Halkevleri dün, Fatih’te intihar eden kardeşlerin elektriğini kesen BEDAŞ Genel Müdürlüğü önünde bir araya gelerek, hem şirket yönetimini hem de kamusal hizmetleri özelleştirerek ranta açan AKP’yi protesto etti.
Halkevleri üyeleri Fatih’te intihar eden kardeşlerin elektriğini kesen BEDAŞ önünde açıklama yaptı. Açıklamada, hayatını kaybeden yurttaşların intihar değil bir cinayete kurban gittikleri söylendi.
İstanbul Fatih’te maddi sıkıntılara dayanamayan 4 kardeş intihar etmiş, olayın ardından Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) faturaların ödenmemesinden dolayı kardeşlerin yaşadığı evin elektriğini kesmişti.
Halkevleri dün Beyoğlu’ndaki BEDAŞ Genel Müdürlüğü önünde bir araya gelerek, hem şirket yönetimini hem de kamusal hizmetleri özelleştirerek ranta açan AKP’yi protesto etti.
“Hayatın bütün acımasızlığıyla karşı karşıyalar”
Açıklamada konuşan Halkevleri üyesi Samut Karabulut, Fatih’te 4 yurttaşın hayatını kaybetmesinin intihar değil, bir cinayet olduğunu söyleyerek şunları söyledi:
“Olay çok çıplak. Bu dört kardeş 3 aydır elektrik borçlarını ödeyemiyorlar. Kiralarını ödeyemiyorlar. Bakkala 2 bin 600 lira borçları birikmiş. Anneleri kendilerine miras olarak sadece borç bırakmış. Kış kapıda, açlık kapıda. Bu koşullarda yaşama şevkinin kaybedilmesinden daha doğal ne olabilir ki. Bu dört kardeş zannedildiği gibi çaresiz düşkün insanlar değiller, onurlu insanlar. Sosyal yardım kuruluşlarına başvurmuyorlar. Kendi ayakları üzerinde duruyorlar. Çalmıyorlar çırpmıyorlar. Hiçbir çıkar yolları kalmamış. Kartal İmam Hatip Mezunu da değiller. İktidardan birilerinin akrabası da değiller. Torpilleri de yok. Hayatın bütün acımasızlığıyla karşı karşıyalar. Çaresizlikten intihardan başka seçenekleri kalmıyor.”
“Ne yediğimizi ne içtiğimizi bilmeyen iktidar borçlarmızı çok iyi biliyor”
İntihar eden kardeşlerin elektriklerinin Cengiz-Kolin ortaklığındaki BEDAŞ tarafından kesildiğini hatırlatan Karabulut, iktidarın halkın nasıl geçindiğini değil ama ne kadar borcu olduğunu çok iyi bildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bir gün bankalar, bir gün elektrik faturası dayanıyor, bir gün doğalgaz faturası başka bir gün bakkal dayanıyor kapımıza. Eğer borcunuz yoksa, borcumuzu ödüyorsak nasıl yaşadığımız kimsenin umurunda değil. Bu ülkede yandaş olmayanlar, iktidardan olmayanlar insanca yaşamayı hak etmiyorlar bunların gözünde. İnsanca yaşamak bu ülkenin insanlarına emekçilerine işçilerine haram hale getirildi.”
“Servetiniz, bizden çaldıklarınızdır”
BEDAŞ’ın ait olduğu Cengiz Holding’in 402 milyon lira, Ak Sigorta’nın 250 milyon lira, Turkcell’in 450 milyon lira, Emlak Konut’un ise 335 milyon lira vergi borcu olduğunu söyleyen Karabulut açıklamasında “Çünkü bu paraları bu vergileri ödemediler. Bizden aldıkları paraları KDV’leri devlete ödemediler. Maaşlarımızdan kestikleri vergileri devlete ödemediler. Çünkü bu iktidar sermaye için çalışıyor. Sıra halka geldiğinde nasıl yaşadıkları ve nasıl öldükleri umurlarında değil” dedi.
Elektriğe yapılan yüzde 32 zammın, 17 milyarı batık, 47 milyar dolar borcu olan yandaş elektrik şirketini kurtarmak için olduğunu belirten Karabulut açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Elektrik ve doğalgaz zamları başta olmak üzere tüm zamlar geri alınsın. Sermayeye peşkeş çekilen, BEDAŞ gibi tüm kamu kuruluşları derhal kamulaştırılmalıdır. Halkın şirketleri halka iade edilmelidir.”
BİR EKMEĞE DAHİ MUHTAÇ İDİLER!
