Sevgili okurlar,
Sakarya Hendek İlçesi’ndeki Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlama, kurtarma çalışmaları ve yaşanan acı ile sonrasındaki gelişmeler elbette çok konuşulacak..
Son olarak yürütülen inceleme ve soruşturmalardan sonra Bizim Sakarya’da yer alan haber aynen şöyle:
“Edinilen bilgilere göre, Hendek ilçesinde bulunan havai fişek fabrikasındaki patlama sebebi ile Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun’un talimatı ile başlatılan soruşturma kapsamında sorumlu müdür H.A.V., ustabaşı E.Ö., ustabaşı A.A. ile iş güvenliği uzmanı A.B. hakkında gözaltı kararı verilmişti. Alınan karar sonrasında jandarma ekipleri tarafından 4 şahıs gözaltına alındı. Şahıslar, Hendek ilçe Jandarma Komutanlığında alınan ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Adliyede hâkim karşısına çıkan 4 şahsın, ‘ taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi.”
İş bitti mi, sanmam!?
Tekrar başa dönelim, yine Bizim Sakarya Gazetesi’nden son durumu öğrenelim:
“Sakarya valiliği açıklamasına göre, patlamada hayatını kaybedenlerle ilgili yapılan inceleme ve DNA tespiti sonucu bir kişinin daha kimliği belirlendi ve olayda hayatını kaybedenlerin sayısı 7 oldu!”
Yine Bizim Sakarya Gazetesi’nden devamla:
“Bu kapsamda fabrikadan alınan numuneler Ankara’ya getirilerek Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı’nda incelendi. Numuneler üzerinde yapılan kimyasal analizlerde patlayıcı maddeye rastlanmadı.”
Şimdi ise asıl mesele ve sorulara gelecek olursak, bu patlama ile ilgili olarak söyleyeceklerimiz elbette çok önemli..
Bu büyük patlamada ve acıda Sakarya yerel basını ve sanal medyası büyük bir sınav verdi..
En küçük detayına kadar patlamanın ayrıntılarını paylaşıldı..
Diğer bir konu da; patlamaya müdahalede, ne kadar çaresiz kalındığıdır!..
Kısaca, ortada kimyasal bir patlama var, itfaiye ve kurtarma ekipleri çaresizlikten, saatlerce sonra buraya müdahale edebilmişler ve çok sonra helikopter ve uçak ile söndürmeye geçilmiştir..
Bir başka konuda, böyle büyük bir patlamada, çevrede yaşayanların konu ile ne kadar ilgisiz ve bilgisiz olduklarıdır!..
Şöyle bir karşılaştırma yapma imkânı bulanlar, oldu mu bilmem?
1999 Depreminde yaşanılan o büyük sarsıntıya rağmen, herkes elbirliği ile enkaz altında kalanlara yardıma koşmuştur..
Burada ise, olay yerinden kurtulanlar birbirlerine yardıma koşarlarken, olay yerinden uzaklaşamaya özen göstermişlerdir..
Yine Bizim Sakarya Gazetesi haberlerine dönersek, “Acımız çok büyük!” manşeti ile patlamanın tüm detayları fotoğraflarla ve yetkili kişilerin açıklamaları ile okuyucuya iletildi.
İkinci baskıda ise,” Beşinci patlamaya izin verilecek mi?” manşeti ile konunun geçmişi ve geleceği, gelişmeler okuyucuya aktarıldı..
Üçüncü manşetimiz ise daha anlamlıydı;” Sabotaj yok, ya ihmal?” idi.
***
Sevgili okurlar,
Her patlamada kapatılması ve açılması gündeme gelen fabrika ile ilgili yer değişimleri de hep söz konusu olmuştur..
Görülüyor ki, her patlamadan bir ders çıkaramamışız!
Aynen deprem olgusu gibi!
“Bir olsun, bakalım Mevla neylerse, ona göre hareket ederiz” tarzında yaklaşımlar, umursamazlıklar, korumacı bir zihniyete bürünmeler!?..
Bir fabrikada çıkan yangın, patlama ve faciadan sonra, bir ülkenin en tepesinden yapılan bir açıklamaya şahit olan var mıdır bilmem?
Ama Türkiye’de buna şahit oluyoruz!
-Efendim fabrika sahibi ile görüşülmüş?
