Uğur Mumcu kimdir sorusuna verilecek yanıt hayat hikâyesi anlatılmaya çalışılsa ne bu sayfalara sığar ne de zaman yeter.
24 Ocak 1993, pazar sabahı, evinin önünde aracına yerleştirilen bombayla katledilen cesur bir gazeteciydi Uğur Mumcu. Korkmayan, boyun eğmeyen, araştıran, doğruları yazan, cesur ve yürekli bir insandı…
Tahammül edemediler.
Düşüncelerine, doğrularına, halkı bilgilendirmek için canını ortaya koymasına tahammül edemediler.
Güçlüden yana saf tutmamasını, eğilip bükülmemesini, dilsiz şeytan olmamasını sindiremediler.
Bir Pazar sabahı evinin önünde haince, kalleşçe katlettiler Uğur Mumcu’yu.
O gün katillerinin bulunmasını devletin namus borcu görenler bu borçlarını ödeyemeden gitti.
29 yıldır karanlıkta Uğur Mumcu’nun katli.
Ancak biz hiç unutmuyoruz, biz sözlerini, düşüncelerini, söylediklerini her gün biraz daha hak vererek, işliyoruz aklımıza.
Bugün ağaçla röportaj yapan, yalan haber yapmaktan zerre imtina etmeyen, güçlünün yanında saf tutmayı maharet bilen, tek vasfı güçlüyü yağlamak olan gazeteci müsveddelerini gördükçe, ona bakarak “gazeteci ne demektir” unutmamaya çalışıyoruz.
Özlüyoruz Uğur Mumcu’yu 29 yıldır her gün.
Özlüyoruz, çünkü bugün bize “gazeteci” diye sunulan pespayelikleri gördükçe 29 yılda bir Uğur Mumcu yetiştirememiş olmanın derin acısını, içimizin en derinlerinde yaşıyoruz.
Her şeye rağmen rahat uyu Uğur Mumcu, ülkeyi esir alan cahilliğin karanlığını aydınlatmada senin yaktığın meşalenin ışığında yol alacağız.
Ruhun şad olsun!
- Uğur Mumcu sadece konuştuklarıyla değil, susmamasıyla da bir gazeteciydi, haksızlık, adaletsizlik, zalimlik karşısında asla susmadı, korkmadı, geri adım atmadı.
“İnsan sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludur…”
- Bize öğrenmenin erdemini anlatan bir gazeteciydi, kendini geliştirmenin, okumanın, bilmenin, vs. ne kadar kıymetli olduğunu bıkmadan usanmadan tekrarladı.
“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz.”
- İleri görüşlüydü, yaşadığı dönemi iyi yorumlamasının dışında geleceğe dair da çok doğru tespitlerde bulunurdu, kimse kandıramadı Uğur Mumcu’yu!
“Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar, 30 sene sonra general olacaklar Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar…”
- Bugün “o senden, bu bizden” diye ayrışan, ölümlerin arkasından bile görüşüne, siyasetine göre mevzi alan aşağılıkları en güzel o tarif etmişti bize.
“Susɑnlɑr dɑ bu insɑnlık suçlɑrınɑ kɑtılmış olur. Bu mɑsum insɑnlɑr, Yɑhudi de olur, Arɑp dɑ, Hıristiyɑn dɑ. Ölenlerde ırk ve din ɑyırımı yɑpılmɑz. Ölen insɑndır.”
- Toplumsal hafızayı diri tutmaya çalışan kıymetli bir insandı Uğur Mumcu, şimdilerde 2 gün önce yazdığını unutan güç sevici yalakalara benzemezdi.
“Biz unutkɑn bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri. Unutuyoruz ve oğullɑrı kızlɑrı ölen ɑnɑ bɑbɑlɑrı, kɑnlı gözyɑşlɑrıylɑ bɑş bɑşɑ bırɑkıp gidiyoruz.”
- Gelişmenin, büyümenin, refah içinde yaşamanın eğitimden, bilgiden geçtiğini çok iyi bilen biriydi, politikanın kirlenmiş klişelerine, kirli yüzüne asla prim vermeyen bir insandı.
“Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikɑcılɑrımız bu tɑblonun ressɑmlɑrıdırlɑr. Bırɑkınız yɑpsınlɑr, bırɑkınız geçsinler” pɑrolɑsı ile liberɑlizm, en ɑcı örneğini Türkiye’de vermiştir.”
- Korkak değildi Uğur Mumcu, düşüncelerini, fikirlerini, görüşlerini hiçbir çıkar grubu, güç odağı, vs. için değiştirecek, eğip bükecek zavallılıkta biri olmadı asla.
“Ben Atatürkçüyüm… Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır.”
- Reçetesi belliydi Uğur Mumcu’nun, bu ülkenin güzel günler görebilmesinin nasıl mümkün olduğunu lafı eğip bükmeden, dan diye söylerdi.
“Bir ulus, ne kadar okuma-yazma, öğrenme, araştırma eğilimde ise, o kadar sağlam, o kadar hoşgörülü ve demokrat yapıda olur.”
- Doğru neredeyse gider alırdı Uğur Mumcu, kimin işine yarayacak diye bakmazdı.
“Ellerini kana bulayanlar, içlerindeki korkularını mezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı adaletsizliğin ve aynı suçun ortaklarıdır hep birlikte. Gözlerin açıksa göreceksin. Kulağın sağır değilse duyacaksın. Ellerin kesik değilse uzanacaksın.”
- Anayasa tartışmaları içinde kaybolduğumuz, gazeteyi “kaste” diye yazan insanların yasa yaptığı ülkemizde cahilin suratına tokat atar gibi konuşmasını bilmiştir Uğur Mumcu.
“İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez. Yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir.”
- Şimdilerde sadece kredi almak, ev borcu ödemek, oğlunu, kızını işe yerleştirmek için gazetecilik yapanları gördükçe onurlu Uğur Mumcu’yu özlememek mümkün mü?
“Baskıya boyun eğmeyen, gelen geçen yönetimlere maşalık etmeyen, içinde insanlık onurunu bir değişilmez hazine gibi saklayan insanlardır çağlarına ve toplumlarına yakışanlar.”
- Bu topraklar Uğur Mumcu gibi bir gazeteci-yazar gördü, iyi ki gördük, iyi ki tanıdık, iyi ki bizim topraklarımızda yeşerdin sen Uğur mumcu.
- Seni tanımayanlara, seni anlatmak bizim boynumuzun borcu olsun, kimse yalanın peşinde kaybolmasın, kimse korkup köşeye sinmesin diye seni her gün biraz daha artarak anlatacağız.
- Sen “silahların sustuğu, düşüncülerin kır çiçekleri gibi açtığı günleri göreceklere ne mutlu!” demiştin, o günleri getirmek bizim boynumuzun borcu olsun.
- Rahat uyu Uğur Mumcu, senin kadar cesur olmaya çalışan, çiçek açmayı bekleyen çocukların var bu topraklarda.
Günümüzde insan olmanın
Çok ağır bedeli var
Ya parçası olacaksın alçaklığın
Ya seni parçalarlar
Oysa insan olmak
Çoğalabilmektir başkalarıyla
İnsansın, birinin canı yanarken
Senin de canın yanıyorsa
Bir bombayla canına kıyılan
Çoğalmasını bilen biriydi
Daha az Uğur Mumcu’yduk dün
Daha çok Uğur Mumcu’yuz şimdi
Ataol Behramoğlu