Bahçeli, Sinan Ateş suikastıyla ilgili ilk kez konuştu: Cinayetin gölgesi MHP’ye düşürülmek istendi, ‘tek bir evladımı al da ciğerin kaç okka görelim’
MHP lideri Devlet Bahçeli, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi sonrası partisine kumpas kurulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Tek bir evladımı al da ciğerinin kaç okka olduğunu görelim” ifadesiyle ‘gerekli mesajı vermeyi’ ihmal etmedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş‘in öldürülmesiyle ilgili ilk açıklamasını cinayetin üzerinden 10 gün geçtikten sonra, bugün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında yaptı.
Yaşananlar üzerinden partisine organize bir saldırı tertip edildiğini ileri süren Bahçeli, “Cinayetin gölgesi birden bire MHP’ye düşürülmek istendi. Bir iç hesaplaşmanın olduğu devamlı suretle gündemde tutuldu” ifadesini kullandı.
ADINI ANMADI
MHP liderinin mesajlarındaki en dikkati çeken detay, suikastla ilgili konuşurken bile Ateş’in adını bir kez bile anmaması oldu; olay için ‘menfur bir cinayet’ demekle yetindi ve genel hatlarıyla ‘dava arkadaşlarına’ sahip çıktı.
“MHP ve Ülkü Ocakları’yla en küçük bağı olması şöyle dursun, devamlı kundaklayıp kurutmaya çalışan etki ajanları, içimizden devşirilmiş siyaset artıkları, FETÖ’cüsünden PKK’lısından tüm şirret odakları bizi cinayetle aynı karede göstermek gibi vahim bir günaha ortak oldular. Kurt kışı geçirir, ama yediği ayazı unutmaz” şeklindeki sözleriyle ‘gözdağı’ veren Bahçeli, sıklıkla cinayetin aydınlatılması çağrısında bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nu hedef aldı:
“Bak Sayın Kılıçdaroğlu senin sağında solunda konuşlanan teröristlerle Ülkücü Türk gençliğini karıştırma; bu gaflete kapılma. Sen teslim olmuşsun, sen ihanete el sallamış bir kimliksizsin. Azılı katillerin dümen suyuna girmişsin. Kılıçdaroğlu şayet yüreğin varsa buraya gel. Tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka olduğunu görelim.“
‘MHP’Yİ CİNAYETLE İRTİBATLANDIRANLAR, İSPAT ETMEZLERSE ŞEREFSİZDİRLER’
Cinayetteki kilit isimlerden biri, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde bulunmuştu. Siyasetçinin güvenlik güçlerine “Siz gidin, sahibiniz gelsin” dediği ileri sürülmüştü.
Tutuklananlar arasında partiyle ilişkili isimlerle birlikte iki de özel harekat polisi bulunurken, bunun ‘siyasi cinayet’ olabileceğine dair görüşler ağırlık kazanıyordu. Cinayetin MHP’yle ilişkisi ve yürütülen soruşturma hakkında Meclis’e bir soru önergesi de verilmişti.
Bahçeli, konuşmasında “MHP’yi bu cinayetle irtibatlandıranlar, ispat etmezlerse şerefsizdir. Peşlerini bırakmayacağımızı bilmelerinde yarar vardır” ifadesini kullandı; ardından suçlamaları ‘reddetti.’
“Hayatları boyunca bir ülküdaşımızın elinden tutmamış, hayrı dokunmamış ne kadar haşarat varsa cinayeti malzeme olarak kullanmaktadır. Bizim vampirlerle işimiz olmayacaktır. Hakkımızı ve hukukumuzu ziyan ettirmeyeceğiz. Bizi karıştırmak isteyenleri hukuka havale edeceğiz. MHP’yi mafyayla ilişkilendirmek cürümdür, cinnettir. Mafyadan ülkücü olmaz. Müfteriden ülkücü olmaz. Davamız hak arayanların iç sesidir. Davamız Türklüğün bayraktarlığıdır. Davamız Allah yoludur.”
