“Her şeyin, 29 Nisan 2011 yılında ; “Türkler gibi yaşamak istiyoruz”,”Demokrasi istiyoruz”, “Başbakan Erdoğan’ın bizlere el uzatmasını istiyoruz” diye haykırarak Hatay’ın Yayladağ İlçesinden 252 kişilik bir grubun Türkiye’ye girmek istemesiyle başlıyordu.
Son günlerin üzerinde en fazla konuşulan ve yapımcısının apar topar gözaltına alındığı “Sessiz İstila” filmi…
*
30 sene sonrası, 3 Mayıs 2043 tarihine kurgulanarak götürülen tarihte ise, İstanbul Eyaletinin başkanı olan Ahmet Bin Veli’nin, yapılan seçimlerde, yüzde 55 oy alarak tek başına iktidara gelen, Suriye’den Türkiye’ye hicret eden halkın kurduğu partinin zaferini müjdeliyordu, Sur adıverilen TV kanalından…
*
Ve olaylar, Araplaştırılan hastaneler, sokaklar ve işsizlikle kıvranan Türk Gençlerinin, ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldığını, bir kurgu olarak anlatırken ; (ortaokul sıralarında Tarih dersinde, sınıfta en yüksek notu aldığım için, “Herodot” diye çağrıldığım o anların çağrışımı ile) bugünkü Türkiye’nin 10 kat büyüklüğünde, 60 milyon nüfusuyla, 1058 yıl dünyaya hükmeden ve büyük kavimler göçüyle, meydana gelen iç karışıklıklar sebebiyle, 1453 de, tarihin derinliklerinde kaybolan (Büyük) Roma İmparatorluğu aklıma geldi…
*
Hunların, Avrupa’yı işgaliyle, barbar vizigot ve cermen kavimlerinin, Tuna nehrini geçerek, Roma topraklarına varmalarıyla, kendi sınırları içinde, tehlikeli bir düşman yaratılıyor ve Romalıların da, bu kavimlere köpek eti yedirerek köle muamelesi yapmalarıyla, düşmanlık zirve yapıyor artıyorsa, bir zaman sonra da piyade ve süvarilerden müteşekkil lejyon safları da bu barbar kavimlerden oluşuyor ve yetkileri ellerine geçiren bu intikamcı kindar sınıflar, geçmişte gördükleri eziyetlerin kindarlığıyla1000 yıldan fazla hüküm süren dünyanın gelmiş geçmiş en uzun ömürlü devleti Roma İmparatorluğunun sonunu hazırlıyordu…
*
Bu yıkıma, Hıristiyanlık dininin devlet dini olması sebebiyle, geleneklerin yok olması da imparatorluğun sona ermesinde ikinci etken oluyordu…
*
Zaten, Romalı devlet adamı/filozof Çiçero’ya Roma neden çöktü diye soranlara verdiği ; “Bilgisizlik ve çok konuşmak” yanıtı bugün ülkeyi 20 yıldan beri yöneten AKEPE zihniyeti, ülkeyi “Göç Deposu” haline dönüştürerek, toplumu, Suriye’den göç edenler için, Peygamber efendimiz döneminde baskı ve işkencelere karşı, Mekke’den Medine’ye göç edenler için kullandığı, (kutsal) MUHACİR sözünü, Suriye’den göç edenler için kullanıyor, Türk vatandaşlarının da, Mekke’den gelen Müslümanları karşılayan Medineliler gibi ENSAR olması lazım geldiğini söyleyerek, muhafazakar Türk Toplumunu tıpkı Romalıların Hıristiyanlık kullanılarak uğradığı yıkım gibi dini ritüeller yoluyla yaralıyordu…
*
Hatay/Reyhanlı sınırında,252 kişiyle başlayan serüven, bugün 8-10 milyonlara varmış, ekonomimize, 100 milyar dolar gibi ağır bir yük yüklemiştir…*Bütün bu macera, AKEPE zihniyetinin, kasıtlı uyguladığıbir politikadır.Arap nüfusunu arttırarak, Arapçayı seçmeli dil yapıp, topluma dayatmak istemesi, vatandaşlık verilenlerin oy deposu olması ve gelen gençleri gerektiğinde kullanmasıyla, Ülke, Araplaştırılarak özlem duydukları, “Hilafet Rejimine” ulaşacaklardır (sözde)…
*
Bu konuda, 20 yıllık iktidarlarında, Türk Devletine çok pahalıya mal olan, “PKK’yla Çözüm Süreci” ve yıllarca “Fetö Yılanıyla” birlikte devlet yapısına verilen tahribatta yaptıkları büyük hatalar gibi, bu “Araplaştırma Projesinde” de yanlış yaptıklarını anlayıp “gönül rızasıyla bir milyon Suriyeli memleketlerine göndereceğiz” U dönüşüyle toplumun duyduğu öfkeye karşı, gaz almak istemektedirler…
*
Emperyalizmin, dokuz koldan, ekonomisi dibe çakılmış Türkiye’yi, bu büyük göç dalgasıyla, bir “iç savaş projesine” çekmesiyle ve tıpkı 1058 yıl dimdik ayakta duran Roma ,623 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorlukları gibi yok etmek ve tarih sahnesinden silmek istediklerini göremiyorlar…
*
“Memleketin Dahilinde, İktidara Sahip Olanlar, GAFLET, DALALET ve hattaHIYANET İçinde Bulunabilirler.Hatta Bu İktidar Sahipleri Müstevlilerin (İstilacıların) Siyasi Emelleriyle Tevhit(Birleşebilir) Edebilirler)” sözleriyle gençliği 95 yıl önce uyaran Büyük Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki son sözler aklıma geliyor ve Türk Halkının ve bilhassa yeni oy kullanacak 5 milyon gencin, Emperyalizmin, yerli işbirlikçilerle sahneye koymak istediği oyunun, 2023 de yapılacak seçimlerle”Aydınlanmacı Atatürk Cumhuriyeti’ne” tekrar dönüştürecek olması umudunu muhafaza ediyorum……
Muzaffer Tatlı/Sakarya Karasu’dan yazıyor