BRÜKSEL BÖLGE MİLLETVEKİLİ EMİN ÖZKARA, ŞU SIRALAR PS İÇİNDE BÜYÜK SIKINTILAR YAŞAYAN FEDERAL MİLLETVEKİLİ VE BRÜKSEL SAİNT-JOSSE BELEDİYE BAŞKANI EMİR KIR’A SAHİP ÇIKARAK, PS’YE KARŞI TEK BAŞINA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR.
Brüksel Bölge Parlamentosu milletvekili ve Brüksel Schaerbeek Belediye Meclis üyesi Emin Özkara, kendisine ve Emir Kır’a yapılan haksızlıkları dile getirerek, “Birileri karanlıkta ıslık çalıyor” diyerek, parti içinde(Parti Sosyalist) yapılan yanlışlara, yani ayrımcı, dışlayıcı, karalayıcı politikalara, sataşmalara cevap verdi..
Federal Milletvekili ve Brüksel Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır’a yapılan haksızlıkları köşesinden takip ettiğini, aynı süreci kendisinin yaşadığına dikkat çeken Brüksel Bölge Milletvekili Emin Özkara,” Gerek Emir Kır ve gerekse şahsım, bu partiyi omuzladık ve iktidara taşıdık..Bu parti içinde sadece Türk kökenlilerin değil, tüm yabancıların, Belçikalıların sesi olduk.. Çok kültürlü yaşam biçimini, yani birlikteliği savuna geldik.. Emir Kır gibi genç bir siyasetçi üzerinden politika yapmak, yaptırmak PS’ye yakışmadı!..
Emir Kır’ı adeta ateşe attılar!..
Basının önünde yalnız bıraktılar!?. .
Evet, bazı siyasiler ve seçmenlerimiz Emir Kır’a sahip çıktı..Ya bizimkiler? Onlar da bizlerden boşalacak yerlere gelmenin hesabı içindeler..Bana da kimse sahip çıkmadılar.. Bunların kimler olduğunu, bilmeyen mi var?
Bunlar elbette demokrasi içinde değerlendirilecek.
TÜRK TOPLUMUNU SUÇLAMAK?
Burada Türk Toplumunu suçlamak, iftiralar ile basını hem Emir Kır, hem de Belçika Türk Toplumu üzerine yönlendirmek çok üzücü ve aşağılayıcı..
Burada hedefe konan çifte milliyetli vatandaşlarımızdır…” diye konuşmasını sürdürdü..
İşte bu noktada Emir Kır’a sahip çıkan Brüksel Bölge Parlamentosu milletvekili Emin Özkara, “Daha önce bu meydanda CDH milletvekili Mahinur Özdemir’e de büyük haksızlık yapıldı. Onu inançları ve duruşu ile yargısız infaz ettiler.. Sonra sıraya DEFİ’den Sait Köse’yi aldılar. Tam seçime çeyrek kala Sait Köse’nin önüne kocaman bir baraj kurdular..
Bu anlayış, bu çağdışı düşünce, her yerde var!..Ama bu PS’de olmamalıydı!..”demeyi ihmal etmedi..
PARTİYE MEKTUP GÖNDERDİ
Milletvekili Emin Özkara, PS Yetkililerine yazdığı mektupta,” Emir Kır’ı ne ile suçluyorsunuz” diye sorarak, “Başkan Emir Kır, bir sosyalist, partinin bir aktivisti.. Avrupa Parlamentosu daveti ile Brüksel’e gelen, çeşitli görüşme ve ziyaretler yaptıktan sonra kendisine bir nezaket ziyaretinde bulunan, heyet içindekilerin kimliğini, aidiyetini, politik görüşünü sormak yakışık alır mı?..Bu heyet içinde yer alan 6 kişiden ikisi MHP(Milliyetçi Hareket Partisi) belediye başkanları..Halkın özgür iradesi ile seçtiği belediye başkanları..Yani vatansever, bayraksever, ülkesine bağlı, ırkçı olmayan bu yönde politikalara bel bağlamayan bir partinin iki seçilmişi üzerinden Emir Kır’a haksız eleştiriler yöneltmek ve bu tartışma üzerinden Türk Toplumu’nu hedefe koymak, kime ne yarar getirir?..
