Sevgili okurlar,
Gerçekten bu Coronavirüs salgınının yaşandığı şu günlerde, öylesine can sıkıcı olaylar gerçekleşiyor ki, gel de yazma?
Hani söylendiği gibi, “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” misali bir durum!
Ülke “Coronavirüs(Covid 19)” salgını ile büyük bir felaketin tam içinde, bizimkilerde bir başka tartışmanın tam ortasındalar!?
Milletçe, topyekûn birlikte üstesinden geleceğimiz bir salgın hastalık söz konusu!
Sadece Türkiye değil, tüm dünya teyakkuz halinde, hastalık ile baş etmeye çalışıyor, yapılabilinecekleri yapmaya çalışıyor, ülke insanını birlik ve beraberliğe, bilim adamlarının tavsiyelerine uymaya, hastalık ile baş etmeye çağırıyor..
Durumun vahametini kavrayan çok elbette!
Ya kavramayanlar?
Çin’de başlayan ve Amerika, Rusya ile tüm Avrupa’yı etkisi altına alan bir salgın,” tsunamiden nasıl kurtuluruzun reçetesi” hala bulunmuş değil, ama hu salgından kurtulmak, hayatta kalmak için yapılması gerekenleri yüksek telden, televizyonlardan, gazetelerden ve hatta skorboardlardan duyuran ülke yetkili ve sorumluları var..
Bakınız, yaşadığım ülke Belçika’da bir dizi tedbir alındı..İnsanlar, ilan edilen yasaklara gayet normal bir şekilde uymaya, büyük özen gösteriyor..
Sokaklarda, caddelerde, marketlerde, fırın önlerinde insanlar yok mu?
Var!
Ama herkes sosyal mesafeye, salgın tedbirlerine uyarak, maskelerini takmış, eldivenlerini giymiş durumda..
Panik hali var mı, yok?
E istisnalar yok mu?
Var kardeşim!
İşte Almanya’da ve diğer ülkelerde ızgara (barbekü) yapanlar yakalanmış ve kendilerine ceza kesilmiş..
Evet, Belçika’da da hala maaşını, yoğunluktan ötürü alamayan insanlar var!
Bu özel bir durum ve özel bir mağduriyet!
Türkiye’de de bu durum söz konusu!
Belçika ile Türkiye kıyaslanır mı?
Kıyaslanmayacağını bende biliyorum, ama bu illet salgına karşı sorunlar hep aynı..
Bakınız, geçtiğimiz hafta Twitter’da yaptığı paylaşımla, Türkiye gündemine düşen 4 Çocuk babası Hasan Yavuz Ilıkoba, “Kim boyatır evini söyleyin bana?. 3 Aydır, 3 Gün işe gitmişim, kartların limiti bitti, hiçbir gelir yok. Ben ne yapacağımı bilemiyorum, ama Allah’ıma sığınıyorum. Verdiği canı aç bırakmaz inşallah. Erzak yardımı diyeceğim, ona bile utanıyorum,” diye durumunu özetlemiş..
İşte bu salgın, bu zor günlerde insanımızın derdi ile dertleneceğine, onların yardımına koşacağına, birbirimizi yemenin alemi nedir?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası ile yaşananları kim, nasıl izah edecektir?
Oldu mu, yakıştı mı, zamanımıydı?
Neyin hesaplaşması, neyin karartılması, neyin hasıraltı edilmesiydi bu durum?
İstifanı bastın mı kardeşim?
Kendi sayfandan da, bunu tüm ülkeye bildirdin mi?
Eee Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,”kabul etmemiş, bu istifayı” ve dolayısıyla tekrar göreve!
Tamam, onurlu bir davranış sergilediniz anladık ama, keşke bu ikinci göreve daveti kabul etmeseydiniz usta!?
-Bakınız, Türkiye’nin en büyük belediyelerinin, bu salgın karşısında dik duruşunu büktünüz, yardım kampanyalarını ve dolayısıyla bankalarda hesaplarını bloke ettirdiniz!
-Bu yetmedi,insanımıza sıcak aş dağıtan yine belediye kurumlarının hesaplarını bloke ederek, buralardan fakir-fukaraya sıcak çorba dağıtılmasını engellediniz..
-Bir sokağa çıkma kararı alınıyor,bunu ne resmi makamlar ile,ne de size muhalif belediye başkanları ve diğer kurum ve kuruluşlarla paylaşmıyorsunuz!?
Tepeden başlayan bir inadın, öfkenin, kinin takibi içinde olanlar, bu millete, eşit, adil ve tarafsız hizmet veremezler..
İşte bir “maske dağıtımı” işinin bile üstesinden Türkiye gelememiştir!?..
