Cumhuriyet, Atatürk destanıdır!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Sakarya gerek Osmanlı dönemi ve gerekse Cumhuriyet dönemi
“işaret taşları” yönünden çok önemli duraklardan biridir..
İncelendiğinde, bu tarihi derinliğin Bizans’a ve ondan önceki kavimlere kadar gittiği bilinir.
Bizim Sakarya’da yer alan haber, beni ilerisi için ümitlendirirken, “
Cumhuriyet dönemi eserlere kayıtsızlığımız” yönünden endişelendirdi?
Niye mi dersiniz?
Bakınız, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, ecdat yadigârı bir tarihi eser için kolları sıvadı. 750 Yıllık Osmanlı mirası için
“Bizim Sakarya Gazetesi” neler yazdı?
“Sakarya’da 1350’li yıllarda ikinci Osmanlı hükümdarı Orhan Gazi tarafından yaptırılan ve 700 yıl boyunca ayakta kalan Büyükesence Orhan Camii’nin restorasyonu başladı. Çalışmaları inceleyen Başkan Ekrem Yüce, “Türk’ün egemenliğini dünyaya gösteren Orhan Gazi’nin Sakarya’mıza bıraktığı emanetin restore edilerek gün yüzüne çıkmasını sağlayacağız.” dedi. Tarihe ışık tutan cami harçsız, temelsiz, taşlar üzerine inşa edilen ‘çantı’ tekniğiyle yapılan nadir bir eser olma özelliği taşıyor.”
EVLADI FATİHAN MİRASI!
750 Yıllık bir tarihe elbette sahip çıkmak çok önemli..
Hele de Osman Gazi gibi bir yiğit Türk evladının mirası bu!
“Cami “ deyip geçmeyiniz?
O yıllarda
;”camiler, hanlar, hamamlar, köprüler, konaklar, hayır evleri..” birer “işaret taşı” olarak değerlendiriliyordu..
Bugün Sakarya’da, bu önemli miraslarımızdan ayakta kalanı çok az! Olana da ihtimamla sahip çıktığımız söylenemez!..
Söylense, bu cami, bu yapı, bu miras, bu eser, bu halde olmazdı!?
Nasıl olmuşsa, konu Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’ye kadar intikal etmiş..
Bugüne kadar nerelerdeymişler ki?
Devreye Vakıflar Genel Müdürlüğü girmiş..
Gereken yapılacak!..
Ne güzel!
Elbette bu ve buna benzer yapıların tekrar gün ışığına çıkarılması, tarihi miraslarımızın, yeni nesil ile buluşturulması ve gelecek yüzyıllara taşınmasıdır..
Çok şükür hala,
“tarihe, değerlerimize, işaret taşlarına” sahip çıkanlar var!
CUMHURİYET FOTOĞRAFI?
Sevgili okurlar,
İşte bu bağlamda, insan ister istemez önümüze konulan
“Cumhuriyet Fotoğrafına” bakmadan edemiyor?
Neden mi dersiniz?
Sakarya’da, Cumhuriyet döneminde yapılan büyük eserlerin çoğunun yerinde yeller esiyor!
Nasıl da yıkmayı, yok etmeyi becerdik ki?
Vallahi üstümüze yok!
Daha yeni idrak ettiğimiz Cumhuriyet’in 98.Yılında şöyle geriye dönüp, bir bakmamızda yarar var..
Bir kere, çöken koca bir imparatorluktan geriye,
“sanayisi, eğitimi, okuma yazma oranı yüzde 5’e düşmüş, ulaşım altyapısı bitik, 13 Milyonluk nüfusu yoksul ve hastalıklarla boğuşuyor, savaşlar nedeni ile kaybedilmiş büyük topraklar söz konusu, Çanakkale ve 1.Dünya savaşının büyük sarsıntısını yaşamış bir nesil, perişan bir durumda” ve topraklarımız işgale uğruyor..
İşte böyle umutların tüketildiği, manada arayışlarının sürdüğü bir dönemde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde, o büyük
“bağımsızlık ve özgürlük meşalesi Samsun’da yakılıyor.
ATEŞTEN GÖMLEK GİYDİĞİMİZ GÜNLER?
“Türk’ün ateşten gömlek giydiği”
günlerde Mustafa Kemal Atatürk, 14 Haziran 1922 Tarihinde annesi Zübeyde Hanım ile buluşmak, gazetecilere açıklamalarda bulunmak,birlikleri denetlemek üzere, Adapazarı’na geliyor..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Adapazarı günlerini, içimizden biri, bir bilim insanı Prof. Dr. Sebahattin Özel, kitaplarında, enine boyuna anlatıyor.
O yılları sadece yazmakla kalmayan Prof. Dr. Sebahattin Özel, halen hayatta..
Kendisi ile gidip, tekrar görüşmek ve o yılları yaşamak bize nasip oldu..Arkadaşım Şaban Mergül ile birlikte uzun bir röportaj yaptık kendisi ile..