PARTİ SOSYALİST DÜŞÜNCESİ?
PS’ye, düşüncelerine ve bugüne kadar yapılan güzel çalışmaları gölgeleyen, karalayan bu durumun Disiplin kurulundan geri dönmesi tek arzumuzdur..
Gerçekler tek taraflı değildir..
Gerçekler, iki yüzlülükle ifade edilemez!..
Sen bir adım atacaksın, karşı toplumda sana bir adım atacak..
Sen bugüne kadar hangi adımı attın diye adama sorarlar?..
Türk Toplumunu hedefe koyarken, biraz mantıklı, adaletli düşünmek gerek..
Belçika Türk Toplumu, uyum örneği olmuş, çalışkan, bu ülkeyi ikinci vatan kabul etmiş, ülkeye katma-değer katan bir durum söz konusu..
Genç nüfus ülkeye mükemmel adapta olmuş..
Daha ne bekleniyor?
PARTİ SOSYALİSTE HAYAT VEREN TÜRKLER
Brüksel’de 184 farklı toplum bireyinin yaşadığı unutuluyor herhalde?..Bunları gördükçe, biz sosyalist bir partide mi bulunuyoruz diye düşünmeden edemiyorum?..
Artık topluma bakarak siyaset yapmanın zamanı..
Açık, şeffaf, tarafsız, objektif siyaset yapmanın zamanı..
Yıllar önce PS’ saflarında Emir Kır ve Emin Özkara vardı..
Şimdi bu sayı, çeşitlilikle beraber arttı..
Bu durum PS için bir kazançtır..
Türk kökenli seçilmişler, PS’ye büyük katkı yapmışlardır, partiye dinamizm katmışlardır.. Şimdi bunları karalamak, yok saymak,bu çabaları hafife almak, bunlar üzerinden yeni siyasi projeler üretmek kimseye yarar getirmez!?
Bende geçmişte birçok tartışmanın içine atıldım!..Çok acı çektim, üzüldüm, geceler boyu uyumadım..
Ama mücadelemi, sevgi, saygı çerçevesinde yürüttüm..
Şimdi görüyorum ki, aynı haksızlıklar, bir başka arkadaşımıza, yani Emir Kır’a yapılıyor.. Bunları, bu durumu kabul etmemiz mümkün değildir..
Bana karşı yapılan hakaretleri, haksızlıkları partiye ilettim..
Disiplin Kurulu neden toplanıp bir karar almadı ve beni rahatlatmadı?
Tekrar bir mektup ile durumu yetkililere ilettim..
On ay geçti aradan, bana yapılanlar nereye kondu, neden bir cevap verilmedi?
20 YILIMIZI BU PARTİYE VERDİK!
Siz PS’ye verilen desteği umursamuyormusunuz?
Yani Türk kökenli seçilmişler, size bir şey anlatmıyor mu?
Bu toplumun PS’ye olan güveni, bu şekilde nasıl sarsılır?
Partiye, bu durumda kim güvenebilir?
Emir Kır Saint-Josse’de, ben Schaerbeek’te PS için çalıştık..
Bugünlere gelmek kolay mı?
Zirveye çıkmak elbette zordur..
Orada kalmak daha zordur..
Biz Belçika’da kendi kültür geleneklerini yaşayarak, yaşatarak siyaset yapanlarız..
Ben Türklüğüm ile gurur duyuyorum..
Ama ben Belçika’nın değerlerine de bağlı, bu değerler ile de gurur duyuyorum..
Çağdaş dünya ile ilişkilerimizi nasıl geliştireceğiz?