Ama buna karşılık eğer doğruysa,Türkiye, başka ülkelere maşallah maske dağıtımını başarı ile gerçekleştirmiştir..
Hem de bunu “Türkiye Cumhuriyeti “adına değil, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan” adına yapmıştır..
Maalesef yansımalar bunlar!..
Tüm bunların ışığında,”Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi” içinde ülkeyi yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşması ibretliktir, ayrıca ders niteliği taşımaktadır..
Nedenmi?
Dünya’da insanına hizmette, inat eden, kin ve öfke içinde olan, insanını “kindar ve dindar” diye ayrıştıran, her şeyi “ben yapacağım” diyen ve herkesi “AK Parti eline baktıran” ve daha önemlisi, bu ülkenin saygın gazetecilerini işaretle,” asıl işimiz bu medya virüslerini temizlemektir” mesaj veren bir lider, bir parti genel başkanı, var mıdır?
Bu nasıl iştir, bu nasıl açıklamadır anlayan varsa, beri gelsin?
İşte, bu inat ve kin ile öfkenin sonucu, bir kesim gazeteci meslektaşlarımız, yeni “ infaz yasası kapsam dışı” bırakılmışlardır!
Oldu mu şimdi?
Yaşasın adalet!?
Bu adaletli bir davranış mı?
Öte yanda ise ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, farklı bir tarzda; “medya virüslerinden” söz ederek,
“insanımızı aşağılayan, yasak karşısında marketlere akın edenlere yalakalık adına “ayı” diyenlere, insanlara hakaret edenler, saraya şirin görünmeye çalışan beslemelere gerekeni yapacağız” diyor!..
İşte geldiğimiz nokta burası!
Sizce, hangi yaklaşım doğru?
Hani o bildiğimiz o atasözü var ya, “Koyun can derdinde, kasap et derdinde” misali bir durum!
Devam etsin ihaleler, devam etsin, sazlı, sözlü geceler, devam etsin Hes’ler ve Selda gölüne girsin,damperli kamyonlar, greyderler!..
Akıllarda rant, gözlerde rant gözlükleri ve kapıda coronavirüs!?..
Çık işin içinden, çıkabilirsen?
***
Sevgili okurlar,
Sizlere bir şeyler anlatmaya, sizleri bilgilendirmeye, haberdar etmeye büyük önem veriyoruz..
Kimsenin, rengi, mezhebi, meşrebi, partisi, görüşü,duruşu bizi ilgilendirmiyor..
Şu an ilgilendiğimiz bu illet salgın, “coronavirüsü “ ile nasıl mücadele edeceğimiz, bu olağanüstü durum karşısında, neler yapacağımız, neleri yapmayacağımızdır!?..
Kimse, boşuna yalancı pehlivanlar, kahramanlar yaratmaya çalışmasın!..
Her şey çok açık ve çıplak gözle görülüyor..
Bu olup, biteni de anlamak için, öyle dahi olmanızı gerektirecek, bir durum yok ortada!..
Mesele, devlet yönetimini emanet ettiklerimizin, bu emaneti nasıl gördükleri ve nasıl bu işin içinden çıkmaya çalıştıklarıdır?..
Becerebilenlere selamlar olsun!
Allah aşkına, Euro, Dolar kaça yükseldi, bilen ve umursayan var mı?
Bu para birimleri karşısında maaşlar kuşa çevrildi!
Eridi dağların karı bile eridi?
Bilen var mı?
***
Sizlere Belçika’dan bir iki rakam vererek, yazımı tamamlamak istiyorum:
Ülke nüfusu bakımından Belçika ölümlerde ilk üçe yerleşti..
Belçika’da çoğunluğu yaşlı kuşaktan olmak üzere, 4 Bin 157 kişi hayatını kaybetti..Bu dilim içinde gençler ve Türkler de var..
Bugüne kadar, 28 Türk vatandaşı da Coronavirüs kurbanı oldu!..
Son 24 Saat içinde ise, 254 kişinin hayatını kaybetmesi büyük üzüntü ile karşılandı..
Ülkede sağlıkçılar ile birliktelik sürüyor..Aralarında Türklerinde bulunduğu sivil örgütler, sağlık kurumlarına güvenlik birimlerine maske, gıda, içecek yardımı yapmaya devam ediyor..
Ülkede büyük bir dayanışma ve birliktelik var, ama ölümleri kimse durduramıyor!?
Türkiye’den bu manada gelen ölüm haberleri de üzüntü kaynağımızı teşkil ediyor..
Büyük Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu manada vefatı büyük üzüntü yaratmıştır..
Ailesine şifalar diliyoruz!..
Allah gani, gani rahmet eylesin!
Sağlıklı ve bereketli günler üzerinize olsun!
Yusuf Cinal yazıyor,14 Nisan 2020 Brüksel