SAVCILARA ÇAĞRI: NE BİLDİĞİNİ SORUN
Bahçeli, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ‘ın “Hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz” mesajına da değindi.
Eski ‘yol arkadaşının’ bu açıklamayla savcıların alanına girdiğini savunurken “Bu istihbarat fosiline bildiğini sormak kusursuz şerefli Türk savcılarının ana görevi olduğunu buradan hatırlatmak hem çağrım hem de görevimdir” diye konuştu.
PEKİ SORUŞTURMA NE DURUMDA?
Bu arada soruşturmayla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgi akışına göre çok da uzun bir yol katedilmiş değil. Geçtiğimiz 11 gün içinde 13 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cinayetin tetikçisi Eray Özyağcı ise hala firarda.
Büyük yankı uyandıran olayda hem AKP hükümetinin hem de MHP yönetiminin ‘geri planda kalmayı tercih etmesi’ dikkati çekiyor. Kameralar karşısında herhangi bir değerlendirmede bulunmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın, perde arkasında Ateş’in eşiyle iletişim kurması ve cinayetin aydınlatılacağına dair söz vermesi de ilgi uyandıran bir başka detay.
‘BİZ ADIM ATTIKÇA ÖNÜMÜZE ENGELLER ÇIKMAKTA’
Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklamalar şöyle:
– Sakarya Savaşı devam ediyorken Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, kendisine intikal edilen raporlardan etkilenmiş; bu suretle orduyu geri hatlara çekerek savunma yapılmasını teklif etmişti. Fevzi Paşa ise bu düşünceyi reddetti ve adım adım savunma yapılarak başarıya ulaşacağını kaydetti. Dediği gibi de oldu, zafer Türk milletinin hanesine yapıldı. Adım adım savunma stratejisiyle Türk’ün makus tarihi değişmiş, cumhuriyete giden yolların taşları döşenmiştir. Bugün de ‘adım adım 2023’ stratejisiyle cumhuriyetin 100. yılına giden sürecin dört başı mamur hazırlıkları yapılmaktadır. Biz adımlarımızı adam gibi attıkça önümüze engeller çıkmaktadır.
‘SUYA SABUNA DOKUNMAYANLARLA NE CAN YOLDAŞI OLUNACAK NE DE ÜLKÜLERİMİZİN YOLUNDAN GİDİLECEKTİR’
– Siyasi mücadelemizin her etabı zorluklarla geçmiştir. Elbette bu kutlu yolculuk, ikna edilmişlerle değil inanmışlarla, kapı arasından bakanlarla değil, kapıyı omuzlayıp içeri giren serdengeçtilerle yürünmüş, bundan sonra da öyle olacaktır. Aka karışmayıp tavaya bulaşmayanlarla, balkondan seyredip suya sabuna dokunmayanlarla ne can yoldaşı olunacak ne de ülkülerimizin yolundan gidilecektir.
– Hain proje elamanlarının iç yüzü birer birer deşifre olmaktadır. 2023 yılı bir turnusol kağıdı gibi her melaneti, her rezaleti açığa ve ortaya çıkaracaktır. Hatta bu süreç başlamıştır. 2023 seçimleri iftirayla iffet, iradeyle ihanet arasında geçecektir. 2023 seçimleri üniter milli devlete sadakat besleyen Türkiye sevdalılarıyla geleceklerini dağılmaya bağlayan federasyoncular arasındaki seçime sahne olacaktır. Türkiye’nin önünü kesmek, ayağına zincir vurmak, onca yapılanı yıkmak amacıyla faal halde olanlar, aynı kuyrukta sıraya girmişlerdir.
