Amsterdam’daki ilk iftar sofrası THY’nin oldu.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Amsterdam’daki ilk iftar sofrası THY’nin oldu. İftara, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal, Azerbaycan Lahey Büyükelçisi Rahman Mustafayev, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy, Deventer Başkonsolosumuz M. Hakan Cengiz, Din Hizmetleri Müşaviri Ömer Özgül, Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın başkanları ve üyeleri ile birçok turizmci katıldı.

Hollanda’daki iftar sofraları, hem resmi makamların hem de Sivil Toplum Kuruluşları’nın yoğun çabalarıyla devam ediliyor.

Bu anlamlı buluşmalar, ülkedeki çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirirken, Ramazan’ın güzelliklerini tüm topluma ulaştırıyor.

Övgülerin yanında, aşırı bir şekilde düzenlenerek yapılan gösterişli etkinliklerin, toplumda hoşnutsuzluk yarattığı ileri sürülüyor ve sadelik isteniyor.

Afbeelding met windmolen, tekst, person, buitenshuis Automatisch gegenereerde beschrijving

Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, tüm dünyada olduğu gibi, Hollanda’da da şehirler ve sokaklar renkli ve dopdolu iftar sofralarıyla şenlenmeye başladı. Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın düzenlemekte olduğu bu özel yemekler, ülkenin önde gelen isimlerini bir araya getirecek, Hollanda devlet büyüklerinin, Müslüman toplumunun iftar davetini kabul etmesi ise büyük yankı uyandıracak. Devlet büyüklerinin bu anlamlı jestleri, İslam dünyasında sevinçle karşılanırken, ırkçıları rahatsız edecek.

Afbeelding met person, kleding, persoon, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda’daki iftar sofraları, hem resmi makamların hem de Sivil Toplum Kuruluşları’nın yoğun çabalarıyla organize edilmeye devam ediliyor. Bu anlamlı buluşmalar, ülkedeki çeşitliliği ve birlikteliği pekiştirirken, Ramazan’ın güzelliklerini tüm topluma ulaştırıyor.

Afbeelding met panorama, buitenshuis, gebouw, Stedelijk gebied Automatisch gegenereerde beschrijving

Maneviyatın ve güzelliklerin doruklara ulaştığı Ramazan ayı, Amsterdam’da bir kez daha paylaşım ve dayanışmanın zirvesine çıktı. İftar sofraları, sadece mideye değil, kalplere de dokunuyor, bereketiyle bütün şehri kuşatıyor.

Bu yılın ilk büyük iftar sofrası, Türk Hava Yolları’nın Amsterdam Müdürlüğü’nden geldi. İftar sofrası, ülkemizin gururu olan THY’nin, Amsterdam Müdürü Şerafettin Ekici ve Kargo Satış Müdürü Muhammet Raşit Yılmaz’ın ev sahipliğinde, Corendon Oteli’nin muhteşem salonlarında gerçekleşti.

Afbeelding met persoon, person, pak, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
                                                  Protokol masası

Programa, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal, Azerbaycan Lahey Büyükelçisi Rahman Mustafayev, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy, Deventer Başkonsolosumuz M. Hakan Cengiz, Din Hizmetleri Müşaviri Ömer Özgül, Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın başkanları ve üyeleri ile birçok turizmci katıldı.

Afbeelding met Menselijk gezicht, microfoon, kleding, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

THY Amsterdam Müdürü Şerafettin Ekici, THY’nin yeni uçuşları hakkında ayrıntılı bilgiler sunarak, havayolu şirketinin genişleyen hizmet ağının önemini vurgularken şunları söyledi:

