Mut, Ermenek, Silifke, Gülnar, Anamur, Erdemli (Eski İçil) Taşeli adıyla anılır. Kültür kayıtlarında da bu isimi görürüz. Bu yörede kültür ortaktır. Bir biri ile kaynaşmıştır. Gelenekleri, halk oyunları, seyirlik oyunlar, ağıtlar, türküler hep ortaktır.
19. Y.Y. yaşamış olan Küçük Karacaoğlan ya da Silifke li Karacaoğlan ve yörede yaşayan Abdallar Bu yörenin kültürüne, sanatına yön vermişlerdir. Küçük Karaca Oğlan ; kışları Taşucu Holmi Kentte oturan, yazları Kavak, Çatak yaylalarında yaşayan bir Rum Kadınıdır. Elinde cümbüşü ile Türkmenlerin arasında dolaşmış. Onların türkülerini ağıtlarını çalmış, söylemiş. Bu arada kendinin bağlantılı olduğu Kıbrıs kültürü ile Taşeli kültürünü sentezlemiştir. İşte Taşeli yöresinde gördüğümüz 9, 18, 32, 64 vuruşlu ezgilerin gizemi buradadır.
Horasan Erenleri
Horasan dan kalkan kervan Anadolu’ya gelir. Kırşehir, Konya, Afyon, Antalya, Adana, Mersin’e ; kona, göçe gelirler, yerleşirler. Kah demirci olur, kah sünnetçi, ya da çalgı çalarlar. Hem eğlenirler, hem eğlendirirler.
Karasabanın demiri, orak , kazma, keser, balta, kılıcı; Onların elinde şekillenir. Anadolu’da ahilik onlarla anlam bulur. Zanatçı olurlar. Bir bakarsınız sanatçı olur. Hacı Taşan, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş olur. Bağlamanın telinde, kavalın sesinde. Davulun tokmağında onlar çıkar karşımıza.
Bir Türkmen oymağı olan; Abdallar’dan söz etmek istersek:
M.Şakir Ülkütaşır, Ali Aksüt, Hamza Aksüt’ün araştırmaları en önemli kaynakçalarımızdır.
Babai Türkmenlerinin bakiyeleri olan Abdallar; Alevi, Kızılbaş inancı içinde yer alırlar. Yaşadıkları bölgeye göre, kah Tahtacılar, kah Çepniler, Bektaşiler ile uyum içinde geleneklerini, inançlarını sürdürürler.
Taşeli yöresinde Abdallar’ın bir kısmı, Kırşehir yöresinden, bir kısmı Konya, bir kısmı ise Alanya’dan gelmişlerdir.
Mut, Silifke, Anamur, Mersin’de bulunan Abdallar, zaman içinde; bir birleri ile gidip, gelmeler sonucu akraba olmuşlar. Geçmişleri ile ilgili geleneklerini günümüze kadar yaşatmışlardır. Taşeli yöresinde, her köyde bir, iki ev kalıntısı bulmak olasıdır. Zaman içinde kentlerde ve kentler yakın yerleşim yerlerinde, bir arada yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Silifke Say mahallesi: bir kısmı Mut’dan, Gülnar’dan, Anamur’dan bir kısmı ise Silifke’nin Gedikli Ahmet Paşa tarafından fethi sırasında, gelmiş, buralara yerleşmişlerdir. Yörenin demircilik işlerini ; Demirci Ali Bayram, Tencili Hüseyin, Demirci Kemal Çelik (1989 yılında Belediye Meclis üyeliği yapmıştır.) gibi ünlü demirci ustaları yetişmiştir. Taşeli kültürüne en büyük katkı ise Say Mahallesinde bulunan sanatçılar kanalı ile olmuştur. Kıbrıs ile Akdeniz, İç Anadolu arasında bir köprü kurarak, bölgenin kendine özgün, kıvrak melodik yapısı ortaya çıkmıştır. Yani 8, 16, 32, 64 ölçüler buradan Anadolu’ya yayılmıştır. Kör Yusuf, Topak Mustafa, Gırnatacı Halil Demir, Kemancı Hüseyin Say, Davulcu İsmail Çakkan, Deli Ali, Uzun Memet, Kara Mustafa, Derinceli Ali, Öcal, Deli Bayram, Karaçocuk. Ve bunların geleneklerini sürdüren çocukları. Dünya’ya yöre folklorunu tanıtmışlar. Tanıtmaya devam ediyorlar.
Durmuş Ali Beyaz, Durhasan Üşenmez, Kemal Çelik, Metin Uslu belediye meclis üyeleri seçilip, Silifke siyasetine yön vermişlerdir.
Bölgede en ünlü sünnetçi Dehmen Goca, Müdür lakaplı Gülleci Goca olmuştur.
Dedeleri Konya’dan Yağmurlu , Hacı Bektaş Ocağından gelmiş, 1960 yıllarında Aşık Davut Sulari, Aşık Kul Hasan gibi dedeler gelmiş.Tencilli Hüseyin’in evinde cem tutmuşlardır. Çeşitli nedenlerden dolayı cem tutmaya ara vermişlerse de , son yıllarda evlerde Cuma Akşamlarında toplanıp cem tutmaya başlamışlardır. Kara Mustafa , evini cem evi için hazırlamış, burada cem tutmaya devam ediyorlar.
