1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Kılıçdaroğlu,” Kadim bir şehirdeyiz!”

Kılıçdaroğlu,” Kadim bir şehirdeyiz!”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Güzel bir yerdeyiz, kadim bir şehirdeyiz. 

Sevgili gençler, ilk sözüm sizlere. Afyon’da ilk kez gidip oy kullanacak olan gençlerin sayısı, yani ilk oylarını kullanacak gençlerin sayısı 42 bin 362 kişi. 

Şimdi gençler; demokrasiden yana mısınız, adaletten yana mısınız, haktan yana mısınız, hukuktan yana mısınız, kul hakkını savunanlardan yana mısınız? O zaman sizden bir söz istiyorum. Sandığa gideceksiniz, demokrasiden yana, haktan yana, hukuktan yana oy kullanacaksınız. 

Söz mü? Arkadakiler duymadı galiba. Söz mü? 

Benim de size sözüm var; başınızı asla öne eğdirmeyeceğim. Sizin hayalleriniz neyse tamamını gerçekleştireceğim. 

Gençler büyük sıkıntı çektiğinizi biliyorum. Annelerin, babaların evlatlarını hangi zor koşullarda okula gönderdiklerini biliyorum. Üniversiteden mezun oluyorsunuz, işsizsiniz, aylardır, yıllardır iş bulamıyorsunuz. Ben bunu da gayet iyi biliyorum. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır, bunu da gayet iyi biliyorum. Sınava giriyorsunuz, sınavı kazanıyorsunuz, mülakatta hakkınız yeniyor. Ben bunun da farkındayım. Bütün bunları çözeceğiz, elbirliğiyle çözeceğiz, birlikte çözeceğiz. Göreceksiniz KPSS’ye gireceksiniz, mülakatı bitireceğim, kim kazandıysa hemen işbaşı yapacak. Dolayısıyla kul hakkını kimseye yedirmeyeceğim. Sizin hakkınızı kimseye yedirmeyeceğim. Bundan emin olmanızı isterim. 

İşsizliğine neden girdim biliyor musunuz? Afyon’da Türkiye İş Kurumuna başvurup iş arayanların sayısı 30 bin. 30 bin kişi işsiz, o da resmi. Başvurmuş iş bekliyor, acaba bir yerde bir iş bulabilir miyim diye. Bunun çözülmesi lazım. İşsizlik sorununun çözülmesi lazım. Bundan endişe duymamanız lazım. 

Taşeron işçileri buraya geleceklerdi, taşeron işçilerine izin vermediler. Çünkü taşeron işçileri hepsi biliyor ki, onlara kadro sözünü ilk kez ben dile getirdim. Bir grubuna kadro verdiler, bir grubuna kadro vermediler. Onlar da unutmasınlar, size izin vermediler, buraya gelemediniz ama benim gönlüm sizin yanınızda. Az kaldı, hepinize kadroyu vereceğiz. Devlet taşeron çalıştırmaz değerli arkadaşlarım. Devlet kadrolu işçi çalıştırır, kadrolu memur çalıştırır. Ücretli öğretmen çalıştırmaz, kadrolu öğretmen çalıştırır. Sözleşmeli öğretmen çalıştırmaz, kadrolu öğretmen çalıştırır. Dolayısıyla bütün bunların tamamını çözeceğiz göreceksiniz. Ne dedik? ‘Bay Kemal geliyor’, kimse unutmasın, geleceğiz ve çözeceğiz. 

Kentsel dönüşüm var, onu da gayet iyi biliyorum. Bir grup toplantısında dile getirmiştim. Mısri Mahallesinde daha çok garibanlar var, düşük gelirliler var. Bunlara diyorlar ki, ‘Kentsel dönüşüm yapacağız. Sizi bir yerlere süreceğiz. Size ev yapacağız ama sizin alacak paranız bile olmayacak.’ Geleceğim, o evlerin tamamını yapacağız ve o evlerde insanlar huzur içinde oturacak. Göreceksiniz. Onların satın alma gücüne göre fiyatı belirleyeceğiz. 