“Türk Hava Yolları olarak Amsterdam’dan Günde 5 sefer İstanbul Havalimanı’na, 2 sefer Sabiha Gökçen Havalimanı’na ve haftada 1 kez Esenboğa Havalimanına seferlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bu seferler sayesinde bir günde çok yüksek sayıda yolcuya dokunuyoruz, seyahatlerini güvenli şekilde sağlıyoruz.
Havalimanı satış ofisimizi 1 Nisan itibarıyla açıyoruz. Bütün biletleme, değişiklik, iade, fazla bagaj ödemeleri bu ofisimizde görev alacak olan THY personeli tarafından yapılacak
1 Nisan’dan itibaren AJET ayrı havayolu olarak uçmaya başlıyor. Biletler AJET sisteminden satılmaya başlandı.
Çok iddialı 2033 hedeflerimiz bulunuyor. Yeni uçak siparişlerimizle birlikte filodaki uçak sayımızın 2033 yılında 800’ü aşması planlanıyor. Taşıdığımız yolcu sayısının 2033 yılında 170 milyonun üzerine çıkması hedefleniyor. Çalışan sayısının 150 bin’e ulaşması hedefleniyor. Avustralya Melbourne uçuşlarımızın açılmasıyla birlikte 130 ülkede 346 destinasyona uçuyoruz. Artık Türk Hava Yolları 6 kıtaya da uçuşlarını gerçekleştiriyor.”

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, tekst, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Ekici’den sonra söz alan Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal, THY yetkililerine yaptıkları başarılı çalışmalar için teşekkür ederek, Türkiye-Hollanda arasındaki ilişkilerin güçlendiğinin altını çizerken şöyle konuştu:

“Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda arasındaki Dostluk Anlaşması’nın imzalanmasının 100. yıldönümü faaliyetleri düzenlediğimiz bu yıl, Ramazan’da sizlerle bir araya gelmek mutluluk verici.
Öncelikle hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum. Allah ibadetlerinizi ve hayırlarınızı kabul etsin. Bu Ramazan’ın ülkemize ve tüm İslam ülkelerine barış, huzur, bereket ve sağlık getirmesini temenni ediyorum. THY’ye de bol kazançlar diliyoruz.
Ramazan ayı; rahmet ve ibadet ayı olduğu kadar, sevgi, hoşgörü ve dayanışma duygularını daha yoğun bir şekilde hatırlamamıza vesile olur.
Ramazan; aynı zamanda yüce dinimizin merhametini, hakkaniyetini, emir kıldığı ahlaki ilkelerini tüm insanlığa bir kez daha hatırlatır. Bu bereketli ayda bize verilenlere şükrederken, aynı zamanda darda kalanlara yardım etme ayıdır.
Sizler ülkemizde meydana gelen depremler vesilesiyle bu birlik ve dayanışma duygularını geçen Ramazan ayında en üstün şekilde sergilediniz. Depremlerde ülkemiz ve milletimiz göstermiş olduğunuz bu örnek birlik ve dayanışma için kalbi duygularla hepinize teşekkür ediyorum. O dönemde her zamankinden daha yakın çalıştığımız THY’ye de şükranlarımızı tekrarlıyoruz.
2023’de Amsterdam THY Ofisi’nin 1967’de açılmış olması çok önemlidir. 428 uçak, 170 milyon yolcu ve 345 havaalanına uçuş yapması ile THY göz bebeğimizdir.
THY Amsterdam Müdürlüğümüze bu güzel düzenleme ve davetleri için teşekkür ediyoruz. Şerafettin Bey’e ve tüm mesai arkadaşlarına, mesai arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Ramazan ayını aileleriniz ve sevdikleriniz ile birlikte sağlık, huzur, bereket içinde geçirmenizi can-ı gönülden diliyorum, saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.”

Afbeelding met persoon, person, kleding, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Büyükelçimizin konuşmasından sonra gelen iftar saatinde kuran okundu ve çorba servisinden sonra açık büfeden yemekler alındı.
İftar sofrası vesilesiyle, uzun zamandır birbirlerini görmeyen dostlar ve meslektaşlar geç saatlere kadar sohbet ettiler.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

Değerli okurlarım, Hollanda’da çok yaygın bir şekilde yapılmakta olan iftar sofralarının ilkini yukarıda okudunuz. Bundan sonra her gün birkaç yerde yapılacak olan yüzlerce iftar sofrasına davetliyim. Bu davetlerin hepsine gitmek tabii ki imkânsızdır. Bu vesile ile, gidemeyeceğim organizasyonlar için şimdiden özür dilerim.

RAMAZAN, ORUÇ VE İFTAR HAKKINDAKİ YORUMUM

Oruç, sadece dini bir vecibe olmanın ötesinde, sağlık açısından da önemli bir pratiğe işaret eder.
Hz. Muhammed (s.a.v), orucun sadece açlık ve susuzlukla sınırlı olmadığını, aynı zamanda kişinin nefis terbiyesine, sabrın gelişmesine ve manevi bir arınmaya hizmet ettiğini belirtmiştir.
O, oruç ibadetinin, bedensel ve ruhsal sağlığı koruyarak insanın kendini kontrol etmesini, sabretmesini ve manevi olarak güçlenmesini sağladığını öğretmiştir.

