CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında basın toplantısı gerçekleştiriyor.
Faik Öztrak’ın açıklamaları şöyle oldu:
Atalarımız cehaleti üçe ayırmış. İlki Cehl-i basit: Yani bilmeyen ama bilmediğini bilenler. İkincisi Cehl-i mürekkep: Bilmeyen ama bilmediğini de bilmeyenler. Üçüncüsü ve en tehlikelisi Cehl-i mik’ap : Bilmeyen, bilmediğini de bilmeyen Ama en doğruyu bildiğini sananlar. Bunların diğer adı da “katmerli cahildir.” En zararsız cehalet ilkidir. Yani Cehl-i basit …
Çünkü bilmediğinin bilincinde olan kişi öğrenebilir. Cehl-i mürekkebin tedavisi biraz daha zordur. Çünkü bunlarda, bilmediğini bilme bilinci yoktur. Ama bilinç geliştiğinde, bunlar da öğrenebilir. Cehl-i mik’ap ise tedaviye hiç ama hiç açık değildir. Böyle bir cehaletle malul olanlar, Kerameti kendinden menkul yanlış bilgilerini ilim sanırlar. Ve bedeli ne olursa olsun yanlışta ısrar ederler. Bunlar sıradan işlerle meşgul olurlarsa, Zararları dar bir muhitle sınırlı kalır.
Ama hem kibir hastalığıyla Hem de Cehl-i mik’apla malul birine, Büyük görevler verilmişse, Karşılaşılan zarar O görevin büyüklüğü nispetinde artar, yıkıcı olur. Hele hele bunlar bir devletin başındaysa, Bir de o devlette denge ve denetim yoksa, Sonuç tüm ülke için felaket ve ağır bir yıkım olur. İşte bugün cehl-i mik’ap ile malul tek bir kişinin elinde, Türkiye’miz, ne yazık ki, oradan oraya savruluyor. Görülmemiş bir güven krizini, Ve çok ağır bir ekonomik buhranı yaşıyoruz. Milli paramız, Dünyanın tüm para birimleri karşısında pul oluyor.
Milletin yıllarca çalışıp, biriktirdiği alın teri heba ediliyor. Milli varlıklarımızın değeri beş paralık oluyor. Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan gelenler, Eriyen milli paramızın kaymağını yemek için, Edirne’yi, Kırklareli’ni, Tekirdağ’ı işgal ediyor.
Limanlarımız, elde kalan son stratejik tesislerimiz, Körfez şeyhleri için görücüye çıkarılıyor. Elde kalan bu son milli varlıklarımıza, Batan geminin malları muamelesi yapılıyor. Koskoca ülkemiz 1 milyoncu mağazasına çevrildi.
Allah Aşkına şu hale bir bakın. Memlekette iki tür kuyruk peyda oldu. İlkinde ucuz ekmek için, Karda kışta saatlerce bekleyen bu ülkenin evlatları… Diğerinde Türk Lirası pul olduğundan, Marketleri yağmalamak için, Bulgaristan’dan gelenlerin kuyruğu… Tıpkı bayrak gibi, Tıpkı milli marş gibi, Ülkemizin güç ve itibarının simgesi milli paramızla, Arap turistler sosyal medyada alenen alay ediyor.
Ülkemizi bu acıklı hale sokan Cehlin bu derecesi için, İnsanın mutlaka gayret sarf etmesi gerekir. Erdoğan ve şürekâsının ağzından düşürmediği dış güçler bile, Güzelim ülkemize bu kadar zarar veremezdi. Ne güzel demiş Yunus Emre; İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır.
