Bana Türkiye’yi insanları, pahalılığı, siyasi durumu falan soruyorlar…
Kusura bakmayın o kısır döngü içine girmeyeceğim.
Pahalılığı yazsam, vay sende mi;
Güzellikleri yazsam, Senin için hava hoş, bozdur Avroları;
Siyasi atmosferi yazsam; hariçten gazel okuma tarzında yüklenecekler, biliyorum..
Azcık vaktiniz olanlar ve gerçekten laf olsun diye sormulmuyorsa, okuyun, pay çıkartın, herkes payına düşeni alsın…
Çünkü, “ Ben araştırdım, ben gözlemledim, ben yazdım!
Biliyorum “Ben”i parçalamak atomu parçalamaktan daha zor…
“Ben” birinci tekil şahıs zamiri…
Zamirler isim değillerdir. Fakat cümle içerisinde isimlerin yerlerini tutarlar.
Zamirler kendi içlerinde 5’e ayrılırlar. Bunlar şahıs zamirleri, işaret zamirleri, belgisiz zamirler, soru zamiri ve dönüşüklük zamirleridir.
Yazının dilbilgisi dersine dönüşmemesi için sadece şahıs zamirlerine bakacak olursak
cümle içinde insan ismi yerine kullanılan ben, sen, o, (tekil ); biz, siz ve onlar ( çoğul) şahıs zamirleridir. Üçü tekil, üçü çoğul 6 tanedir.
Dilbilgisi olarak tamam 6 ama fsosyolojik, psikolojik olarak 2
Yani Türkiye’de sayısı 2’ye düşmüş!
Birinci tekil şahıslardan sadece “Ben” varken, çoğul olarak biz, siz, onları’n yerini “ Herkes” almış. Fakat Herkes duruma göre kimse/ hiç kimse olarak kullanılıyor ve Ben’in emrinde…
Şimdi bu girizgahtan sonra gelelim Türkiye’nin asıl sorununa…
Ne zaman ki herkes ama herkes, “Ben”den başka Sen ve O zamirinin de olduğu bilincine varır, ne zaman ki kişi kendisinin de Biz, Siz, Onlar zamirlerinin içinde bir birey olduğunu idrak eder o zaman her şey düzelir.
Sosyal, kültürel, siyasi, ticari vs toplumsal yaşamda aklınıza ne gelirse, bozuk dediğimiz her şey ama her şey düzelir…
Ben iyiyim herkes kötü
Ben akıllıyım herkes aptal
Ben fakirim herkes zengin
Ben mağdurum herkes değil
Ben garibanım,
Ben haklıyım,
Ben ezikim,
Ben yaparım,
Ben yapamam,
Ben güzelim,
Ben hastayım,
Ben muhtacım,
Benim fikrim
Benim projem,
Benim partim
Benim başkanım,
Benim köyüm
Benim arkadaşım,
Benim dostum
Benim düşmanım
Benim dinim,
Benim sevgilim,
Benim eşim,
Benim düğünüm
Benim hastalığım,
Benim sağlığım…
Benim kasabam,
ineğim, evim, arabam, oğlum, kızım, doktorum,
patronum, işçim, dişçim, amelem, marabam, ustam, hastanem, ülkem,
benim vatanım,
benim devletim,
gazetem, yazarım, çizerim….
Konuşanlara kulak verin, sohbetlerde dikkat edin hiç biz, bizim diyen var mı?
Var, oluyor ama hep birilerini suçlamak, kötülemek, karalamak için söyleniyor.
Bizim bütün işlerimiz böyle,
Bz adam olmayız,
Bize benzemesin,
Bizim gibi olmasın,
Biz bu işleri bilmiyoruz
Biz de olsa,
Biz nitelik ve nicelik olarak Ben’in günah keçisi, Ben’den başka herkes yani…
Ben, ben, ben, ben…
Benim, benim, benim..
Yahu adam 7 kişi kurbana girmiş, diğer altısı yok gibi “Benim kurbanlığım” diyor iyi mi, gerisini varın siz düşünün…
( Burada söyleyecek bir kaç cümle daha var ama boyumu aşar dlye yazmıyorum)!
İnsanlar her şeyi tekil olarak benimsediği için benimsedikleri her ne ise gerçek değerini anlamını yitirmekte, adeta bir metaya, mala mülke dönüşmekte…
Benimsenen her şey bir arkadaşın tabiri ile bir süre sonra MALIMSANIYOR…
MALIMSAMAK, birey maddi manevi neye sahipse, her neye BENİM diyorsa onları bir süre sonra kendi malıymış gibi görmesi anlamına geliyor…
Büyük çoğunlukta “Empati” diye bir şey yok/ kalmamış… Çünkü insanlar içlerinde, beyinlerinde, duygularında Sen’i çoktan yok etmişler nasıl empati kuracaklar…
Elbette birinci tekil şahıs Ben için Sen var, fakat Ben’i beslediği, dinlediği kadar var…
Ben’den başka Sen, o, biz, siz, onlar’ın da olduğunu yazmasan / hatırlatmasam olmazdı…
Hatırlayın, ben kadar olmasada sen, o, biz siz, onlar’a da azcık değer verin inanın hayatın daha güzel, daha yaşanır olduğunu göreceksiniz, çektiğiniz sıkıntı, stres ne varsa çoğundan kurulacaksınız…
Söze yekün tutmak lazım, Bayramınızı kutlar, Sen’li, O’lu, Biz’li, Siz’li, Onlar’lı günler dilerim…
Bayramlık bir hicivle bitirelim isterseniz:
“Türkiye’nin bütün sorunlarını ‘Ben’ çözerim…
8 Temmuz 2022
Yavuz Nufel