1. Haberler
  2. Gündem
  3. Engin Özkoç: “İçişleri Bakanı’nın bir düşmanı var: üniversitelerde okuyan gençlerimiz”

Engin Özkoç: “İçişleri Bakanı’nın bir düşmanı var: üniversitelerde okuyan gençlerimiz”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, üniversite öğrencilerinin, yüksek ev kiraları ve yurt sorununa tepki gösterirken gözaltına alınmasını eleştirdi. Özkoç, “Süleyman Soylu, niye tutukluyorsun sen öğrencileri? Senin gücün yetiyorsa, mafyayla uğraşsana. Sana uyuşturucu baronunun konteyner numaralarını verdik, onu tutuklasana. Kara para aklayıcılarını yurtdışına çıkartan Süleyman. Sen niye öğrencilerle annesinin, babasının evlatlarıyla uğraşıyorsun, hiç mi yüzün kızarmıyor? Senin bir tek gücün on sekiz, on dokuz, yirmi yaşındaki öğrencilere mi yetiyor?” dedi.
Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Özkoç, şöyle konuştu: “Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili olarak soruyorum: Türkiye’de ne oluyor? İçişleri Bakanlığı ne yapmak istiyor? İçişleri Bakanı’nın kara para aklayıcısını devletin birimleriyle bir araya gelerek kaçırdığını ben bu kürsüden bütün milletimize duyurdum, üstelik de belgelerini sundum. İçişleri Bakanı kendi ağzıyla ‘ben kara para aklayıcısını devletin diğer birimleriyle beraber kaçırdık’ diye kayıtlarını sundu. Peki arkasından? Uyuşturucu baronunu; 4.9 ton kokaini Mersin Limanı’nda adına kayıtlı konteyner numaralarını verdiğimiz uyuşturucu baronunu İçişleri Bakanı’nın bilerek onun hakkında bir soruşturma yürütmediğini, onu kolladığını buradan söyledim. Arkasından mafyayı kolladığını söyledim. Arkasından El Kaide militanlarını, Türkiye Cumhuriyeti’nde uyuşturucu baronlarına, kara para aklayıcılarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verildiğini İçişleri Bakanlığı tarafından söyledim. Şimdi bütün bunlara gücü yetmeyen ya da kasti olarak yapmayan İçişleri Bakanı, Türkiye’de doksan tane üniversitede okuyan öğrencimiz, ‘yurtlarda kalacak yerimiz yok, tarikat yurtlarında kafa kesiyorlar; biz çaresiziz, sesimizi duyurmak istiyoruz’ dedikleri için darp edilip, tutuklanıyorlar. İçişleri Bakanı’nın uyuşturucu baronları kolladığı açık, mafyayı kolladığı açık. İçişleri Bakanı’nın El Kaide militanlarını kolladığı ve onlara yurttaşlık verdiği açık. Cezaevlerindeki katilleri, mafyaları dışarı çıkarttığı açık. Onlara gücü yetmiyor İçişleri Bakanı’nın ya da bilerek onları kolluyor ama İçişleri Bakanı’nın bir düşmanı var: Üniversitelerde okuyan gençlerimiz. Yahu anneler babalar evlatlarını üniversiteye göndermek istiyorlar. Kiralık ev arayacaklar, kiralık ev sizin yüzünüzden, sizin politikalarınız yüzünden almış başını gidiyor. Öğrenciler ev kiralayamıyorlar. Öğrenci evleri yok. Oralarda sizler engel çıkarttınız. Yurt açmıyorsunuz, Türkiye’de beş öğrenciden bir tanesi sokakta. Ya bunun annesi babası çocuğum okusun, yurtta kalsın, tek derdi bu. Siz bunları niye tutukluyorsunuz arkadaşlar?” dedi.