‘ZİLLET İTTİFAKI 12 ŞUBAT 2022’DEN BU TARAFA TOPLANIP TOPLANIP DAĞILIYOR’
– Zillet İttifakı’nın siyasetsizliği ortadadır. Türkiye’ye bağlılıkları, Türk milletine mensubiyetleri ise komalıktır. 5 Ocak 2023’te 10. toplantısını yapan bu kirli ve kriminal siyaset ittifakı yine aday belirleyememiştir. Yaklaşık 9.5 saat toplantı yapıp da cumhurbaşkanı adayını tespit edemeyen zillet partileri, bir bakıma iflas bayrağını çekmişlerdir. Ortak aday çıkarmak için altılı masadaki parti başkanları görüşmelere başlayacaklarmış. Peki bugüne kadar neleri konuştunuz? 12 Şubat 2022’den bu tarafa toplanıp toplanıp dağılıyorlar, patırtı kütürtü çıkarmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
‘YERLİ VE MİLLİ DEĞİLLER’
– CHP’sinden İP’ine, DEVA’sından Serok’una kadar hiçbir zillet partisinin Türkiye’ye hizmet gibi bir derdi, özlemi, gayesi, niyeti yoktur. Olmasını beklemek ise tamamiyle beyhudedir. Zillet ittifakı bir alternatif değildir. Zillet ittifakı hazır değildir. Zillet ittifakı yerli ve milli hiç değildir. Milletimiz bunların asıl yüzlerinin tamamıyle farkındadır.
– MHP ne zaman itibar ve iftira suikastlarına uğrasa an be an gözden kaçırılmak istenen bir tertip, bir tezgah, bir plan derhal devreye alınmaktadır. Bize yönelik saldırılarla aziz milletimizi hedef alan hazırlıklar, yakın benzerlikler taşımaktadır. Çünkü MHP, Türk milletinin son kalesi, son siperi, düşmana atılacak son kurşunudur. MHP’yi akıllarınca meşgul ettiklerini zannedip haklı ve tarihi mücadelesinde kuşkular uyandırmak isteyenler Türk milletinin kuyusunu kazmak isteyen işbirlikçilerdir. Olan biten ne varsa izliyoruz, takip ediyoruz.
BABACAN’A: TÜRKLÜĞÜN NESİ VE NERESİ SENİ RAHATSIZ ETTİ?
– Londra tefecilerinden, New York bankerlerinden ilhamını alıp İngiliz muhitler Cemiyeti’nin günümüz ayağına talip olan DEVA’nın başındaki zat, anayasanın 60. maddesini tartışmaya açma cüreti göstermiştir. Selamsız sabahsız Babacan, anayasamızın 66. maddesini çağımızın gereği olarak kapsayıcı bir anlayışla ele almayı teklif etmiştir. “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür, Türk ananın veya babanın çocuğu Türk’tür, hiçbir Türk vatana bağlılıkla bağdaşmayan hiçbir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.” DEVA’sı derdine kafi gelmeyen bu tulumba partisinin kurumsal iletişim başkanı da “Türklüğü çıkarıyor musunuz?” sorusuna “Doğru” yanıtını vermiştir. CHP’den tek bir itiraz gelmemiştir. İP’den tek bir tepki duyulmamıştır. DEVA’nın icazetli başkanını Türklüğün nesi ve neresi rahatsız etmektedir? Türklüğü anayasadan çıkarmayı cesedimizi çiğnemeden nasıl başaracaksınız?
‘BU AZGIN TEHDİDE SEYİRCİ KALAMAYIZ’
– CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na danışmanlık yapan bir şahsın röportaj sırasında orada bulunan Türk bayrağını kaldırtması suçtur, cinayettir, al bayrağa adice bir hakarettir. Bunlar bayraksızdır, bunlar milliyetsizdir, bunlar cibiliyetsizdir. Allah muhafaza ellerine fırsat geçerse Türkiye’yi emperyalizmin kursağına teslim etmeleri kaçınılmazdır. Bu azgın tehdide seyirci kalamayız. Bu alçak teşebbüse sabır gösteremeyiz.
