Önümüzdeki ADD Genel Kongresi ADD’nin Devrimcileşme ve Millete Umut Olma Kongresi Olmalıdır.
Bugünün Türkiyesi ve dünyasının içinde bulunduğu durumda, Türkiye’de, büyük Türk devrimcisi ve modernisti Atatürk’ün Altı OK ilkeleri ve devrimlerinin değerlerini taşıyacak olan bir merkezi liderliğe ve kadrolara aynen 1919 yılındaki gibi çok ihtiyaç var.
Bugün, Türkiye ‘nin vücudunun mevcut isamcı siyasi iktidar tarafından, Katar üzerinden tekrar katar katar Kurtuluş Savaşında yendiklerimize peşkeş çekildiği ( sözde satıldığı), milletin yoksullaştırıldığı, işsizliğin had safhaya ulaştığı, köylünün, işçinin ve memurun aç bırakıldığı, eğitimin, ekonominin ve sağlık sektörünün çökertildiği, yetişmiş insanlarımızın yurt dışına gittiği ve Türkiye’den korkunç oranda kalifiye, eğitimli eleman ve beyin göçünün yaşandığı, hazinenin iktidar tarafından boşaltıldığı ve Türkiye’yi çok zor onarılacak bir borç batağına soktuğu, basın ve ifade özgürlüğünün bir terörist ilke olarak görüldüğü, ülkemizin herkesle düşmanlaştırıldığı vs gibi bir ortamda umutsuzluk ve çözümsüzlük evhamı mevcut siyasi iktidar tarafından bilerek yayılmaktadır.
Diğer yandan ise mevcut durumdaki Siyasi partilerin siyasi tarikate ve liderlerin siyasi tarikat şeyhine ve üyelerinin müridlere dönüştüğü bir çıkmazdayız.
Bu durum bir devlet millet için görülebilecek en kötü durumdur.
Sadece bir müslüman kardeşler üyesinin, onun yakın çevresinin ve siyasi destekçilerinin çıkarı için, Cumhuriyet’in son taşınında karşı devrimci bir iktidar ve destekçileriyle yıkılmak istendiği bugünkü durumda, yeni kurtuluş çareleri aramak her onurlu Türk için bir görev ve zorunluluktur.
Bunun için, milletin umudu olacak olan Atatürkçü sağlam bir mevzinin en kısa zamanda eksikliğinin giderilmesi, milleti tekrar umutlandıracaktır. Milli dayanışmayı, aydınlanmayı, fedakarlığı, birleşmeyi artıracaktır. Bu eksikliği giderme kimsesizlerin kimsesi olma ışığını tekrar yakacaktır.
Bugün, Atatürk’ün yaptığı gibi, yeniden özü, sözü ve eylemi devrimci olan, ideolojik ve siyasi bir öncü atılımla, devrimci bir örgüt oluşturma yada var olanı devrimcileştirme ve milletin içinde örgütlemeyle ve Milleti bu örgütlenme ile seferber etmeyle ancak Milletimiz ve devletimiz bu yanlış, yıkımcı, karşı devrimci ve çağdışı gidişattan kurtarılabilir.
Her türlü ‘çaresizliğin’ kol gezdiği ve mevcut baskıcı ve anti demokratik rejimden dolayı, bu rejim içinde milletin yararına çözümlerin olmayacağı bu ortamda, bize münhasır olan Kuvvayi Milliye ruhunun, Milletimiz içinde yeniden canlandırılması, kadrolaştırılması, yayılması ve eyleme geçirilerek TC’ni ideolojik, kültürel , sosyolojik ve siyasi olarak tekrar yapılandırılmasını sağlamak artık gözle görülen ve kılcal damarlarda bile hissedilen bir zorunluluktur.
Bunun için ise önümüzdeki ADD Genel Kongresi, bu fırsatı ve görevi Türkiye’ye ve ADD’ye sunmaktadır.
ADD, ADD’nin kuruluş amacı ve felsefesi itibari ile TC’nin kuruluş ve Atatürk’ün eylemci felsefesi yolunda tekrar kurtuluşa götürülecek bu süreci: devrimci, halkçı, bağımsızlıkçı, ulusalcı ve laik bir içerikte, vatandaşların içinde örgütleyerek ve bunu stratejik ve taktik eylemler ve ittifaklarla kitleselleştirerek yeniden başlatabilir.
Bu konuda ADD gibi bir dernek ne yapabilir ki yada siyasi parti değilki demeyelim. Bu soruya cevabı bulabilmek için önce ve kısaca milli tarihimize tekrar bir göz atalım. Bu bize ADD’nin isterse ve istenirse ne yapabileceğinide alenen gösterecektir.
Unutmayalım ki devleti kuran büyük ve ebedi milli liderimiz Atatürk’ün kurduğu ve ebedi lideri olduğu CHP’nin kuruluş süreçleri, Havza, Amasya toplantısı, Erzurum ve Sivas kongreleri, Ankara TBMM si tartışmaları, Sakarya muharebesi , Dumlupınar meydan muharebesi, Mudafai Hukuk Cemiyetleri ve Kuvvayi Milliye Teşkilatları süreçlerinde oluşmuştu.
Bugünde millet olarak ADD’yi aynı içerik ve pratikte görmek ve örgütlemek Türk milletinin vazgeçilmez bir hakkı ve talebi olmalıdır.
Bu tip bir talebin yerine getirilmesi ve böyle umut veren devrimci bir gelişme, Türkiye ‘nin mevcut durumunda Türk milletine hiç de yabancı gelmeyecek
ve bilakis gerçekleşecek olan bir umutta doğuracaktır.
ADD’nin önümüzdeki genel kongresinde oluşması gereken devrimci, bağımsızlıkçı, halkçı, ulusalcı ve laik liderlik, kadrolar ve bu kadroların faal olarak tüm teşkilat yapısının başına geçmesi, teşkilatların en küçüğünden en büyüğüne ve Genel Merkeze kadar iyi bir kurmay heyetiyle koordine edilip harekete geçirilmesi, Türk Milletine yeniden bir milli kurtuluş olanağını sağlayacaktır.
Benim önerim ise önümüzdeki ADD Genel Kongresinde, eski GENEL BAŞKANLARIMIZ
Ord.Prof.Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (Onursal Genel Başkan)
, Prof.Dr. Muammer Aksoy (Kurucu Genel Başkan), Celil Gürkan, M. Suphi Gürsoytrak, Burhan Apaydın, M. Şener Eruygur gibi lider ve kemalist kadroların ruhunun devamı olarak ve bu tip liderlik ve kadrolar seçerek, bu liderlik ve kadrolarla devrimci, ulusalcı, bağımsızlıkçı, halkçı ve laik bir içerik ve pratiktede, acil olarak yapılacakları bir an önce ihtiyaç ve tercihlere göre sıralayıp güncelleyerek, yeni bir devrimci örgütlenmeye adım atılmasının sağlanmasıdır.
Bunun için yönetime seçilecek olan adayların: devrimci, ulusalcı, bağımsızlıkçı, halkçı ve laik olmasına dikkat edilmeli ve sınanmış Atatürkçü devrimci kişilerin bu merkezi seçimde lider kadrolara seçilmesi mutlaka sağlanmalıdır.
Bundan sonra ADD artık silik bir dernek değil, eylemci ve devrimci bir atılım yaparak millete umut olmalıdır.
Umut olmalıdır!
Sefa Yürükel