Belçika’da 1961 Yılından itibaren yeni bir yaşam biçimini bnimsemiş olan Türklerin sayısı giderek artıyor..
Bu sayının 250 Bine yaklaştığı yolunda ciddi ve resmi veriler var.
Üç siyasi bölgeli, dört hükümetli Belçika’da 11 Milyon 500 Bin nüfus dilimi içinde birçok alanda kenetlenen, birlik ve beraberlik oluşturan Türkler, artık yeni bir yaşam biçimine evriliyor..
TÜRKLER VE SİYASİ TERCİH?
Türkiye siyasetine ilgi gösterenlerin sayısı giderek azalıyor.. Özellikle Türkiye’deki siyasetin tutarsızlığı, gurbetçilerin ötelenmesi, verilen sözlerin tutulmaması, bu manada Avrupalı Türklerin, “hala döviz kaynağı” olarak görülmesi kadar, “Avrupalı Türklere seçme hakkı verilirken, seçilme hakkınının verilmemesi de” bu tercihte önemli rol oynuyor..
Özellikle Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerini ve devleti de arkasına alan AK Parti Belçika’da ençok oy alan parti olarak öne çıkıyor..
“AK Parti Brüksel Temsilciliği,
Yunus Emre Enstitüsü
SETA Derneği,
Uluslararası Belçika Türk Demokratlar Birliği(UİD)
Belçika Diyanet Yapılanması
Maarif Vakfı
Belçika Türkleri Birlik Platformu
TRT Brüksel Temsilciliği
AA Brüksel Temsilciliği “gibi kurumların yanında bazı sivil örgütlerin de destiğini alan AK Parti’nin Belçika’dan beklenen desteği aldığını söyleyemeyiz?
Nedeni açık..
Zira, Belçika’da seçime katılma oranına bakıldığında, AK Parti oyların büyük bir böyülümün toplasada, vatandaşların yüzde elliye yakınının seçimlere itibar etmediği gerçeği görülüyor.
Peki, Belçika’da yaşayan ve özellikle Türkiye seçimleri için sandık başına gitmeyenlerin görüşü nerede odaklanıyor, sorusu öne çıkıyor?
Evet, Belçika’da yeni bir yaşam biçimini oluşturmuş olan Türkler, ” Biz artık Belçika’da yaşıyoruz. Bu nedenle Türkiye’de yapılan seçimlerde oy kullananların tercihine etki etmek istemiyoruz.Bizi Belçika seçimleri ve buradaki sorunlar yakından ilgilendiriyor.Yılda bir aya tatile gittiğimiz ana,baba vatanda yaşayanlar kendi tercihini yapsın “diyenlerin sayısı gerçekten çok fazla..
Bu manada AK Parti’nin birinciliği, çok büyük bir mana ifade etmiyor. Bu kadar kurum ve kuruluşa rağmen AK Parti, Belçika’da beklenen teveccühü göremiyor..
Öte yandan diğer siyasi partilerin de Belçika’da hak ettikleri oyu alamadıkları da bir gerçek..
HDP CEPHESİ SAĞLAM
Burada ikinci olarak teşkilatlı olan Halkın Demokrasi Partisi(HDP) öne çıkıyor. Örgütlü ve kararlı bir seçmen kitlesine sahip bu kesim, seçimlere topyekün katılmayı ilke olarak benimsiyor. Yani bilinçli bir seçmen kesimi var HDP’nin..
ÜLKÜCÜ CAMİA SESSİZLİK İÇİNDE
Ülke genelindeki teşkilatlanmalarına karşı Belçika Türk Federasyon (Ülkücü Camia) bölünmüşlüğün sancıları içinde, hayal kırıklığı yaratan kesimi teşkil ediyor..Bilhassa AK parti ile birliktelik yıllarında Belçika Türk Federasyon büyük bir sessizliğe büründü..Bunun elbette nedenleri iyi irdelenmeli ve incelenmeli..
HALK PARTİSİ CEPHESİ BİR ÖYLE,BİR BÖYLE?
CHP( Cumhuriyet Halk Partisi) cephesinde ise bütün iyi niyet yapılanmalara rağmen, istenilen teşkilat bir türlü oluşturamadı!_Bu cenahtaki olumsuz dernek çekişmeleri seçmeni de etkiliyor..CHP’nin bu yapısı ile Belçika’da istenilen oy patlamasını yapması çok uzak görülüyor.
Aslında bu manada söylenecek çok söz var ama, söylesen ne değişecek ki? Birileri varlıklarını sürdürmek adına,dernekteki gücü bir başkalarına teslim etmek istemiyor.
İYİ PARTİ GÖNÜLLÜLERİ
İYİ Parti için de söylenecekler var elbette..Ülkücü kesimden ayrılanlar ile diğer sade vatandaşlar İYİ Parti’ye büyük sempati besliyor. Gönüllü oluşum ilk seçimlerde büyük başarı gösterdi. Ancak İYİ Parti Genel Merkezi yanlış bir tercih ile Belçika’da yeni bir yönetimde ısrar edince, İYİ Parti Belçika yapılanmasında da küskünlük ve kopmalar yaşandı.. Aslında Merkezin birleştirici bir rol üstlenmesi beklenirken, atama usulü ile zorraki bir oluşuma gidilmesi İYİ Parti’nin gücünü zayıflattı..Bakalım gelecek neler gösterecek?