‘TÜRK’E KEFEN BİÇMEK İÇİN KUMPAS PLANLARI YAPIYORLAR’
– Şeytan oradaysa iman buradadır. Hodri meydan. Biz adamı yüzünden, satılmışı da gözünden tanırız. Milletimizin hiçbir ferdi yılgınlığa kapılmasın. Düzelir böyle kalmaz. Hesap sorulur, mahşere bırakılmaz. Çürük merdiven bulmuşlar dama çıkmanın arayışındalar. MHP’yi olmadık suçlamalarla durdurmaya, Cumhur İttifakı’nda çatlak oluşturmaya çalışıyorlar. Bizim görüş açımızı kapatarak Türk’e kefen biçmek için kumpas planları yapıyorlar.
– Düşmanca senaryolara taviz vermeyeceğiz. MHP’yi sosyal medyaya yuvalanmış teröristlerin eliyle fitne anaforuna çekmeye çalışan namussuzlara 2023’ü zilletle karalamak isteyen namertlere müsaade etmeyeceğiz.
‘TEK BAŞIMA KALSAM DA DAVAYI ÇİĞNETMEYECEĞİM’
– Tek başıma da kalsam davayı çiğnetmeyeceğim. Bir cinayet üzerinden siyasi kurgu yapanlara tekrar haykırıyorum ki, cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. MHP’yi suç örgütleriyle ilişkilendirenlerin son neferimize, son nefesimize, son damla kanımıza kadar karşısındayız. Açığımızı kollayan, ensemizde boza pişiren, bizi köşeye sıkıştırma amacımızı güden kim varsa bugüne kadar konuştu. Şimdi sıra bizdedir. Madem herkes sırasını savdı. Madem herkes eteğindeki taşları döktü. Şimdi söz sırası bizde.
‘MHP’YE ORGANİZE BİR SALDIRI İVME ALARAK HIZ KAZANDI’
– Bilmediğimiz göle girmeyeceğimiz herkesin malumudur. 30 Aralık’taki kanlı saldırı gerçekleştikten sonra MHP’ye organize bir saldırı ivme alarak hız kazandı ve sürekli olarak kamçınalıp körüklendi. Tüm FETÖ’cüler algı operasyonları kanalıyla yeni bir kalkışma başlattılar. Cinayetin gölgesi birden bire MHP’ye düşürülmek istendi. Bir iç hesaplaşmanın olduğu devamlı suretle gündemde tutuldu. Böyle zamanlar duygusal taşkınlığın akli melekeleri kilitlediği kaos ve kargaşa zamanlarıdır. Tedbir, sabır ve uyanıklık şarttır. İmam Şafi’ye sormuşlar ‘fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarsınız?’ ‘düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür’ demiş. Biz de bu manevi öğüde riayet ederek düşman oklarını takip ettik. Tehlikeyi sezdik, hücumu gördük.
ÜMİT ÖZDAĞ’A: İSTİHBARAT FOSİLİ
– MHP ve Ülkü Ocakları’yla en küçük bağı olması şöyle dursun, devamlı kundaklayıp kurutmaya çalışan etki ajanları, içimizden devşirilmiş siyaset artıkları, FETÖ’cüsünden PKK’lısından tüm şirret odakları bizi cinayetle aynı karede göstermek gibi vahim bir hataya ortak oldular. Kurt kışı geçirir, ama yediği ayazı unutmaz. Unutmayacağız. Adına zafer denilen yenilmiş bir partinin ümitsiz vakası, hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz’ açıklamasıyla savcıların görev alanına giren açıklamada bulundu. Bu istihbarat fosiline bildiklerini sormak şerefli savcılarımızın ana görevidir. Şimdi de parti binalarına ‘yerli ve milli katil kim’ afişleri asacak kadar yerin dibine geçtiler. Cinayeti müfterilik şovuna dönüştü.
Binlerce FETÖ hesabı açıldı. Pensilvanya menşeli sosyal medya saldırıları yaşandı. Azılı MHP düşmanları bu konuyu gerçek mecrasından saptırarak siyasi hesaplaşmaya çevirdiler. TBMM’de yuvalanan terör seviciler meseleyi kanatmayı denediler.
