Sevgili okurlar,
Bu köşeden dilimiz döndüğü kadar, gündemi değerlendirerek, kendi görüş ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmaya büyük özen gösteriyoruz..
Elbette, herkesin bir görüş ve düşüncesi var..
Bir kere, bu noktada,” saygı ve sevgi ve muhabbetlerimizi” bir kenara koymadan, “kırıcı olmadan bildiklerimizi, gördüklerimizi ve olup biteni, geleceğe dönük etkileri” yazmaya, sonuçta; sizleri bilgilendirmeyi önemsiyoruz..
Bakınız, Kültür Bakanlığı ve Samsun Valiliği tarafından oluşturulan “100.Yıl Komitesi” tarafından hazırlanan,” ‘İlk Adımdan Kuruluşa’ Milli Mücadele Karma Resim Sergisi” Belçika’nın Gent, Genk kentlerinde açıldı ve Brüksel’de de açılış hazırlığı var..
Bir kere, Kültür Bakanlığı ile Samsun Valiliği’ni ve katkı yapan tüm kurum ve kuruluşları tebrik ederim.
Gerek fotoğraflar ve gerekse alt yazılar ile Atatürk ve Silah arkadaşlarının Milli Mücadele Yılları özetlenerek, mükemmel bir şekilde anlatılmış, ortaya konmuş ve paylaşıma hazır hale getirilmiş..
Sergi şimdi Avrupa’yı ve dünyayı geziyor..
Evet, Atatürk ve Silah arkadaşları Belçika’da..
Nasıl mutlu olduk, nasıl memnun kaldık bilemezsiniz..
Bir kere bu sergiye Belçika’dan ortaklık yapan ve Belçikalı Türkler ile Belçikalılar ile bu serginin buluşmasını sağlayan, Belçika Türk Dernekler Birliği Başkanı Rıfat Can ve arkadaşlarını da kutlamak isterim..
Ülkenin Flaman kentleri Gent ile Genk’te bu sergi hayata geçirildi..
Şimdi sıra Brüksel’de..
Serginin bizzat Genk açılışına katıldım..
Brüksel’den 95 Kilometre ötedeki kömür madeni bölgesi olan Genk kentine, arkadaşım iş adamı Rüstem Liman ile birlikte gittik..
Bana yolda, bu serginin amacı ve içeriğini sordu..
Yani “bizi orada ne bekliyor” dedi..
Belçika’ya gelmiş bir göçmen ailenin evladı olarak, Belçika’da doğan, burada eğitim ve öğrenim gören, sonra kendi tırnakları ile kazıyarak bir yere gelen ve başarı merdivenlerini çıkan az sayıda Türk gencinden birisi Rüstem Liman!..
“Atatürk” ve “Türkiye” O’nun için çok önemli..
Hele de “Cumhuriyet!”
Zaman, zaman konuşmalarımızda, hep bilgiden, eğitimden, kültürden, geri kalmışlıktan, bağnazlıktan velhasıl Türkiye ve Türk insanından söz ederiz..
O’na,” Atatürk ve Silah arkadaşları Belçika’ya geldi” dedim..
Şaşırdı Rüstem Liman?
“Nasıl “dedi ve bana baktı!?..
Gözlerinin içen bakarak, “Rüstem kardeşim, Atatürk ve silah arkadaşları dirilecek değil ya haşa!..
Büyük Önder’in fotoğraf ve yazı ile anlatımını içeren bir sergi, Belçika’ya geldi, getirildi..Bu serginin objesi, Atatürk ve Silah arkadaşları!..
Daha ne olsun?
Gidip Atatürk ve Silah arkadaşlarını karşılamak, o yıllarda neler olup bittiğini en azından resimlerle ve yazılarla anlamak, öğrenmek istemez misin?”
”Anladım” diyerek başını eğdi..
Otomobilimiz Porsche ile Genk yolundaydık..
Rüstem Liman, çocukluğundan beri hayal ettiği oyuncağına kavuşmuştu..
Annesini hatırladığını söyledi ve şu sözleri ekledi:” Anne sözümü tuttum!”
Evet, çok çocuklu bir ailenin evladı olarak Rüstem Liman, Türkiye yolunda otomobilin en arkasına oturtulduğu, gelip geçen otomobilleri gördüğü ve hayaller kurduğu yıllara gitti birden..
“Bir gün büyürsem, ben de bunlardan birini alacağım” diye düşündüğü yıllara gitti birden nedense?
Gözlerini ileri dikti ve gaza bastı Rüstem Liman!
“Atatürk’ü ve Türkiye’yi çok seviyoruz..Bu ülkelerden Türkiye’nin bir eksiği yok..Ama buralardaki insanımız eğitime önem vermiyor..Çalıştıracak eleman bulamıyorum..Bulamıyorum..”diye sızlandı!..
Ne kadar haklıydı, ne kadar?
Ama biz, Atatürk Türkiye’sinden çıkıp buralara gelmiştik..
Hür düşüncenin, serbest girişimin sahibi idi büyüklerimiz..
