İş insanı Altay Akbıyık’ın sahibi olduğu Ottoman Hotel, savaşın devam ettiği Ukrayna’dan Sakarya getirilen yetim çocuklara kucak açtı.
Nurettin Eryılmaz-Fuat Koçer
Savaşın devam ettiği Ukrayna’daki yetimhanelerde bulunan çocukların tahliyesi için Türkiye İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Göç İdaresince gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde 113 yetim çocuk ve 63 bakım personelinden oluşan 176 kişilik kafile, 1 Nisan günü Romanya’dan Türkiye’ye getirildi.
Rusya’nın saldırmaya devam ettiği Ukrayna’dan Sakarya’ya gelen 176 kişilik kafile, iş insanı Altay Akbıyık’ın sahibi olduğu Ottoman Hotel’de misafir edildi.
Ottoman Hotel Genel Müdürü Ece Aydın, otelde konaklayan küçük yaştaki çocukların bölgeden geçen herhangi bir ambulans sesinden bile çok etkilendiğini ifade ederek, ellerinden geldiğince savaş hakkında konuşmamaya gayret ettiklerini ve çocukları burada mutlu etmeye çalıştıklarını söyledi.
Aydın, “Burası tamamen Ukrayna’dan tahliye edilen yetim çocuklar ve dediğimiz gibi 63 yetişkine ait. Hiç başka konaklayan misafirimiz yok. Şuan için iki ay gibi bir süreç. Ama tabi ki uzayabilir veya uzayamaz belirsiz bir süreç. Dileğimiz tabi ki bir an önce barışın sağlanması ve onların da tabi ki evlerine kavuşmaları çünkü evlerini özlüyorlar.” dedi.
Ülkesini her gün izlediğini ve üzüntüyle yatıp kalktıklarını söyleyen savaş mağduru Olga Masla ise “Nova Kakhovka denilen bir yerde yaşıyorum. Orası çok aktif çatışma altında kalıyordu. Biz sığınakta zamanımızı geçiriyorduk. Türkiye yolculuğumuz uzun oldu. Petrol istasyonunda çalışıyordum ve yakınımızda bulunan askeri tesisler vurulmuştu. Baya bir roket atışı ile bombalandı. Her gün izliyorum ve üzüntüyle yatıyoruz kalkıyoruz. Bu savaşın bitmesini istiyoruz. Çok büyük bir facia yaşadık. Hem ben ve benim halkım Türkiye’nin yaptığını görüyor, biliyor. Biz bunun farkındayız. Her türlü yardımın geldiğini hem savaş bölgesinde hem de burada olduğunu biliyoruz. Çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
Yelena isimli savaş mağduru ise, “Savaş başlamadan önce tabi ki kimse anlamıyor. En son bombalar evimizin yanında patlamaya başladı. Gece gündüz siren sesleri geliyordu. Saklanıyorduk. Evin altındaki sığınak buna uygun değildi. Onun için iki duvar arasında saklanmak zorundaydık koridorda. Çünkü camlara yakın kalmak tehlikeliydi. Çocuklar bazen sabaha kadar uyumadılar. Birlikte uyumadık çünkü siren sesleri sabaha kadar çalıyordu. Online eğitim görüyordu çocuklar. Onu da kısmen göremiyorlardı internet sorunu yaşıyorlardı. Şimdi hala o büyük seslerden korkuyorlar. Gece de uyanıyorlar. Mesela anlattılar geçen de davulun sesinden uyanmış çocuklar. Saatlerce ağlıyorlardı çünkü bomba ve siren seslerinden hastalıklı bir tepki oldu. Travma yaşıyorlar. Türkiye bizi çok iyi karşıladı, çocuklar hemen adapte oldular. Online eğitimlerine devam etme imkânları oldu. İyi temiz bir ortamda derse katıldılar. Boş zamanda oyun oynuyorlar. Alışıyorlar burayı çok sevdiler. Çok teşekkür ediyorum bizi karşılayanlara. Bizi yerleştirenlere ve bize şuanda yardım edenlere sıcak karşılama için çok teşekkür ediyorum.” dedi.