde sayın Cumhurbaşkanımıza saldırıp şimdi ikbal günlerinde bizden daha çok o hareketi sahibi gibi davranmaya çalışanlarsa biz o topluluktan da değiliz.
Bu dini kavramları artık siyasi literatür dışında ortak kavramlar olarak kullanmalıyız.
Belediye başkanlarının görevden alınması
Söylemediklerimiz çarpıtarak, niyetlerimiz ötesinde niyet okuyuculuğu yaparak bir algı oluşturmaya çalıştılar.
Bu hafta 3 büyükşehir belediye başkanı görevden alındı ve kayyum atandı. Kimse bize teröre destek suçlamasında bulunamaz. Söylediğim şeyin esası şudur. Bir ülkede seçim yapılıyor, sadık ortaya konuyorsa. O sandıkta bir milletin oylarıyla bir sonuç ortaya çıkmışsa buna saygı duyacaksınız. Bizim milli irade anlayışımız bu. O saygı belediye başkanlarına duyulan saygı değildir. Oraya gidip oy kullanan yüzbinlerce vatandaşa duyulan saygıdır. Bu tavır asla teröre desteği mazur göstermez. Asla. Kim teröre destek veriyorsa en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.
Seçimden önce ceza aldılarsa YSK onları elemeliydi. Bu ülkenin demokrasisine gölge düşürmemeliydiler. Yok 31 Mart’tan sonra suç işlemişlerse öncelikle onlar mahkemeye götürülmeliydi. Mahkeme onları mahkum ettikten sonra görevden alınmalıydılar. Şu an bile haklarında bir dava açılmış görünmüyor. Eğer suçlularsa derhal cezalandırılmalılar.
Şimdi sorma vakti bizde. Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz. Bizi eleştirenler insan yüzüne çıkamaz.
Adapazarı Akşam Haberleri