Olay Çin’de başlayıp, İran’a kadar gelince; eşime durum çok kötü olacak, tedbir alalım demiştim.
O beni bu hükümet gibi hiç ciddiye almadı.
Tedbir olarak; un, şeker, bakliyat, pirinç, şeker kısacası gıda maddesi stok yapalım. Nakit döviz elimizde tutalım.
Maske, eldiven, dezenfektan alalım.
Ayrıca üç araç değiştirip, eve çalışmaya gelen kadını işten çıkaralım demiştim.
O hiç bir zaman beni ciddiye almadı. Sonunda virüs kapıya dayanınca; panikleyerek, dediklerimi yapmaya başladı.
Kadını yolladık.
Eve ve orman afet evimize stok yaptık.
Diğer taraftan yerli tohumlar bularak tarıma başladım. Tavuk sayısını artırdım. Artık kimseye bulaşmadan kendi başıma uzun bir süre yaşayabilirim.
Sonra bahçe devreye girer.
Kimseye muhtaç olmam.
Ben şahıs olarak bu tedbirler alırken hükümetimiz ne yaptı?
Hiç bir şey!.
Virüsü yayan uçaklar olduğu halde; uçak seferleri durdurulamadı.
“Tedbir” diye açıklanan paketin içinden patlak balon çıktı!.
Konut kredisinde, kredi finans payının % 90 a çıkarılması ve 65 yaş üstü maske ve kolonya verilmesi komik tedbirler olarak tarihe geçti.
Halâ Çin ve diğer ülkelerden ders alınıp, sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. Herkes sokakta. Virüs çılgınca yayılıyor.
Taksi,t taksit, sektör sektör yasaklar geliyor.
Toplumdan ses gelmeyince diğer sektörler çalışmadan men ediliyor.
Çünkü kasada para yok!.
Sert tedbir alacak hazırlık hiç yapılmadı.yapılamaz da. Kara günler için bir köşede ihtiyat akçesi saklanmadı. Her türlü kaynak yok edildi. Şimdi her akşam çıkıp halka doğru dürüst bir şey söylenemiyor.
Peki ne yapmak lazım???
Bence iktidar artık bir şey yapamayacağını anlamalı, görevi milli bir hükümete devretmelidir.
Kurulacak yeni hükümet virüsün atlatılması için bilim adamları ve tecrübeli eski bürokratlardan oluşmalıdır.
Genç beyinlerde katkı için hükümetin içinde yer almalıdır. Kurulacak bu hükümete geniş yetkiler verilmelidir. Her türlü araca, mala ve paraya el koyabilmelidir. Virüs tehlikesi geçene kadar kaynak yaratılmalı, halkın evinde geçireceği sürede bu kaynaklar kullanılmalıdır. Kesin kurallar konulmalı. Uymayanlara yaptırım uygulanmalıdır.
Şu anda virüs hızla yayılmakta, kontrol elden kaçmış durumdadır.
Bunların hiç bir şey yapma yetenekleri yoktur.
İşi duaya ve Allah’a havale etmişlerdir.
Ülke ve dünya gündemi corona’ ya odaklanmışken, biz Kanal İstanbul ihalesi yaparak, durumun vahametinden haberdar olmadığımızı ispat etmiş olduk!.
“Paramız yok” diye, halka hiç bir şey vermiyorsunuz.
Peki kanala parayı nereden bulacaksınız?
Yazık bu ülkeye!.
Toplumsal olaylar çıkmadan, acil yeniden yapılanarak bu krizi atlatmalıyız.
Siyasi kavgalarımızı daha sonra yaparız.
Şu anda gündem halkın yaşam savaşıdır.
Çok geç olmadan harekete geçelim.
İktidar ve muhalefet sınıfta kalmıştır.
Onlara umut bağlamayalım.
Yoksa hepimiz yok olacağız.
Erdal Bıçakcı yazıyor