Ayrıca bir şey daha. Afyon Belediye Başkanlığını bize verdiğiniz andan itibaren o evlerin nasıl süratle yapıldığını göreceksiniz. Burası aynı zamanda görkemli bir turizm merkezi olabilir çünkü yeraltı kaynakları bunun için son derece elverişli. Belediyeyi bize vereceksiniz, 5 yıldızlı otellerin nasıl çoğaldığını da göreceksiniz. 

Şimdi size geldiler, söylediler, ‘Hızlı tren getiriyoruz, getiriyoruz…’ 2013’te temel attılar, ‘2015’te bitecek’ dediler geçti. ‘2018’de bitecek’ dediler, o da geçti. Şimdi ‘2025 yılında bitireceğiz’ diyorlar. 

Halka doğruları söylemeyene oy verecek misiniz? Halkı aldatanlara oy verecek misiniz? 

Güzel. Demek ki, Afyon’dan Cumhur İttifakına hiç oy çıkmayacak, öyle anlaşılıyor. 

Sizden sözünde duran, vaadini yerine getiren ve sözünü yere düşürmeyecek politikacıların iktidara gelmesi için oy kullanmanızı istiyorum. Afyon’un aslında görkemli bir tarihi var. Burası aynı zamanda tarihsel kimliğine baktığınızda eğitimin de merkezidir Afyon. Ama Afyon kan kaybetti. Afyon dışarıya göç vermeye başladı. Buranın büyümesi lazım, buranın kalkınması lazım. Kavşakların merkezinde. Daha hızlı, daha güzel, daha verimli büyümesi lazım. Bunun için yol belli, Millet İttifakı. Yol belli, ittifaka destek vereceksiniz, beraber Türkiye’yi büyüteceğiz. 

Şeker fabrikasını sattılar. İşçilerin bir kısmını attılar. Söz veriyorum söz; geleceğim, o şeker fabrikasını yeniden alacağız ve yeniden Afyonluların hizmetine sunacağız. Onlar sattılar, biz toparlayacağız, biz geri alacağız. Orada Afyonlular çalışacaklar. Bakınız, özelleştirmeden sonra, 34 yıl sonra Türkiye dışarıdan şeker ithal etti. Yahu Allah aşkına… Şeker mi, şimdi şeker ithal etti derken, sadece şeker ithal etseler hadi o konuda beceriksiz davrandılar diyelim. Şeker ithal ediyorlar, buğday ithal ediyorlar, arpa ithal ediyorlar, yulaf ithal ediyorlar, yem ithal ediyorlar, gübre ithal ediyorlar. Memleketi yabancılar doyurmaya başladı. Bir de afrayla tafrayla geziyorlar, ‘Biz milliyetçiyiz’ diyorlar. Batsın sizin milliyetçiliğiniz! Bunların milliyetçilikle falan bir ilgileri yok. Milliyetçi olan ülkesine hizmet eder, yabancıya değil. Milliyetçi olan kendi ülkesine yatırım yapar, başka yerlere değil. 

Londra’ya gittim. Orada da küçükte olsa bir video çektik. Londra’nın en lüks bölümündeki bütün mahalleyi bunlar kapatmışlar. Hepsi lüks içinde yaşıyorlar. Ben onları bilmiyor muyum? Gittiler New York’a 35 katlı gökdelenler yaptılar. Sanıyorlar ki; Bay Kemal bunları görmeyecek. Gökdelenin önünde konuştum. O gökdelene harcanan paraları; Londra’ya kaçırdıkları paraları son kuruşuna kadar getireceğim ve bu millete vereceğim. 

Sanıyorlar ki, Bay Kemal bunları görmeyecek, ‘Mal gitti artık, takip etmeyelim’ diyecek. Hayır efendim! Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak ve o hakka sahip çıkmak benim namus borcumdur. Paraları getireceğim. 