Afbeelding met kleding, person, persoon, scène Automatisch gegenereerde beschrijving

Hz. Muhammed, orucun sağlık üzerindeki olumlu etkilerine de dikkat çekmiştir.
Özellikle oruç tutmanın sindirim sistemini dinlendirerek, sindirim sorunlarını azalttığı, vücudun detoksifikasyonunu sağladığı ve kilo kontrolüne yardımcı olduğu belirtilmiştir.

Afbeelding met kleding, person, persoon, mensen Automatisch gegenereerde beschrijving

Dolayısıyla, oruç sadece dini bir vecibe olmakla kalmaz, aynı zamanda bedensel ve ruhsal sağlık için de önemli bir pratiği ifade eder. Hz. Muhammed’in öğretileri, orucun sadece açlık ve susuzlukla değil, aynı zamanda insanın manevi ve bedensel iyiliği için bir fırsat olduğunu vurgular.

Afbeelding met tafelgerei, tafel, bord, tafelkleed Automatisch gegenereerde beschrijving

İftar sofraları, özellikle bazı firmalar tarafından aşırı bir şekilde düzenlenerek yapılan gösterişli etkinlikler, toplumda hoşnutsuzluk yaratabilir. Bu aşırılık, özellikle ekonomik sıkıntı içinde olan veya daha mütevazı yaşam standartlarına sahip olan insanlarda kızgınlık ve hatta huzursuzluk yaratabilir.

İftar sofraları, aslında paylaşma, birlik ve dayanışma duygularını pekiştirmek için düzenlenen özel etkinliklerdir. Ancak bu amaçtan saparak aşırı lüks ve israfa yol açanlar da oluyor. Bu durumda, asıl hedef olan, manevi ve sosyal bağların güçlenmesi yerine, gösteriş ve lüksün öne çıkmasıyla, asıl ruhu ve amacı zedeliyorlar.

İftar sofralarının daha mütevazı olması, toplumsal dengeyi korumak, her kesimin katılımını teşvik etmek ve paylaşma kültürünü daha etkin bir şekilde yaşatmak için önemlidir. Mütevazi iftar sofraları, manevi değeri ön plana çıkarırken, israftan kaçınarak daha geniş bir kesimin katılımını sağlayabilir ve toplumda daha pozitif bir etki yaratabilir. Bu şekilde, herkesin Ramazan ayını eşit ve adil bir şekilde yaşayabileceği bir ortam oluşturulmalıdır.

Değerli Okurlarım,
Türkiye’de olduğu için THY’nin iftar sofrasına katılamayan dostum, Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, Ramazan ile ilgili olarak ‘Happy Ramadan’ başlıklı güzel ve ilginç bir yorum yazmış. Bu yorum henüz yayınlanmadı. Bu yorum bir şekilde elime geçti. Haberde sözü edilen ‘Happy ramadan’ fotoğraflarını buldum ve kendisinin iznini almadan bu yorumu haberimin altına ekliyorum. Yani Veyis’e haber atlatıyorum.
Kusura bakmasın!

                           Happy Ramadan

Amsterdam, Frankfurt, Londra, Berlin, Köln gibi bir çok şehir bu yıl Ramazan’ı sokaklarını süsleyerek karşıladı. Ramazan kutlamaları kapsamında “Happy Ramadan” mahyası, Ramazan’ın ilk gününden itibaren, Avrupa şehirlerinin sokaklarını ve meydanlarını süsledi. Işıklandırılarak yapılan kutlamalar, genellikle Türklerin ve Müslümanların bireysel başarılarıyla oldu. Kentin, aynı zamanda sosyolojisini de yansıtan bu hareketlilik, her ne kadar bazı Avrupalılar hemfikir olmasalar da, Avrupa’nın çok kültürlü bir kıta olduğunun somut göstergesidir.

‘Happy Ramadan’ sokak sülemelerine verilecek örneklere geçmeden önce, on yıllar önce Avrupa halkının Ramazanlarla tanışmasına kısaca değinmek isterim.

