Özgür Özel’in Maskemi takarım farkındalık yaratırım sözleri ile başlayan grup toplantısı Kılıçdaroğlu’nun 3.Genel Başkan Bülent Ecevit’i anmasıyla devam etti. İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ayrıntıları…
Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yapmadan önce kürsüye; lösemiyle mücadele etmiş ve hastalığı yenmiş Batuhan çıktı. LÖSEV tarafından ilan edilen “Maskemi Takarım, Farkındalık Yaratırım” haftası nedeniyle ülkeye seslenen Batuhan, Sağlık Bakanlığı’nın yıllardır ruhsat vermediği LÖSANTE hastanesi çini destek istedi. Batuhan’ın konuşmasının ardından kendisi de maske takan Özgür Özel tüm grupla birlikte “Maskemi Takarım, Farkındalık Yaratırım” sloganını attı.
“Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla karşılanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 yıl önce bugün hayata veda eden eski başbakanlardan Bülent Ecevit’i anarak konuşmasına başladı.
Ecevit’in verilmeyecek hiçbir hesabı yoktu. CHP’ye sosyal demokrasi ilkelerinin gelmesi açısından çok önemli görevler üstlenmiştir. Sevgiyle, rahmetle anıyorum.
GİZLİ TANIKLARLA HERKESİ TUTUKLAYABİLİYORLAR
Eren Erdem aramızda. 490 gün hapiste kaldı ama bugünkü düzende yadırganacak bir şey değil. Yargı bağımsız değil, ülkede demokrasi yok. Her türlü baskı var, gizli tanıklarla istedikleri kişiyi tutuklayabiliyorlar, beyefendinin arzusuna göre de serbest bırakıyorlar. Bütün bunlara rağmen adaleti sağlamak için mücadelemizi vereceğiz.
Bizim gibi düşünmeyenler için de demokrasiyi savunuyoruz. Sonuçta hep birlikte bu ülkenin çıkarları için mücadele ediyoruz. Kayyım atamalarını bu bağlamda eleştirdik. Seçime gireceğim engel var mı diye sorup başvuruyor. YSK’ye gidiyor, hakimler sorun yok diyor. Seçime girip kazanıyor ve görevden alınıyor. Kayyım atanıyor. Hangi gerekçeyle alındığını bilmemiz lazım. Ankara, Balıkesir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alındığında da demokrasiye darbe olduğunu söyledik.
KENDİLERİ ÇALIP KENDİLERİ OYNUYORLAR
RTÜK diye bir kuruluşumuz var. Dünyanın parası var, çok büyük imkanları var. Aldıkları aylık olağanüstü. Her partiden üye seçildi bizden de iki tane var. Biri Faruk Bildirici. Gönderdik. Fakat gitti baktı ki RTÜK Başkanı yasalara aykırı gelir sağlıyor. ve dolayısıyla bunun doğru olmadığın atandığı yönetim kurullarından istifa etmesi gerektiğini söyledi. Bunu seslendirdi bir yolsuzluk olayını dillendirdi. Bunun için sen misin dediler, RTÜK üyeliğini düşürdüler. Parlamentonun üzerinde gücü görüyor musunuz? Kendi kendilerini çalıp oynuyorlar. Sanıyorlar ki biz bundan vazgeçeceğiz. Sanıyorlar ki bundan sonra gelenler de aynı iddiaları sürdürmeyecekler.
RTÜK BAŞKANI AHLAKSIZCA PARA ALIYOR
Kendi görev alanıyla ilgili olan bir yere yönetici olarak atanamaz. Bu zat TÜRKSAT Yönetim Kurulu üyeliğine atanıyor. Yayım iletim yetkisi bulunan ve 06118 sicil numarasıyla kayıtlı bir platform. Doğrudan RTÜK’le ilişkili. Ahlaksızca para alıyor buradan. Orada tarife belirleyip RTÜK’e gelip bunu uyguluyor. Kendisini uyardık, buradan istifa et dedik. Arpalık kadar kuruluş var, git oralardan paranı al.
ADİL ÖKSÜZ’E GPS’İ KİM VERDİ?
15 Temmuz sonrası bir kişinin adını sürekli dile getirdik, adil öksüz… Herkesi buldular Adil öksüzü bulamadılar. Adil Öksüz’ün iki cep telefonu var. Herkesin toplanıyor onun iki tane. GPS cihazı da var kendi yanında. Onu Adil Öksüz nereden buldu? Hangi kamu kurumu onu Öksüz’e verdi. Öksüz’ün ifadesi dahi alınmadı. Kayınpederini, kayınvalidesini her şeyini buldular. Öksüz’ü bir türlü bulamadılar. 15 Temmuz darbe girişimi Adil Öksüz yakalanmadan aydınlığa kavuşamaz. Öksüz’ü serbest bırakanlar da şimdi beraat etti. Hava Harp Okulu öğrencileri hâlâ hapiste. Öksüz gerçeği aydınlanmak zorundadır”
DARBE GİRİŞİMİ RAPORLARI AÇIKLANMIYOR
Binali Yıldırım geldiğinde kendisine söyledim, siz Adil Öksüz’ün kim olduğunu merak ediyorsanız o CPS cihazlarını kim getirdi bu ülkeye ona bakacaksınız, o zaman bütün bu olayları çözersiniz dedim. Başbakanlık müşaviri Adil Öksüz’le görüşmeye gidiyor, Erdoğan’a bilgi vermek için. 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili çok soru var. Bizim muhalefet şerhimiz var, 15 Temmuz darbe girişimi raporları açıklanmıyor. Adım gibi eminim devletin kurumları onun nefes aldığını dahi takip etmiştir. Neden yakalanmadı?
