Kılıçdaroğlu: Atatürk, Çanakkale’de ‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ derken Saray’da mı oturuyordu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasında Çanakkale Savaşı örneği ile kendisini eleştiren Erdoğan’a yanıt verdi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün saat 15.00’te TBMM Genel Kurulunda yapılacak İdlib konulu kapalı oturum öncesinde partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, 27 Şubat’ta Suriye’de 33 şehit verdiğimiz saldırı sonrası Rusya’yla 5 Mart’ta yapılacak görüşmeyi sert sözlerle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Hani sen başkomutandın? Vurulan senin askerin. Benim askerimi vuran her devlet benim düşmanımdır. Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz” dedi.
ŞEHİTLER İÇİN SAYGI DURUŞU VE İSTİKLAL MARŞI
Toplantı CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un İdlib şehitlerini andığı konuşması ile başladı.
Toplantının ardından şehitler bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ardından İstiklal Marşı okundu.
İstiklal Marşı’nımn okunmasının ardından Kılıçdaroğlu kürsüye geldi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
Bu grup toplantısı benim için de zor olan bir grup toplantısı. Meseleyi nasıl anlatacaksınız? Neler söyleyeceksiniz? Hepimizin yüreği kanıyor. Hepimiz ciddi bir gelecek endişesi yaşıyoruz. Samimi inancımı söyleyeyim, Türkiye iyi yönetilemiyor. Savrulan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayım.
“KOMŞU ÜLKENİN REJİMİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN ÇABA HARCIYORSUNUZ”
Ne söyleyeceksiniz. Yapılması gereken çok şeyi yapmaya çalıştık aslında. Egemen güçlerin bu ülkeden nasıl kovulduğunu acaba bu ülkeyi yönetenler biliyorlar mı? Egemen güçlerin bu bölgede taşeronluğuna soyunmak en büyük tehlikedir dedik. Dilimizde tüy bitti, yanlış yapıyorsunuz dedik. Komşumuz bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel bir çaba harcıyorsunuz. Sana ne be kardeşim.
“BÖYLE BİR DEVLETİN GELECEĞİ FELAKETLERLE DOLUDUR”
Barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur bizim. Bir mehmetçiğin tek bir tırnağı bile Suriye’den, İdlib’den, Libya’dan da değerlidir dedik. Çünkü biz kendi bölgemizde yangın istemiyoruz. Komşuda yangın istemiyoruz. Apartmanda otururken komşuda yangın çıkarsa evinde bir kova su ile koşacaksın. Biz bidon benziniyle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. Siz egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyorsunuz deyince kızıyorlar. Doğruyu dinlemeye tahammül etmiyorlar. Liyakati bir devlette yok etmişseniz orada devlet aklından söz edemezsiniz. Böyle bir devletin geleceği felaketlerle doludur.

“NİYE VAZGEÇTİN? SENİ KİM YÖNLENDİRDİ?”
Erdoğan, 2013 yılındaki Anneler Günü’nde şu konuşmayı yapıyor: “Bizi Suriye’deki kanlı bataklığa karşı hepimizin dikkatli olması lazım. Büyük devlet hadiseler karşısında aklıselim düşünebilen bir devlettir.” Peki ne oldu da bundan vazgeçtiler? Kim seni yönlendirdi?
“SANA BOP EŞ BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ KİM VERDİ?”
