Kılıçdaroğlu’nun kapısına dayandığı SADAT nedir?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün kapısına giderek paramiliter bir kuruluş olduğunu söylediği ve ‘terörist yetiştirmekle’ suçladığı SADAT, kamuoyunda yeniden merak konusu oldu. Pusu, baskın, yol kapaması ve sabotaj gibi ‘gayri nizami harp’ teknikleri konusunda eğitim veren, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘yetişemediği yerlerdeki boşluğu doldurmayı’ kendine misyon edinen şirket, son yılların en fazla tartışılan yapılanmaları arasında. Peki bir kez daha seçim güvenliği konusunda ismi gündeme gelen SADAT nedir, hangi faaliyetlerde bulunmaktadır?
Tam adı Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş olan SADAT, tuğgeneral görevindeyken emekli olan ve İslamcı siyasete yakınlığıyla bilinen Adnan Tanrıverdi tarafından 28 Şubat 2012 tarihinde kuruldu. ‘SADAT’ın Arapçada “seyitler” anlamına geldiği için bu ismin seçildiği ifade ediliyor.
Şirketin kuruluşunda Tanrıverdi ile birlikte 23 emekli subay ve astsubay da yer aldı. Adnan Tanrıverdi’nin oğlu Mehdi Tanrıverdi, şu an SADAT Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.
Albaraka Mütevelli Heyeti Üyesi Emekli Tuğgenaral Mehdi Sungur ile adı Bitlis Mutki’de bulunan toplu mezarla anılan ve bölge halkı tarafından “kelleci general” olarak tanımlanan Korkmaz Tağma da şirketin danışmanları arasında yer alıyor. Yeni Akit yazarları Ahmet Varol ile Abdurrahman Dilipak da SADAT’ın ‘Ortadoğu uzmanı’ sıfatıyla başvurduğu isimlerden.
Merkezi İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan ve bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) emekli olan çok sayıda askerin olduğu SADAT, danışmanlık, eğitim, konvansiyonel askeri eğitim, alışılmadık askeri eğitim, özel kuvvetler eğitimi ve ordu donatımı üzerine çalışıyor.
“SİLAHLI KUVVETLERİN BOŞLUĞUNU DOLDURUYORUZ”
SADAT kendini, “Ülkemizin Silahlı Kuvvetlerinin yetişemediği ülke ve askeri sahalardaki boşluğu doldurmak üzere milli sorumluluk hisseden kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu, yasal bir şirket” olarak tanımlıyor. İnternet sitesinde kendi misyonunu, “İslam ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmak” olarak açıklıyor.
İnternet sitesinde “Gayri Nizami Harp, Ülkelerin Silahlı Kuvvetlerinin Yurtlarını savunmada kullanmak üzere yaptıkları meşru bir organizasyondur” görüşünü savunan SADAT, konuyla ilgili şu görüşlere sahip:
GAYRİ NİZAMİ HARP EĞİTİMİ: PUSU, BASKIN, YOL KAPAMASI, SABOTAJ
“Ülkelerin savunulması için nizami teşkilatlanma ne kadar meşru ise, işgale uğraması halinde, işgalciyi vatanından kovmak için mutasavver işgale uğrayabilecek bölgelerinde, barış zamanından itibaren sivil vatandaşlarını organize etmesi ve onları eğitmesi de o kadar normal ve meşrudur. Meşru olmayan, bu maksatla eğitilen insanları, darbeci veya diktacı zihniyetle kendi insanına karşı kullanılmasıdır.”
SADAT, gayri nizami harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekâtı ile bu harekata karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini veriyor.
SURİYE VE LİBYA’DAKİ ROLÜ
SADAT’ın Suriye’de dış müdahale kaynaklı iç savaşın başladığı 2012 yılından bu yana adı Türkiye kamuoyunda sıklıkla gündeme geliyor. Şirketin Esad karşıtı Suriyeli unsurların silahlandırılması ve eğitilmesi konusunda görev aldığı iddiaları basına yansımış, SADAT ise bu iddiaların doğru olmadığını öne sürmüştü.
Buna karşın SADAT’ın Suriye’ye gönderilen cihatçılarla ilişkisi olduğuna ilişkin çok sayıda iddia gündeme gelmeye devam etti. Suç örgütü lideri Sedat Peker de iktidarla ters düştükten sonra yaptığı açıklamalarda, “Suriye’deki Türkmenlere benim adıma gönderilen silahlar, SADAT organizasyonuyla El-Nusracılara gidiyordu” iddiasında bulundu.
Meclis’te milletvekillerinin SADAT’ın cihatçılarla ilişkisini irdeleyen soru önergelerine yanıt verilmedi.
SADAT internet sitesinde Libya’daki faaliyetlerini ise doğruluyor. Şirketin sitesinde Libya’daki çalışmalarla ilgili şu satırlar yer alıyor:
“SADAT A.Ş. Libya Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek ve Danışmanlık, Eğitim, Donatım hizmeti sunma imkanlarını görmek amacıyla Libya’da idi. Yapılan görüşmeler neticesinde bir alayın Spor Tesislerinin dizaynı ve yapılması ile ilgili proje hazırlanmaktadır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Trablus Büyükelçisi Sayın Ali Kemal AYDIN da makamında ziyaret edilerek, SADAT A.Ş. ve Libya’daki faaliyetleri konusunda bilgi verilmiştir.”
AKŞENER, SADAT’A DİKKAT ÇEKMİŞTİ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2018 yılında bir açıklama yapmış, silahlı eğitim kamplarından söz ederek SADAT’a dikkat çekmişti.
“Son dönemde üniformalar uzun namlulu silahlarla bazı kişiler ortalıkta dolaşıyor” diyen Akşener, bunlarla ilgili çok önemli iddialar olduğunun altını çizerek şöyle devam etmişti:
“Örneğin Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de SADAT diye bir yapı. İnanın SADAT da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını istiyorum.”
HDP SALDIRISI VE MÜLAKAT SKANDALI
SADAT’ın ismi HDP İzmir İl Başkanlığı’na saldırıp Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer’le de gündeme gelmişti. Gencer’in Suriye’de SADAT tarafından eğitildiği iddia edilmişti.
Ayrıca 15 Temmuz’un ardından 3 yıl boyunca harp okulları mülakatlarına SADAT’a bağlı isimlerin katıldığı ortaya çıkmıştı.
TANRIVERDİ, ERDOĞAN’IN DANIŞMANI OLDU
SADAT’ın kurucusu Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı.
Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edildi. SADAT’ı kurmadan önce Tanrıverdi, ABD’de askeri strateji alanından danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.
Tanrıverdi, 2016’da AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı oldu.
Tanrıverdi, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği’nin (ASSAM) organizasyonundaki, “İslam birliği Mehdi hazretleri geldiği zaman olacak. Mehdi hazretleri ne zaman gelecek Allah bilir. Bizim bir işimiz yok mu? Ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte aslen bunu yapıyoruz” açıklamasının ardından gelen tepkiler üzerine görevinden istifa etti.
GÜVENLİK ZİRVESİ’NDE KOLTUK SAHİBİYDİ
Tanrıverdi, TSK’nin Afrin harekatı öncesinde yapılan ‘Güvenlik Zirvesi’ne de katıldı.
Zirvede, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları, İçişleri, Dışişleri, Milli Savunma Bakanları ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yanı sıra Adnan Tanrıverdi’nin de yer alması kamuoyunun tepkisini çekmişti.
Ajanslar,Birgün,Basın..