Sevgili okurlar,
Bugün itibari ile Belçika’da, 11 gündür karantinadayız!..
Yani dışarı ile irtibatımız kesik!..
Dışarı çıkanları polis çeviriyor, nereye gidilecekse, birlikte gidiliyor ve polisler evinize kadar size refakat ediyor..
Diplomatik kent Brüksel, büyük bir sessizliğe büründü..O sürekli işittiğimiz polis ve ambulans sirenleri de yok..İnsanlar market ve alış-veriş merkezlerinde kurallara uyuyor..Yani on metrekarede bir insan bulunduruluyor..Toplu taşıma araçlarının sayısı iyice azaldı..Mevcut trafikte olanlara binme koşulları var.. Öyle kimse, yan, yana oturamıyor..Otobüsün içi dahi bölünmüş durumda..
Gelelim Coronalı sayısına?
Dün itibari ölenlerin sayısı 11 Milyon 500 Bin nüfuslu Belçika’da 122’ye ulaştı..Yine dün itibari ile acil hastanelere başvuranların sayısı ise 1.859 olarak açıklandı.
Bunları bir kıyaslama yapın diye veriyorum..
Bu yukarıdaki rakam içinden 256’sı derhal tedaviye alınmış.. 410 kişi ise evlerine gönderilmiş..Yani bu kesim hasta değil..Geri kalanların testleri ise sürüyor..Elbette birde bunlara yeni etlenenler var..
Toplam 4 Bin 269 kişi Belçika’da Coronavirüsü ile tanışmış durumda..
Vefat edenler içinde, iki Türk’te var..
Biri Ağrı Eleşgirtli İsmet Onur (74).
Diğeri ise Tuncelili Elif Sarıyıldız (59).
Her ikisinin de kronik hastalıklarının olduğu, aileleri tarafından açıklandı..
Bir de hastaneye başvuru yapan ve tedavi altında olanlar var..
İşte bu hastanede olanlar üzerinden ülkenin Flaman kesiminde bir “Türk” tartışması var..
Ellerinde yeterli bilgi ve belge olmaksızın bazı siyasi ve dernek yöneticileri ile doktorların, hatta vatandaşların “canlı yayın” ile “ ZO Genk Hastanesi’nde yatan 50 Coronalı hastanın yarısı Türk” diyerek, farklı bir tartışma başlattılar.
Bu tartışmaya Flaman Hükümeti Adalet Bakanı Zuhal Demir’de karıştı!..
Oysa Belçika’da hastaneye başvuran, hastanede tedavi gören, yoğun bakıma alınan tüm hastaların “etni-sitesi” üzerinden bilgi paylaşmak, rakam varmak, aidiyet belirtmek,” ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık” içine giriyor..
Daha sonra bu açıklamalara, “ Yok Türk kadınları mantı yaparken yakalandı, yok Türk gençleri okey masasında basıldı, yok Türk kadınları altın gününde yakalandı” dedikoduları da eklendi..
Dikkat ediniz, tüm bunlar sanal alem dediğimiz ortama taşındı ve çalakalem herkes birbirini bir güzel haşladı..
“Dilin kemiği yok ya”, herkes kendine maşallah bir meşguliyet alanı bulmuş!
Kimi de kendini kaptırmış,Türkiye’de olup bitenleri Belçika’ya taşıyarak, yara kaşımaya devam ediyor..
“Müslümanlık” üzerinden gazeteci, yazar Can Ataklı ile Enver Aysever hakkında yazılmadık, yapılmadık hakaret bırakılmıyor!..
Sanki “Müslümanlığın” yani “İslam”ın korumaya ihtiyacı varmış” gibi, Türkiye’dekileri geride bırakan Avrupa’daki radikallerimiz de geçti hücuma!?
Allah kimseyi “cahil” koymasın!?
İslam’ın ilk öğretisi “oku “ emrini bile unutan bir toplumun nereye koştuğunu artık siz tahmin ediniz!?
Hani,”Müslüman, Müslüman’ın kardeşi” nutuklarımız vardı?
Tüm bunlara, uzaktan eğitimle merhum eski Başbakan Adnan Menderes’in, ipe götürülüş sahneleri gündeme düştü..
Haydi ayıkla pirincin taşını!
Ne kısır döngü?
***
Sevgili okurlar,
Türkiye’den Avrupa’ya yansımaları da sizlerle paylaşalım..