Ama cehl-i mik’ap ve kibir hastalığıyla malul Erdoğan, Yarım yamalak, yalan yanlış bildiğini ilim sanıyor. Daha önce de kendini jokey sanmıştı. Atın üstünde 30 saniye duramadı. Cezasını attan düşerek ödedi. Şimdilerde, Kendisini ekonomist sanıyor. “Ekonominin kitabını yazdım” diye böbürleniyor. Ama bu sefer, Yalan yanlış kararlarının ağır faturası ülkemize çıkıyor. Bedelini de milletimiz ödüyor. Milli bayrağımız gibi, Milli marşımız gibi, Bağımsızlığımızın simgesi milli paramız, Tepe taklak düşüyor. Niye böyle oldu diye sorarsanız, Erdoğan’ın hiçbir sorumluluğu yok. Millete şimdi masallar anlatıyorlar. Biz değil, dünya kötü diyorlar. O da olmazsa, Dış güçler ekonomimize operasyon çekiyor diyorlar. Dünya bizden kötüyse, Amerika battıysa, Neden paramız Amerikan doları karşısında Yılbaşından bu yana yüzde 58 değer kaybetti?
Almanya, Fransa, Avrupa perişan ise Neden Türk Lirası, Avro karşısında Son bir yılda yüzde 54 değer kaybetti? Dünya bizden kötüyse, Esas Dolar, Avro Bizim paramız karşısında değer kaybetmeliydi. Erdoğan Merkez Bankası Başkanını görevden aldı. Yeni başkan “çekirdek enflasyonu esas alacağız” dedi. Üç ayda paramız dolar karşısında yüzde 51 değer kaybetti. Merkez Bankası Başkanını ABD mi, yoksa damat mı görevden aldı? Kim kime saldırıyor? Hanedan içindeki intikam savaşları Ne zamandan beri dış güçler tarafından yönetiliyor? Hadi diyelim dış güçler saldırdı. O halde; Her sıkıştığınızda kapısına koştuğunuz, Tank Palet Fabrikasını peşkeş çekecek kadar kıymet verdiğiniz, Tüm ülkenin tapusunu üzerine yaptığınız, Katar’ın Riyali karşısında Türk Lirası, Yılbaşından bu yana neden yüzde 57 değer kaybetti? Katar’da mı dış güç?
Faik Öztrak’ın açıklamaları şöyle oldu:
Atalarımız cehaleti üçe ayırmış. İlki Cehl-i basit: Yani bilmeyen ama bilmediğini bilenler. İkincisi Cehl-i mürekkep: Bilmeyen ama bilmediğini de bilmeyenler. Üçüncüsü ve en tehlikelisi Cehl-i mik’ap : Bilmeyen, bilmediğini de bilmeyen Ama en doğruyu bildiğini sananlar. Bunların diğer adı da “katmerli cahildir.” En zararsız cehalet ilkidir. Yani Cehl-i basit …
Çünkü bilmediğinin bilincinde olan kişi öğrenebilir. Cehl-i mürekkebin tedavisi biraz daha zordur. Çünkü bunlarda, bilmediğini bilme bilinci yoktur. Ama bilinç geliştiğinde, bunlar da öğrenebilir. Cehl-i mik’ap ise tedaviye hiç ama hiç açık değildir. Böyle bir cehaletle malul olanlar, Kerameti kendinden menkul yanlış bilgilerini ilim sanırlar. Ve bedeli ne olursa olsun yanlışta ısrar ederler. Bunlar sıradan işlerle meşgul olurlarsa, Zararları dar bir muhitle sınırlı kalır.
Ama hem kibir hastalığıyla Hem de Cehl-i mik’apla malul birine, Büyük görevler verilmişse, Karşılaşılan zarar O görevin büyüklüğü nispetinde artar, yıkıcı olur. Hele hele bunlar bir devletin başındaysa, Bir de o devlette denge ve denetim yoksa, Sonuç tüm ülke için felaket ve ağır bir yıkım olur. İşte bugün cehl-i mik’ap ile malul tek bir kişinin elinde, Türkiye’miz, ne yazık ki, oradan oraya savruluyor. Görülmemiş bir güven krizini, Ve çok ağır bir ekonomik buhranı yaşıyoruz. Milli paramız, Dünyanın tüm para birimleri karşısında pul oluyor.
