HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Kapatma davasının nafile bir çaba olduğunu söylüyorum. Bize ağır saldıranlara büyük kaybettireceğiz.” dedi.
HDP’ye yönelik kapatma davasına ilişkin konuşan Sancar’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Partimize yönelik kumpas, operasyon, dava süreci… Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın sözlü mütalaası vardı kapatma davası kapsamında. Hazine yardımı hesaplarına da bloke konmuştu. Bu gelişmeler HDP’ye yönelik baskılar olarak algılandıkça büyük tahribatlar ortaya çıkıyor. Türkiye’nin geleceğiyle çok yakından ilişkili bu gelişmeler.
Gündemimiz HDP’ye karşı yürütülen siyasi komplo ve bunun yaratacağı ağır sonuçlar. Anlamayanlara bir kez daha anlatmak görevimizdir. Sabırla anlatmaya devam edeceğiz. Söz bitmez, mücadele durmaz. Söz, her zaman değerlidir. Onu kullanmayı becerenler için. Sözün bittiği yer yoktur. İkna ve birlikte çalışmak için diyaloğun sonu yoktur.
11 yıl önce HDP’yi ortaya çıkaran fikriyat, barışa dayalı ortak gelecekte demokratik cumhuriyet hedefinde buluşturmaktı. HDP bu hedefle yola çıktı ve siyasi mücadelesini toplumsal mücadeleyle birleştirerek bugünlere taşıdı.
“HDP GERÇEK ÇÖZÜMLER ÜRETTİ”
HDP kimseyi ötekileştirmedi, hep genişlemeyi hedef aldı. Sesi kesilmek istenenlerin sesi oldu. Boğazı sıkılan toplumun nefesi oldu. HDP yeni yollar yarattı, seçenekler üretti, mücadele yollarını büyüttü. Kürt sorunundan demokrasi, adalet, kadın, emek, ekoloji sorununa her alanda ve her meselede bu ülke için söz üretti, siyaset üretti, gerçek çözümler üretti.
7 Haziran’da AKP’ye yaşatılan yenilgi Türkiye halklarına yeni bir düzenin mümkün olduğunu gösterdi. Bu umudun ışığını gösterdi. Halk iradesine dayanan siyasetimiz, zorbalığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, intihara, savaş ve talana dayanan çürümeyi sona erdirme noktasına getirdi.
Her geçen gün daha fazla saldırıya maruz kalıyor HDP. Çünkü rejimin kalıcılaşması, bu otoriter, talancı sistemin kalıcı hale getirilmesinin önündeki en büyük engel HDP’dir. Bunu en bilen de şimdiki iktidar blokudur. O nedenle el birliği ettiler, birbiriyle benzemez olan birbirinin boğazına sarılmak için geçmişte fırsat arayan güçler birleşti. Birleştiler ve yeni bir devlet koaliasyonu kurdular. Bu devlet koalisyonunun da temel harcını Kürt düşmanlığından kardılar.
“HER FIRSATTA BAŞARAMADIKLARINI GÖSTERECEĞİZ”
Başaramadılar. Onun için şimdi de kapatma davasıyla kendilerince bizleri nihai olarak tasfiye edecekler, susturacaklar. Nafile bir çaba olduğunu söylüyorum. Söylemekle de yetinmeyeceğiz, bunu her fırsatta onlara yaşatacağız. Başaramadıklarını, başaramayacaklarını göstereceğiz. Bize ağır saldıranlara büyük kaybettireceğiz. HDP demokrasiye giden yolda kutup yıldızıdır.
İktidarın seçime endeksli bir hesapla başörtüsü meselesini istismar etmesine izin vermeyiz. Vermedik. Bu yolu kapattık. Şimdi de muhalefet buradan devam ediyor. Söz veriyoruz. Bütün inançların eşit olduğu, bütün halkların eşit yaşadığı geleceği bizler kuracağız.
AYM geçen hafta bir karar aldı. HDP’nin anayasal hakkı olan Hazine yardımını gasp etmeye yönelik… Kapatma davası MHP’nin ve çeşitli karanlık güçlerin kampanyası ve siyasi baskısı sonucu açılmıştır. 17 Mart’ta açıldı dava, 18 Mart’ta MHP’nin kongresi vardı. Büyük ortak, küçük ortağa kongre hediyesi verdi. AYM, iddianamenin çöp olduğu anlamına gelen gerekçelerle bunu iade etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden bir iddianame hazırladığını iddia ederek 7 Haziran’da yine bir metin verdi. Hepsi bir tesadüf olabilir mi? Bu, kuyruk acısı. HDP’yi siyasetle yenemeyen, HDP’ye baskılarla, zulümlerle baş eğdiremeyenlerin bir siyasi kumpasıdır.
