Özellikle, Mufazakâr Sosyal Demokratlar, Atatürk’ün inançlı bir Müslüman olduğunu savunarak; ona ait olan İslamiyetle ilgili sözlerini, hutbede ve ellerini açmış dua ederken fotoğraflarını yayınlarlar.
Hatta kendi cebinden cami yaptırdığını bile iddia ederler.
Atatürk’ün çağdaş ve inançlı biri olduğunu biliyorum. Çünkü kurduğu devlet sünni bir din devletidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı; dinin Türkçe olarak öğrenilmesini sağlamak ve dini kontrol altında tutmak için kurmuştur.
Tek başarısız olduğu konu budur.
Tek mezhebe dayalı bir öğreti ülkedeki diğer inanç gruplarında sancı yaratmıştır.
Fakat onun dine bakış açısı farklıdır.
Devlet işlerine din ve din adamlarının karışmasını istemedi.
Ayrıca Osmanlı döneminde Arapça öğretilen dini anlayan kimse yoktu. Bilmedikleri, anlayamadıkları dine şeklen inanıp ibadet eden halka; Türkçe anlaşılır bir din sunmuştur. Elmalı Hamdi’ye Kuran’ı tercüme ettirmiş, içinde ne yazdığı toplum tarafından çözülmeye başlanmıştır. Tekke, medreseler kapatılmış, şeyhlik, şıhlık ve üfürükçülük yasaklanmıştır. Asalak din tüccarlarının işleri de hâli ile bozulmuştur.
Fakat din açısından baktığınızda; Atatürk’ün dine uymayan işler yaptığını görürüz. Kuran’daki Maide 44 ayetinde: “kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir” der.
Ayetten net olarak anlaşılacağı gibi; Devleti yönetirken İslami kuralları uygulamazsanız kafir sayılırsınız. Yani dinden çıkmış olursunuz.
Atatürk modern Türkiye Cumhuriyetini çağdaş normlara uygun olarak kurmuştur. Hukuk, adalet, eğitim sistemi tamamen batı medeniyeti örnek alarak düzenlenmiştir.
Kısacası dincilere göre o bir kafirdir. Bu ayet Kuran’da olduğu müddetçe de kafir denmeye devam edilecektir. Siz iktidarın son yıllardaki dönüşümünü dikkate almayın. Ona asla sevgi ve sempati ile bakmazlar.
Ayrıca Allah’ın emirlerini uygulayana kadar yani cihad devam edecektir. Çünkü bu dinin emridir. İnanıyorsanız yapacak bir şey yoktur.
Dincilerin; “Dinimizi yaşayamıyoruz” dedikleri zaman; bizim cahil laikler de “ya kardeşim camiler açık, namaz kılıyor, oruç tutuyor her türlü ibadeti yapıyorsunuz, daha ne istiyorsunuz? diye yanıtlamaktadır.
Bu büyük bir bilgisizliktir. İslam dini diğer dinlere benzemez. Yaşamın her anında vardır. Evden hangi ayakla çıkmanıza, tuvalette kıçınızı hangi elle yıkayacağınıza kadar belirleyicidir.
Miras hukuku, ceza hukuku, aile hukuğu farklıdır.
Bunlara uymıyorsanız; kusura bakmayın ama dinsiz sayılırsınız. Ya da günahkâr Müslüman. Ülkenin büyük bölümü dini bilmez.
Herkes konuşur.
Dinciler korkudan konuşamaz.
Ama kendilerini kuvvetli gördükleri anda rövanşı sonuna kadar alacaklardır.
Kısacası din böyle.
İster kabul edin, ister etmeyin.
Ama bilgisizce ahkâm kesmeyin.
Erdal Bıçakçı yazıyor