Milletin yıllarca çalışıp, biriktirdiği alın teri heba ediliyor. Milli varlıklarımızın değeri beş paralık oluyor. Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan gelenler, Eriyen milli paramızın kaymağını yemek için, Edirne’yi, Kırklareli’ni, Tekirdağ’ı işgal ediyor.
Limanlarımız, elde kalan son stratejik tesislerimiz, Körfez şeyhleri için görücüye çıkarılıyor. Elde kalan bu son milli varlıklarımıza, Batan geminin malları muamelesi yapılıyor. Koskoca ülkemiz 1 milyoncu mağazasına çevrildi.
Allah Aşkına şu hale bir bakın. Memlekette iki tür kuyruk peyda oldu. İlkinde ucuz ekmek için, Karda kışta saatlerce bekleyen bu ülkenin evlatları… Diğerinde Türk Lirası pul olduğundan, Marketleri yağmalamak için, Bulgaristan’dan gelenlerin kuyruğu… Tıpkı bayrak gibi, Tıpkı milli marş gibi, Ülkemizin güç ve itibarının simgesi milli paramızla, Arap turistler sosyal medyada alenen alay ediyor.
Ülkemizi bu acıklı hale sokan Cehlin bu derecesi için, İnsanın mutlaka gayret sarf etmesi gerekir. Erdoğan ve şürekâsının ağzından düşürmediği dış güçler bile, Güzelim ülkemize bu kadar zarar veremezdi. Ne güzel demiş Yunus Emre; İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır.
Ama cehl-i mik’ap ve kibir hastalığıyla malul Erdoğan, Yarım yamalak, yalan yanlış bildiğini ilim sanıyor. Daha önce de kendini jokey sanmıştı. Atın üstünde 30 saniye duramadı. Cezasını attan düşerek ödedi. Şimdilerde, Kendisini ekonomist sanıyor. “Ekonominin kitabını yazdım” diye böbürleniyor. Ama bu sefer, Yalan yanlış kararlarının ağır faturası ülkemize çıkıyor. Bedelini de milletimiz ödüyor. Milli bayrağımız gibi, Milli marşımız gibi, Bağımsızlığımızın simgesi milli paramız, Tepe taklak düşüyor. Niye böyle oldu diye sorarsanız, Erdoğan’ın hiçbir sorumluluğu yok. Millete şimdi masallar anlatıyorlar. Biz değil, dünya kötü diyorlar. O da olmazsa, Dış güçler ekonomimize operasyon çekiyor diyorlar. Dünya bizden kötüyse, Amerika battıysa, Neden paramız Amerikan doları karşısında Yılbaşından bu yana yüzde 58 değer kaybetti?
Almanya, Fransa, Avrupa perişan ise Neden Türk Lirası, Avro karşısında Son bir yılda yüzde 54 değer kaybetti? Dünya bizden kötüyse, Esas Dolar, Avro Bizim paramız karşısında değer kaybetmeliydi. Erdoğan Merkez Bankası Başkanını görevden aldı. Yeni başkan “çekirdek enflasyonu esas alacağız” dedi. Üç ayda paramız dolar karşısında yüzde 51 değer kaybetti. Merkez Bankası Başkanını ABD mi, yoksa damat mı görevden aldı? Kim kime saldırıyor? Hanedan içindeki intikam savaşları Ne zamandan beri dış güçler tarafından yönetiliyor? Hadi diyelim dış güçler saldırdı. O halde; Her sıkıştığınızda kapısına koştuğunuz, Tank Palet Fabrikasını peşkeş çekecek kadar kıymet verdiğiniz, Tüm ülkenin tapusunu üzerine yaptığınız, Katar’ın Riyali karşısında Türk Lirası, Yılbaşından bu yana neden yüzde 57 değer kaybetti? Katar’da mı dış güç?