Geçen hafta, 30 yıldan beri,
tutarlı, ödün vermez “Sosyal
Demokrat” duruşuyla tanıdığım,
halen de, Adapazarı Belediyesinde
(tek) CHP’li Belediye Meclis Üyesi
olarak, performansıyla takdir ettiğim
Haluk Akbay dostum aradı, telefonla…
*
“Karasu’nun konuşulacağı, duayen
programcı Şaban Mergül beyefendinin,
Sakarya TV isimli kanalda, bir programı
var, katılır mısın?” deyince (68 yıldır
hamuruyla yoğrulduğum konuya)
hiç hazırlanmama gerek kalmaksızın
“tabii ki” cevabını veriyordum…
*
Bir de, katılımcılardan, tanıyanlarının,
“O, bizim uluslararası kahramanımızdır”
dedikleri, 30 yıldan beri Brüksel’de
yaşayan, Gazeteci-Yazar-Eğitimci
dostum Yusuf Cinal’in katılıyor
olmasının yanı sıra,
uzun yıllar, Sakarya Ziraat Odası
Başkanlığı yapmış, Ziraat Yüksek
Mühendisi Hamdi Şenoğlu’nun da
olması, ilk defa katılacağım, canlı
TV programının, dolu dolu ve renkli
olacağının işareti olmuştu…
*
Şaban Bey’in, Karasu’dan katılmak
isteyenler olursa memnuniyetle
programa alabiliriz demesi üzerine,
Karasu’daki sohbetlerimizde sorunlara
duyarlı olduğunu zannettiğim, birkaç
arkadaşa katılma teklifi yaptığımda,
“Aman beni bu işlere karıştırma”,
sıvışmasına rağmen, kendisini,
Karasu sorunlarına adamış,
(Şirin Sakarya Otobüs İşletmelerinin
duayeni, Devlet Hastanesi Dernek
Başkanı, iş adamı, Hasan Eminoğlu’nun
varlığı, daha da, güç vermişti bana…
*
(Kaşarlanmış) siyasetçi Mehmet
Çatalbaş’ın da katılması, yine,
programa güç vereceği düşüncesiyle
oluşan program, KARASU ağırlıklı
olarak, 3 buçuk saat sürdü…
*
(1970 li) Gençlik yıllarında, yaz tatili
için Karasu’ya giderken, uğramadan
yapamadığı yol kıyısındaki “Hara Ayranı”,
ve Karasu plajının muhteşem doğa
harikası “Altın sarısı deniz kumunu”
soran, oturumu yöneten Şaban Bey’e ;
“Artık, ne o, marka olmuş ” Ayranımız”,
ne de, avucunun içinden, kum saati
gibi akan, altın sarısı kumun,
kalmadığını, takribi 3 bin 600 dönüm
tarımsal arazı üzerindeki tesisler,
Sakarya’da kurulacak 2.üniversite için
istenmesine rağmen, saygıdeğer (!?)
AKEPE efendilerince, yıllık 850 bin lira
karşılığında, 30 yıllığına Çekok A.Ş ye
verilen “Hara” ve o muhteşem “Ayranı”
yok olmuş,
deniz kıyılarımız ise, Belediye ve
(Uyanık) Halk işbirliğiyle betonlaşarak,
sözde park ve dinlenme alanları
kamuflajıyla yağmalanmış, bütün o
güzellikler, geride, tatlı birer mazi olarak
kalmıştı” diye cevaplandırıyorum…
*
Peki, Sakarya’dan, Karasu Limanına
ve Bartın istikametine doğru planlanan
“Demiryolu Projesi” ne oldu ? diye
sorduğunda, ona da cevabım ise,
maalesef yine olumsuz oluyordu…
*
“Yıllardır, “Paslı demir” görüntüleri
ve Karasu girişine, yarısı yapılan
ve yanlış yere yapılması sebebiyle,
5-6 ay önce yıktırılan demiryolu
köprüsü ile, adeta Karasu Halkıyla
alay ediliyordu” diyorum…
*
“Liman ne oldu, nasıl gidiyor”
konusundaki soruya ise ;
“Küçük balıkçı motorlarının korunağı
bir “Balıkçı Barınağı” olarak düşünülerek
yapılmaya başlanılan, sonradan da,
çapsız siyasetçilerin vizyonsuzluğu
sebebiyle, Sakarya nehrinin Karasu
istikameti olarak, yanlış yere kurulan
liman sebebiyle, Sakarya nehrinin
taşıdığı alüvyonların, kıyıyı kumla
beslemesi önlenmiş, yapılan
(T) şeklindeki dalgakıranlar
sayesinde, sular altında kalmaktan
şu an için kurtulmuştu Karasu,
ama, suyun serbest dolaşımı, bu
dalgakıranlar sebebiyle engellendiği
için, pırıl pırıl olan plajımız, ishal
ve bağırsak hastalıklarına sebep
oluyor ve denizimiz de artık
pislik içinde kalıyor” diye cevaplıyordum…
*
“Karasu Sanayi mi yoksa Turizm
, ne sanayi kenti midir ? ” sorusuna
cevabım ise, “maalesef, ne sanayi
ne de turizm kenti bir yer artık…
Tarım arazileri betonlaşmış,
Karasu Denizköy sahillerinde atıl
durumdaki 2 bin 200 dönümü BMC,
1700 dönümü de, 5 yıl içerisinde
yatırım yapacağım taahhüdüne
karşılık,13 yıldan bu yana, çivi
çakılmamasına rağmen Kibar
Holding’e verilmesi kararlaştırılmış,
Meclis plan bütçe komisyonunda,
(CHP milletvekili Akif Hamzaçebi gibi)
namuslu siyasetçilerin önerisiyle,
İstanbul’un rahatlaması amacıyla,
büyük hastanelerin taşınacağı
“SAĞLIK KENTİ” veya İstanbul’daki
üniversitelerin taşınacağı “ÜNİVERSİTE
ŞEHRİ” teklifleri (Karasu’daki siyasetçiler
bugünkü gibi derin uykulardayken
havada kalmış, “Ankara odaklı”
(malum) güçlülerce yağmalanmış,
böylece de kimliksizleşmiş, sahipsiz
bir yerdi, artık Karasu…
*
1980 den sonra, yavaş yavaş,
2004 ten sonra ise, “Beton odaklı”
AKEPE zihniyetinin, vizyonsuz
yöneticilerinin ön görüsüzlüğüyle,
Karasu, hızla (Avanta ve yağmacılar
dışında)artık yaşanılır bir belde olmaktan
çıkmış, adeta, rotu çıkmış kamyon misali,
rampa aşağı hızla yuvarlanmaktaydı…
*
Ve…
21.00 de başlayan program, 00,30 da
(içimden) “İYİ UYKULAR KARASU…”
diyerek sona eriyordu…
Muzaffer Tatlıyazıyor/Sakarya Karasu
Muzaffer Tatlıyazıyor/Sakarya Karasu