ÖĞRENCİLERİ DERHAL SERBEST BIRAKIN
Süleyman Soylu, niye tutukluyorsun sen öğrencileri? Senin gücün yetiyorsa, mafyayla uğraşsana. Sana uyuşturucu baronunun konteyner numaralarını verdik, onu tutuklasana. Kara para aklayıcılarını yurtdışına çıkartan Süleyman. Sen niye öğrencilerle annesinin, babasının evlatlarıyla uğraşıyorsun, hiç mi yüzün kızarmıyor? Senin bir tek gücün on sekiz, on dokuz, yirmi yaşındaki öğrencilere mi yetiyor? Onların cebinde kokain mi buldun? Onların cebinde silah mı buldun? TRT’nin önünde makinalı tüfekleri dağıtıyorsun, şimdi de kalkıyorsun doksan tane öğrenciyi gözaltına aldırıyorsun. Ne gerekçeyle gözaltına aldırıyorsun? Yavrular çıkmışlar, demişler ki: ‘Okuyacağız, sokakta yatıyoruz.’ Ya Allah ıslah etsin, daha beter söyleyeceğim, Allah ıslah etsin seni. Seni Türkiye Cumhuriyeti’nin başına saranları de Allah ıslah etsin ya. Seni hala orada tutanları da Allah ıslah etsin. Bu kadar kepazelik olur mu? O gençler derhal serbest bırakılacak, derhal… Bütün milletvekillerimizi görevlendirdik, hukukçu milletvekillerimizi görevlendirdik. Sen uyuşturucuyla, kaçakçılarla, onlarla uğraş. O gençleri derhal bugün serbest bırakacaksınız.
SUÇLU MARKETÇİ DEĞİL, AKP’DİR
Numan Kurtulmuş çıkmış, “bir kere siyasetçinin dürüst ve ahlaklı olanına bakacaksınız.” Bize ahlak öğretiyor, diyor ki Numan Kurtulmuş: ‘Devletin kendisine vermiş olduğu Türk lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır.’ Ben sana ahlaksızlık nedir söyleyeyim Numan Kurtulmuş. Bir siyasi parti seni genel başkan yapıyorsa, sen genel başkan olduktan sonra milletin huzuruna çıkıp da ‘bu AKP’ye dünya laf söylüyor, kendi seçmenlerine ben buradayım, bana güvenin’ diyorsa, ondan sonra da bir bakanlık uğruna kendi seçmenini ve partini satıyorsan, işte tam ahlaksızlık budur. Ahlaksız bir siyasetçinin söylediğine kimse güvenmez. Ahlaksızlık, yol arkadaşlarını satmaktır. Ahlaksızlık, partini satmaktır. Sadece bu yeter mi? Bak sana bir ahlaksızlık daha söyleyeyim: Senin kendi partini satarak geldiğin AKP’nin politikaları doğrultusunda vatandaştan Türk lirası olarak vergileri toplayıp, beşli çeteye ve yandaşlara dolarla ihale vermek ahlaksızlığın dik alasıdır. Bir insanda birazcık utanma olur. Sen kimsin de millete ahlaksız diyorsun? Sen hiç aynaya bakmıyor musun? Sen hangi yüzle millete ahlaksız diyorsun? Türk lirasını yerle yeksan etmişsin, insanlar çaresiz, bir lokma ekmek peşindeler. Sen televizyonlara çıkmışsın, ahlak dersi veriyorsun. Senin ahlak dersi verecek halin mi var? Biz söylüyoruz… ‘Efendim stokçular, depocular, bilmem neler suçludur.’ Depoculuğu hortlatan sizlersiniz, stokçuluğu hortlatan sizlersiniz. Biz diyoruz ki, çiğ süte yüzde 47 zam geldi, bunu kim yaptı? Üreticiler mi? Yem fiyatlarını arttırıyorsun, girdi fiyatlarını arttırıyorsun, üreticiler ne yapacağını bilemiyor. Bu koydukları zamla bile kendilerini kurtaramaz hale gelmişler. Yumurta öyle, ekmek öyle, simit öyle, her şeye zam geliyor, ‘efendim suçlu marketçi…’ Suçlu marketçi değil, senin gibi ahlak yoksunu iktidardakilerdir. Suçlu AKP iktidarıdır. Sen kimsin de millete ahlaksız diyorsun?