PS’ye yaptığımız 20 yıllık katkı, dinamizm nasıl bir kenara atılır?
Burada nankör olmamak gerekir..
O nedenle çok kültürlü yaşam biçimi içinde Parti Sosyalist’i güçlendirmek, saflarında birliktelik yapmak ve tekrar ellerimizi birleştirmenin zamanıdır..
Bir parti böyle iktidara taşınır..
Brüksel’de bunu başardık..
Federal de de bunu başarmalıyız..
Bu kısır-döngü tartışmalar kimseye bir yarar getirmez ve PS’ye bir fayda sağlamaz..” diyen Emin Özkara, Emir Kır’a sahip çıktı, PS’ yetkililerini yanlış yapmama konusunda uyarılarda bulundu..
Yusuf Cinal/Brükksel
Deux poids, deux mesures : Emin Ozkara (PS) siffle la fin de la récréation !!!
Emin Ozkara frappe fort, à travers un communiqué, dans la saga des invectives contre le bourgmestre-député fédéral Emir Kir.
D’après une source vérifiée, ce communiqué est déjà envoyé sous forme de mail aux hautes instances et organismes de surveillance du PS.
En effet, d’aucuns savent déjà que la Commission de Vigilance se réunira afin statuer dans le dossier “Emir Kir” ce vendredi 17 janvier 2020.
Tout au long de ce texte, Emin Ozkara énumère ses griefs d’accusation par rapport aux considérations accablant la communauté belgo-turque parues dans la presse à tort et travers.
Horripilé par le déballage public stérile à propos de la communauté belgo-turque, Emin Ozkara ne pouvait pas plus davantage résister à la tentation de faire sa sortie.
En effet, fervent militant du “Construire-Ensemble”, il cloue au pilori cette presse médisante à l’égard de la communauté à double nationalité dont il est issu.
Par ailleurs, il s’enquit aussi des prochaines cibles qui pourraient être mises dans le viseur de son parti dans un futur proche.
Pour toutes ces raisons, il entreprend le labeur de sortir du silence et de réagir face à l’injustice faite au bourgmestre de Saint-Josse Emir Kir.
Voici son plaidoyer pour un meilleur “Construire-Ensemble” à Bruxelles repris sous sa formulation connue lors de sa campagne de mai 2019 : “Hep Birlikte-Tous Ensemble”
“Bruxelles, le 16 janvier 2020
à l’attention de la Commission de Vigilance de la Fédération bruxelloise du PS
Ci-après une communication du député Emin ÖZKARA à transmettre d’urgence aux Membres de la Commission de Vigilance avant l’audition du Bourgmestre de Saint-Josse par ladite Commission!
Ces derniers jours, j’ai pu assister à un tir nourri dirigé à l’encontre du bourgmestre de Saint-Josse-ten-Noode, Emir Kir.
Que reproche-t-on au Bourgmestre de Saint-Josse ?
Fin décembre 2019, un militant socialiste a pris l’initiative de déposer une plainte auprès de la commission de vigilance de la fédération bruxelloise du Parti Socialiste reprochant au Bourgmestre de Saint-Josse d’avoir rencontré, à leur demande, une délégation de maires turcs. Délégation turques qui avait elle-même été invitée par le Comité des Régions, instance européenne (Parlement européen), rappelons-le ! Au sein de cette délégation, deux maires faisaient partie du Parti d’action nationaliste[1].
La goutte pour faire déborder le vase ?