MİLLİ GÖRÜŞ
Son olarak Saadet Partisi yapılanmasına da bir göz atalım..Saadet Partisi Belçika’da en disiplinli,en olgun ve en iyi ekip çalışması yapan parti olarak öne çıkıyor. Partinin “Milli Görüş” tabanı AK Parti’ye kaysa da hala Hoca’nın(Prof. Dr. Necmettin Erbakan) izinden gidenlerin çalışmaları gayretli ve sonuç alacak cinsten görülüyor..
Yeni kurulan siyasi oluşumların Belçika’da henüz bir karşılığı yok..
Bakalım önümüzdeki günlerde bu alanda ne gibi gelişmelere tanıklık edeceğiz?
Belçika’da “Türkiye siyaseti” yapanların sayısı artacak mı, yoksa iyici azalacak mı?
Belçika’nın özellikle Türkiye seçimleri için büyük özveride bulunması, seçimlerin yapılmasına yeşil ışık yakması, bazı alanların kiralanmasına ve kullanılmasına izin vermesi takdire şayan güzellikler olarak adlandırılıyor.
BELÇİKA SİYASETİNDE TÜRKLER?
2000’li Yıllardan başlayarak Belçika siyasetine damga vuran Türklerin heyecanı dinmiş gibi gözüküyor.
Bunun nedeninin elbette Belçika siyaseti içinde aramak gerekir.. “Karda ilk iz yapanlardan” biri olan ilk Türk kökenli senatör Meryem Kaçar, ilk Türk kökenli milletvekili Cemal Çavdarlı ve bu yolda emin adımlarla yürüyen Fatma Pehlivan üçlüsünün ardından milletvekili Hilal Yalçın-Özdemir ve bu kulvarda adından söz ettiren Emir Kır, Veli Yüksel ile diğerlerini iyice mercek altına aldığımızda, Türklerin oyunu alanların istikrarsızlığını görüyoruz..
Zira Meryem Kaçar,bir siyasi parti kuruluşu içinde yer aldı,sonra tekrar kenara çekildi. Fatma Pehlivan ise emekli oldu. Emir Kır,partisi ile sorunlar yaşadı,yeni arayışlar içinde..Veli Yüksel ise siyasi kariyerini bir başka partide sürdürme kararı aldı..
MERYEM ALMACI FARKI
Bu yukarıdaki kesimden farklı olarak GOREN(Flaman Yeşiller Partisi) Genel Başkanı Meryem Almacı ve Flaman Sosyalist Parti(SP.A) Başkan Yardımcısı Funda Oru’yu bir kenara koyarsak, Belçika’da siyaset platformunda başarı gösteren Türklerin “büyük bir hayal kırıklığı ” yarattığını söyleyebiliriz.
En hakim açıklama ise,“beklentileri karşılayamadılar ve kendilerini aşamadılar” şeklinde öne çıksa da, birçok genç siyasetçinin altyapısı olmadan, siyaseti anlamadan, okumadan, öğrenmeden, parti gençlik kollarında yetişmeden siyasete atılmaları, öncü rolü oynayacak, bilge siyasetçilerden mahrum bulunmaları, kendilerini geliştirmemeleri ve bir danışman ile yola devam etmedikleri yolundaki eleştiriler haklılık kazanıyor!.
Bu görüşte olanları, özellikle partisinden dışlanan Emir Kır, Emin Özkara, Sait Köse, Ali Çağlar, Selahattin Koçak, Ahmet Koç, Mahinur Özdemir, Resul Tapmaz ile diğerlerinin sorunlu bir şekilde siyasetten uzaklaştırılması elbette düşündürücüdür. Burada Belçika siyasetinin de önemli bir rolu var..Özellikle Türk kökenli ve diğer yabancı kökenlilere tavır almaları kulak arkası edilemez..
Bütün bunlara rağmen, siyasete yeni girenlerin de seslerini duyuramaması ve özellikle Belçika siyasi partilerin Türk kökenli siyasilere rağbet etmemesini de hesaba katmamız gerekiyor..Kısacası o “cicim ayları” çok gerilerde kaldı..
Seçimlerde Belçikalı Türklerden blok oy alan Türk kökenliler içinde halen siyaset içindeki Meryem Almacı, Veli Yüksel, Ayşe Yiğit, Emir Kır, Emin Özkara, Hasan Koyuncu, Şevket Temiz, Sadık Köksal ile İbrahim Dönmez’in yanı sıra bölgelerinde başkan yardımcısı konumunda olan Türklerden elbette hizmetleri ile öne çıkanlar, tekrar eski konumunu elde etmek için çabalayanlar var..
Fakat bu çabaların olumlu adedelmesi oldukça uzak görülüyor..”Başarısızlık” sanki Türk kökenli siyasetçilerle yan, yana ve yakalarına yapışmış görülüyor!..Bazı istisnalar dışında siyasetçilerimizin siyasi çalışmalara seyirci konumunda olması,fikir üretememesi partilerindeki konumlarını da yakından etkiliyor..
