BRÜKSEL’DE TÜRK KÖKENLİ SIYASETÇİLER ARASINDAKİ GERILİM VE TOPLUMSAL ENTEGRASYON SORUNLARI
Avrupa’nın başkenti Brüksel’de Türk kökenli siyasetçiler arasında yaşanan tartışmalar, bir yandan Türkiye siyaseti ile yerel siyasetin nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne sererken, diğer yandan entegrasyon eksikliğini gündeme taşıyor. Schaerbeek’teki bir sosyal medya paylaşımında, Eskişehir de tatilde olan bir siyasetçi, Türkiye’deki PKK bağlantıları iddiasıyla Belçika’daki PTB ile iş birliği yapıldığını ima ederek bir eleştiride bulundu. Bunun ardından özellikle genç siyasetçilerin cesaretli olmaları gerektiği vurgusunu yaptı. Ancak bu mesajlar, sosyal medya tartışmalarından hızla fiziki bir çatışmaya dönüştü; “PKK destekçiliği” ve “FETÖ’cülük” gibi ithamlar havada uçuştu.
Schaerbeek, Brüksel’in en kalabalık ve Türk nüfusun yoğun olduğu bölgelerinden biri. Ancak burada yaşayan Türk kökenli vatandaşların çoğu, Türkiye’nin bir ilçesinden veya köylerinden gelmiş olup, hâlâ entegrasyon zorluklarıyla karşı karşıya. Bu ailelerin gündelik yaşantısına baktığımızda, Türk televizyon kanallarını izlemeleri, Türkiye’de yapılan seçimlerde AKP’ye oy verirken, Belçika’da ise çoğunlukla Sosyalist Parti veya sağ eğilimli MR partisine oy vermeleri gibi ikili bir durum söz konusu.
Bu oy verme davranışı çoğu zaman adayların partilerinden veya siyasi programlarından bağımsız olarak, isim ve köken üzerinden şekilleniyor. Emirdağ kökenli olması ya da adayın ismi gibi kriterler, seçmen tercihlerinde belirleyici oluyor. Bu tür yaklaşımlar ise Brüksel’deki Türk toplumunu Belçika’nın siyasi yapısına entegre olmaktan uzaklaştırıyor.
Bu durumda ortaya çıkan sorunların başında, Türkiye’deki siyasi kutuplaşmaların Belçika’ya taşınması ve burada da kısır çekişmelere yol açması geliyor. Üstelik genç siyasetçiler de bu kutuplaşmadan etkileniyor ve bu tür gerilimler içinde büyüyorlar. Eğer bu gidişat değişmezse, yerel yönetimlerde daha ileri adımlar atılmasını beklemek zor olacak gibi görünüyor.
Belçika’daki siyasi partiler ise, bu durumu adeta bir “oy makinası” olarak değerlendiriyor. Parti adaylarını belirlerken, yaşanacak gerilimlerin farkında olarak, toplumun oy potansiyelini kullanmayı hedefliyorlar. Bu nedenle Türk kökenli seçmenlerin, ileride oy kullanırken bu oyunları dikkate almaları ve bilinçli hareket etmeleri büyük önem taşıyor. Toplumsal entegrasyonun ve yerel siyasete etkili katılımın sağlanabilmesi için oy kullanma davranışlarının gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bu yaşananlar, Brüksel’de Türk kökenli siyasetçilerin ve seçmenlerin hem Belçika siyasetine daha sağlıklı entegre olabilmeleri hem de bu tür kısır çekişmelerden kaçınmaları gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Ramazan Kurt
@à la une