Gazeteler, 1980’li yıllarda Ramazan’ın geldiğini, Müslümanların Ramazan boyu neler yaptıklarını, köşe yazıları ve sokak söyleşileri ile duyururlardı. Örneğin, o yıllarda Hollanda’nın günlük gazetelerinden Trouw’da yayınlanan bir haber başlığı “Gece yanan ışıklar” şeklindeydi. Yazar, gece saat dörtte kalkarak, Amsterdam’ın de Pijp mahallesindeki evlerde yanan ışıklara bakıp, Müslümanların oruç tutmak için sabaha karşı sahur yaptıklarını anlatmaktaydı.

Sonraki yıllarda, özellikle Ramazan’ın kasım, aralık, ocak, şubat, mart aylarına denk geldiği yıllarda, Türklerin ve diğer Müslümanların organize ettikleri iftarlara daha çok Hollandalılar katıldı. Öyle ki, Amsterdam Türkevi’nin bir ay süren çok yönlü Ramazan etkinliklerine, iftar ve devamında yapılan kültürel etkinliğine, karar vericilerin, siyasetçilerin, gazetecilerin ve farklı toplumlardan kuruluş temsilcilerinin katıldığı bir vakıadır. Zira programlara katılan Hollandalı Müslüman konuşmacılar, İslam, oruç, ramazan hakkında merak edilenleri anlatıyordu.

İşte bu faailyetlerden hareketle, geçtiğimiz hafta, vasiyeti doğrultusunda Konya’da toprağa verilen Hollandalı gazeteci ve yazar ile birlikte “Ramadan meer dan vasten” (Ramazan oruç tutmaktan ibaret değildir) kitabını yayınlamıştık.

Yakın geçmiş dönemde ise, yine Hollanda gazetelerinin, Müslümanlarla söyleşileri başta olmak üzere, bakanlıklar, belediyeler ve oruç tutan Müslümanların iş yerleri ve arkadaş çevrelerince düzenlenen iftar programlarıyla Ramazan’a büyük bir ilginin gösterildiğini ifade edebiliriz. Avrupa’nın başkentlerinde organize edilen sokak iftarlarını da belirtmemiz gerekiyor. Bu süreç, kanaatimce, Ramazan’ın Avrupa ülkelerinde kurumsallaştığını, kabul gördüğünü, hesaba aldındığının da açıkca bir göstergesidir.

Son yıllarda ve özellikle bu yıl ise, çok özel yapılan çalışmalarla bazı Avrupa kentlerinin meydanları ve sokakları Ramazan’ın gelmesiyle ışıklandırılarak süslendi.

Afbeelding met tekst, gebouw, buitenshuis, Reclamebord Automatisch gegenereerde beschrijving
                   Amsterdam’da Happy Ramadan gece ve gündüz görüntüleri

Örneğin, Amsterdam’ın Nieuw West bölgesindeki ‘40-45 Meydanı’, o bölgedeki Türk esnaflarının girişimi ve siyasetçilerin desteğiyle “Happy Ramadan” mahyasının yer aldığı sokak süslemeleri ile ışıklandırıldı ve sosyal medyadan duyuruldu.

Afbeelding met tekst, schermopname, Wereld, straat Automatisch gegenereerde beschrijving
                      Frankfurt’ta Happy Ramadan gündüz ve gece görüntüleri

Frankfurt’un en ünlü caddesi ‘GroBe Bockenheimer’, 10 Mart’tan itibaren, Ramazan’ın ruhunun yansıtılması amacıyla “Happy Ramadan” mahyaları, yıldızlar ve hilallerle donatıldı. Bu etkinlik Kent Konseyi tarafından gerçekleştirildi.

Diğer taraftan, RTL TV’nin yaptığı anket sonuçlarına göre, Almanların %92’i, Ramazan nedeniyle bazı sokakların süslenmesine karşı olsa da, Köln’lü beş Müslüman kızın, tam bir yıl uğraşıp hazırladıkları Hilal şeklindeki Ramazan süslemesi, Köln’ün işlek caddelerinin birinde sergileniyor.