Kendi alanlarında bile top çeviremeyen basiretsiz siyasetçilerden bu nedenle beklenti hepten sıfıra düşüyor!..Bu nedenle Belçikalı Türkler, siyasilere değil, özellikle bürokraside çalışan Türkler ile işlerini çözmeye çalışması, yabana atılacak bir tutum değildir..Hatta bazı sivil örgüt temsilcilerinin bu bağlamda devreye girmesi de yabana atılamaz…
“Sosyal, kültürel, sportif hakların büyük bir bölümünün kaybedilmesi, kurban kesiminin yasaklanması, dini alandaki güçlük ve zorluklar, eğitim alanındaki tıkanıklıkları aşacak,bu yolda çözüm üretecek, yol gösterecek siyasilerin basiretsizliği” her yerde konuşuluyor..
Sorunların Belçika siyaseti içinde çözülmesi, siyasi partiler içindeki duruşların sağlamlaştırılmasının önüne,” Türkiye ve Türkiye siyaseti” alınırsa, elbette bu siyaset otobüsü duvara toslaması kaçınılmazdı!..
Yapılan siyasi hatalarda, bu işin tuzu ve biberi oldu!..
Şimdi bu yolda Belçikalı Türkler ,yeni arayışlar içinde..
Elbette siyasetin yenileri bir çaba ve özveri içinde kendilerini kanıtlamaya çalışıyor..Takdir edilenlerde yok değil..Ama bu olumsuzluk geneli etkilemiyor değil..
Yapılacak en önemli çalışma ise siyasete altyapısı hazır, her iki dili iyi bilen, genel kültür olarak kendilerini kanıtlamış, kendini geliştirmeye özen gösteren, Belçika Toplumu içinde de uyumlu çalışmaları ile öne çıkanlar elbette daha öncelikli olarak siyasetin içinde yer alacaklardır..
Türkiye’den siyasi ellerin adayları belirlemediği ve siyasete karışmadığı Belçikalı Türklerin siyasetin kaygan zemini içinde ayakta durması, elbette ikili ilişkilere de bağlı gözüküyor..
“Kendisi ile barışık, çevresi ile uyumlu, ikili ilişkilerde adından söz ettiren, yapmacık olmayan büyük ve küçük ayrımı yapmayan, herkesi hoşgörü ve tolerans içinde gören, vatandaşına telefon kapatmayan ve her zaman,herkese kapısı açık olan, onlarla dertlenen, onların acı ve sevinçlerini paylaşan siyasiler,” her zaman toplum tarafından desteklenecek ve tutulacaktır..
Ama bunu “hemşericilik” bağlamında yapanların hayal kırıklıkları devam hep devam edecektir!..
Gerçek olan, Belçika’da 60 Yılı bulan yaşam içinde yetişen filizlerin seçilmesi, göreve getirilmesi ve onların desteklenmesidir..Bu yolda yapılacak en büyük yanlış ise ” benim hemşerim, benim köylüm” anlayışı olacaktır..
Bu da elbette, “yan gel yat, git maaşanı al “ anlayışına hizmet edecektir.
Siz son zamanlarda Belçika Türklerinin sorunları ile ilgili gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda konuşan kaç siyasetçi biliyorsunuz?
Siyasetçi odur ki, toplumunu arkasına alıp, bangır, bangır konuşan, sorunlara çözüm arayan, gerçekleri haykırandır..
O nedenle Belçikalı Türklerin, 2000’li yıllarda büyük hassasiyet gösterdiği siyasi platforma adım atanların hikeyelerinden dersler çakırılmalı,dersler alınmalı ve , büyük itina ve titizlikle gelecekteki seçimlere yeterli eğitimi olan ve halkla iyi ilişki ve diyalog kurabilecekler aday gösterilmelidir.
Böyle tesadüfen siyaset arenasında kendini bulanlardan ve kendi isteği ile siyasete adım atanlardan ne beklenebilir ki?
Bu vesile ile geçen yıllar kayıp yıllardır!..
Eğere gereken dersi alamaz isek, 2021 ve sonrası yıllardan birşeyler beklemek mümkün değildir!..
Bu vesile ile yeni yılınızı en içten dileklerimizle tebrik eder, yeni yılın sizlere, ailenize sağlık ve afiyet, mutluluk getirmesini temenni ederiz..
İnter-Media Bruxelles Yayınları olarak, vatandaşlarımızı bilgilendirmeye, siyasete adım atanlara yeni hedefler göstermeye büyük özen göstereceğiz..
Bugüne kadar yaptığımız haberlerimiz ortadadır..Herkes,websitelerimize girip, yazılı gazete arşivlerimizden neler yazdığımızı pekala öğrenebilir..
Gerek İnter-Media Bruxelles yayınları ve gerekse Tercüman,Hürriyet, Beltürk, YeniHaber Belçika, Belgotürk gazeteleri arşivleri hizmetinizde olacaktır..
Devam edecek