Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 81’nci yılında bize bıraktıklarından çok, bizim neler yaptığımızın muhasebesini yapmalıyız. Atatürk’ün hayatına şöyle bir baktığımızda, Türk milleti için adanmış bir destanı görürüz. Öyle bir destanı yazan başka bir dünya lideri de yok. Türk milleti de onun bu vefasını unutmayarak bugüne kadar onlarda ayrı bir destan yazmıştır. Tabii ki arada bazı vefasızlar çıkmıştır. Ancak onlar Yüce Türk milleti içerisinde bir pirinç tanesi kadar olmuşlardır.
Ben yaptım demeyen bir lider
Atamız’ın aramızdan ayrılışının 81’nci yılında ATA’mızın bize bıraktıklarından ne kadar daha ileriye gittiğimizi idrak etmeliyiz. Küllerinden doğmuş genç bir Türkiye’yi sıfır bir ekonomi ile inşaa etmiş ve hiç bir zaman da Türk ulusunun başına kakmamış, hep Türk ulusuna bırakmıştır. Yani ben dememiştir. Savaştan çıkmış borçlu bir ülkeyi ve ulusu ayaklarının üzerine basan fabrika bacalarını, bankasını kuran bir ülke yaratmak öyle kolay bir iş değildir. Ancak bunu bir “deha” yapabilir. İşte Türk ulusunun en büyük şansı da böyle bir “deha’ya” sahip olmasıdır.
Deha ötesi bir lider!
Atatürk devrimlerine bakın bunun “deha” ötesi bir gerçek olduğunu da yakından görürüz. Türk ulusuna Cumhuriyet gibi en büyük devriminden sonra 1 Kasım 1928 tarihinde yeni Türk alfabesi ve harf devrimi yapan başka bir dünya lideri yoktur. Her devriminin arkasında modern çağdaş bir Türkiye modeli Özlem’ini görüyoruz.
Peki Mustafa Kemal Atatürk’ün bu vizyondaki devrimlerini ondan sonra siyasete gelenler ne kadar ileri götürdüler. Onların devrimlerini alt alta yazalım deme de zorlanıyoruz. Türkiye’nin en büyük şansızlığı Mustafa Kemal Aratürk’ün çok erken yaşta aramızdan ayrılmasıdır. Atatürk’ün bu enerjisi bize bir milletin uyanışının enerjisini vermelidir.
Ulu Önder’imizi aramızdan ayrılışının 81. yılında rahmet ve özlemle anıyorum. Ne mutlu ki böyle yüce bir insan bu ulusun içinden çıkmış.
Tandoğan Uysal yazıyor
Atamız’ın aramızdan ayrılışının 81’nci yılında ATA’mızın bize bıraktıklarından ne kadar daha ileriye gittiğimizi idrak etmeliyiz. Küllerinden doğmuş genç bir Türkiye’yi sıfır bir ekonomi ile inşaa etmiş ve hiç bir zaman da Türk ulusunun başına kakmamış, hep Türk ulusuna bırakmıştır. Yani ben dememiştir. Savaştan çıkmış borçlu bir ülkeyi ve ulusu ayaklarının üzerine basan fabrika bacalarını, bankasını kuran bir ülke yaratmak öyle kolay bir iş değildir. Ancak bunu bir “deha” yapabilir. İşte Türk ulusunun en büyük şansı da böyle bir “deha’ya” sahip olmasıdır.
Deha ötesi bir lider!
Atatürk devrimlerine bakın bunun “deha” ötesi bir gerçek olduğunu da yakından görürüz. Türk ulusuna Cumhuriyet gibi en büyük devriminden sonra 1 Kasım 1928 tarihinde yeni Türk alfabesi ve harf devrimi yapan başka bir dünya lideri yoktur. Her devriminin arkasında modern çağdaş bir Türkiye modeli Özlem’ini görüyoruz.
Peki Mustafa Kemal Atatürk’ün bu vizyondaki devrimlerini ondan sonra siyasete gelenler ne kadar ileri götürdüler. Onların devrimlerini alt alta yazalım deme de zorlanıyoruz. Türkiye’nin en büyük şansızlığı Mustafa Kemal Aratürk’ün çok erken yaşta aramızdan ayrılmasıdır. Atatürk’ün bu enerjisi bize bir milletin uyanışının enerjisini vermelidir.
Ulu Önder’imizi aramızdan ayrılışının 81. yılında rahmet ve özlemle anıyorum. Ne mutlu ki böyle yüce bir insan bu ulusun içinden çıkmış.
Tandoğan Uysal yazıyor
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