S’en est suivi une véritable cabale médiatico-ethnique ayant entraîné ressentiments, propos tendancieux, voire haineux de toutes parts et surtout à l’égard d’élus bruxellois d’origine turque, mais aussi des divisions au sein même du socialisme bruxellois. Cette cabale a même été attisée, dans un premier temps, par l’attaque médiatique et ciblée d’une ancienne députée socialiste, non réélue, qui s’en est pris à 3 autres élus socialistes d’origine turque en leur promettant dans un futur relativement proche de passer, eux aussi, devant la Commission de vigilance du Parti Socialiste bruxellois. Plus tard, un Ministre socialiste bruxellois élargira la polémique à toute une communauté en réalisant dans la presse une sortie remarquée, sans pour autant être remarquable, en ces termes : “la communauté turque doit plus s’ouvrir à la réalité bruxelloise”. Mais de quelle réalité parle-t-on ? Celle où des candidat.e.s d’origine turque sont utilisé.e.s pour, à l’instar d’une moissonneuse, récolter des voix d’électeurs dans la communauté belgo-turque ? Celle où une grande majorité de la communauté turque bruxelloise vote PS ? Celle qui dit que deux tiers des bruxellois.es sont d’origine étrangère et que plus de 184 nationalités vivent et construisent ensemble dans la diversité la Région Bruxelloise de demain ? Pourquoi systématiquement communautariser les débats et les actions des élu.e.s de la diversité à chaque fois ?
Alors, recadrages suite aux dernières actions du Bourgmestre ? Opportunisme politique de certain.e.s ? Tentatives de division pour mieux régner ? Quoiqu’il en soit la soupape de sécurité semble bel et bien avoir lâché au PS et tout le monde s’en donne à cœur joie pour être remarqué et surtout frapper là où cela peut faire le plus mal. Ce n’est pas l’esprit du noble socialisme que les militants, électeurs et moi-même avons connu par le passé!
Qui sera le prochain sur la liste ?
Certes, malgré la diversité des origines des élu.e.s bruxellois, ils/elles sont surtout et avant tout belges ! Depuis plusieurs décennies, les élu.e.s issu.e.s de la diversité apportent une contribution des plus importantes à l’édifice socialiste bruxellois. Il serait temps que toutes et tous les élu.e.s bénéficient de la même considération et conseils de la part de leur formation politique, cela permettrait plus de cohésion, plus d’équité et moins de débordements. Il y a environ 20 ans, Kir et Özkara, étaient les deux premiers candidats issus de la diversité belgo-turque à aller sur le terrain pour convaincre la communauté belgo-turque de Bruxelles de voter pour une formation politique. Pour preuve de la qualité et de la réussite de leur travail, 20 ans plus tard, Kir et Özkara sont toujours présents politiquement et ont démontré à suffisance leur valeur, gagner le respect et la confiance de Bruxellois.es, mais et ce qui semble le plus importants, transmis des valeurs, un enthousiasme et une fibre politique à de nombreux/ses autres élu.e.s de la Nation qu’ils ont soutenu et accompagné au fil des années.
Suite à l’acharnement qu’a connu Kir de la part de socialistes en pleine place publique, personnellement, je me pose des questions, car j’ai moi aussi été victime de nombreuses polémiques par le passé. La dernière en date m’a fortement blessée et a créé une polémique publique de plusieurs semaines sur base de Fakenews et contre-vérité distillées au compte goûte. Cela fait depuis avril 2019 que j’ai signalé de graves incidents et également déposé une plainte auprès de la Commission de vigilance pour des faits qui ont été commis à mon encontre… À ce jour, dix mois plus tard, je n’ai pas encore été entendu et reçu ! Deux poids, deux mesures !
Les derniers événements et polémiques ne doivent pas faire oublier tout ce qui a été fait depuis des années pour les Bruxellois.es par des élu.e.s issu.e.s de la diversité qui ont contribué, dans une large mesure, que ce soit à la Région, à la commune de Saint-Josse-ten-Noode ou dans d’autres communes bruxelloises au progrès et à la force du socialisme. L’oublier ou ne pas le prendre en considération serait en contradiction totale avec la réalité bruxelloise! Construisons ensemble la Région bruxelloise de demain sans laisser personne derrière!”
Erkan Özdemir/ La Manchette