Sevgili okurlar,
Sakarya bu mevsimde yağmura teslim oldu..
Şakır, şakır damlalar düşüyor..
Toprak suya gerçekten doydu..
“Bu yıl şöyle ağız tadı ile kiraz, dut yiyemedik” diyenler çok haklı..
Güneş kendini bir gösteriyor, bir kayboluyor..
Yağmur yüklü bulutlar, hasadı yapılacak başak tarlalarını da etkiliyor..
Kısacası meyvelerimizde, o eski “ağız tadı” kalmadı..
Diyeceksiniz ki,”bu ağız tadı nerede kaldı ki”, gerçekten çok haklısınız..
Şimşek çakıyor, gök gürlüyor ve yağmur damlaları yere düşüyor ve seller oluşuyor..
Hep aynı manzara yaşanıyor ya!..
Tedbir mi?
Hak getire!
Belediyeler “kepçe, kamyon” gösterisi sonrası şöyle yollara, döktükleri asfaltlara, dizdikleri tretuvar taşlarına bir bakıyorlar mı?
Göl olan ve geçit vermeyen yolları görmüyorlar mı?
Ne mühendislik hani!?
Yol yapmışlar, gelip geçmeye güya!?
Sanmam!
“Biz yaptık, oldu bittiler” yurdun her yerinde hakim!
Asfalt bu ya, “yamalı asfaltı” ancak Türkiye’de görebilirsiniz!
Ne tasarruf sahibi bir ülkeyiz!
Bir de “yol yaptı, köprü yaptı, havaalanı yaptı, hastane yaptı, okul yaptı” diyenlere de şaşarım?
Neden mi?
Bu hizmetler bütün ülkelerde yerine getirilir..
Bunun reklamını siyasiler yapmaz..
Siyasilerin bu başlıca görevidir bu!..
“Belli bir plan ve bütçe dahilinde, hesap verilirlik anlayışı ile bu hizmetler yapılır” ve vatandaşın hizmetine sunulur..
Görevdir bu!
Bu göreve soyunanlar, bu hizmetleri babalarının kesesinden yapmıyorlar..
Bu hizmetler milletin kesesinden yapılıyor..
Bunun bilincinde olan, kaç insanımız var ki?
Yaşasın palavra, atalım nara!?
Yaşa, varol, şak, şak, ver oyu semirsinler!
“Vatandaş oyunu siyasilere semirsinler, avanelerini zengin ve mutlu etsinler” diye vermiyor…
Efendim neymiş, “bal tutan parmağını yalarmış!”
Îyi de, güzel de, millet neden avucunu yalıyor, boşu boşuna!
Balı bulan kim?
Biz siyasileri “bal tutsunlar,parmaklarını yalasınlar “diye mi seçtik, meclise gönderdik?
Bu nasıl anlayıştır, sürüp gider?
Uzatmayalım, AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yükselen sesler bağlamında moral bulmak, huzur havası almak için Sakarya’ya geldi..
Bilmem kaç kere açılan hizmetlere, tekrar kurdela bağlandı ve bir daha açıldı,nutuklar çekildi..
Vay benim köse sakalım!
Ama bu sefer işler, o kadar iyi gitmedi..
Vatandaş, bu sıcakta AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için seferber olmadı..
Sakarya’nın verdiği mesaj çok açık!
Acaba aldılar mı?
Şurada yerel gazeteler bile bu ziyaretten, bu açılıştan öyle uzun, uzadıya söz etmediler!?..
Şöyle dişe, tırnağa dokunur yazılarda görmedik!..
Acaba nedendir?
Yağmurdan söz ettik, buralara kadar geldik..
“Yağan yağmurda ıslanmayı çok sevenleri” biliyorsunuz değil mi?
Bilmez misiniz?
Dillere destan, şarkı bile olmuştu!
Hani beraber yürüyenler?
Onları da hatırladınız!
Türkçe olimpiyatlarına katılıp, canhıraş Okyanus ötesine mesaj gönderenler?
“ Gel gayri” diyenler canım!?
Bilesiniz ki, Sakarya’da geliş için asılan afişlere, borçlanmalardaki resimlere dönüp bakan bile yok!
Bunca paraya yazık edenler, bu kentin her köşesine astığınız o afişleri toplamayı mı unuttunuz, yoksa bir başka sevgi göstergesi için mi bu resimleri toplamıyorsunuz?
