Her 24 Kasım Öğretenler Günü’nde başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk gelir aklıma.. O’nun kara tahta başında öğrencilere yeni alfabenin ilk harflerini öğrettiği o fotoğraf canlanır hayalim de..
Sonra bir ilkokul ögelir aklıma.. Akyazı Alaağaç Köyü ilkokulu.. Başöğretmenimiz Bilal Bilmiş, öğretmenlerimiz Mehmet Hashalıcı ve Fevzi Hancı ile diğerleri..
Ve öğrenci arkadaşlarım. .Sonra ortaokul, lise yılları.. Bursa’da öğretmenlik için ter döktüğümüz yıllar.. Elbette unutulmaz..
Elbette unutulmaz elleri öpülesi öğretmenlerimiz.. Kimi ahrete intikal etti, kimi ise yolun yarısında bizlerle..
Hakka yürüyenlere, Allah gani, gani rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.. Hayatta olanlara da sağlıklı güzellikler dileriz..
Öğretmen olduğum günler gelir aklıma.. Bir Akyazı gününde.. Şiirler yazdığımız, okuduğumuz, en zor problemleri çözdüğümüz, çiçeğin yapraklarını saydığımız ve arkadaşlarımız ile gezilere çıktığımız, top oynadığımız, uçurtmalar uçurttuğumuz yıllar..
Ve yıllar beni alır, bir Akyazı gününe götürür..
Müdür Mustafa Akdeniz Bir Gün Askere Gidince, Kendimi Akyazı Lisesi Müdür Vekili Olarak Buluverdim
Müdür başmuavini oldum ben. Mustafa’yı müdür yaptık ama, o biraz Akyazı‘dan uzakta olduğu için Akyazı’nın sorunları ona biraz ağır geldi. Okulda çok tanıdık aile çocuğu olduğu için, bu insanların çocuklarına hizmet vermek Mustafa için çok önemliydi, ama isteklerde çoktu..
Hiç beklemediğim bir anda geldi, ‘’Hocam lokomotif sensin, beni affet, ben askere gideceğim!’ diyerek, askere gitti. Bu bir kaçış değildi elbet.. Zira o yıllar askerlikle ilgili düzenlemeler yapılıyordu.. Mustafa Akdeniz, bu fırsatı değerlendirerek, askerlik hizmetini biran önce tamamlamanın yolunu seçti.. Daha sonra ben de askerlik görevi için Burdur’un yolunu tuttum.. O zamanlar bizim için bir özel yasa çıkarıldı ve Dört ay kısa dönem askerlik hizmeti yapmıştık.. Müdürüm Mustafa Akdeniz, böyle bir karar alınca, okulun bütün yükü bana kaldı. Fiilen göreve, ‘Müdür Vekili’ olarak devam ettim. Sağ olsun, arkadaşlarım ile büyük özveri içinde okulun sorunlarını çözmeye, öğrencilere kaliteli bir eğitim-öğretim hizmeti sunmaya büyük özen gösterdik..
Akyazı Lisesi’nde uzun dönem kalamadım. 1982 yılının sonunda, çok sevdiğim öğretmenlik mesleğinden ve Akyazı Lisesi’nden ayrılmak zorunda kaldım. Zira bana yapılan “gazete yöneticiliği” teklifi çok cazip gelmişti.. Öğretmenliği de çok seviyordum, ama benim için iddialı olan gazetecilik mesleğini yapmaktı.. Arkadaşlarımla görüştüm, onlara yapılan teklifin içeriğini anlattım, bunun bir görev değişimi olduğunu, aslında öğretmenlik ile gazetecilik arasından bir fark olmadığını söyleyerek Akyazı Lisesi’nden başım dik, alnım ak olarak ayrıldım.. Ama yine de Akyazı’nın, Akyazılıların hizmetinde olmaya devam ettim..
24 Kasım Öğretmenler Günü’müz kutlu olsun!