Türkiye’deki Liberal aydınlar içinde, hiç liberal Demokrat Parti’yi destekleyen görmedim?.
Mesela dün, AKP’den “liberalizm” beklediler, bugün Babacan’dan bekliyorlar, yarın Cübbeli Ahmet’ten de bekleyebilirler.
“Liberalizm” kavramının içinde, Liberté kelimesi yatar.
Özgürlük yani.
Bunun önüne başka kavram eklerseniz ilk anlamı kaybolur.
Cumhuriyet gibi.
Bir ülke cumhuriyetinin önünde bir sıfat varsa oradaki cumhuriyet palavradır.
Mesela, İran İslam Cumhuriyeti yalan bir isimdir.
Sadece Müslümanlar arasından seçim yapabildiğin için bir cumhuriyet sayılmaz.
Veya Çin Halk Cumhuriyeti.
Dikkat ediniz, sistemin önüne bir sıfat eklendiği an, sistem başka bir şeye dönüşüyor.
Türk liberal aydınların (çoğu 68 solcusudur) liberal kavramının önüne de o yüzden bir sıfat eklemeleri gerekti, öbür türlüsü de fazla özgürdü.
İslami liberalizm mesela, nasıl?
Hem yerel bir havası da var.
Ahmet Altan bunu çok beğendi..
Bu insanlar da eski kafadır, yaşlıdır. Öyle çok liberté bunlara da gelmez.
Her kafadan ayrı ses çıkar.
Önüne bir sıfat koyacaksın ki, hangi çerçevede libre (özgür) olacağın da belirlenmiş olacak.
Fetullahçı liberal, islamcı liberal, Müslüman liberal falan.
Sıfatlı liberal, kurallı liberal, tasmasının uzunluğunca liberal.
Öyle yok kafana göre liberalizm, olur mu??
Olur,” Türkiye orası” demek geldi içimden!…
BİR KADIN, BİR ANNE?
Ve bir kadın,bir anne “Allah benim de, çocuklarımın da ömründen alsın, size versin”dedi.
NİYE?
Kimileri,” neden dokunulmaz ve korkaktır”, NİYE?
“Dünya lideri olduğunu söyleyen biri” atılan iki tweetten korkuyor,NİYE?
Çarlık Rusya’sında bir Narodnik yakalanır.
Gözaltında olmadık eziyetler yapılır.
Sonrasında cezaevine gönderilmek için jandarmaya teslim edilir.
jandarmalar gariban halk çocuklarıdır.
Acırlar adamın haline.
Vah kardeşim, vah derler.
“Sen ne yaptın da,suçun neydi de böyle eziyet ettiler?”
Ben, bu köylü aç, fakir, bir lokma ekmeğe muhtaç halde dedim.
Jandarma erleri şaşkın.
Hadi canım olur mu öyle şey?
Bunun için insana bu kadar eziyet edilir mi?
Kesin başka şey var, anlat hele.
Bizim Narodnik devam eder.
Köylünün bu halde olmasına sebep insafsız toprak ağalarıdır.
Köylü çalışıyor onlar yiyor.
Jandarma erleri yine inanmaz.
Kardeşim,bunu bilmeyen mi var?
Mesela bizim köyün ağası tam bir haydut.
Halkı soyup soğana çevirir.
Namussuz olduğunu bilmeyen yok.
Sen de hele, gerçek suçun ne?
Narodnik,omuz silker.
Vali toprak ağalarının elinde oyuncak.
Onların bir dediğini iki etmez.
Köylü umurunda değil.
Belediye başkanı, bakan,vekiller hepsi bu çarkın dişlisi.
Milleti ezip dururlar el ele.
Jandarma erlerinin şaşkınlığı daha da çoğalır.
Kardeş, yerden göğe haklısın.
Doğruya doğru.
Aynını ben de derim.
Beni niye dövüp hapse atmıyorlar?
Narodnik’in gözleri parlar.
Fırsatı yakalamış coştukça coşar.
Aklına gelen her şeyi anlatır.
Jandarma erleri kafa sallar, yine inanmazlar.
En son bizimki, işte tüm bu hırsızların, haydutların, halkı açlığa mahkum edenlerin, milletin kanıyla canıyla sefa sürenlerin başında Çar vardır.
Esas suçlu odur.
Çar gitmeden bu iş düzelmez der.
Jandarma erleri dona kalır.
Ellerindeki tüfeklerin dipçiğile adama acımasızca girişirler.
Vay hain vay!
Vay adi vay!
Çar babamıza ha!
Seni gidi namussuz!
Çar babamıza laf eden soysuz. Az bile yapmışlar. Hak etmişsin hepsini.
Bir posta dayakta onlar atar elemana.
Bana bu hikayeyi bir değerli abim anlatmıştı, sizlerle paylaşıyım istedim.
Bu çarkın dişlileri niye hep böyle konuşanları öğütür, hiç düşündünüz mü???
Zuhal Kayhan yazıyor
