Sevgili okurlar,
Hatırlayacağınız gibi Amerika’da George Floyd’un polis şiddeti ile öldürülmesinden sonra bir skandal da Belçika ve Almanya’da ortaya çıkarıldı..
Bütün dünyayı etkileyen Amerika’daki iğrenç şiddet olayından sonra başta Amerika olmak üzere, tüm dünyada yaşanan gelişmelere hep birlikte tanıklık ettik..
Büyük kalabalıklar,”polis şiddetine” ve “siyasilerin kayıtsızlığına” karşı yürüyüşler düzenleyerek, durumu protesto ettiler..
Hatta bazı ülkelerde iş çığırından çıktı..
Amerika’da olduğu gibi mağazalar yakıldı, yıkıldı ve şiddet gösterileri günlerce bastırılamadı..
“Irkçı hareketlerin” izi sürüldü ve dünyada “ırkçılık rüzgarları estirenler, insanlara köle muamelesi” gösterenlerin bile heykelleri indirildi, heykellerinin yüzleri boyandı, saldırıların hedefe oldu..
Bu hatırlatmadan sonra Belçika’da 2018 Yılında beş polisin Slovak asıllı bir yolcuya Charleroi hava alanında müdahalesi ve sonrası gelişmeler basına yansıdı.
Ortada üstelik video görüntüsü de var..
Birkaç polis Slovak vatandaşı Josef Chovenec’e müdahale ediyor..Güya vatandaşı bu müdahale sırasında kalbi duruyor, sonra ise vefat ediyor..
Oysa görüntülerde dans eden polis var, Hitler selamı çıkan var..
Var da var!..
Şimdi Belçika’yı sarsan bu olayla ilgili olarak polisler, tam iki yıl sonra açığa alındı ve yeni bir soruşturma başlatıldı..
Peki öncesinde ne olmuştu?..
Evli ve çocuklu babanın eşi tüm başvurularına rağmen polislerin şiddeti ile ölen eşi ile ilgili olarak mahkemeden bir sonuç alamamıştı..
Ama bir el bu videoyu gözler önüne serince, skandalın boyutları, tümüyle açığa çıktı..
Şimdi Belçika’da bu gelişmeler paralelinde “adalet” isteyenlerin çığlıkları yükseliyor..
Siyaset erki ise, kendilerine bu konuda gerekli bilgi verilmediğinden, yetkililerin ise konudan yeterince haberdar olmadıkları mazeretleri ortada dolaşıyor..
Elbette bunlar kabul edilmezdir..
Polis, polis ise asli görevini yapacak, siyasetçi ise, üstlendiği vekaletin gereği olarak, kendisine verilen “vekalet yetkisini” tam anlamıyla ifa edecek..
Eşit, adil bir şekilde yerine getirilen görevin huzuru elbette bir başkadır..
Ama elindeki yetkiyi kötüye kullanan, halka zulüm eden, terör estiren ve ayrımcılık, ırkçılık dayatanların foyası er geç ortaya çıkıyor!?.
Bu Amerika’da da böyle, Belçika ve Türkiye’de de!..
Allah, zalimlerin zulümlerinden bizleri korusun!
Yetki verdiklerimiz, inşallah üstlendikleri yetkileri, “adil, eşit, tarafsız” bir şekilde kullanır, kendi ava nelerini zengin yapmaz ve mağdur bir sınıf yaratmazlar..
***
Sevgili okurlar,
Hitler Almanyasın da da bu tür şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor..
Hemen her gün bir başka şiddet ve polis olayı ile Almanya gündemi allak-bullak oluyor..
Gündeme gelen olaylarla ile ilgili olarak, Almanya’da sivil örgütlerde tepkilerini ortaya koyuyor..
HDF Genel Başkanı Necip Şahin bu konuda yayımlanan ortak bir bildiriye imza attı..
Bildiride;” Son haftalarda Almanya’nın değişik şehirlerinde, kısa süre önce ABD’de yaşanan ve ölümle sonuçlanan bir olayı anımsatan polis davranışları, göçmenler arasında korku ve endişe yaratmıştır.
Asıl görevi, yurttaşların güvenliğini sağlamak olan polis gücü, milliyeti ne olursa, olsun herkese, insanca ve yasal kurallar sınırlarında davranmak zorundadır.
Bakanlığınızdan beklentimiz, bu ve buna benzer olayların bir daha yaşanmaması için suçluların ivedilikle yargılanmaları ve gereken cezalara çarptırılmalarıdır.
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) olarak, yaşanan olayları ve bundan sonraki süreci, özenle takip edeceğimizi ve gereken demokratik tüm haklarımızı da kullanacağımızı belirtmek isteriz” görüşleri yer aldı..
Maalesef bu tür olaylar, Türkiye’de de sıkça yaşandı!..
Polis şiddeti, hayatlarını kaybedilenlerin acısı hala yaşanıyor, yaşatılıyor..
Bu tip olaylarda siyasilerin görevi, “şiddete” sahip çıkmak değil, olaya siyasi yaklaşmak hiç değil, konuyu çözen” olarak, işe el atmalı ve üstlendiği görevin, gereğini yerine getirmelidir..
Yok efendim “benim başörtülü bacıma saldırdılar, yok efendim benim siyasimi eleştirdiler “diyerek, tekme atarak, şiddete başvurarak, vatandaşını mağdur etmek, siyasi görüşünden ötürü gençleri, bireyleri hedef alma, hayatlarını soldurma, ailelerini mağdur etme lüksüne sahip değildir!..
Eğer bir ülkede yasalar varsa, yasalar karşısında herkes eşittir..
Yasalar, bu konuda kimseye üstünlük ve ayrıcalık vermez..
Seçip göreve getirdiklerimiz ise, bu tür olayların titiz takipçileri olarak, adalet dağıtıcılarını, güvenliği sağlayanları yakından takip etmelidirler..
“Kişi hak ve özgürlükleri” Amerika’da neyse, Belçika’da, Türkiye’de ve Almanya ile diğer ülkelerde aynıdır..
Kimse vatandaşına, terör estiremez, şiddeti dayatamaz, vatandaşını küçük ve hor göremez!
Herkesin insanca yaşama, seyahat etme hakkı bakidir!
Lütfen birlikte yaşama, çok kültürlü hayat içinde paylaşıma, uzlaşma ve toleransa özen gösterelim..
Zira, yaşam hakkı kutsaldır..
Yusuf Cinal yazıyor/22 Ağustos 2020 Brüksel