Avrupa’da Ramazan etkinlikleri çerçevesinde bu ve benzeri yeni gelişmeler yaşanırken, bazı kurum ve kuruluşlarımız, bu yıl, geleneksel iftar progralarını Filistin’e yardıma dönüştürmüşler. Bunun yanı sıra, her yıl olduğu gibi, kuruluşlarımız bu Ramazan’da da büyük salonlarda verdikleri iftar programlarıyla göz dolduruyorlar. Sosyal medyadan paylaşılan fotograflardan, programlara müthiş bir katılımın olduğu görülüyor.

Ramazan, Avrupa’da her geçen yıl daha da kurumsallaşıyor. Avrupa kültür değerleri içerisinde yerini alıyor. Bununla birlikte, Ramazan, bir taraftan kendi aramızdaki ilişkilerin yenileşmesi diğer taraftan da içinde yaşadığımız ülke insanı ve kurumlarıyla ilişkilerin düzene sokulması fırsatını vermektedir. Ramazan, elbette, bu sosyal içeriği yanı sıra, kişisel gelişmenin, rahmet, mağfiret ve kurtuluşun da sunulduğu bir aydır.
Happy Ramadan…

BERICHT IN HET NEDERLANDS (ZONDER FOTOS)

AFGEZIEN VAN DE VERZWAKKING VAN ISLAMITISCHE TRADITIES, ZIJN DE STRATEN VAN EUROPA EN AMERIKA GEKLEURD MET IFTAR-TAFELS…

THY organiseerde de eerste iftar in Amsterdam. Ambassadeur in Den Haag Selçuk Ünal, Ambassadeur van Azerbeidzjan in Den Haag Rahman Mustafayev, Consul-generaal van Amsterdam Mahmut Burak Ersoy, Consul-generaal van Deventer M. Hakan Cengiz, Religious Services Counsellor Ömer Özgül, voorzitters en leden van Turkse NGO’s en vele toeristische professionals woonden de iftar bij.

Iftar-tafels in Nederland gaan door met de intensieve inspanningen van zowel officiële autoriteiten als niet-gouvernementele organisaties.

Deze betekenisvolle bijeenkomsten versterken de diversiteit en eenheid in het land en brengen de schoonheid van de Ramadan over op de hele samenleving.

Naast de lofprijzing wordt beweerd dat overdadig georganiseerde en opzichtige evenementen onvrede veroorzaken in de samenleving en eenvoud wordt geëist.

Met het begin van de Ramadan zijn steden en straten in Nederland, net als in de rest van de wereld, feestelijk aangekleed met kleurrijke en volle iftar-tafels. Deze speciale maaltijden, georganiseerd door Turkse NGO’s, brengen de leidende namen van het land samen en de aanvaarding van de iftar-uitnodiging van de moslimgemeenschap door de Nederlandse staatslieden zal een grote weerklank creëren. Terwijl dit betekenisvolle gebaar van de staatsoudsten met vreugde zal worden verwelkomd in de islamitische wereld, zal het de racisten verontrusten.

Iftar-tafels in Nederland worden nog steeds georganiseerd met intensieve inspanningen van zowel officiële autoriteiten als niet-gouvernementele organisaties. Deze betekenisvolle bijeenkomsten versterken de diversiteit en eenheid in het land en brengen de schoonheid van de Ramadan naar de hele samenleving.

Ramadan, een maand van spiritualiteit en schoonheid, heeft in Amsterdam opnieuw het hoogtepunt van delen en solidariteit bereikt. Iftar-tafels raken niet alleen de magen maar ook de harten en omringen de hele stad met haar overvloed.

De eerste grote iftar-tafel van dit jaar werd georganiseerd door de Amsterdam Directorate van Turkish Airlines.  De iftar tafel vond plaats in de prachtige zalen van het Corendon Hotel, gehost door Şerafettin Ekici, Amsterdam Director en Muhammet Raşit Yılmaz, Cargo Sales Manager van Turkish Airlines, de trots van ons land.

Het programma werd bijgewoond door Selçuk Ünal, ambassadeur van Turkije in Den Haag, Rahman Mustafayev, ambassadeur van Azerbeidzjan in Den Haag, Mahmut Burak Ersoy, consul-generaal van Turkije in Amsterdam, M. Hakan Cengiz, consul-generaal van Turkije in Deventer, Ömer Özgül, adviseur religieuze diensten, hoofden en leden van Turkse NGO’s en vele toeristische professionals.