Fabrika sahibi ile görüşüleceğine, devletin valisi, kaymakamı, belediye başkanı, ne güne duruyor acaba?
İkinci bir açıklama bakandan geliyor:
-Fabrika’da bir denetimsizlik yok!
Allah, Allah!
Peki, bu 4 kişi neden tutuklandı ki?
Bakan böyle bir açıklama yapmakla kime, kimlere mesaj veriyor ki?
Sırası mı yani!
Fabrika’da çalışan sayısı bir türlü belirlenemedi? Saatler geçti, meğer devletin tepesindeki bunu fabrika sahibinden öğrenmiş, fabrikada 189 kişi çalışıyormuş!?
İşçilerin açıklamaları, daha farklı gerçekleri ortaya koyuyor ya, detaylar arasında kaybolsun istemiyorum;
2014 Yılındaki patlamada Yılmaz Şapoğlu Ailesi’ne fabrikaya zarar vermekten, 1 Milyon 200 Bin TL’lik tazminat davası açıldığıdır..
İnşallah, fabrikada patlamada hayatlarını kaybedenlere de, böyle faturalar çıkartılmaz!
Yazımda, Bizim Sakarya Gazetesi yazarı ve eski Anavatan Partisi Sakarya milletvekili Mümtaz Özkök’ün tespitlerine de yer vermek istiyorum:
“Bu kafayla gidilirse beşinci, altıncı musibeti de görebiliriz. Ne işveren, ne de burayı denetleyenler geçmişten ders almıyorlar. Sayın İçişleri Bakanı üç ay önce denetimden geçtiğini açıkladı. Bence buraya ruhsat verenlerin ve denetleyenlerin denetimden geçmesi lazım.Türkiye de bu sektör kanunlarla korunuyor.Tarım ve hayvancılığa vermediğimiz destek havai fişek sektörüne veriliyor. Kötü ruhları kovmak için Çin de kullanılmaya başlayan havai fişek, bu gün görgüsüzlüğün göstergesi olmuştur. Çevre kirliliği, kuş ölümleri gibi birçok olumsuzluğa sebep olmaktadır. Ümit ediyorum ki, bu olaydan sonra iç tüketimi yasaklanır. Çalışma Bakanlığından da hayatını kaybeden ve yaralanan işçilerimizin sosyal haklarının takipçisi olmasını bekliyoruz.”
***
Sevgili okurlar,
Siyasilerimiz o kadar akıllı ki, samanı ve birçok ürünü dışarıdan ithal etmeye izin veriyorlar..Üstelik dışarıdan ithal edilen ürünlerin ülkemizde hasadı, yetiştirilmesi ,ne pahalı, ne de riskli..
Batı devletleri, bu tür işletmelerin kapısına çoktan kilit vurmuş durumdalar..
Biz acaba neyi bekliyoruz?..
Samanı dışarıdan ithal eden zihniyet, havai fişekleri Çin’den ithal etse, etmese ne olur ki?
Her şeyimiz tamamda, işimiz bu havai fişek farfarasına mı kaldı?
Gökte yıldızları zaten sayan bir milletiz!..
Varsın, bu suni yıldızları saymasak neyimiz eksilir ki?
MUSİAD açıklamasına da değinmeden edemeyeceğim..
Evet, istihdam yaratıyorsunuz!
İstihdam yaratırken, insan hayatını da, çok ama çok düşününüz!..
Bu hayatlar, bostan tarlalarında yetiştirilmedi!
Ülke imkânlarını alabildiğine kullanırken, kul hakkını sakın unutmayınız!
Şüphesiz, “birliktelik, dayanışma” çok güzel bir olgudur..Ama vatandaşı, yani işçinizi, emekçinizi, onların ailelerini, sorumluluklarını, hayatlarını, geleceklerini de unutmayınız!
Büyük geçmiş olsun!
Patlamada hayatlarını kaybedenlere, Allah’tan gani, gani rahmet, yaralılara acil şifalar, geride kalanlara sabırlar dilerim!
İnşallah böyle büyük acılar bir daha yaşanmaz!
Ve bu acılardan dersler çıkaranlar oluruz!
Yusuf Cinal yazıyor/8 Temmuz 2020 Brüksel, www.bizimsakarya.com.tr