Hükümetin açıkladığı tedbirler paketi, ülkenin bir yarısı tarafından yerle bir edildi.. Yani beğenilmedi..
Gerekçe ortada, “ Devlet bizi değil, girişimcileri kurtarmayı hedefledi” sızlanmaları, Brüksel’e kadar geldi..
Siz söylemeseniz bile sokağın dili,artık “sınır-mınır” tanımıyor..Artık ekranda şarlatanlık yapanlarda yok..
Bilim adamları çıkıp, olup biteni bir güzel anlatıyorlar..
Bu manada sanal ortama yansıyan önemli mesajlarda var..
Tarihe not düşmek bağlamında paylaşalım derim:
“Bugün yapılan test sonuçlarına göre, Corona virüsü sonucum pozitif çıkmıştır..Hastanede emin ellerdeyim.Merak etmeyin. En kısa zamanda haberleşmek üzere..”
Fatih Terim(Galatasaray Teknik Direktörü)
Propagandasını izlemeyin, adını anmayın reklam olmasın, çıkardığı fitnelere kapılmayın, salgını fırsata çevirmeye çalışan kötü niyetini anlayın, yok farz edin, ülkeye hiçbir yararı yok, kendisi yok hükmünde!
Uğur Kayhan(Gazeteci, Yazar)
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Dün,“ ABD’ye 500 Bin tarama kiti sattık. İran’a 4 Bin kit hibe ettik.”,Bugün,”Çin’den 50 Bin tarama kiti aldık.300 Bin daha alacağız. Neden sattınız? Şimdi neden alıyorsunuz? Vaka 1529,Toplam ölüm 37”
Ayşe Aydoğdu
“Aklıma geldi. Zor zamanlar için para demişken. Norveç Varlık Fonu. Aktif büyüklüğü 1 Trilyon Dolar. Dünyanın en büyük fonu!. 1990’da gelecek nesillere güvence diye kuruldu. “Gelecek nesillerin parasıdır” diyerek asla dokunulmuyor. Henüz doğmamış Norveçli çocuğun gelecek sigortası..
Su kaynaklarını yağmalayanlar, dereleri sözde ıslah diye betona bulayanlar, ormanları yakanlar, HES’lerle tabiatın damarlarını düğümleyenler, denizleri balıklar ana baba bile olmadan yağmalayanlar, filtresiz fabrika bacalarıyla zehir saçanlar ders alacak mı sizce? Ben sanmıyorum!”
Cem Seymen(Gazeteci, Programcı)
***
Sevgili okurlar,
Ülkemizde iyi ve doğruyu işaret eden, bu milletin geleceğini düşünen, birlik ve beraberlikte olduğu kadar, bu zor günlerde yapılması gerekenleri söyleyenler de var..
Ancak, bizim mesleğimiz gazetecilik ile ilgili olarak Akyazı’da iki olay oldu..Bu olayları medyaya taşıyan arkadaşımız Alaattin Onur’a da olmadık laflar eden, haberi geri çekmesini isteyen, kendisine baskı yapanları unutmak olmaz..
Herkes bir farklı görevde sanki?
Bunlar kabul edilemezdir!..
Şimdi gazeteci, yazar, televizyon yorumcusu Can Ataklı’nın söylediği sözler üzerinden, kendisini lince tabi tutmanın, kime ne faydası var?..
Bu “sen ve ben” kavgasını derinleştirir..
Asıl önemli olan, bu zor günlerde,” bir devrin dramını, siyasi olayını” ekranlara taşıyanların, neyi hedeflediği, ne beklediğidir?
İlk ve ortaokul öğrencilerine, buradan ne tür bir ders verilebilinir ki?
“Ay benim başörtülü öğretmenime dokunma” diyerek, asıl konuyu “ört-bas” etmenin alemi yok!..
İki konuyu yan, yana getirirsen,” Türkiye’de hassasiyetleri kavgaya “ tutuşturursun!?
Bunu Milli Eğitim Bakanı bilmez mi?
Eğitimcileri bilmez mi?
Kasıtlı bir durumu işaret ediyor!?..
Lütfen itidal!
Kavga edeceksek, hep birlikte Coronavirüsü ile edelim!..
Bakın bu işin hiç affı yok!
İnşallah gündemde olan,” bu yarı af işini de” yüzümüze, gözümüze bulaştırmayız!
Kalın sağlıcakla!
Yusuf Cinal yazıyor/Brüksel, 25 Mart 2020
Karikatürler: Yasin Halaç