“BİZE SAVUNMA İÇİN HAK TANIMIYORLAR”
Aynı şey Hazine yardımı hesaplarına bloke konulması öncesinde de yaşandı. MHP çıktı, tehditlerle HDP’ye verilecek Hazine yardımının durdurulması kampanyasını yürüttü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu taleple AYM’ye başvurdu. Oysa daha önce bu talebi iki kez dile getirmişti. Her ikisi de reddedilmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu talebini AYM’ye iletiyor, AYM bize bilgi vermiyor, biz basından öğreniyoruz. Kanun devletinin zerresinin olduğu bir sistemde böyle bir işlem mümkün değil. Sonuca baktığınızda AYM’nin 7 üyesinin de vicdanını sızlatan bir durum ortaya çıktığını görüyorsunuz. Bize bilgi verilmiyor, biz başvuruyoruz. 13 Aralık’ta başvurmuş. Bize savunma için de hak tanımıyorlar. Saray’dan gelen emri uygulayan üyelerle, bizim hakkımız olan Hazine yardımına bloke koyma kararını alıyorlar. Bütün bunların bir siyasi operasyon olduğu açıktır. Türkiye’yi anayasayı ayaklar altına alan uygulamalar gibi bu da aykırılıktır. Şaşırmıyoruz. Bu sistem hiçbir kural tanımadan ancak varlığını sürdürebileceğini görüyor. Ne hukuk ne ahlak tanıyor. Ne vicdanı ne insafı var. Tek derdi var kendi varlığını sürdürmek. Kendi varlığını sürdürmek için bu iktidar her yola başvurmayı kendine hak sayıyor. Her yolu bu uğurda mübah görüyor. Bu da toplumda çürümeye, siyasette çöküşe yol açıyor. Biz bu savunmalarımızı, siyasette çökertme ve toplumu çürütme operasyonlarına karşı tarihsel sorumluluk olarak görüyoruz. HDP’yi savunurken, bu toplumu savunuyoruz.
“BİZE GÖRE KAPATMA KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR”
Bize göre bu kapatma kararı yok hükmündedir. Bize göre hazinemiz fikriyatımızdır, halkımızın gönlüdür. AKP’ye en ağır yenilgiyi yaşattığımız 7 Haziran seçimlerine girerken 1 kuruş Hazine yardımı almış değildik, milyonların gönlünü almıştık! Yine oradan yürüyeceğiz, yine oradan başaracağız!
Buradaki operasyon HDP’yi hedef almakla sınırlı değildir. Türkiye, tarihinin en kritik seçimine giriyor, bunu hepimiz biliyoruz. Bu kritik seçimde iktidar bloku varlık-yokluk korkusuyla her yolu deniyor. Bize karşı yürütülen bütün haksızlıklar bu süreci dizayn etmek içindir. Seçim sürecini kendi emellerine uygun şekilde şekillendirmek içindir.
Ses çıkarın demokrasi isteyenler, adaleti savunanlar, karanlığı istemediklerini söyleyenler… Hepinize yönelik bir operasyon var. Bu operasyonları boşa çıkarmanın yolu da kararlı bir duruş sergilemektir. HDP bunu yapmaya devam edecek.
Şimdi yaratılan hava, bu ülkede yaşayanların iki seçeneğe mahkûm olduğu şeklindeydi. İki seçeneğe mahkûm değilsiniz, biz varız, demokrasi güçleri var, üçüncü yol var! Karanlığı dağıtmaya geliyoruz!
Siyasetimizle de mücadelemizle de bu yolun nasıl yürünmesi gerektiğini gösteriyoruz. Bu yol, bu ilkelerle, bu kararlılıkla yürünür.
Cumhuriyetin 100. yılı bitmek üzereyken yapılacak seçimlerin ne kadar önemli olduğunu söyledim. Burada hakikatleri yok sayarak, hakikatlerin etrafında dolanarak değişimi sağlayamazsınız.
“ÖNEMLİ OLAN SANDIKTAN ÇIKACAK OY BİRLİĞİ”
Saray’ın danışmanları ahkam keserek AYM’ye talimatlar yağdırarak bu yolu engelleyeceklerini sanıyorlar. Hangi oy çokluğunu AYM’den çıkartmaya çalışırsanız çalışın, belirleyici olan sandıkta milyonların oy birliğidir. Bunu sağlamak da bizim asli görevimizdir.
Biz yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Parti kapatılırmış, kapatılmazmış bunlara kulak asmayacağız. İlk günden seçenekler ürettik, yollar vardır. Hakikatten aldığımız bu gücü, seçimlerde de mutlaka ortaya koyacağız. Seçimlerin sonucuna bunu yansıtacağız. İktidar bloğu, oyunlarla bu gerçeği değiştirmeyeceksiniz; HDP geliyor, büyük kaybedeceksiniz, biz hepimiz birlikte büyük kazanacağız!