Yönetmen İlker Savaşkurt’un uluslararası ödüllü ikinci uzun metraj filmi “Akis” (Reflection) Türkiye’de ilk kez 28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde gösterilerek seyirciyle buluştu.
İstanbul’un turistik açıdan popüler noktalarından birinde yer alan bir otelde geçen, aynı otelde bir araya gelen farklı milletlerden insanların hikâyesini anlatan Akis (Reflection), yapımcısı Hasan Adalı, senaristi Mehmet Kala, yönetmeni İlker Savaşkurt, oyuncuları Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz, Elit Andaç Çam ve sinemaseverlerin katımlıyla 16 Eylül akşamı M1 Adana’da ilk defa gösterildi. Gösterimin ardından yönetmen İlker Savaşkurt ile oyuncular, izleyicilerin sorularını yanıtladılar.
Filmi değerlendiren yönetmen İlker Savaşkurt, “Yurt dışında ödül alan ilk filmim Damat Koğuşu’ndan sonra yönetmenliğini üstlendiğim Akis’in Türkiye’deki ilk gösterimini Adana Altın Koza Film Festivali’nde yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Filmi bu zamana kadar defalarca izlememe rağmen hiçbir his şu anda burada oyuncular, senarist ve değerli misafirlerimizle birlikte izlemek kadar beni etkilememişti. Akis’te insanlığın daha kişisel günahlarının günlük hayatlarının birçok yönüne sirayet edebileceğini gösteren bir antagonist var. Antagonist olan Aziz Sodom karakteri ve belirli açılardan onun sağ kolu olan Ashu, insanları içlerine soktukları durumlar üzerinden bir seçim yapmaya zorluyor. Ya kendi günahlarınızı kabul edip kendinizle yüzleşeceksiniz, ya da bu günahlardan sıyrılma fırsatını kabul edeceksiniz. Filmde de karakterler aldıkları kararlar üzerinden cezalandırılıyor ya da serbest bırakılıyorlar. Filmi izledikten sonra akılda bırakmak istediğim soru ise ‘Geçmişin izlerinden kurtulmak, günahlarımızdan kaçmak gerçekten mümkün mü?’ oluyor.” dedi.
Akis’in başrol oyuncusu Selçuk Yöntem de, “Akis’in senaryosunu ilk okuduğumda çok etkilendim ve bu karaktere hayat vermeye karar verdim. Çünkü her oyuncu senaryoda kendinden bir parça bulmayı ve onu nasıl yaşatacağını düşünür. Ben de benim için düşünülen karakterin hikâyesini okuduktan sonra bu projede yer almayı kabul ettim. Projenin en ilginç tarafı da filmin İngilizce olmasıydı. Bu benim için karar vermesi zor bir durumdu. Neden İngilizce diye sorduğumda ise senarist ve yönetmen beni filmin İngilizce olması konusunda ikna ettiler. Bu açıdan da Akis benim için farklı bir deneyim oldu. Çünkü her oyuncu ana dili ile kendisini girdiği rolde çok daha rahat ifade eder. Ben de bu konuda bana farklı bir pencere açan Akis’te oynamaktan mutluluk duydum. Objektif bir bakış açısıyla baktığımda filmi beğendiğimi ve senaryosundan yönetimine, oyuncularından tüm ekibe kadar herkesi kutluyorum. Filmin yapımcısı Hasan Adalı’ya ise özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Kendisinin değerli katkılarıyla hayata geçirilen bu film, Amerika’da aldığı ödül ile yoluna başarı ile devam ediyor. Türk sinemasına da yeni bir soluk kazandıracağını düşünüyorum.” dedi.
M1 Adana’daki gösterim tamamlandıktan sonra film ekibi ve davetliler, Sheraton Grand Adana’da filmin galasında bir araya geldiler.
“Akis” (Reflection) filminin gösteriminden sonra gerçekleştirilen gala gecesine Adana Valisi Süleyman Elban, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Şevki Adalı ve ailesi, Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz, Elit Andaç Çam, Barış Falay, Volkan Severcan, Hasibe Eren, Özgür Çevik, Şebnem Özinal, Levent Özdilek, Menderes Samancılar ile birlikte iş ve sanat dünyasından pek çok davetli katıldı.
Akis, Evrensel bir Üslup ve Konuya Sahip; Yalanlar, Yüzleşmeler ve Erken bir Kıyamet
İnsanoğlunu temsilen, farklı milletlerden karakterlerin bir otelde buluştuğu, Türkiye’de geçmesine rağmen evrensel bir üsluba ve konuya sahip olduğu için İngilizce olarak çekilen Akis, hikâyesiyle yerelden evrensele doğru geçit kuruyor. Alt metinde 7 ölümcül günaha göndermeler yapan fantezi türündeki filmin başkarakteri Aziz Sodom, söyledikleri yalanlar ve yarattıkları kandırmalarla bir noktada yüzleşmek zorunda kalan insanlar için ayna görevi görürken, filmdeki diğer karakterlere adeta erken bir kıyamet yaşatıyor.
Yönetmen, aktör ve müzisyen. İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon eğitimi aldı. Türkiye’nin birçok yerinde kültür ve müzik organizasyonları yürüttü. 2006’da hayatının bir bölümünü ABD’de geçirmek üzere Texas’a yerleşti. ABD dönüşünden sonra sinema kariyerine devam etme kararı aldı. Çeşitli reklam filmleri çekti. Aynı zamanda tiyatro ve kamera önü oyunculuğuna devam etti. 2012 yılında Sulukule Gönüllüleri Derneği projesine katıldı. Sulukule Hiphop Tiyatrosu için “Sahnede İsyan” adlı bir belgesel çekti, bununla birlikte İstanbul Bienali’nde yer aldı. 2015 yılında ilk uzun metraj belgeseli “Sürgün Türküleri Yılmaz Güney”i tamamladı. Çekimleri İstanbul ve ağırlıklı olarak Fransa’da gerçekleşen belgesel, dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yaptı. İstanbul Film Festivali’nde ve Madrid, Slovenya, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde gösterimler yaptı. “Damat Koğuşu” filmi ile tekrar hapishane konusunu ele alan Savaşkurt, “Damat Koğuşu” ile uluslararası platformda birçok ödüle layık görüldü ve festival sürecinde bulundu. Şu an itibarı ile ikinci uzun metraj filmi “Akis”in (Reflection) festival yolculuğunu yürütmektedir.