Sevgili okurlar.
Hayatını Gazeteciliğe vermiş olan ben dahil meslek arkadaşlarının para karşılığı gazetecilik etiğine uymayan olayların tartışıldığı anlarda hepinizden utanıyorum.
Gazeteci dediginiz bizim mesleğin maalesef bir çirkef tarafının gündeme gelmesi sizlerin için de bulunduğunuz değerlerle karmaşaya dönmesi biz sorumlu Gazeteciler olarak hepimizi üzmekte.
Futbol maçı seyreder gibi takım tutma Gazetecilik mesleğine de uzanınca ne diyeceğimi bilemez hale getirdi.
Bir gazeteci olarak hepinizden özür dilerim.
Hayatını Gazeteciliğe vermiş olan ben dahil meslek arkadaşlarının para karşılığı gazetecilik etiğine uymayan olayların tartışıldığı anlarda hepinizden utanıyorum.
Gazeteci dediginiz bizim mesleğin maalesef bir çirkef tarafının gündeme gelmesi sizlerin için de bulunduğunuz değerlerle karmaşaya dönmesi biz sorumlu Gazeteciler olarak hepimizi üzmekte.
Futbol maçı seyreder gibi takım tutma Gazetecilik mesleğine de uzanınca ne diyeceğimi bilemez hale getirdi.
Bir gazeteci olarak hepinizden özür dilerim.
Dostlar yıllar önce bir meslek arkadaşımız bir TV kanalında programlar yapıyordu.
Ne olduysa oldu, o programı hazırlayacak TV stüdyosu ona kapalı bir hale gelmişti.
O yıllarda bir üniversitenin Rektörü üniversitenin içindeki TV stüdyosunu onlara açmış, yayınların devam etmesi için olanak sağlamıştı.
Hoca bir gün programı yapan Gazeteciye bir ildeki rezaleti o kentin yetkilisinden işiterek bilgi verdi. Gazeteci dostum Hocaya “Hocam haberi koyalım. Ama haber veren kişi şu kadar para versin yayınlayalı” dedi.
Yani haber başına para almak.
Hoca şok oldu. Ve Üniversitesindeki görevlilere bu Gazeteci ve program ekibini Üniversitesinden atılmasını emretti.
O gazeteci ordan çekti gitti.
Türkiyede 82 il var.
O olmazsa burdan para kazanırım dedi ve bu meslek sistemini hep uyguladı.
Bunların şahidi olmakta bende bıraktığı üzüntü.
Hepinizden özür dilerim.
Bu meslek hep böyle yaşandı ve böyle devam edecek.
Takdir sizindir!
Emre Aygen yazıyor
Ne olduysa oldu, o programı hazırlayacak TV stüdyosu ona kapalı bir hale gelmişti.
O yıllarda bir üniversitenin Rektörü üniversitenin içindeki TV stüdyosunu onlara açmış, yayınların devam etmesi için olanak sağlamıştı.
Hoca bir gün programı yapan Gazeteciye bir ildeki rezaleti o kentin yetkilisinden işiterek bilgi verdi. Gazeteci dostum Hocaya “Hocam haberi koyalım. Ama haber veren kişi şu kadar para versin yayınlayalı” dedi.
Yani haber başına para almak.
Hoca şok oldu. Ve Üniversitesindeki görevlilere bu Gazeteci ve program ekibini Üniversitesinden atılmasını emretti.
O gazeteci ordan çekti gitti.
Türkiyede 82 il var.
O olmazsa burdan para kazanırım dedi ve bu meslek sistemini hep uyguladı.
Bunların şahidi olmakta bende bıraktığı üzüntü.
Hepinizden özür dilerim.
Bu meslek hep böyle yaşandı ve böyle devam edecek.
Takdir sizindir!
Emre Aygen yazıyor