1. Haberler
  2. Gündem
  3. Haydi CHP

Haydi CHP

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda herkesin, kendi bilgi ve öngörüsüne göre, görüş bildirmesinden doğal bir şey olamaz.

Eğer Altılı Masa’da bir başka isim üzerinde uzlaşma sağlanacak olursa, buna Kemal Kılıçdaroğlu dahil hiç kimsenin itirazının olmayacağı da açıktır.

Ancak görüldüğü kadarıyla Kemal Kılıçdaroğlu adaylık benim hakkım diyor. Ve bana kalırsa, gerçekten de kendi hakkıdır. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanların en belirgin gerekçesi, Dr Recep’e karşı yedi kez kaybetmiş olması gösteriliyor.

Yakın tarihimizde Demirel de yedi kez gitmiş sekiz kez gelmişti. Ve Demirel eğer rahmetle anılacaksa, en son gelişinde yaptıklarıyla anılmakta olup, ilk yedi kezinde işlediği günahları toplum nezdinde böylece affettirebilmiştir.

Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçtikten sonra topluma karşı işlediği siyasal hataların faturalarını görmezden gelmek de mümkün değildir. Ancak ve ne var ki; içinde bulunduğumuz konjonktür (ne yazık ki Türkçe’mizde işbu terimi karşılayabilecek başka bir terim yok), Kemal Kılıçdaroğlu’nu en ussal aday olarak dayatmaktadır.

Türkiye’yi içine düşürüldüğü bataktan, Cumhuriyet’i yok olmaktan kurtarıp, ulusu toparlayacak ve çok daha önemlisi suçlulaların cezalarını çekebilecekleri adaleti sağlayacak biricik kişinin Kemal Kılıçdaroğlu olduğu söylenebilir.

Bilgi, görgü (umur) ve deneyimleri bu sayılanları yapabilecek düzeye yükselmiş bulunuyor.

Ancak başta Habertürk olmak üzere, sözde demokrat kanallarda, gerçekten meziyetleri kendinden menkul, zıldırzop ‘akademisyen’, ‘uzman’ ve ‘gazeteci’lerin dillerinden düşürmediği bir gerekçe var ki; Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıkması gereken ve benim yıkacağından kuşku duymadığım “Türkiye’nin Sosyolojisi” denilen galat-ı meşhurdur.

Efendim Türkiye’nin yüzde 65/70’i ‘mütedeyyin’ yurttaşlardan oluşmaktadır.

Kusura kalınmasın ama, ‘mütedeyyin’ olmak demek, her türlü alçaklığı, yolsuzluğu, üçkağıdı, namussuzluğu sindirebilmek demek midir?

Yoksa Aziz Nesin’in tanımladığı durumda olmak demek midir?

İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişilik ve yeteneklerine hak verip de aday olmaması gerektiğini ileri sürenlerin temel dayanağı bu ‘mütedeyyin’lik galat-ı meşhurdur. Oysa, kanımca, Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin 12 Eylül Faşizmi tarafından kapatılmasının ardından, Deniz Baykal tarafından kurulan sözde CHP’yi özde CHP yapmaya yönelmiş bulunmaktadır.

Yukarıda belirttiğim üzere, bu yolda, benim de acımasızca eleştirdiğim kimi büyük ‘siyasal hata’lar yapmadı değil.

Ancak, özellikle Türkiye Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir göreve talip olmaya karar verdiği günden itibaren, görevin ağırlığıyla orantılı bir sorumluluk üstlenmiş bulunmaktadır. İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nu Kemal Kılıçdaroğlu yapacak olan bu yüksek ‘sorumluluk bilinci’dir.

Kendi payıma, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sorumluluğun gereğini hakkıyla yerine getirebileceğini düşünüyorum. Ne o iki belediye başkanı ve ne de bir başka ‘siyaset eskisi’ni ‘deneme’ye Türkiye’nin dayanma gücü yoktur diyorum.

Yok eğer, varolan siyasal partiler ve Sağırağıroğulları türü yeni yetme ‘siyasetçi’lerin ayak oyunları ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı engellenecek olursa, yetmiş yıldır egemen olan bu yüzde yetmiş ‘mütedeyyin’ kesimin tuzağına bir kez daha düşülmüş olacaktır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu sindiremeyenler, her türlü alçaklığı, yolsuzluğu, namussuzluğu yeniden sindirecek demektir.

Kendilerinin sindirdiği bu alçaklık va namussuzluğu da geriye kalan yüzde otuza zorla sindirtmek isteyeceklerdir.

İşte bugün için %30’u temsil eden Kemal Kılıçdaroğlu’na sorumluluk verilecek olursa, %70’in arkasına sığınan o ‘zıldırzop siyasetçi’lerin ‘ikbal’i de zedelenecek ve Türkiye’nin ‘gerçek yüzü’ ortaya çıkacaktır.

Uzatmadan haydi Bay Kemal haydi CHP diyorum.

Türkiye ve hatta bölgenin umudu olmak için bu son şansınızdır ve son şansımızdır.

Türkiye’nin galü belası yani ‘ondan ötesi olmayan’ı aşamasındayız.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Haydi CHP
Yorum Yap