Şerafettin Ekici, Manager THY Amsterdam, presenteerde gedetailleerde informatie over de nieuwe vluchten van THY en benadrukte het belang van het groeiende servicenetwerk van de luchtvaartmaatschappij:

“Als Turkish Airlines vliegen we 5 keer per dag van Amsterdam naar Istanbul Airport, 2 keer naar Sabiha Gökçen Airport en 1 keer per week naar Esenboğa Airport. Dankzij deze vluchten raken we een zeer groot aantal passagiers op een dag en zorgen we ervoor dat ze veilig reizen.

Vanaf 1 april openen we ons verkoopkantoor op de luchthaven. Alle ticketuitgifte, wijzigingen, restitutie en overbagage betalingen zullen worden afgehandeld door THY-personeel dat in dit kantoor zal werken.

Vanaf 1 april vliegt AJET als een aparte luchtvaartmaatschappij. Tickets worden nu verkocht via het AJET-systeem.

We hebben zeer ambitieuze doelen voor 2033. Met onze nieuwe vliegtuigbestellingen is het de bedoeling dat de vloot in 2033 meer dan 800 vliegtuigen telt. We willen in 2033 meer dan 170 miljoen passagiers vervoeren. Het aantal werknemers zal naar verwachting 150 duizend bedragen. Met de opening van onze vluchten naar Melbourne, Australië, vliegen we nu naar 346 bestemmingen in 130 landen. Turkish Airlines vliegt nu naar 6 continenten.”

Selçuk Ünal, ambassadeur van Turkije in Den Haag, nam het woord na de heer Ekici en bedankte de ambtenaren van het THY voor hun succesvolle werk en onderstreepte de versterking van de betrekkingen tussen Turkije en Nederland:

“Het is een genoegen om samen met u te komen tijdens de Ramadan dit jaar, wanneer we activiteiten organiseren voor de 100ste verjaardag van de ondertekening van het Vriendschapsverdrag tussen de Republiek Turkije en Nederland.

Allereerst wens ik u allen een voorspoedige Ramadan en moge Allah uw aanbidding en goede daden accepteren. Ik wens dat deze Ramadan vrede, rust, voorspoed en een goede gezondheid zal brengen aan ons land en alle islamitische landen. Ook wensen wij U overvloedige winst toe.

De Ramadan is niet alleen een maand van barmhartigheid en aanbidding, maar ook een gelegenheid voor ons om intenser stil te staan bij de gevoelens van liefde, tolerantie en solidariteit.

Tegelijkertijd herinnert de Ramadan de hele mensheid opnieuw aan de barmhartigheid, eerlijkheid en morele principes die onze grote religie voorschrijft. Terwijl we dankbaar zijn voor wat ons gegeven wordt in deze gezegende maand, is het ook de maand van het helpen van mensen in nood.

Jullie hebben deze gevoelens van eenheid en solidariteit op de meest uitmuntende manier laten zien tijdens de afgelopen Ramadan naar aanleiding van de aardbevingen in ons land. Ik dank u allen oprecht voor deze voorbeeldige eenheid en solidariteit die u ons land en onze natie heeft getoond tijdens de aardbevingen. Wij herhalen ook onze dankbaarheid aan THY, met wie wij in die periode nauwer dan ooit hebben samengewerkt.

Het is heel belangrijk dat het Amsterdamse THY-kantoor in 2023 werd geopend in 1967. Met 428 vliegtuigen, 170 miljoen passagiers en vluchten naar 345 luchthavens is THY onze oogappel.

We willen het directoraat THY Amsterdam bedanken voor deze mooie organisatie en uitnodiging. Ik wil ook de heer Şerafettin en al zijn collega’s, onze collega’s, bedanken.

Ik wens u oprecht toe dat u de maand Ramadan doorbrengt met uw families en geliefden in gezondheid, vrede en voorspoed, ik toon u mijn respect en dank.”

Na de toespraak van de ambassadeur werd tijdens de iftar de Koran gereciteerd en nadat de soep was opgediend, werd het eten van het open buffet gehaald.

Ter gelegenheid van de iftar-tafel kletsten vrienden en collega’s die elkaar lang niet gezien hadden tot in de late uurtjes.