Kazanıp,Türkiye’nin kalkınmasına katkı sunacaklardı..
Ama bu yolda, bir kere değil, bin kere yanıltıldılar, aldatıldılar!?..
Rüstem Liman, yeni aldığı oyuncağını tanımaya çalışıyordu..
Bastı gaza, hızımız arttı..
Ve yolda tüm otomobiller bize yol vermeye başladı..
Birer, birer sağ şeride çekilmeye başladılar..
İnat eden otomobillerde yok değildi hani..
Rüstem Liman kardeşim, tekrar gaza bastı onları da geçti..
“Çöplük oldunuz” diye ekledi..
“Çöplük!”
Yine göz, göze geldik Rüstem Liman ile..
Bakıştık ve gülüştük..
“Bak Rüstem kardeşim, marka değeri yaratmak öyle kolay bir iş değil..
Şu “çöplük” ettiğin otomobiller, birer ülke olsun!
Sende Türkiye ol..
Öte yanda Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya olsun he mi?
Rüstem Liman ile yine bakıştık..
Gözleri çakmak, çakmak, ne diyeceğimi tahmin etmek için zorlanıyor, ama eminim anladı ne diyeceğimi..
“Bak kardeşim, Atatürk ve Silah arkadaşları, batan bir imparatorluğun küllerinden, yeni bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurdular..Biz şimdi bir sergi de olsa, o kuruluş yıllarına tanıklık edeceğiz..Marka yaratmak güçtür bilirsin, ama Atatürk ve silah arkadaşları nasıl bir marka yaratmış, daha iyi anlayacağız!
Rüstem Liman, kaşlarını çattı, arabasını sağ şeride çekti..
“Bu yaşta haytalık yapacak halimiz yok!..Şu otobanda olanlara saygı göstermemiz gerek!..Onlar bu markaya saygı gösteriyorlar..Zira bu markayı çok iyi biliyorlar..
Biz Türkler’de, Atatürk Türkiye’sinde böyle markalar yaratmalı, ülkemizi kalkındırmalıyız..Bak ben hayal ettim, başardım..Başaran Türkiye, daha büyük işleri de başarabilir” diye ekledi..
Suskunluğa büründü..
Belçika Türk Dernekler Birliği Başkanı Kayserili Rıfat Can ve arkadaşları harika bir salonda, Türkiye’den gelen eserleri yerli, yerine asmıştı..
Samsun Vali Yardımcısı Hasan Balcı ve ekipte yer alanlar ile birlikte serginin açılışına Anvers Başkonsolosu Birinci Sınıf Büyükelçi Korkut Tufan, Houthalen Belediye Başkan Yardımcısı Yılmaz Kurtal, Genk Belediye Meclisi üyeleri Mehmet Kayacan ile Yasin Kılıç ve duyarlı vatandaşlar ile serginin açılışı yapıldı..
Samsun Vali Yardımcısı Hasan Balcı,” Bu sergi ile yeni nesillere Atatürk ve Silah arkadaşlarını anlatmak üzere yola çıktık” derken, Anvers Başkonsolosu Korkut Tufan” Bu salt bir yazı ve fotoğraf sergisi değil, bu bir Barış sergisidir” diyerek, Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Yurtta barış, cihanda barış” sözüne atıfta bulundu..
Başkan Rıfat Can ise,” Bir Milletin verdiği “bağımsızlık” mücadelesini anlattı, serginin önemine vurgu yaptı…Başkan Yardımcısı Yılmaz Kurtal ise,” Atatürk ve Silah arkadaşlarını Belçika’da konuk etmek, ağırlamak bizleri gururlandırdı” diyerek, serginin önemini dile getirdiler..
Çok önemli, çok anlamlı bir sergi..
Bu sergi ile birlikte o yıllar, Samsun’da bir avuç vatansever tarafından çıkarılan “Meş’ale” gazetesini de edindim..
O gazete de bile, eşkiya ruhuna, güvenliğe ve azınlıkların hareketlerine vurgu yapılıyor..
Demem o ki, o yılları, “Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelelerini iyi öğrenir, gelecek nesillere daha iyi anlatırsak, Atatürk’te birleşir, Cumhuriyet’in ilkelerinde buluşursak, Türkiye, geleceğin markası” olur..
Geleceğin markasını oluşturmak öyle kolay değildir..
Siz bir çırpıda, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini yok sayarsanız, geleceğimiz de bu bağlamda tehlikeye düşer..
Öyle marka, kahraman yaratmak, markalaşmak kolay olsaydı, bunu birçok ülke başarırdı..
Türk Milleti, Atatürk ile bunu başardı..
“Türkiye Cumhuriyeti” diye bir marka oluşturdu..
Bunu kimse küçümseyemez, yok sayamaz!
Yıkmaya da kalkamaz!
Biz Türk gençlerine düşen görev, Atatürk ve Silah arkadaşlarının kurduğu bu Türkiye Cumhuriyeti’ni markalaştırmak olmalıdır..
Yusuf Cinal/Brüksel/23Ekim 2019 Brüksel