Hedef 2023 Tevfik Kara…

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

„Gazetecilik, yakın zamanda vaazları, dersleri ve kitapları geçersiz kılan büyük bir güçtür.“
(Theodore Tilton)
Meslekte 40’ıma merdiven dayadım. ALLAH ömür verirse 50 deyince NOKTA’yı koymaya kararlıydım ancak gazeteciliğin geldiği ya da getirildiği vaziyetten sonra bu tarihi öne çektim ve
Ekim 2023’te ELVEDA demeye hazırlanıyorum.
Yani 41. senem de veda edeceğim.
ELVEDA derken yazmaya değil, gazeteciliğe veda edeceğim.
Sadece bazı siyasetçiler değil ben de hedefi 2023 olarak belirledim.
Neden 2023?
2023 hem Cumhuriyetimizin 100. senesi hem de benim 41. senem.
Bu yüzden 2023…
GAZETECİLİK NEDİR?
Birilerinin yazılmasını hiç istemediği şeyler vardır. Konuşulmasın diye üzerini örttüğü, unutulup gitsin diye beklediği. İşte gazetecilik bunları korkusuzca yazabilmek, enine boyuna konuşabilmek,
gün yüzüne çıkararak hafızalara kazımaktır. Yoksa bunun haricinde yapılan iş sadece HALKLA
İLİŞKİLER’dir…
Diğer taraftan gazetecilik;
Yenilikçi fikirlerle toplumun önünde gitmek, topluma yön vermek ya da yönlendirmektir. Yani ÖNCÜ ya da LİDER olmaktır…
Habere gidip bir köşede uslu uslu oturup not tutan, bir kaç fotoğraf çekip giden, etliye ve sütlüye karışmayan, Bulunduğu ortamda varlığıyla yokluğu bile fark edilmeyen kişi benim nezdimde gazeteci değildir ve olamaz da!..
SAYGINLIĞI KALMADI
Uzun lafın kısası bir ÖMÜR verdim bu mesleğe. Ama bizim işimiz giderek kolaylaşacağına zorlaşıyor!..
Aslında iş olarak gazetecilik çok BASİTLEŞTİ.
Bir TUŞ kadar yakın ve her şey CEP’te…
Ancak bu meslek kolaylaşırken ayağa düştü ya da düşürüldü. Artık hiç bir SAYGINLIĞI kalmadı..
ZOR ZANAAT
Neydi önceden çektiğimiz çile ve zorluklar?!..
Yıllar gözümün önünden siyah-beyaz film şeridi gibi bir çırpıda geriye doğru hızla geçiyor.
Önce;
Siyah-beyaz negatif film satın al ve makineye tak
Navigasyon olmadan tarifle olay yerine git
Görüntü aldıktan sonra vakit kaybetmeden, zamanla yarışarak dön gel
Daktilonun başına geç
Ya da aciliyet durumuna göre telefonla haber yazdır….
Daktilo ile yazdığın haberi posta yoluyla merkeze ya da en yakın bölge bürosuna ulaştır.
Sonra da gazetede çıkacak haberini bekle!..
Daha sonra telefax ve faks aletleri çıktı, işler biraz kolaylaştı.Hele şimdi tam basitleşti…
İNTERNET ÇIKTI GAZETECİLİK ÖLDÜ
İnternet çıktıktan sonra yukarıda anlattığım olayların hepsi TARİH oldu. Zaten son 20 yıl içinde
mesleğe başlayanlar bunları bilemezler.
Teknoloji hızla gelişiyor ve insanoğlu bu gelişime ayak uydurmakta zorlanıyor.
İki binli yılların başında internet masada idi şimdi ise cep’te!..
İki binli yılların başında haber bilgisayar da yazılıyor, fotoğraf ise dijital kameradan bilgisayara aktarılıyordu. Oradan da e-posta ile servis ediliyordu.
Şimdi hepsini ufacık bir cep telefonunda yapmak mümkün.
Yani uzun sözün kısası; „internet icad oldu, gazetecilik bozuldu“