Beste lezers, jullie hebben hierboven de eerste van de iftar-tafels gelezen, die in Nederland op grote schaal worden georganiseerd. Vanaf nu ben ik uitgenodigd voor honderden iftar-tafels die dagelijks op verschillende plaatsen worden gehouden. Het is natuurlijk onmogelijk om naar al deze uitnodigingen te gaan. Bij deze gelegenheid verontschuldig ik me alvast voor de organisaties die ik niet zal kunnen bijwonen.

MIJN COMMENTAAR OP RAMADAN, VASTEN EN IFTAR

Vasten is niet alleen een religieuze verplichting, maar ook een belangrijke praktijk voor de gezondheid.

De Profeet Mohammed (PBUH) verklaarde dat vasten niet alleen beperkt is tot honger en dorst, maar ook dient voor zelfdiscipline, de ontwikkeling van geduld en spirituele zuivering.

Hij onderwees dat de aanbidding van het vasten iemand in staat stelt zichzelf te beheersen, geduldig te zijn en zichzelf geestelijk te versterken door de lichamelijke en geestelijke gezondheid te behouden.

Profeet Mohammed vestigde ook de aandacht op de positieve effecten van vasten op de gezondheid.

In het bijzonder werd gesteld dat vasten de spijsvertering tot rust brengt, spijsverteringsproblemen vermindert, het lichaam ontgift en helpt om het gewicht onder controle te houden.

Vasten is dus niet alleen een religieuze observatie, maar ook een belangrijke praktijk voor lichamelijke en geestelijke gezondheid. De leer van de Profeet Mohammed benadrukt dat vasten niet alleen gaat over honger en dorst, maar ook een kans is voor het spirituele en fysieke welzijn van de mens.

Iftar-tafels, vooral overdadig georganiseerde evenementen door sommige bedrijven, kunnen onvrede veroorzaken in de samenleving. Deze buitensporige organisatie kan wrevel en zelfs rusteloosheid veroorzaken, vooral bij mensen die in economische moeilijkheden verkeren of een bescheiden levensstandaard hebben.

Iftar-tafels zijn eigenlijk speciale evenementen die worden georganiseerd om gevoelens van delen, eenheid en solidariteit te versterken. Er zijn echter mensen die van dit doel afwijken en tot buitensporige luxe en verspilling leiden. In plaats van de spirituele en sociale banden te versterken, wat het hoofddoel is, beschadigen ze in dit geval de oorspronkelijke geest en het oorspronkelijke doel door de nadruk te leggen op opzichtigheid en luxe.

Het is belangrijk dat iftar-tafels bescheidener zijn om het sociale evenwicht te bewaren, de deelname van alle segmenten aan te moedigen en de cultuur van het delen beter levend te houden. Bescheiden iftar-tafels kunnen, terwijl ze de spirituele waarde benadrukken en verspilling vermijden, zorgen voor de deelname van een breder scala aan mensen en een positievere impact op de samenleving creëren. Op deze manier moet een omgeving worden gecreëerd waarin iedereen de ramadan gelijk en eerlijk kan beleven.

Beste lezers

Mijn vriend Veyis Güngör, voorzitter van het Turkevi Research Centre, die niet aanwezig kon zijn bij het iftar diner van THY omdat hij in Turkije was, schreef een mooi en interessant commentaar over de Ramadan getiteld ‘Happy Ramadan’. Dit commentaar is nog niet gepubliceerd. Dit commentaar is op de een of andere manier in mijn handen gekomen. Ik vond de ‘Happy Ramadan’ foto’s die in het nieuwsartikel worden genoemd en ik voeg dit commentaar toe onder mijn nieuwsartikel zonder zijn toestemming te vragen. Met andere woorden, ik laat Veyis vrijuit gaan.

Mijn excuses!

Happy Ramadan

Veel steden zoals Amsterdam, Frankfurt, Londen, Berlijn en Keulen verwelkomden dit jaar de Ramadan door hun straten te versieren. Als onderdeel van de Ramadan vieringen versierden “Happy Ramadan” noklichten de straten en pleinen van Europese steden vanaf de eerste dag van de Ramadan. De verlichte vieringen waren meestal gerelateerd aan de individuele prestaties van Turken en moslims. Deze mobiliteit, die ook de sociologie van de stad weerspiegelt, is een concrete aanwijzing dat Europa een multicultureel continent is, hoewel sommige Europeanen het daar misschien niet mee eens zijn.

