Sevgili okurlar,
Değişen iklim şartları nedeni ile sık, sık karşılaştığımız afetlerden biri de Avrupa ülkelerinde yaşandı.
“İkinci vatan” olarak kabul ettiğimiz Belçika’da da bu felaket, büyük zarara, ziyana mal olduğu gibi can kaybının yaşanması, gerçekten felaketin boyutunu göstermesi bakımından önemlidir..
Belçika’nın önde gelen ve Fransızca, Flamanca yayımlanan gazetelerinde felaketi içeren resim ve haberler, bize acı manzara hakkında bilgi vermeye yetti..
Belçika’da yaşayan 250 Bine yakına Türk kökenli vatandaşlarımızın da tanıklık ettiği paylaştığı sel, taşkın, afet resimleri ve videoları, elbette bize afetin büyüklüğü hakkında bilgi veriyor..
Şu ana kadar, ülkenin çeşitli bölgelerindeki taşkınlar nedeni ile 15 Vatandaşın hayatını kaybettiğini öğreniyoruz!
Sel felaketinden, tren yolları, karasal ulaşım ve hava ulaşımı da aksadı..
Evlerin boyuna varan taşkınlarda, kurtarma ekipleri üç gün boyunca çağrılar, imdat sesleri için seferber oldular..
Koalisyon hükümetini hazırlıksız yakalayan kötü hava koşulları, aynı zamanda görev bölümü konusunda da hemen yerel hükümet ve belediyeler ile işbirliğini öne çekti..
Öyle bir çaresizlik oldu ki, suların çekilmesi, yağmurun dinmesi beklendi!
Bu felaket, Almanya’da da aynı boyutta yaşandı!..
Oradan gelen haberler daha ürkütücü idi..
91 Kişinin hayatını kaybettiği paylaşırken, zarar ve ziyanın büyük olduğu ülke basın yayan organlarına yansıdı..
Elbette mala gelen zararı çok önemsememek gerek, zira “mal canın yongası olsa da” bu bir şekilde yerine getirilir.
Ama, ya cana gelen zararı, kim sağlayacak?
Yakınlarını kaybedenleri, boğulanların acısı anlatılacak gibi değil!..
Bu manada farklı hayat hikayeleri, bizi derinden yaralıyor..
Allah bizleri böyle büyük afetlerden korusun!
***
Sevgili okurlar,
Brüksel’in, Schaerbeek İlçesi, Rue Gaucheret sokağındaki evimizin bulunduğu mahallede de bir başka taşkın yaşandı..
Şiddetli yağan yağmura, o devasa kanalizasyonlar cevap veremedi ve su geri tepti..
Bu geri tepme sonucu, bütün evlerin bodrum katları sulara gömüldü..
Bu zemin katlarında yaşayanları düşünün!
Brüksel’de can kaybı yok ama büyük zarar ziyan var!..
Evimin bodrum katına 70 Cm’ye kadar su doldu..
Alt katta bulunan elektrik, gaz saatleri kadar, kalorifer ünitesinin de zarar görmesine az kalmıştı..
Bir ara tedbir için elektrikler kesilmiş, elektrik çarpmalarına karşın tedbir alınarak, ev sahipleri uyarılmış..
Bu zaman dilim içinde Akyazı’dan hemşerim Erdem Mete ile sürekli telefon diyaloğunda bulunduk..
Aynı zamanda evlatlarım ile de temasa geçtik..
Komşum Hicazi Yüksel Eskişehir’de, ben ise Adapazarı’nda sürekli telefonlaşarak bilgi paylaşımında olduk..
Zira komşu iki ev sulara teslim olmuştu..
Şu teknolojinin gelişmişliğine bakınız..
Anında haberleşme ve evimin önünde canlı görüntülere ne demeli?..
Nihayet gün içinde itfaiye ekipleri geldi, suların çekilmesinin ardından evlerdeki sularda boşaltıldı..
Şimdi geride büyük bir zarar ve üstelik temizlenmesi gereken bir pislik var..
Rutubet ve nem kokusundan evi kurtarmak için acil temizlik ve zarar ziyan tespiti gerekli..
Elbette Allah beterinden saklasın!..
Biz bu diyalogları yaşarken, diğer evlatlarımda çok sevdikleri Türkiye yolundalar..