BORCU YÜZÜNDEN KENDİSİNİ YAKAN ÇİFTÇİ VAR
Çiftçi borç batağı içinde. Çiftçi üretecek ama bankalar tepesinde. İcralarla mücadele ediyor. Borçlarını ödeyemediği için kendisini yakan, intihar eden çiftçi var. Seçim öncesi ‘Deponun yarısı sizden yarısı bizden’ dediler. Hani ne oldu bu sözler? Çiftçiyi çantada keklik olarak görüyor. Nasıl olsa bana oy verir diye düşünüyor. Şimdi sen de Saray’ın burnundan getireceksin kardeşim. 2020’ye geliyoruz tohum destekleri hala ödenmedi. Soğan üreticinin elinde kaldı, kontrolsüz et ithalatı yapıldı.
SANDIĞA GİDECEKSİN DERSİNİ VERECEKSİN
Yurt dışından patates, mısır, buğday getiren, et ithal edilen adama oy mu verilir! Ayrıca senin hakkın var. Parlamento kanun çıkarmış. Milli gelirin yüzde biri oranında çiftçiye teşvik verilir diyor. Verilmiyor bu para. 2020 bütçesi geldi, normalde olması gereken destek 48 milyar 700 milyon lira. Bütçeye konulan ödenek 22 milyar lira. Çiftçinin hakkı olup da ödenmeyen para 26 milyar lira. Neden hakkını istemiyor, hakkına sahip çıkmıyorsun? Sen hakkına sahip çıkmadıkça ensene vurup ağzındakini alırlar. Mücadele edeceksin! Sandığa gideceksin dersini vereceksin!
SOSYETE DAMAT GÖREVİNDEN AYRILMAZ ÇÜNKÜ PARAYI SEVİYOR
Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizliğiyle karşı karşıyayız. En büyük ekonomik kriziyle karşı karşıyayız. Sosyete damat açıklama yapıyor; istihdam seferberliği 2019 tanıtım toplantısı. belirlediğimiz stratejiler doğrultusunda çalışmalarımıza başladık. 2019 yılında 2.5 milyon kişiye iş bulacağız. Bugün Türkiye istihdam alanında devrimi yaşıyor. 26 Şubat 2019’da istihdam alanında devrimi yaşadığımız bir günü yaşıyormuşuz.’Geldik ekim ayına geniş tanımlı işsiz sayımız 8 milyon 112 bin kişiyi buldu. Normal demokrasilerde sosyete damadın istifa etmesi gerekiyordu. Ayrılır mı görevinden? Asla. Çünkü parayı seviyor.
SİZDEN TASARRUF EDİYORLAR
847 bin emekli aylık bin liranın altında maaş alıyor. O emeklilerimizin Saray’da oturan kişiye “Ben bin lirayla 1 ay geçiniyorum. Sende vicdan var mı?” diye sormaları gerekir. Eğer önümüzdeki seçimlerde sarayı cezalandırmazsanız mutfak masrafınıza kalan 451 lirayı bile bulamazsınız. Çünkü sizden tasarruf yapıyorlar. Bakın yeni ihalelere dolar bazında çıkıyorlar. Senin sorunun onların gündeminde yok.
AK PARTİ İKTİDARI YOK , SARAY İKTİDARI VAR
Beyefendinin aylığı 81 bin 250 liraya çıktı. Beyefendi geçinemiyor bu parayla. Üstelik doğalgaz, elektrik parası yok. Mutfak masrafı yok. Onun faturasını da sen ödüyorsun. 3 Y ile mücadele eden bir AK Parti vardı, doğru. Ben bu mücadeleyi yapacağım diyordu, demokrasiyi savunuyordu. Böyle bir iktidar yok artık. AK Parti iktidarı yok, saray iktidarı var. Saray iktidarı, bir zümre, kibir, firavun iktidarıdır. Kendi topraklarına çizmeli galoşla basandan korkacaksınız. O kibir firavun kibridir.
DEVLET BİR TARAFA İTİLMİŞ VAZİYETTE
Neden saray iktidarı diyorum? Devlet bir tarafa itilmiş vaziyette. Dışişleri Bakanlığı bir tarafa itilmiş vaziyette. Cumhuriyet tarihinin en büyük bunalımını yaşıyorsak ekonomide, dış politikada, demokraside bu ülkede bir parti iktidarının olmadığını, saray iktidarının olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım.
Basın yayın,Ajanslar BelçikaYeniHaber