Fransızların Kubilay’ı Samuel Paty olayı, başta Avrupa’da ve diğer kıtalarda İslamcılara karşı, gerçek mücadele perdesini açmalıdır.
“Müslüman Kardeşlerin” kıdemli üyesi olan Tayyip, İslamcı birisinin Fransa’da bir öğretmenin kellesini kestiğini kınamayıp, Macrona yanlış yerden saldırarak kendini kurtaramaz?
Tayyip, bugünkü İslam ülkeleri ile ilgili toplantıda yaptığı konuşmada olduğu gibi, “İslamafobi” gibi kavramlarlada bulandırdığı suda, “anti emperyalist “hiç olamaz. İslamcıların tarihi emperyalizminde tarihidir.
Tayyipleri, Humeynileri, Suudları, Hamas’ları, Talibanları, Müslüman Kardeşleri, iktidara getiren zaten emperyalizmin ta kendisidir.
Terörist örgütleri: “El Kaide, El Nusra, İŞİD’ leri vb gibileri ” Müslüman coğrafyasında’ kuran ve kullananda emperyalizmdir.
İslamcı örgütlenmeler hep Emperyalizm ile işbirliği yaparak, her yerde yıllarca örgütlenmiş ve ‘Müslüman coğrafyasında’ halka: kan kusturmuş, katletmiş, ezmiş, insanların gelişmelerini, özgürlüklerini ve uygarlaşmalarını önlemiştir.
İslamcıların etkin olduğu çeşitli yerlerde: iktidarda, bölgede yada kurumlarda yaygın olarak görüldüğü gibi: yolsuzluk, talan, çocuklara tecavüzcülük, baskı, rüşvetçilik, işkence, zulüm, sansür, kadın katletme ve insan ( kadın- erkek) pazarında insan satma bunların mesleği olmuştur. Bunlar bu bakımdan insanlıktan bahsedemez. Uzaktırlardır da.
Şimdi Fransız halkına, dün Menemen’de İslamcıların kafasını kestikleri Kubilay öğretmenimizin örneğinde olduğu gibi, bugün de bir İslamcının Fransa’da bir öğretmenin, Samuel Paty’nin kafasının kesmesi, bunların bunu bir gelenek haline getirdiğini ve bu metodun tesadüfi değil, kurumsal ve ideolojik bir gerçeklikten kaynaklandığını göstermiştir.
Bu olaydan sonra görüldüğü gibi, Fransız halkı, doğrudan alanlara çıkarak ve ilgili devlet kurumlarıda kurumsal olarak harekete geçip, hukuken ve güvenlik anlamında İslamcılara karşı mücadele etme kararlılığını göstermiştir.
Bugün Fransa, bu olaydan sonra halkında harekete geçmesi ile İslamcılara karşı mücadele etme kararlılığıyla inlemektedir. Bu karar doğrudur. Hatta bu konuda geç bile kalınmıştır.
Fransız halkının bu konuda, kesinlikle bu insanlık düşmanı İslamcılarla mücadelesi desteklenmelidir.
Ve potansiyel terör örgütlenmesi olan İslamcıların, Avrupa’da ve diğer ülkelerde bundan sonra: camiileri, kuran kursları, mescitleri, özel okulları, dernekleri, vakıfları kapatılmalıdır. Faliyetleri yasaklanmalıdır. Sempatizanları tespit edlip rehabilite edilmelidir.
Yetkililere İslamcılar üzerine gelen bildirimler, açıklamalar, analizler ve öneriler ilgili görevliler tarafından anında iyi değerlendirilmeli ve bu örgütlenmeler güvenlik kurumları tarafında tamamen çökertilip imha edilmelidir.
Avrupa bu konuda ki mücadelede, günümüzde kamuoyununda dahil olduğu bir tartışma ve önerileride içeren bir gündem geliştirilmelidir.
İlk okullardan itibaren çocuklar ve gençler, bu gibi konularda eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Bu gibi konular eğitim ve öğretimde de müfredata alınmalı ve bu konularda objektif derslikler ve kitaplar hazırlanılmalı, aynı konularda TV programları, işitsel ve yazınsal alanda da iyi eğitim almış insanlar değerlendirilerek, onlar tarafından kamuya açık bilgi akışı sağlanmalıdır.
Bu gibi konularda açık oturumlar, toplantılar, paneller ve konferanslar düzenlenmelidir. Burada insiyatif, STK’lar, Medya, Okullar, İlgili Bakanlar ve araştırma merkezleri gibi kurumlar tarafından alınmalı ve ivedilikle hayata geçirilmelidir.
Çünkü bu gibi konularla ilgili mücadelede, çok önemli olan toplumsal bilinç geliştirme, toplumsal seferberlik yapılması ve gerekli olan açık mücadele, islamcıların siyasi, ideolojik, fiziki ve kurumsal olarak kökünün kazınması sürecinde mutlaka gereklidir.
Avrupada ve diğer yerlerde İslamcıların, bütün kurumları ve üyeleri, onların destekçileri terör listesine alınmalıdır. Bir manifesto yada siyasi propaganda aracı olarak kullandıkları giyim şekilleri ( peçe, burka, çarşaf, türban) yasaklanmalıdır.
Hukuki olarak bunlarla kesin kes hesaplaşmalı ve bu güruh kesinlikle her anlamda ezilmelidir.
İslamcılarla mücadele, başta Avrupa olmak üzere, tüm dünyayada yayılmalıdır. Çünkü bu insanlık adına birinci derecede güvenlik, özgürlük, demokrasi, yaşam hakkı ve birlikte barış içinde bir arada yaşamak içinde zorunludur.
Ayrıca, başta Avrupa ve diğer ülkelerde yaşayan müslüman inancında olanlar ise, islamcı terörle mücadelede kendilerini ispatlamakla birinci dereceden yükümlüdürler.
Bunu yapmaları insanlık için bir zorunluluktur. Bana ne diyemezler. Çünkü konu, onları yani doğrudan müslüman inancında olanları ilgilendirmektedir.
Bu yüzden, bulundukları ülkelerde, müslüman inancında olan kişiler ve kurumların bu konuda sorumlu davranması, İslamcı terörizme karşı mücadelede bir insanlık görevinin yerine getirmesi, geniş kitlelerden gelecek baskıdan kurtulmaları, bulundukları milletin içinden dışlanmamaları, başka millet, etnik grup, inanç ve kültürlerle barış içinde bir arada yaşamaları ve içinde bulundukları milletlere karşıda birey ve toplum sorumluluğunun bir gereği olduğunu içselleştirmeleri gerekmektedir.
Kısacası: islamcılar insanlığın düşmanıdırlar. Onun içinde, dil, ırk, etnisite ve millet ayrımı yapmadan insanlık tüm olanaklarını harekete geçirip, islamcılarla, ideolojik, siyasi ve güvenlik anlamında mücadeleyi kendisine bir görev bilmeli ve sorumluluğunu, birey, toplum, etnik grup, millet ve sivil toplum örgütleri olarak ve bulundukları ülkelerde insanların en büyük toplumsal örgütü olan devletide kullanarak yerine getirmelidir.
Sefa YÜRÜKEL yazıyor
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve terörizm araştırmacısı
