Geçtiğimiz hafta polisle girdiği diyalog ile gündeme gelen Yeneroğlu, TBMM’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yeneroğlu, yaptığı açıklamada “Emniyet Genel Müdürlüğü beni düşman ilan etti” değerlendirmesini yaptı. “Sayın Meclis Başkanı beni en iyi tanıyan insanlardan biridir” diyen Yeneroğlu, “Artık kendisini tanıyamıyorum. Benimle aynı şeyleri düşündüğünü bildiğim insanı tanıyamıyorum. Bir insan bu kadar mı değişir Allah aşkına?” diyerek tepkisini gösterdi.
Yeneroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Kızılay’daki Somalililere ve işyerlerine aylardır baskı yapmakta, haksız yere gözaltına alarak bu insanlar mağdur edilmektedir. Siyahi vatandaşlarımız ve ikamet sahibi göçmenlere kamu gücüyle kurumsal ırkçılık yapılmaktadır.
Göç İdaresi adeta İletişim Başkanlığı’ndan rol çalarak (!) dezenformasyon yapıyor, kamuoyunu yanıltıyor.
Göç İdaresi’nin TSE standartlarını dayanak göstermesi abesle iştigaldir. Çünkü ilgili standartlar sadece ‘kamu kurum ve kuruluşlarına’ yöneliktir.
Bu cumartesi yayımlanan ‘Cemaat Vakıfları Seçim Yönetmeliği’nin gayrimüslim cemaatlerin özel durumları dikkate alınarak, bu cemaatlerinin özerkliğine imkan sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekirdi.
Ülkemizde skandal bitmiyor. Maalesef hukuksuzluk o kadar sıradanlaştı ki birçoğunu artık dikkate bile almıyoruz. Malumunuz basın kanunlarında değişiklik yapan ve kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen önerge TBMM Genel Kurulu’na alındı.
DEZENFORMASYON KANUN TEKLİFİ
İfade özgürlüğünü yok sayan, AYM kararlarını gözardı eden ve demokratik standartlar çerçevesinde yürütülmeyeceğini bildiğimiz bu kanun teklifine dair daha önce de eleştirilerde bulunduk. Bu kanun teklifi milletin desteğini kaybetmiş iktidarın seçime girme hazırlığıdır. Gazetecileri, internet haber sitelerini, sosyal medyayı ve aslında bütün vatandaşlarımızı susturma çabasının cisimleşmiş halidir…
Basın kartı olmayan gazetecilere polisin en ağır fiziki müdahalelerde bulunacağı, gözaltına alacağı şimdiden çok belli. Kimi zaman tutuklanacak, mahkum edilecekler. İktidar “bunların basın kartı yok, o yüzden gazeteci değiller” diyecek.
İktidara göre; onların hoşuna gitmeyen her yorum, her haber yanıltıcı ve zaten dezenformasyon. Hâlbuki dezenformasyonun kralını yapan bizzat iktidarın kendisi! TÜİK’in açıkladığı istatistiklere inanan bir Allah’ın kulu kaldı mı?
DEVA GÜÇLENDİKÇE DEMOKRASİ ALAN KACANACAK
Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. İşte öyle bir zamanda yaşıyoruz. Karanlık aydınlığın yokluğudur. Işık gelince karanlık yok olur. DEVA Partisi güçlendikçe de otoriterlik zemin kaybedecek, demokrasi ise alan kazanacaktır.