“Bu ülkede adalet işleyecekse?…”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Amerika’da(ABD) gelişen son olayları hepiniz televizyonlardan endişe ve korku ile takip ettiniz değil mi?
“Demokrasinin kalesi, beşiği” olduğu söylenen Amerika’da yükselen “Popülizim”, yani,” aşarı totaliter, baskıcı anlayışın” ülkeyi nasıl rezil ettiğini, itibar kaybına neden olduğunu hepimiz gördük..
Ülke’de,
“Yeni Amerika yaratacağız, yeni güçlü ve büyük Amerika’yı inşa edeceğiz, yoksulluğu, hırsızlığı yeneceğiz” diyerek iktidara gelen Donald Trump’ın son hali gerçekten içler açısı idi.
Donald Trump’tan medet uman, onun gerçekten Amerika’yı değiştireceğine inanan bir kesim insanlar, bir araya gelerek Amerika’nın en gözde, tepe kurumu olan Kongre’ye yürümesi, Kongre merkezine girmesi ve bu olaylarda dört kişinin hayatını kaybetmesi olayını, öyle küçümseyemeyiz..
Kaldı ki, bu olaylardan sonra Donald Trump’u seçimlerde yenen, eski yardımcısı Joe Biden, televizyonlardan yaptığı konuşmada önemli hususlara dikkat çekti.
Joe Biden
,” Amerika dünkü ayaklanma ile büyük zarar gördü. Hiçbir başkan kral olamaz..Bu ülkenin adaletine, demokrasi anlayışına ve milyonların seçimlerde oy kullanma hakkına büyük haksızlıkta bulunulmuştur. Bu kabul edilir bir durum değildir..  Görevliler ABD Başkanı için değil, halk için çalışmalıdır. Kongreye girenler teröristlerdir..Bunları yönlendirenleri biliyoruz.. Benim yargıcım, benim memurum, benim askerim, polisim anlayışı olur mu? Bunlar teröristtir! Bu bir darbe kalkışmasıdır” diyerek, acı ama gerçek durumu özetlemiştir.
Bu durum, tüm dünya ülkelerinde yankılanmış ve gelecek için büyük endişe ve kuşku yaratmıştır.
İnsanlar bilmeden sandık başına giderek,
“kendi canavarlarını” yaratmaya devam ediyorlar!..
Bu Amerika’da böyle, başka ülkelerde de..
Kısacası tüm dünyada,
“aşırı sağın, devletçi, otoriter, totaliter, ben yaptım oldu, bitti..Ben seçilmişim..Benim polisim, benim jandarmam, benim yargıcım” anlayışı ile iktidarı ele geçirenlerin yarattığı hayal kırıklıkları ortadır..
“Benim iktidarım çalıyor ama, çalışıyor” anlayışı ile özetlenen bir başka gerçek şudur ki, insanların gözü, “yapılan yol, köprü, tünel, havaalanı ve diğer hizmetler “ ile aşırı yüksek faizlerle boyanıyor, bu kesimin ağzına ise bir parmak bal çalınarak, “biata mahkum” hale getiriliyor.
Hem devleti, hem kendi borçlu olan bu kesim,
“hizmet ve iktidar sarhoşu” olarak, bu durumu ballandıra, ballandıra sahipleniyor, arkadan gelen icra, iflas dosyalarından bihaber politik karanlık sularda, hayatta kalma ve tek başına var olma mücadelesi veriyor.
Amerika’daki durum hemen, hemen her ülkeye ders niteliği taşıyor..
Hele de; ülkemiz Türkiye için, bu durum anlatılmaz dersler içeriyor!..
Umarız iktidar sahipleri, taraftarları ve vatandaşlarımız bu olaylardan dersini alırlar!
Türkiye’nin gittikçe,”
otoriter, totaliter, parti devletine” dönüştüğünü herkes görüyor, ülkenin aklı-selim tüm yazarları bunu açık ve net söylüyor ve muhalefet ise bunu anlatmak için çırpındıkça çırpınıyor..
Haydi Amerika’yı geçtik, şu Boğaziçi olayları bile bize ders niteliği taşımıyor mu?
Bu kapılara kelepçe vurmalar, polisin gövde gösterisi, öğrencilerin evlerine yapılan baskınlar, gözaltılar, işkence ve tacizler, hangi endişenin, hangi korkunun, hangi anlayışın eseridir?