T.C.’DEN RAHATSIZSINIZ?
Türkiye Cumhuriyeti devleti hemen acilen Türkiye Cumhuriyeti’nden neden rahatsız oluyor açıklamalı. Neden T.C.’den rahatsızsınız? T.C.’nin yerine ne getirmek istiyorsunuz? Şimdi bir gazetede, ‘camilerde bundan sonra tabelalarda T.C. olmayacak.’ Ne olacak? Cumhurbaşkanlığı forsu olacak. Ne demek ya? Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’nden daha yüksek bir yerde mi? Cumhurbaşkanı başka bir ülkenin cumhurbaşkanı mı? Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı değil mi? Buradan Sayın Devlet Bahçeli’ye de sesleniyorum: Hatırlıyorum bir konuşmanızı, ‘T.C. ile uğraşanların hepsinden hesap soracağım’ demiştiniz. ‘O tabelaların hepsine T.C.’nin tekrar mührünü vuracağım’ demiştiniz. Ortağınızın yaptığı bu gerçekten T.C.’ye düşmanlığa karşı söyleyecek bir sözünüz var mı? Bunu lütfen açıklayın. Ne istiyorsunuz? Öğrenciden ne istiyorsunuz? T.C. damgasından ne istiyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yurttaşlardan ne istiyorsunuz? Açık net, uyuşturucu baronları sizin dostunuz. Açık net, mafyalar, Çakıcı’lar sizin dostunuz. Onlar sizin için yorum yapıyorlar, kolluyorlar. Cezaevinden çıkarttığınız katiller sizin dostunuz, El Kaide militanları sizin dostunuz. Ama Türkiye Cumhuriyeti öğrencileri sizin düşmanınız; T.C’ye siz düşmansınız.
ASGARİ ÜCRETTEN VERGİYİ KALDIRIN
Türkiye Cumhuriyeti’nde şu anda Meclis Genel Kurulu’nda bütçeyi konuşuyoruz ve siz, bize konuşacak bütçe bırakmadınız, vatandaşın bütçesini yerle bir ettiniz. Şimdi diyorsunuz ki: ‘Biz asgari ücreti açıklayacağız millet bayram edecek’ Milletin belini kırmışsınız, ‘öyle bir yapacağız ki, millet şaşıracak…’ Yahu millet düştüğü durumda size artık şaşıracak hali kalmadı. Siz asgari ücreti 180 dolar aşağıya çektiniz. Şu anda karşılığı 5 bin liradır. Şu anda getirmeniz gereken rakam 5 bin TL’dir. Gerçi siz 5 bin TL verseniz dahi vatandaşı geçinemeyecek duruma getirdiniz. Ev kiraları bin 500, 2 bin, 2 bin 500 TL… Peynir, süt, simit, ekmek, almış başını gidiyor. Bir de çıkmışlar, gülerek, insanların yüzüne bakarak, yüzleri kızarmadan diyorlar ki: “Efendim biz size öyle bir asgari ücret vereceğiz ki…” Asgari ücretten vergiyi kaldırın. Asgari ücretten vergiyi kaldırın; işvereni de, işçiyi de, emekçiyi de, emekliyi de memnun edecek asgari ücret, 5000 liranın üzerindeki asgari ücrettir. O da ancak telafi eder, ancak telafidir, başka bir şey değildir. O yüzden bu iktidar bir an önce ayağını denk alsın.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Engin Özkoç: “İçişleri Bakanı’nın bir düşmanı var: üniversitelerde okuyan gençlerimiz”
Yorum Yap