BENİ BİRİLERİYLE KARIŞTIRIYORLAR
İşlerin kolaylaştığı ama insanların ZORLAŞTIĞI bir dönemde zaman zaman birileri beni başkalarıyla karıştırıyor!..
işte o birilerinin anlayamadıkları şey; benim siparişe göre haber yazmadığımdır.
Giderim, görürüm olayı bizzat yaşarım ve haberimi yazarım!..
Veya haberdeki MUHATABIM kimse onu dinlerim.
Ama sonunda HABERİ ben yaparım!..
Zira KALEM benim elimdedir. Kalemim de satılık değildir!..
Ancak önce ben İKNA olmalıyım. Haber kokusu almalıyım. Yazacağım haber de HABER değeri görmeliyim. Ya da tabiri caizse COŞMALIYIM!..
ÖNCE BEN BEĞENMELİYİM
Birileri beğenecek veya herkesin hoşuna gidecek diye çizgimi değiştirecek değilim!..
Zaten herkesi de MEMNUN etmem mümkün değil!..
Ayrıca SOSYAL MEDYA çıktı çıkalı, herkes herşeyi BİLİYOR!..
HERKES GAZETECİ GEÇİNİYOR
Herkes gazeteci ve moderatör olmuş!.
Ama; “Gel YAZ veya olayı ÖZETLEYİP gönder bakalım” dediğinde, iki CÜMLEYİ bir araya getiremiyor.
Sorsan ÜNİVERSİTE MEZUNU, DERNEK BAŞKANI, İŞADAMI VS VS…
LAF ÇOOKK AMA İCRAAT YOK
KURU LAFA KARNIMIZ TOK!..
Yani demem o ki;
HERKES İŞİNE BAKSIN!..
BIRAKMA ZAMANI GELDİ
Hem gençlerin önünü açmak hem de kendime biraz daha fazla zaman ayırmak için bırakma zamanının gelip, geçtiğinin farkına vardım.
Ben ve bir avuç arkadaşım İDEALİST insanlar olarak bu işi, bu zamana layıkıyla ifa etmeye çalıştık. Bazı kişiler bizim gazeteciliği MADDİYAT için yaptığımızı düşünüyorsa yanılıyorlar!…
Gazetecilik PARA için yapılacak iş değildir.
Zaten bana gazetecilik yaparak ZENGİN olan bir kişi gösteremezsiniz.
Haa olanlar yok mu?!
Elbette var tabi ki!..
Ama onlar gazeteci değildir. Olsa olsa KİRALIK KALEM’dir veya affınıza sığınarak YALAKA ve YALAMA’dır vesselam!..
Tüm bu zorluklara karşı, kalemini satmayan, bu mesleği dürüstçe yapan gerçek gazetecilere
SELAM olsun!..
Mustafa Üner Sarı’dan Kara’ya açık mektup!
« Belçika Bel Haber » gazetesinde bugun yayinlanan « Ey Hocam, ya Hacım, bu ne yaman çelişki?!.. » baslikli yazinizi okudum ve size bu mektubu gondermek geregini duydum. Herhalde davranisimi hos gorursunuz.
DITIB çetesinin Belçika subesi olan « Belçika Diyanet Vakfi » nin sitesinin « DINI BILGILER » bolumunde « Hak Din » hakkinda çok bilen efendilerimiz diyorlarki :
(Hak dini Islam) « belirli bir topluma değil bütün insanlığa gönderilmiştir. Hak dinin ulaştığı kemal nokta olması münasebetiyle kıyamete kadar insanlığın tabi olacağı hak din olarak devam edecektir. İslâm Dini, daha önceki hak dinlerin temelini doğrulamaktadır. Ancak İslâm dini geldikten sonra onlara ihtiyaç kalmamıştır. Kur’an-ı Kerim nazil olduktan sonra da diğer ilahi kitaplara ihtiyaç kalmamıştır. Çünkü Kur’an-ı Kerim, diğer kitaplarında ihtiva ettiği Allah’ın varlığına ve birliğine, Peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, Ahiret gününe ve her şeyin Allah’ın takdiriyle meydana geldiğine inanan neslin, aklin ve dinin korunması gibi hak dinin temel esaslarını yeniden ortaya koymuş; daha önceki kitaplarda yer alan gerçekleri tasdik etmiş, tahrif edilen hususları da düzeltmiştir. İslâm Dini, son hak din olduğu için hak dinin temel prensipleri kesin bir şekilde ortaya konarak, zamana ve mekana göre değişebilecek nitelikte
hükümler, ilim adamlarının içtihatlarına bırakılmıştır. Müslümanlığın kıyamete kadar sürmesini ve her asırda hak din niteliğini devam ettirmesini sağlayan da bu niteliğidir. »
« Ey Hocam, ya Hacım, bu ne yaman çelişki?!..
Islâm dini geldikten sonra kendilerine ihtiyac kalmayan diger (YANI LÜZUMSUZ) hak dinlere baglilliklarini südüren, Kur’an-ı Kerim nazil olduktan sonra kendilerine ihtiyac kalmayan diger (YANI LÜZUMSUZ) ilahi kitaplara baglilliklarini südüren insanlarin dini bayramini kutlama geregini duymak insanlarin artik LÜZUMSUZ olan ilahi kitaplara baglilliklarinin devaminin saglanmasina istirak etmek olmazmi ?
1986 yılında DİTİB (Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği) çetesinin Plettenberg Eyüp Sultan Camii’sinin yönetim kurulu’nda kurucu üyeliği yaparken caminizdeki imamin vaazinda hiristiyanlarin Noël bayramini kutlamanin bizlere yakistigini soyledigini duydunuzmu ?
« Halk TV – Yayınlanma tarihi : 24 Aralık 2021 Diyanet TV’de yayınlanan “Diyanet’e Soralım” programında, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Fatih Mehmet Aydın, pasta üreticisi bir izleyicinin programının sunucusu tarafından aktarılan, “Çam ağaçlı, Noel Babalı pasta siparişleri geliyor. Yapsam mı yapmasam mı bilemedim. Bu Cuma 12 tane siparişim var. İptal mi etsem?” sorusuna şu yanıtı verdi :

“İslam’a yakışır, yaraşır bir şey değildir”
“İslam’ın yasakladığı bir şeye destek olmak, alet olmak caiz olmaz. Hristiyanlar kendi bayramlarını kutlayabilir. Onlardan nereden tedarik ederse etsinler ama bir Müslüman onların Noellerine yardımcı olacak şekilde hareket etmemeli ve rızkını başka
yerlerden aramalı. Yoksa pasta yapmakta bir sakınca olmaz. Ama bunu Noel için ve Noel’in figürleriyle, ifadeleriyle yapmak İslam’a yakışır, yaraşır bir şey değildir”
Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.
Yeni yiliniz sizin ve aileniz için aydinlik olsun.
Saygilarimla.
Mustafa Üner Sarı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hedef 2023 Tevfik Kara…