Fatih’te evlerinde intihar eden 2’si kadın 4 kardeşin 35 senelik aile dostu olduğunu söyleyen Serpil Alkan, cenazelerin kendisine verilmesi için savcılığa başvuruda bulundu. Alkan, “Avukatımla da geldim, dilekçede yazdık. Cenazeleri almak istiyoruz” dedi.
Fatih’te evlerinde intihar eden 4 kardeşin yakın dostu olduğunu söyleyen Serpil Alkan, cenaze defin ruhsatı için başvuruda bulundu. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na avukatı Aydın Egemen ile gelen Serpil Alkan, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) konuştu.
‘Şoka girdim’
Kamuran Yetişkin ile en son bir hafta evvel telefonla görüştüklerini anlatan Alkan, şunları söyledi:
“Bana, ‘Bir sen varsın dostum. Benim başıma bir şey gelirse, biliyorum sen peşimde dolaşacaksın’ dedi. Yani bana vasiyette bulundu. ‘Sen benim akrabamsın, kardeşimsin. Keşke iki kardeşim yerine sen olsaydın başımızda’ dedi. Bir haftadır yazışamadık. Ben de yeni kaset çıkarmıştım, klip çektik geçen hafta. O yoğunlukta ben arayamadım bir haftadır. Bir gün evvel akşam da aklıma geldi, ne oldu bu kız aramıyor, öldü mü, kaldı mı dedim. Dün sabah televizyonda görünce ben inanamadım soyadını duyunca. Fatih bölgesi deyince böyle sanki televizyona yapıştım. O kadar kötü oldum. ‘İnşallah Allah’ım bunlar değildir’ dedim. Onlar olduğunu öğrenince şoka girdim.
‘Ben ölsem bu kardeşlerim ne yapar?’ demişti’
Oya Yetişkin’in, Mimar Sinan Okulu’nda modellik yaptığını söyleyen Alkan, gözyaşlarına hakim olamadığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Annesi vefat ettikten sonra bayağı bir borçlanmıştı. Annesinin de borçları vardı. ‘Kredi çektim Serpil. Ama bayağı bir ödedim, 3-4 sene kaldı emekliliğime’ demişti. Durumları çok kötüydü. Kız kardeşi bayağı bir kiloluydu, 130 kilo falandı. Abla kardeş bunlar devamlı depresyon ilacı içiyorlardı. İnsanlardan nefret ediyorlardı. En son konuştuğumuzda, ‘İnsanlar çok hain Serpil, insanlardan nefret ediyorum. Hayvanlar daha iyi. Keşke benim kardeşim sen olsaydın’ demişti. Oya, ‘Ben ölsem bu kardeşlerim ne yapar? Abim çalışmıyor, kardeşlerim de öyle. Ben ölürsem onlar da ölecek’ demişti bir sene evvel. Yani böyle bir şey tasarlandığının jetonu sonradan düştü bana. ‘Ben ölürsem onları da öldürürüm’ demişti bir sene evvel. ‘Günah, bunların ne günahı var? Öleceksen bunları neden götürüyorsun? ‘dedim. Kızdım hatta ona yapma öyle şeyler dedim. Ev sahibi çıkarmak istiyordu, kirayı artırmışlar. Bir ekmeğe bile muhtaç durumdalardı. Ben elimden gelen her şeyi yapıyordum. En son dün duydum 600 lira elektrik parası gelmiş, kesmişler. Çok acı bir şey”.
‘Gelin cenazeyi kaldıralım’
Babasının, annesinden sonra başka bir evlilik daha yaptığını ve 4-5 kardeşleri daha olduğunu iddia eden Serpil Alkan, “Rica ediyorum onlardan. Gelin cenazeyi kaldıralım. Ben avukatımla da geldim, dilekçede yazdık. Cenazeyi almak istiyoruz” dedi.
Avukatı: Başvurumuzu yaptık
Avukat Aydın Egemen ise Serpil Alkan’ı 20 yıldır tanıdığını belirterek “İstanbul Cumhuriyet Başsavcığı’na müraacat ettik. Bu kardeşlerin, kimsesiz ve sahipsiz olarak kabul edilmemesini istiyoruz. Bu cenazeyi istiyoruz. Bütün defin işlemlerini biz yapacağız. Çok onurlu insanlar, kalabalığın içinde yalnızlar. Serpil Hanımın hem bir dostu hem de avukatı olarak elimden geleni yapıyorum” dedi. Serpil Alkan’ın savcılığa ifade verdiği de öğrenildi.
Basın,Yayın,Ajanslar,BelçikaBelHaber