Sevgili okurlar,
Ünlü sanatçımız Ferdi Tayfur’un bir şarkısı vardır; “Ah bir çocuk olsaydım, parklarda dolaşsaydım” diye, hatırladınız mı?
Lütfen dinleyiniz!
Devamında ise, “ Nerede o dostluklar, nereye kayboldular!..O çocukluk günlerim mazide mi kaldılar” diye devam eden, duygusal bir şarkıdır bu!?
Bir dizesinde de yaşlılığa vurgu yapar!
Bugün şarkılarla giriş yapınca, sevgili akademisyen dostum Zuhal Erol’u hatırlamadan geçmeyelim?
O yazılarında hep, o eski günlere atıfta bulunur ve 1970’lerin, 1975’li yılların, hatta 1980’li yılların sevilen şarkıları ile okurlarına seslenir..
Ne güzelliktir bu!
Yine Orhan Gençebay’ın seslendirdiği “Ayşem” şarkısında seslendirdiği gibi “ Gönül bahçeme senden başka çiçek girmiyor Ayşem” şarkısına ne dersiniz?
Bugünün genç kızları, genç delikanlıları bu şarkılara kulak veriyor mu dersiniz?
Ah be yıllar, ne çabuk geçip gittiniz?
SERDİVAN YOLLARINDAYIZ!
Yılları geri getirmek elbette mümkün değil!
Oünü hatırlamak, geleceğe planlar yapmak elbette mümkün!
Sakarya Kent Konseyi için arkadaşım Şaban Mergül ile Serdivan yollarındayız..
Ne çabuk ta gelişmiş Serdivan!
Pıtrak gibi, ya da mantar gibi her yana binalar dikilmiş..
Aaa şurası arabacı alanı değil mi?
Üstelik ihtişam, Paris’i, Brüksel’i, Londra’yı aratmıyor!
Buralardan alış-veriş yapan varmı ki?
Dostum Şaban Mergül,gülümseyerek bana baktı..
Ne demek istediğini anladım..
Ya o çocukluk günleri?
“Hayvan otlattığımız günler” diye bir büyüğümüz iç çekti!?
Gözleri dolu, dolu oldu ve eskilere hep beraber gittik..
Bu bir sevdadır!
Adı, Sakarya’dır!
Bunu şimdikiler nereden bilecekler?
Birileri gelip şiirler okur, çekip giderler!
Bizim gidecek yerimiz mi var?
Aaa şuraya bak, AVM dikmişler, ya şurası yeni binalar ile doldurulmuş, görkemli yapılar içinde yeni hayatlar, geleceği yakalamak üzere hazırlıklarda..
Yaşı 70’ni aşmış delikanlılarla beraberiz..
Bir Sakarya Kent Konseyi günü..
GÖNÜLLERDE, DİLLERDE SAKARYA!
Gönüllerinde Sakarya, dillerinde Sakarya!
Sapanca Gölü, verimli topraklar..
Yılların duayen siyasetçisi Yavuz Deniz, toplantının açılış konuşmasını yaptı..
Ayrılık günlerini hatırlattı, özlem ve hasretliğin vurgularını yaptı..
Tam 19 Ay sonra Sakarya Kent Konseyi, bir araya geldi..
Kurucu Başkan, eski Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, iş insanı Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu ve arkadaşlarının buluşması bir başka “akil adamlar” buluşmasını bana hatırlattı..
Onların esamesi şu günlerde söz konusu mu?
Ama Sakarya’ya gönül vermiş, genç delikanlıların gönlündeki aşk “Ayşe” değil, Sakarya!
Sakarya için diller dökülüyor, geleceğe, gelecek nesillere daha temiz, daha güzel, daha gelecek vaat eden bir Sakarya bırakma derdindeler..
ACABA GENÇLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Bugünün gençleri acaba, Sapanca Gölü ile suyu ile doğası ile havzası ile yakından ilgileniyor mu?
Onlar için “imar izni, koruma bantları” ne anlam ifade ediyor ki?
Acaba içlerinden,” Aşağı Kirazca ile Sapanca arasındaki (Kalaycı bayırı)yüksekliği geçmek için tünel yapılsın” diyen kaç kişi çıkar?
Ya da, “Bu imar izinleri derhal iptal edilmeli” diye kükreyen kaç kızımız çıkabilir?
İşte böyle bir toplantıya konuk bulunuyorum.
Benim için çok özel toplantı bu!
Bu “ak saçlılarla” ikinci defa bir araya gelişim..
Ben de onları ne kadar özlemişim..
Hayatlarını kaybedenlere Allah gani, gani rahmet eylesin, hayatta olanlara sağlık,afiyet versin!
AKİLLER İLE BİRLİKTE!
Hepsi birbirini tanıyor..
Hepsi birbirine son derece saygılı..
Hepsi donanımlı ve devlet kademelerinde görev almış..
Sakarya için, ülke için kafa yoruyor ve bunu dert ediniyorlar..
Birlikte yemek yediler, tatlı yendi, çaylar içildi ve sırasıyla söz alanların hiçbir özel sorunu konuşulmadı..
Varsa, yoksa Sakarya!
Sakarya bir sevdadır gönüllerde!..
Ünlü ozanımız Nejat Ertaş, türkülerinde “gönül dağı” yapar, ama bizimkiler o “gönül dağının” adını “Sakarya” koymuşlar bile çoktan!
Onların sunumlarını can kulağı ile dinledim..
Rakamlarla örnekler verdiler Sakarya üzerine..
Kimi çiftçiden, kimi eğitimden, kimi yatırımlardan, kimi uygulamalardan ve kimi de Sakarya’nın kuzeyindeki toprakların satışından söz etti.
Sapanca Gölü’nü koruyamıyoruz ki, topraklarımızı koruyalım!?
SAKARYA BU KIVRIM,KIVRIM AKAR YA!
Ah be Sakarya!
Kıvrım, kıvrım akarsın ya!
Sevgili Karasulu dostum, Karasu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Erdal Bıçakcı feryat etmiyor mu, “ Bu Sakarya zehir akıyor, bu Sakarya’yı kurtaralım” diye!?
Sakarya’yı mesken edinen havyarı ve lezzeti ile bilinen Mersin balığının artık Sakarya’ya gelmediğini söyledi Bıçakcı!
Sakarya gibi neleri mahvetmedik ki?
İşte bunları dillendiriyor, Sakarya’nın akil adamları..
Varsa, yoksa Sakarya!
Sabah, akşam Sakarya!
Ama görünüyorum ki, Sakarya, birileri için angarya!
Turkuaz rengi Sapanca’dan, kızıl güneş rengi Sakarya akşamları ne güzeldir!..
Bu güzellikleri, bu sevdaları, bu sorumlulukları yazmaya devam edeceğiz..
Bu güzel insanlara selamlar olsun!
Ballı, petekli, sarı pürçek mısırlı Sakarya’ya selam olsun!
İyi ki varsınız!
Bir yazımda Sakarya’nın akil insanlarını sormuştum;
Meğer yanı başımdaymış, onları buldum!..
Onlarla birlikte olmak ne güzel, ne gurur verici..
Selamlar olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 1 Ekim 2021 Adapazarı, www.bizimsakarya.com.tr