Voordat ik verder ga met voorbeelden van ‘Happy Ramadan’ straatfeesten, wil ik kort ingaan op de kennismaking van het Europese publiek met de Ramadan tientallen jaren geleden.

In de jaren tachtig kondigden kranten de komst van de Ramadan en wat moslims deden tijdens de Ramadan aan door middel van columns en straatinterviews. Een nieuwsartikel in Trouw, een van de dagbladen van Nederland in die jaren, was bijvoorbeeld getiteld “Licht aan ‘s nachts”. De auteur beschreef hoe moslims om vier uur ‘s nachts opstonden, naar de brandende lichtjes in de huizen in de Amsterdamse wijk de Pijp keken en bij zonsopgang sahoer maakten om te vasten.

In de daaropvolgende jaren, vooral toen de ramadan samenviel met de maanden november, december, januari, februari en maart, woonden meer Nederlanders de iftar-maaltijden bij die door Turken en andere moslims werden georganiseerd. Het is zelfs een feit dat beleidsmakers, politici, journalisten en vertegenwoordigers van organisaties uit verschillende samenlevingen deelnamen aan de veelzijdige ramadanactiviteiten van het Turks Huis Amsterdam, die een maand duurden, de iftar en de culturele evenementen die daarna plaatsvonden. De Nederlandse moslimsprekers die deelnamen aan de programma’s spraken over de islam, het vasten en de ramadan.

Naar aanleiding van deze activiteiten hebben we vorige week het boek “Ramadan meer dan vasten” uitgegeven samen met de Nederlandse journalist en schrijver die volgens zijn testament in Konya begraven is.

In het recente verleden kunnen we stellen dat er een grote belangstelling is geweest voor de Ramadan met de interviews van Nederlandse kranten met moslims en de iftarprogramma’s georganiseerd door ministeries, gemeenten, werkplekken en vrienden van vastende moslims. We moeten ook de straat iftars noemen die in de hoofdsteden van Europa worden georganiseerd. Naar mijn mening is dit proces een duidelijke indicatie dat de Ramadan in de Europese landen geïnstitutionaliseerd, geaccepteerd en in acht genomen is.

De afgelopen jaren, en vooral dit jaar, zijn de pleinen en straten van sommige Europese steden verlicht en versierd met lichtjes met de komst van de Ramadan.

Zo werd het ’40-45 Plein’ in de Amsterdamse wijk Nieuw West op initiatief van Turkse winkeliers in de buurt en met steun van politici verlicht met straatversieringen met de “Happy Ramadan” rand, en aangekondigd op sociale media.

Vanaf 10 maart was de beroemdste straat van Frankfurt, de GroBe Bockenheimer, versierd met “Happy Ramadan” stralen, sterren en sikkels om de geest van de Ramadan te weerspiegelen. Dit evenement werd georganiseerd door de gemeenteraad.

Aan de andere kant is volgens de resultaten van een enquête van RTL TV 92 procent van de Duitsers tegen de versiering van sommige straten voor de Ramadan, maar de Ramadanversiering in de vorm van een halve maan, die vijf moslimmeisjes uit Keulen na een jaar hard werken hebben gemaakt, is te zien in een van de drukste straten van Keulen.

Terwijl deze en soortgelijke nieuwe ontwikkelingen plaatsvinden in het kader van de Ramadan-activiteiten in Europa, hebben sommige van onze instellingen en organisaties hun traditionele iftar-programma’s dit jaar omgezet in hulp voor Palestina. Daarnaast hebben onze organisaties, zoals elk jaar, deze ramadan indruk gemaakt met hun iftar-programma’s in grote zalen. Uit de foto’s die op sociale media zijn gedeeld, blijkt dat er een grote deelname is aan de programma’s.

De ramadan wordt elk jaar meer geïnstitutionaliseerd in Europa. Het neemt zijn plaats in binnen de Europese culturele waarden. Tegelijkertijd geeft de ramadan ons de gelegenheid om onze relaties met elkaar te vernieuwen, maar ook om nieuwe relaties aan te gaan met de mensen en instellingen van het land waarin we leven. Naast deze sociale inhoud is de Ramadan natuurlijk ook een maand van persoonlijke groei, barmhartigheid, vergeving en verlossing.

Gelukkige Ramadan…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Amsterdam’daki ilk iftar sofrası THY’nin oldu.