Mut ilçesinde, Sarıkavak, Narlı, Pamuklu köyüne yerleşmiş. Bu yerleşim yerlerinden daha sonra Kelceköy’e Ortaköy’e gelmişlerdir. Buradan Silifke’ye, Ankara’ya, yurt dışına gitmişlerdir. Gittikleri yerlerde demircilik, zanatkarlık işlerini bir arada devam ettirmişlerdir. Mahmut usta, Nazmi Örs, Gırnatacı Durhasan, Bayram Usta gibi müzisyenler çıkmış, onların çocukları bu işi devam ettirmişlerdir.
Kravga Beyleri Kırşehir yöresinden bir gurubu alarak Şanşa köyüne yerleştirmişlerdir. Daha sonra Şanşa’ lılar Karaman’a taşınmışlar. Karaman da Fatih ve Yeni mahallede oturmaktadırlar..
Zaman içinde Keskin Gırtıl köyünden evliyalar gelmiş. Buralarda yaşamış. Yaşadıkları süreç içinde kerametler göstermişler. İşte Gırtıl, ya da Kırtıl Dede bunlardan biri. Hak’ka yürüyünce yöre halkı en yüksek tepeye mezar yapmışlardır. Bu dağın ismi Kırtıl Dağı olmuş. 1946 yıllarında Muzaffer Sarısözen Felteş (Ahmet) Duman’dan derlemeler yaparken kayıtlarına yer adı olarak Kırtıl Köyü olarak geçmiştir. Korucuk mahallesi, köy tüzel kişiliği oluşurken Kırtıl Köyü olarak tescil edilmiştir. Kırtıl Dağının eteğinde kurulan İkinci Kırtıl köyünde Müze ve Kütüphane açılarak kültüre hizmet vermeye devam ediyor.
Yörede yedi kardeşler söylencesine göre; bu yöreye Horasan erenleri gelmiş. Bu yörede hizmet etmişlerdir. Hak’a yürüyünce Kırtıl Dede gibi, köylerinin en yüksek tepelerine mezarlarını koymuşlardır. Hürü Kızları, Mukaddem Dede, Yalman Dede, Zeyne Dede, Mağaras Dede, Şıh Yonis, Ali Mekke, Sadık Dede gibi yatırlar hala anılmakta, Sultan Nevruz, Hıdır Ellez gibi günlerde ziyaret edilmekte, kurbanlar kesilip niyaz edilmektedir.
Gülnar yöresin de başta Derince gibi yerleşim yerlerinde kalmışlar. Bir kaç aile Saray mahallesinde kalmış (Hörlek Memet), bir kısmı ise Silifke’ ye göçmüştür. ( Derinceli Ali)
Anamur’da Ören’e gelmişler, sonra Yıldırım Beyazıt mahallesine yerleşmişlerdir. Bir kısmı ise Silifke’ye göçmüşlerdir. Anamurlu Ali Rıza, Ali Tekin ) . Anamur, Silifke yerleşim yerlerinde evlilik vb. nedenlerle kaynaşmışlardır. Seracılık, demircilik, sanatçılık, gibi işlerde geçimlerini sağlamaya devam ediyorlar. Ali Rıza Uslu ticaret ile uğraşıyor. İki oğlunu müzik okullarında okutarak, müzikle bilimsel olarak ilgilenmelerini sağlamış.
Tarsus’ta Bolatlı, Akgedik köylerinde, Mithatpaşa, Demirkapı, Cetvel, Yenice ‘de Malatya’dan gelen Tencili Abdalları bulunmaktadır. (Silifke’de bulunan Tencili Hüseyin ile bir çoğu akraba bulunmaktadır. Tarsus Bağlarbaşı köyünün bir kısmının Malatya yöresinden geldiği, yakın zamana kadar Abdal köyü olarak anıldığı, daha sonra Bağlarbaşı köyü olarak isim verildiği. Bu köy de yatırı bulunan Cüneyt Dede de Aladağlar’da, Bolkar Dağlarında yaşadığı sonra bu köye geldiği Bayatlı Ocağına bağlı bir ermiş olduğu belirtilmektedir. ( Malatya ya ise 17,18 y.y. Gülnar dan gitmişler. )
Anadolu’da Ahilik örgütünün kurucuları, Anadolu’yu adım, adım yayılmasına katkı sunan Abdalların; önümüzdeki süreç içinde toplumda ötekileştirmeden , en yüce değer alması için onların önünü açacak girişimlerin yapılması gerekmektedir.çünkü onların genlerinde sanatçı ruhlar, işitme zenginliği olan kulaklar bulunmaktadır.
Bu anlamda Taşeli yöresinde ve Kırşehir yöresinde; Üniversiteler aracılığı ile bilimsel bir araştırma yapılır ise; görülecektir ki; sanata karşı duyarlı bir Abdallar grubu ortaya çıkacaktır.
Bu tespit ten sonra bölgelerde açılacak, el sanatları (başta demircilik olmak üzere ) , güzel sanatlar lisesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Konservatuarlar ile dünyanın en iyi operacısı, en iyi kemancısı ortaya çıkacaktır. Olağan dışı kulak ve ses yetisi bu yörelerde çim, çim beklemede.
Onları yeşertmek bu ülkeyi yönetenlerin görevi olmalı.