İçişleri Bakanımız nerede?
Bilemem elbette, ama kendi resimlerini bile hizmetin önüne, arkasına asanları, artık bu millet iyi biliyor..
Lütfen gereğini yapınız!
Kenti bu resimlerden kurtarınız!
Sel alıp gitmeden!
Buradan bir başka haberim de “yol yaptı” diyenleredir..
Bakınız güzel kardeşlerim..
O fakir ülke Sırbistan’da yol yaptı..
Ama ne yol..
Her şey düşünülmüş..
Kaymak gibi yol..
Korkuluklar ve insanlar, hayvanlar bile düşünülmüş..
Görenler bir mukayese yapsın lütfen!
“Ne kadar para, o kadar köfte” misali, hizmet yapılmamış!..
Bu işlerde, bilmem kimlere havale edilmemiş!
Anlayanlara tabii..
Gerçekten söyleyeceklerimiz bitmiyor..
Cumhurbaşkanımız, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü gazetelerde yer aldı..
Evet, eskiden Avrupa ülkelerine gurbetçilerimiz, “sucuk, salam, pastırma, turşu,,” götürüyorlardı.. Şimdi bu götürmeler tersine döndü..
Artık Türkiye’ye gelenler, geldikleri ülkeden,” sucuk, salam, et, kıyma..” getirmeyi ihmal etmiyorlar..
Bir Euro tabii ki!
Acaba neden?
Hatırlatayım dedim!..
***
Sevgili okurlar, önceki gün sanal ortamda Kazakistanlı 100’e yakın gazeteci meslektaşımız ile buluştuk..
Türkistan Gazeteciler Vakfı’nun bir organizasyonunda onlara “gazetecilik” konularında bilgilendirmelerde bulundum..
Dünden bugüne değişen anlayışları anlattım..
Çok samimi ve duygusal bir ortamda Sakarya’dan Kazakistan’ın Almatı’ kentine sesimiz, görüntülerimiz gitti..
Eskiden onlar bize “Serin sulu bulaklardan selam gönderirlerdi”, şimdilerde bizler onlara selam göndermenin bahtiyarlığını yaşıyoruz..
“ Gazeteciler, birbirlerine rakip olmalı, sevgi ve saygı temelinde rekabet etmeli..Okura en iyi, en doğru, tarafsız haberleri ulaştırmalı ve insanımızı bilgilendirmelidir..
Gazeteci, rüşveti, yolsuzlukları, yalanı, talanı, vurgunu, eşkıyayı, mafyayı yazmalı.. Siyasetçi ile işbirliği yapmamalı..Mangal gibi yüreği olmalı ve mesleğini doğru dürüst, yansız yapabilmeli.. Otellerde ağırlanmayı, iş görmeyi, siyasetçinin rolünü soyunmayı asla kabul etmemelidir..
Aksi takdirde gazetecilik mesleği, yandaşlık mesleğine dönüşür..
Genç gazeteciler bu hususlara çok ama çok dikkat etmelidir..
Değişen dünya şartlarında gazetecilik mesleğini sürdürenlere selamlar olsun!” temelinde harika bilgilendirmelerde bulunduk ve hoş dakikalar geçirdik..
***
Sevgili okurlar,
Bir öğretmenin Korona illeti nedeni ile hayatını kaybetmesi ne acıdır..Şüphesiz bu illet nedeni ile sevdiklerini kaybedenleri de unutmamalıyız..
Akyazı Lisesi Tarih Öğretmeni Necmettin Özgürsoy’u dün kaybettik..14 Gündür Sakarya Araştırma Hastanesi’nde tedavi görüyordu..Yenemedi illet hastalığı ve hayatını kaybetti..
Sevgi, saygı timsali öğretmenimizin zaman zaman yazılarını da paylaşır, sohbet ederdik.. Buluşmak, görüşmek, hasret gidermek nasip olmadı..Korana nedeni ile alel -acele cenazesi Akyazı Seyfeler Köyü’nde defnedildi..
Bu da bir başka acıdır!
Yüce Mevla’m gani, gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun! Ailesi ve sevenlerinin başı sağ olsun!
Seni ve güzelliklerini, doğruluk ve dürüstlüğünü, babacan tavırlarını unutmak olmaz!
Güle, güle öğretmenim, güle, güle!
Üzüntün yüreğimizde!
Yusuf Cinal yazıyor,7 Temmuz 2021 Sakarya