İSTEĞİ, KULAKARKASI EDİLDİ!?
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, uzun çarşı ve Adapazarı esnafını ziyaret ediyor, onlarla sohbette bulunuyor ve bugünkü Orhan Camii’nde, Cuma namazını eda ediyor.
Bu bilgiyi tarihi incelemeler sonrası ortaya çıkaran Prof. Dr. Sebahattin Özel, yaptığı bir konuşma ile
“ Biz Adapazarılılar, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Adapazarı yıllarında, bir Cuma namazı kıldığı Orhan Cami’ye, gezdiği cadde ve esnafı ile buluştuğu yerlere, bir levha koyarak, bu anı ölümsüzleştirelim” çağrısı, maalesef havada kaldı!.
Elbette bu manada, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaret ettiği, bir müsamere takip ettiği Çark Mesire alanı,kaldığı ve annesi ile buluştuğu ev, Sabiha Hanım İlkokulu, bir gece kaldığı Geyve ve diğer alanlarla ilgili bilgiler tekrar gözden geçirilse, buralara notlar düşülse, iyi olmaz mı?
Hem de, bunu Prof. Dr. Sebahattin Özel ustamız hayatta iken yapsak, ne iyi olur değil mi?

27 YILA SIĞRILAN BÜYÜK ESERLER
Bakınız, 27 Yıllık yaşamı boyunca, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının gerçekleştirdiği, hayati eserleri burada sayacak değilim..
Ama devrin şartlarını, içinde bulunduğu ahval ve şartları iyi bilmemiz ve bugünü değerlendirmemiz gerekir..
“Siyasi bir parti kurulması, Ankara’nın başkent ilan edilmesi, Cumhuriyet’in ilanı, Hilafetin kaldırılması, öğretim birliğinin sağlanması, ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi, Lozan antlaşması, Gölcük’te ilk tersanenin kurulması, devlet demiryolları ağanın genişletilmesi, bankaların ihdası, haraların hayata geçirilmesi, Danıştay’ın oluşumu, Türk Hava Kurumu, köylülerden alınan verginin kaldırılması, ticaret ve sanayi odaların oluşumu, fabrikaların bacalarının tüttürülmesi, ilk cumhuriyet altınının basılması, hastanelerin inşası, Türk alfabesinin kabulü, Türk Dil Kurumu, halkevleri, köy enstitüleri, Türk Tarih kurumu, kadınları seçme ve seçilme hakkının tanınması, İzmit Kağıt ve karton fabrikasının temelinin atılması, fuarların açılması, Hatay’ın anavatana katılması, Fisko Birliğin kurulması…” hep bu yıllar arasında gerçekleştirilen “Cumhuriyet’in mihenk taşlarını” oluşturur.
CUMHURİYET, ATATÜRK DESTANIDIR!
1938 Yılından, çok partili hayata geçişin tarihi olan 1946 Yılına kadar, bu yenilikler, bu çalışmalar devam eder..
Cumhuriyet bir Atatürk destanıdır!..
Cumhuriyet, kimsesizlerin,kimsesidir!..
Bu döneme ve sonraki dönemde yapılan birçok esere adı verilen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adının, bu eserlerden çıkarılması, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden “T.C” harflerinin kaldırılma teşebbüsü
,” Keşke Yunan kazansaydı” ve “Cumhuriyet Reklamlar arası” sözleri, hala sinemizi yaralar!
Sen, yeni yapılan stadyuma
“Arena” yerine, “Atatürk Stadı” diyebiliyor musun?
Cumhuriyet’in kazanımları ile yapılan
“Millet Bahçelerine”, “ Atatürk Kültür Bahçeleri” adını verebiliyor musun?
İşte,
“Ayçiçek Vadisinde” yapılan yarışların bir bölümüne, “ Atatürk Yarışı” diye adlandırabiliyor musun?
Ya da; eğitim kurumlarından birine,
“Atatürk veya silah arkadaşlarının birinin adını” koyabiliyor musun?
İşte bu hamle, bu girişim, o zaman daha büyük değerli ve önemlidir..
Merak edilmesin, bu milletin bağrından çıkan kahramanları, yaşatılacak, yaşayacaklardır.
Bir gün, elbette bunların gereği yapılır!.
Bu manada, hiç umudumuzu kaybetmiyoruz!
Yusuf Cinal yazıyor, 4 Kasım 2021 Brüksel, www.bizimsakarya.com.tr

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Cumhuriyet, Atatürk destanıdır!