26 Şubat 2006’da Erdoğan Üsküdar’da konuşuyor; ‘Biz orta Doğu’da Kuzey Afrika projesinin eş başkanıyız. Biz orada görev irfa ediyoruz. Böyle bir görev seçilerek verilmiştir.’ Sana bu görevi kim verdi? Sana Büyük Orta Doğ Projesi’nin eş başkanlık görevini kim verdi?”Büyük devlet hadiseler karşısında aklı selim düşünebilendir deniyor. Doğru. Ne oldu da bundan vazgeçti? Kim seni telkin etti, yönlendirdi? Kim Orta Doğu’ya gir dedi? Onun cevabını da Erdoğan verdi, 2017’de ‘Biz Özgür Suriye Ordusu’nu ey Amerika seninle Beraber kurduk ya. Bunun adımını senden önceki Obama yönetimiyle kurduk’ diyor. Özgür Suriye Ordusu’nu Amerika’nın telkiniyle hangi gerekçeyle kurarsınız? Orta Doğu’nun parçalanması kimin işine yarıyor? Akıl var akıl! Aklını kiraya vermeyeceksin. Devleti yönetiyorsan devlet aklının ferasetini unutmayacaksın, Arap dünyasını, Orta Doğu’yu bileceksin. O dünyada suya giderken nasıl kandırıldığını bileceksin. Dünya kadar tarihte örnekleri var. Orta Doğu’yu anlamak istiyorsan Rıfkı Atay’ı okuyacaksın. 27 Şubatı 28 Şubat’a bağlayan gece Sayın vali önce 22 şehidin varlığını açıkladı, sonra 29 dedi. Ve biz oturduk dedik ki bu kadar önemli bir olay varsa, bu kadar şehidimiz varsa TBMM’nin toplanması lazım. Bunu asla bir siyasi polemik konusu yapmayacağız dedik. Şehitler hepimizin şehididir. Bir tırnağına Suriye’yi değiştirmeyiz. Saat 02:04’te parti sözcümüz bir basın açıklaması yaptı. Hiç kimseye en ufak bir eleştiri gelmedi. CHP olarak TBMM’nin hemen yarın kapalı bir oturum yapmasının altını çizdi. Kapalı olmasının da nedeni şuydu; olur ya birçok bilgi olabilir, açıklanmasında sakınca olabilir. Gelip 600 milletvekiline bilgi versinler. Bakın hiçbir eleştiri yok. Milletvekili olarak buna hakkımız var bizim. Bunu söyledik. Ertesi gün gene hiçbir haber yok. Bir açıklama daha yaptık sabahleyin, biz sabaha karşı 5’te evlere gittik, 10’da yeniden MYK’mız toplantı. Bu kez talebimiz bir kez daha dile getirildi. Yine parti sözcümüz siyasi polemik konusu yapmadan sağ duyulu bir açıklama yaptı.
“SEN ARAYIP BİLGİ VERECEKSİN”
TBMM toplantı çağrımız Anayasamızdaki gerçeklere dayanmaktadır. Bu birlik ve bütünlük içinde yaşanan sıkıntıyı aşma gayretidir. Türk ordusu TBMM’nin ordusudur. Ne kadar sağduyulu hareket eden bir partiyiz. TBMM’ye gelip insanlar bilgi versinler istiyoruz. Yine ses yok. O gece TBMM Başkanıyla görüştüm. Aynı şekilde kamuoyuna Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına da başsağlığı dileklerimizi aktardık. Birinci, ikinci gün kimse yok, üçüncü gün Sayın Erdoğan İstanbul’da bir toplantı yaptı. Bazıları Ak Parti’nin eski İstanbul milletvekilleri. İlk kez çıkıyor. 33 şehidimiz var ilk kez televizyona çıkıyor ve açıklama yapacak. Ekonomiden bahsetti, başarılarından bahsetti, işsizliği nasıl engelleyeceğinden bahsetti. Tabii doğal olarak bir de benden bahsetti. ‘Kılıçdaroğlu beni aramadı’ dedi. Ben seni niye arayayım, sen arayacaksın, bilgi vereceksin. Bu bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa memleketi yönetemez, bunu gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı bir devletin sigortasıdır. Sigortası yok Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin.

“İNSANDA BİRAZ VİCDAN OLUR”
Erdoğan açıklamasını duyunca gerçekten çok üzüldüm. İnsanda biraz ahlak olur, vicdan olur ya. Nasıl böyle konuşursun. Bari cümleyi açarken, baş sağlığı dile ya. Nasıl bir yönetim anlayışıdır, nasıl bir kibirdir insan olarak anlamakta zorlanıyorum. Biraz vicdan, ahlak lazım, biraz adalet, hukuk, insana saygı lazım .’Şehitler tepesi boş kalmayacak’ diye açıklama yaptı. Arif Nihat Asya’nın bir şiiri. Çok güzel bir şiir aslında. Şehitler tepesi zaten boş değil ki. O tepede yüz binlerce şehit var. O tepede dalgalanan bayrağımız var. Sen öyle bir pozisyon alıyorsun ki neden ben buraya daha fazla şehit defnetmiyorum, o tepe asla boş kalmayacak, sürekli şehitler gelecek diyor. İnsanda biraz vicdan olur. O gece on binlerce anne uyumadı. Çocuğu Suriye’de olan, Irak’ta olan annelerin dramını bu saray sosyetesi biliyor mu acaba ya.