İnsanlar Anayasal haklarını ne zaman kullanacaklar?
Amerika’da ki olaylardan benim anladığım,
“Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” söyleminin ta kendisidir..
Kaldı ki, Türkiye böyle bir kaosu, böyle bir ayaklanmayı, böyle bir kalkışmayı, teşebbüssü bir kere değil, kaç kere yaşadı, ama şimdi böyle bir durumu, öyle az hasarla atlatamaz!
Millet, “keskin sirke” gibi, patlamaya hazır!
Allah korusun!
***
Sevgili okurlar,
Sakarya’nın Hendek İlçesi’ndeki bir havai fişek fabrikasındaki patlamaları hepimiz, Amerika’da olduğu gibi canlı, canlı televizyonlardan izledik.
Daha önce de Soma faciası ile diğer faciaları da üzüntü ile yaşayan bu ülkenin bireyleri olarak, bu merkezlerdeki durumun mahkemelerde netleşmediğine tanıklık ettik!
7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı hava fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davanın ilk duruşmasının ardından açıklama yapan çalışanlar ve ölenlerin yakınları, davayı sonuna kadar takip edeceklerini söylediler.
Bizim Sakarya Gazetesi’ne m
üştekiler adına konuşan Hatun Tepeçınar isimli vatandaş, davanın sonuna kadar süreci takip edeceklerini belirterek, “Kendilerini çıkartmak, kurtarmak için hiçbir şeye sığınmasınlar. Biz bu davayı yüce adaletten yansız olarak yürütmesini istiyoruz. Parası olan bu ülkede kazanmasın. Bu arkadaşlarımla beraber davaya yapıştık. Son nefesimizi verene kadar bu davanın peşindeyiz. Bu ülkede adalet işleyecekse bu dava ile birlikte adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Gariban işçinin, 5 kuruşun peşinden koşanın yanında olsunlar. Sonuna kadar bu davanın peşindeyiz. Sesimizi herkes duyacak, sesimizi basın yolu ile tüm dünyaya duyuracağız.. Kardeşimin rahat uyuyacağı güne kadar bu işin peşini bırakmayacağız” diyerek, adeta kükredi, acısını, üzüntüsünü, endişe ve kaygılarını dile getirdi.
Bu sese elbette yüz binler tanıklık etti..
Sahip çıktı..
Ama asıl olan Ana muhalefet partisi CHP(Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bu sesi duyması ve sahiplenmesiydi..
Keşke bu sesi iktidar partisi de sahiplenseydi..
Ama duruşmaya itibar bile etmediler!?..
Duruşmayı CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyi, Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi,Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan’ın takip ettiği basında yer aldı..
Diğer bir hususta, böyle önemli, canların feda edildiği, yaralıların hayata tutunma çabalarının devam ettiği şu günlerde Sakarya Baro Başkanı Abdurrahim Burak’ın açıklamalarına ne demeli?
Efendim, patlamayı PKK ile ilişkilendirmek, buradan bir
“sabotaj” olgusu çıkarmak neyin nesi?
Avukatlık mesleği bu kadar da mı ucuzladı?
Lütfen insanların acısı ile oynamayınız, madem ki bu davada taraf olacaksınız, mazeretler ile davayı sulandıracaksınız, o zaman
“cübbenizi çıkartıp”, davada “Baro Başkanı olarak değil, avukat olarak” yerinizi alınız..
Evet, bizde Sakarya’dan yükselen, o adalet, o hak, o hukuk arayan sesleri duyduk..
Bacım, sonuna kadar bu mücadelede sizinleyiz!
Yeter ki, siz dik durun ve eğilmeyin!
Bu yükselen ve ta Brüksel’e kadar ulaşan sesinizi işittik..
Kaygı ve endişelerinizi anlıyoruz!
Bu sese kayıtsız kalmak bize yakışmaz!..
Adalet bu ya, bir gün herkese lazım olur!
Siz aynı zamanda, Türk kadınlarının da sesi oldunuz..
Sadece Sakarya Hendek için değil, cinayete kurban giden kadınların, küçük yaşta öldürülen Elvanların ve Soma’da yerin derinliklerinde can verenlerin hakkı, hukuku için umut ışığı oldunuz!
Yolunuz açık olsun!


0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
“Bu ülkede adalet işleyecekse?…”