Son olarak Avusturya sınırları içine girdiklerin öğrenmiştik..(Dün gece saatlerinde..)
Aklımız onlarda..
Yolculuk bu!
Brüksel’den vatan uzanan uzunca bir yolculuk elbette..
Hayırlısı ile şöyle ağız, gönül tadı ile gümrük kapılarını geçip Türkiye’ye bir “merhaba” desinler hele!
“Memlekete hoş geldiniz” için sıradayız tabii!
“Vatan kavuşmak, sıla-i rahimde bulunmak, eş dost ile kucaklaşmak, hasret gidermek, hastaları, düşkünleri ziyaret etmek, yakınlara taziyede bulunmak, mezarları ziyaret”, şu Bayram üstü ne büyük fırsattır..
Allah, herkese “ağız tadı ile bayramlar, buluşmalar, kucaklaşmalar, ziyaretler” nasip etsin!
***
Sevgili okurlar,
Avrupa’da yaşanan bu doğal afet, ülkemizde de yaşandı..
Rize’den gelen haberler hepimizin malumu!..
O şiddetli yağmur gecesi Akyazı Karaçalılık Köyün’deydim..
Bir yandan devam eden sohbetin güzellikleri arasından yola, yağan yağmura bakmadan edemedim..
Zira, buraları çok iyi bilirim..
Mudurnu çayı, bağlı dereleri taştı mı, suyun önüne set kurmak mümkün mü?
Neyse ki korktuğum gerçekleşmedi..
Zira derelerdeki ıslah çalışmaları, suyun akınkaşlığını sağlamış..
Ama Dokurcun Beyceler’den gelen haber, bizleri de ziyadesiyle üzdü..
Bir vatandaşımızın sele kapılıp hayatını kaybetmesi üzüntü kaynağımızı teşkil etti..
Allah, daha büyük afetlerden bizi korusun!
***
Sevgili okurlar,
Dünyanın neresinde yaşarsanız, yaşayınız..
Doğal afetler kaçınılmazdır!..
Ama tedbir de gereklidir..
Bütün bu afetleri dikkate alarak, bu afetler için hazırlık yapmak başta hükümetlerin, sonra yerel yönetimlerin ve vatandaş olarak hepimizin görevidir..
Sorumluluktan kaçmak olmaz!
Madem görev üstleniliyor..
O zaman görevi harfiyen yerine getirmek gerekir!..
Küçüçük bir dikkatsizlik, bir öngörüsüzlük hayatımızı alt-üst edebilir!..
Özellikle deprem bölgesi Sakarya’da halkımızı bu manada;”sel, deprem, toprak kayması, yangın, trafik kazaları, boğulmalara, hatta cinayetlere..” karşı eğitmeliyiz, bilgilendirmeliyiz..
Bu zor bir iş değildir..
“Başta valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler, eğitim camiası, dini kurumlar, sivil örgütler..” elini taşın altına koymakla mükelleftir!..
Bu işleri siyasetten uzak, insan odaklı, tarafsız, objektif bir şekilde yapmalıyız!..
Bu manada yaşanılan sıkıntıları, hepimiz biliyoruz!..
“Kim yardım edecek” demeden gerekeni yapmalıyız..
Fırsatçılara ön vermemeliyiz!
Sakarya’nın bu manada deneyimleri var..
“Bu deneyimler, tecrübeler, birikim”, insanımız ile paylaşılmalı ve bilinçli bir toplum oluşturmada gereken yapılmalıdır..
Unutmayınız ki, doğal afetlerin bir sebebi de insani hatalardır..
Siz unutsanız bile doğa unutmaz ve doğal mecrasına dönüş için gerekeni yapar!
Allah korusun, bu kendi elimiz ile ayağımıza sıkmamız demektir!..
İşte Büyük Marmara Depreminde bunu hepimiz yaşadık!
Aynı acıları yaşamamak için, lütfen gereken ihtimamı gösterelim, neme lazımcı zihniyetlere fırsat vermeden, gelecek için gerekeni yapalım..
Yüce Mevla’m bizleri büyük felaketlerden korusun, acılardan uzak tutsun!
Büyük geçmişler olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 16 Temmuz 2021 Sakarya, www.bizimsakarya,com.tr