İşte bugün o birleşme, birlikte mücadele etme, ve ülkemize sahip çıkma günüdür.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2022 YILINA GİRERKEN
2022 yılına; OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’ nde yer alan bütün kategoriler eşit öneme sahip şekilde sıralandığında, Türkiye’nin 41 ülke arasında 38. yeri almasıyla, en zor yaşanacak ülkeler arasında olarak giriyoruz.

2022 yılına; Kadına şiddetin, tacizin ve kadın ölümlerinin en üst seviyeye çıktığı; kadınların var olma mücadelesi vermelerine rağmen, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kabul edilen ve uluslararası bir sözleşme özelliğini taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin yasaya aykırı olarak Cumhurbaşkanı kararnamesi ile feshedildiği bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Dış politikamızda “Yurtta barış, dünyada barış” ana ilkemiz göz ardı edilerek iktidarın şahsı çıkarlarına endeksli tamamen dışa bağımlı politikaların uygulandığı, ve tüm komşularımızla ilişkilerimizin kopma noktasına geldiği bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Tapu senedimiz Lozan, Möntro Boğazlar Sözleşmesi gibi ülkemizin bekası konumunda hayati önem taşıyan antlaşmaların en üst seviyedeki yetkili kişi ve kurumlar tarafından tartışmaya açılarak emperyal güçleri heveslendirdiği ve bunları savunan vatanseverlerin gözaltına alınarak, halkın susturulmaya çalışıldığı bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Cumhuriyet kazanımlarının ve stratejik kurumların hiçbir dönemde olmadığı kadar içinin boşaltıldığı veya yabancılara satıldığı bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Dini hükümleri esas alan ve laik Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluş felsefesine ve anayasaya aykırı olarak yürütülen bir ekonomi politikasıyla bir kısım zümrenin servetlerine servet katılırken, sade vatandaşın ekmek kuyruklarına muhtaç edildiği bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Eğitimin birliği ve laiklik ilkesi çiğnenerek, tarikat ve cemaatlerin ön planda oldukları, bütün liselerin imam hatip okullarına çevrilmeye çalışıldığı, tek adam yönetiminin halen devam ettiği karanlık bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına; Şiddet kültürünün arttığı, toplumun yozlaştığı, kutuplaştığı; sevginin, hoşgörünün ve insanlığın unutulmaya başlandığı bir dönemde giriyoruz.

2022 yılına: Yangın ve sel gibi doğa afetlerinin önceden alınmayan tedbirler neticesinde yöre halkına ve doğaya verdiği kalıcı ve unutulmaz zararların olduğu  bir dönemde giriyoruz.

Hangi siyasal görüşte olursak olalım, bu gidişe karşı çıkmaz, bu yangını söndürecek adımlar atmazsak, hepimizin birer ağaç olduğu bu ormanda hep birlikte yanacağız.

Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:

Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir.”

İşte bugün o birleşme, birlikte mücadele etme, ve ülkemize sahip çıkma günüdür.

Bu bilinçle ve üzerimize düşen büyük sorumlulukla 2022 yılını selamlıyor, içimizdeki umut ağacının, o yüce Cumhuriyet çınarının kurumasına asla izin vermeyeceğimizi vurguluyor; Atatürk’ün hedeflediği çağdaş uygarlık yolunda, özgür ve daha demokratik bir Türkiye için hep birlikte mücadele edeceğimize bir kez daha söz veriyoruz!

Başkan Jale Özer ve Yönetim Kurulu Üyeleri

Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu-ADDP

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İşte bugün o birleşme, birlikte mücadele etme, ve ülkemize sahip çıkma günüdür.