Günümüzde Türk Milleti Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır buhranını yaşamaktadır.
Bunun sebepleri de 1938’den beri izlenen yanlış dış ve iç politikalar ve seçilen yanlış yöneticilerdir.
Atatürk’ten öz olarak vaz geçmedir.
Din’in ögelerinin ve dinci örgütlenmelerin siyaseti ve yönetimi etkilemesidir.
Emperyalizme bağımlılıktır.
Bağımsızlıktan vaz geçip NATO’ya girmektir.
Atatürk’ün karma ekonomi, laik Cumhuriyet, laik ve eşit eğitim ve TSK’nin kurucu düzeninden … vs vazgeçilmesidir.
Bugün bu büyük buhran ise bu vazgeçmelerin bir sonucu oluşmuştur.
Ve bu buhrandan çıkışında kolay olmayacağıda artık belli olmuştur.
Ama buhrandan çıkmakta tabiki hiçte imkansız değildir.
Buhrandan çıkmak için, Türkiye’de siyasetin bir meslek olmadığının öğrenilmesi ve bunun toplumda içselkeştirilmesi ve bu mevcut siyaset kültürünün radikal olarak değiştirilip buna karşı bir kültür devrimin olması şarttır.
Konuyu real olarak ele aldığımızda ise bugünkü durumda Türkiye’de görünen şudur;
Bugün Türkiye’de İktidar ve muhalefet eli ve görevleriyle hazırlanan ve aynı emperyalist tarafından koordine edilen bir düzenin eseri olarak, ülkenin ABD dolarına yenildiği, karaborsa ekonomisinin toplumu kasıp kavurduğu bir ortamda, açlık ve intiharlar sosyal ve siyasi bir vaka olarak sonuç bulmaktadır.
Peki buna karşı ne yapılmalıdır?
Buna karşı eğer Milletin fertleri akşam aç yarını için de endişe ile yatağa girmek istemiyorsa, örgütlenerek harekete geçip, siyasi ve sosyal direniş hakkını Anayasal bir hak olarak buniktidarın yıkım politikalarına karşı kullanmalıdır.
Ama Milletin fertleri hala açlıktan ve intihar etmekten korkmuyorum, hapise girmekten ve , işimden olmaktan korkuyorum, dilenmekten ve fahişe bile olmaktan korkmuyorum diyorsa, işte o zaman da bu Millet kendine bile saygısını ve onurunu yitirmiş ve çürümüş ve çürütülmüş demektir.
Değerlerini yitirmiş demektir.
Bunun adıda bir Milletin yok oluşunun seyridir.
Bu gibi durumun tecrübesi ve sağlaması ise Anadolu daki devletler ve Milletler tarihinde ki batış ve yok oluş vakalarından açıkça gözükmektedir.
Uzun lafın kısası, kendi kafasını kendi omuzlarına koymayı red eden, siyasi düzenbazlar tarafından Allah, Kuran, Ezan, Bayrak ve Din ile aldatılmayı ibadet gören, bundan dolayı da Atatürk’ün yolundan çıkan bu Millet, şimdi kendi ülkesinde kendi seçtiği ve desteklediği umut tüccarlarının kurduğu cehennemi yaşamaktadır.
Türkiye’de şu anda sorunların çözüm isteyen ve konuların çok kötü hale getirildiği mevcut durum şudur;
Ülke ekonomisi, eğitim sistemi, kültürel değerleri, sosyal sistemi ve sağlık sistemi ve siyaseti batmıştır.
Peki o zaman soralım,
Millet seçtiklerinden ve bunların icraatlarından memnunmudur?
Aç kalmayı ve intihar etmeyi sevap sayıyormu?
Hala tüm bunlara karşı bu seçtikleriyle yola devam etmek istiyormu?
Din, ezan ve bayrak edebiyatının kendini bu buhranlardan kurtaracağına inanıyormu?
Bağımsızlığını yitşrmiş bir devlette ezan susmayacak ve bayrak inmeyeceklere inanıyormu?
Yoksa bu düzenden çıkıp, tekrar Atatürk’ün kurduğu ve Türk bayrağının özgürce semalarda dalgalandığı, parasının, siyasetinin, güvenliğinin, ekonomisinin imrenilerek dünyada gıptayla örnek alındığı bir sisteme mi geri dönüş yapmak istiyor?
Ha
Üçüncü bir yol var diyorlarsa, o yol kimse kusura bakmasın ana yok.
Üçüncü yol varv diyenlere şimdiden söyleyelim o yol da doğrudan uçurumdur…
Yani,
Üçüncü yol yok!
Varmı?
Sadede gelirsek,
Gördüğünüz gibi iktidar ve muhalefet tarafından üretilen yeni masallar akşam eve ekmek götürtmüyor.
Götürmüyor ama sizleri dilenci ve onursuz yapıyor.
Bunu kabul edecekmisimiz?
Silkinin artık.
Açlıktan, yoksulluktan, belirsizlikten, güvensizlikten, işsizlikten kurtulman için
ne yapılacağı belli ey Millet.
Yapılacak olan,
Göründüğü gibi Millet için bunca sorunun çözümü, doğru ve kollektif bir önderlikle örgütlenerek, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini tekrar hayata geçirmek için harekete geçip iktidarı geri almaktır. Bağımsız ve özgür Türkiye’yi Atatürk’ün fikir ve ilkelerini güncelleyerek ve katkılar yaparak yeniden kurmaktır.
Yani bugünün düzenine karşı var olan alternatif bellidir.
Seçim Milletindir.
Yine her zaman olduğu gibi,
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!
Sefa Yürükel