“NEREDEYDİLER O GECE?”
Asker yolu gözlerim diye bir türkümüz var, bunlar asker yolu gözlemenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı? On binlerce gelin, on binlerce anne, on binlerce baba o gece sabaha kadar uyumadı. Ama o gece bu memleketin Cumhurbaşkanı yoktu. O gece bu memleketin bakanları yoktu. Özellikle de Milli Savunma Bakanı yoktu. Neredeydiler o gece? Devletten bir kişi vardı Hatay Valisi. Ben bunları söylemeyip de ne söyleyeceğim? Söylemeyip de kahramanlık edebiyatı mı yapacağım? Bir anne bir yüzbaşının annesi bunları dile getirmezsen hakkımı helal etmem sana diyor. Yaralılarla konuştum, milletvekillerimiz konuştu, yaşanan tabloyu anlatmak istemiyorum. Ama, nerede bu ülkenin genel kurmay başkanı derken bir gerçeğin de altını çizmek isterim. Orduda bir hiyerarşi vardır. Orduda asla ve asla emir tartışılmaz, yerine getirilir. Mete Han’dan bu yana Türk ordusunun emir ve komuta zinciri bozulmuştur. İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve zincir komuta yetkisi yoktur. Yaşanan perişanlık devlet aklının kaybolmasıdır.
“BUNLAR MI TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINI SAVUNACAK?”
Milletin önüne çıkıp bir açıklama yapmadılar. Ben herkese sormak isterim. Ordumuza büyük bir kumpas kurulmuş, onlarca şehidimiz var. Beyler sarayda oturuyorlar. Bir Allah’ın kulu çıkıp millete bilgi vermiyor. Beyefendi Kılıçdaroğlu beni neden aramıyor diyor. Ben seni niye arayayım ya, millet seni bekliyor. O gece çıkmadılar ertesi gün de çıkmadılar. İki gün sonra da genel kurmay başkanı başsağlığı için bir tweet attı. Yeni öğrenmiş herhalde. Bütün bu tablo, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Üçüncü gün ancak medyanın önüne çıkıyorsun. Çıkıyorsun yine şehitlerden söz etmiyorsun. Ekonomiden, işsizlikten söz ediyorsun, sanki Türkiye’de hiçbir şey olmamış, 34 askerimiz şehit olmuş bu da çok önemli bir şey değil. Bunlar mı Türkiye’nin çıkarlarını savunacaklar. Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye’yi düzlüğe çıkaramazlar. Putin’e Merkel’e Trump’a telefon eder, meydan okur. Onlar gelir tak tak tak vururlar. Koşa koşa ayaklarına gider. Hani sen başkomutandın? Vurulan senin askerin. Benim askerimi vuran her devlet benim düşmanımdır. Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz.
“ŞEHİTLER TEPESİ ZATEN BOŞ DEĞİL”
Şehitler tepesi boş kalmayacak. Daha çok gelirse o kadar memnun kalacak beyefendi. Şehitler tepesi zaten boş değil. Bu ülkenin her karış toprağında şehitler var. Adamın haberi yok bundan. Bu devletin nasıl kurulduğundan haberi yok bu insanın. Siz oturursunuz 345 şehidimiz olur sarayınızda oturursunuz, çayınızı içersiniz. İdlib’de neler olduğunu telefonla dinlersiniz. Milletin önüne çıkmaya utanırsınız, üç gün sonra çıkarsınız hedefiniz Kılıçdaroğlu. Feriştahınız gelse bizi deviremez.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kılıçdaroğlu: Atatürk, Çanakkale’de ‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ derken Saray’da mı oturuyordu?