Euro Esia Global Visa Services’in yaptığı bildirime göre, Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat etme özgürlüğüne sahip vatandaşlar için, 9 Aralık 2019 itibari ile alınan karar gereğince vizesiz seyahat etme kısıtlaması getirildi. Bundan böyle, Avrupa seyahati için vizeden muaf tutulan kişiler de seyahatleri öncesinde ilgili ülkeye giriş izni almaları gerekecek.
Vizesiz seyahat hakları, alınan karar gereğince kısıtlanırken, Avrupa Parlamento’sunun duyurusuna göre; 2020 yılında Avrupa ülkelerinden birine seyahat etmek isteyen yeşil ve gri pasaport sahibi Türk vatandaşlarının seyahatlerinden önce, ETIAS sistemi üzerinden kayıt yaptırmaları zorunlu olacak…
Yurtdışına seyahat etmek için gerekli olan pasaport, yabancı ülkelere giriş ve çıkışlarda kullanılan, kimlik yerine geçen resmi bir belge olarak tanımlanıyor…
Pasaport bana göre bir ülkenin vatandaşları aracılığıyla aynı zamanda diğer ülkelerin sınırlarında bir “bayrak gösterme” işidir.
Şahsen kırk yıllık pasaport sahibi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Kırk yıldır da yurt dışına gider dururum. Ancak pasaportumuzun pek itibarının olmadığına birçok kez şahit olmuşluğum vardır.
Hâlbuki Türk devleti ve Türk Milleti çok güçlüdür ve hiç bir zaman bu pasaport itibarsızlığını hak etmemiştir.
AKP iktidarı döneminde, pasaportumuzun itibarsızlaşması, daha da artmıştır. Ancak bu sorunu yalnız başına onlara mal etmekte haksızlık olur. Bu gelmiş, geçmiş tüm iktidarların yarattığı bir devlet sorunudur. Tabii ki AKP’nin “Avrupa’ya vizesiz seyahat” gibi boş vaatlerini de unutmuyoruz…
Şimdi Avrupa Birliği ülkelerince alınan karar uyarınca hususi pasaportlara getirilen sınırlamalar, kabul edilemez bir yasaklamadır. Türkiye’nin sadece Avrupa ülkelerinde 6 milyonun üzerinde vatandaşı yaşamaktadır.
Türkiye derhal harekete geçerek başta Avrupa Birliği üyesi ülkeler olmak üzere, ABD, İngiltere ve diğer ülkelerin haksız ve hukuksuz olarak vatandaşlarımıza uyguladıkları vizelerin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Bizlerde vatandaş olarak bu uygulamaları koşulsuz desteklemeliyiz…
Eğer, yine sessiz kalınacak ve bu uygulamalar sineye çekilecekse, kimse bana “büyük devlet, büyük millet” martavalını okumasın, zira doğduğumuz günden bu yana burnunuzun b.ktan kurtulamayışını ben kendime bile artık izah edemiyorum…
Haydi devlet, haydi siyaset!
Görelim bakalım gücünüzü…
Yoksa, bu garib(ler)e mi, dayılanacaksınız yine?
Özcan PEHLİVANOĞLU