‘MİLLETVEKİLİMİZ AHLAKSIZCA SUÇLANDI’
– Aleyhimizde aslı olmayan iddialar başta CHP olmak üzere teröristlerin, bölücülerin, mankurtların, devlet ve millet muhaliflerinin eline tutuşturulup meseleyi sahiplenmeleri için siyasi istismar ortamı açıldı.
– Milletvekilimiz ahlaksızca suçlandı. Başkanlık divanı üyesi arkadaşlarım töhmet altında bırakıldı. MHP’ye cinayetin ihale edilmesi amacıyla şiddetli bir cephe açılıp, ittifakla harekete geçildi. Ülkücüyü öteki gören, Mehmetçik katilleriyle işbirliği yapan Kılıçdaroğlu da suskunluğumuzun nedenini sorma gereği duydu. Edebimiz el vermez, edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap edebi elden gidene. Suskun değilim; seviyesi ithamlarınızı seyredip gerekli notlarımı alıyorum. Bu siyaset defosu, gençlerimizin mafyacılık oynadığını ileri sürdü.
KILIÇDAROĞLU’NA: TEK BİR EVLADIMI AL DA SENİN CİĞERİNİN KAÇ OKKA OLDUĞUNU GÖRELİM
Bak Sayın Kılıçdaroğlu senin sağında solunda konuşlanan teröristlerle Ülkücü Türk gençliğini karıştırma; bu gaflete kapılma. Sen teslim olmuşsun, sen ihanete el sallamış bir kimliksizsin. Azılı katillerin dümen suyuna girmişsin. Kılıçdaroğlu şayet yüreğin varsa buraya gel. Tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka olduğunu görelim.
– CHP demek; HDP ve PKK ile koyun koyuna yatan parti demektir. Böylesi tezgahlara karnımız toktur. MHP’yi de bilen bilir, CHP’yi de bilen bilir. Elinde ülkücü kanı olanlardan ne duyacağımız ne öğreneceğimiz vardır. Kılıçdaroğlu neleri bildiğini, kimlerin kulağına ne fısıladığını açıklamak durundadır.
‘ŞEREFSİZ OĞLU ŞEREFSİZLER’
– MHP’yi uyuşturucu çeteleriyle, kiralık tetikçilerle, cinayet örgütleriyle eşitlemeye niyetlenmiş kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir. Bizim üzerimize kan sıçratmak, katil yaftası vurmak Türkiye’yi kavga iklimine çekmek için el avuşturan kim varsa şerefsiz kere şerefsizdir. MHP’ye çamur atıp, 2023 seçimlerini zillet ittifakının lehine dönüştürmek için ganimet avcılığına soyunanlar şerefsiz kere şerefsizdir. FETÖ ile Pensilvanya’da işbirliği yapıp, MHP’nin üzerine saldırmak isteyen kim varsa şerefsiz oğlu şerefsizdir.
‘HUKUKA HAVALE EDECEĞİZ’
– MHP’yi bu cinayetle irtibatlandıranlar, ispat etmezlerse şerefsizdir. Peşlerini bırakmayacağımızı bilmelerinde yarar vardır. Genel Başkan olduğum süre içinde sır olarak sakladığım görevden alma nedenlerini yeri geldiğinde paylaşırım. Hayatları boyunca bir ülküdaşımızın elinden tutmamış, hayrı dokunmamış ne kadar haşarat varsa cinayeti malzeme olarak kullanmaktadır. Bizim vampirlerle işimiz olmayacaktır. Hakkımızı ve hukukumuzu ziyan ettirmeyeceğiz. Bizi karıştırmak isteyenleri hukuka havale edeceğiz. MHP’yi mafyayla ilişkilendirmek cürümdür, cinnettir. Mafyadan ülkücü olmaz. Müfteriden ülkücü olmaz. Davamız hak arayanların iç sesidir. Davamız Türklüğün bayraktarlığıdır. Davamız Allah yoludur.”