O nedenle beşli çeteler diyorlar ki; acaba Kılıçdaroğlu’nun ayağını nasıl kaydırırız, bu adam Cumhurbaşkanı olmasın. Ve bunun için her türlü iftiraları atıyorlar. İnanmayın. Bir özelliğimi söyleyeyim; kul hakkı yemem ben. Kul hakkı yemem, kul hakkını da yedirmem. Benim öyle saraylarda oturmak gibi bir düşüncem de yok. Niye saraylarda oturayım?  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya Köşkü var, mütevazıdır, gideceksen oraya gideceksin. Oraya gideceğiz, orada oturacağız göreceksiniz. Biz memleketi düşünüyoruz, onlar ceplerini düşünüyorlar. Devlet dediğiniz kurum soygunculara hizmet etmez. Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder. Onlar için yandaş, Bay Kemal için vatandaş var. Benim gönlüm sizden yana, size hizmet edeceğim. 

Cumhuriyetin 100. yılında göreceksiniz bütün köy okullarını açacağız ve 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köyler şenlenecek göreceksiniz. Köylerde sadece öğretmen olmayacak. Köylerde veteriner de olacak. Veterinerlik teknik hizmetlerden mezun olanlar, onlar da olacak. Ziraat mühendisi olacak, ziraat teknisyeni olacak, veteriner hekim olacak. Bütün bunların hepsi olacak. Devletten aylık alacaklar ve kırsalda sizlere hizmet edecekler. Hayvanların aşıları zamanında yapılacak, toprak analizleri yapılacak. Hangi ürünü ekerseniz daha fazla gelir elde edeceksiniz onlar belirlenecek. Kırsaldan kente göç olmayacak, herkes kırsalda çalışmayı ve kazanmayı bilecek. Kırsalda çalışan bütün kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Böylece kırsalda çalışan kadın benim sigortam yok demeyecek. Zamanı gelecek, o da emekli olacak. 

Ayrıca Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Bakın Sevgili Afyonlular, elimizi vicdanımıza koyalım. Hiçbirimiz bir çocuğun yatağa aç girmesini istemeyiz. Her birimiz evimizde huzur olmasını isteriz, evimizde bereket olmasını isteriz. Ay başını getirirken ya acaba ne yapayım diye düşünmemeliyiz. Evladımız var, okula gönderirken acaba beslenme çantasına ne koyayım, evde bir şey kalmadı diyen anneler var. Ben ekmeğin arasına salça sürüp evladına yediren anneler de gördüm. Eğer bir çocuğumuz açsa bilin ki 85 milyon açız. Böyle bakmanız lazım. Eğer bir ailenin borcum var, elektrik parasını ödeyemiyorum diye elektriği kesiliyor ve karanlıkta kalıyorsa 85 milyon aslında karanlıkta kalıyoruz. Doğalgazı kesiliyor ve soğukta kalıyorsa aslında 85 milyon soğukta kalıyoruz demektir. Size bir sözüm var, namus sözüm var, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir hanenin elektriği kesilmeyecek. Hiçbir hanenin doğalgazı kesilmeyecek. Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan bütün hanelere kadının banka hesabı olacak, düzenli aylık oraya yatırılacak. Hangi aileye kaç liralık sosyal destek verilmesi gerektiğini sosyal destek uzmanları, sosyal güvenlik uzmanları belirleyecekler ve o aileler tek tek ziyaret edilecek. Nerede bir aile hekimi varsa orada sosyal hizmet uzmanları olacak. Evlere gidecekler; ev kirada mı, değil mi, kaç kişi var, hanenin geliri nedir bunların hepsi saptanacak ve o ailenin durumuna göre, o aileye düzenli aylık bağlanacak. Hiç kimseye muhtaç olmayacak. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Bizim inancımızda böyle. Hiç kimsenin yoksulluğunu afişe etmeyeceğiz. Sosyal devlet, vatandaşın karnını doyuran devlettir. Ele güne muhtaç etmeyen devlettir. Bunu anlattığımda bazı hanımlar dediler ki, ‘Acaba katılım bankalarında bu yardımları altın olarak yapabilir misiniz?’ Niye olmasın? Zaten para veriyoruz. Eğer nakit istemiyorsanız altın hesabınız olacak, her ay düzenli altın hesabına parayı yatırmış olacağız. Bugüne kadar yapılan bütün yardımları, düzenli ama insan onurunu koruyan bir yapı içinde gerçekleştireceğiz. Hiç kimse bir başkasına muhtaç olmayacak. Hiç kimse bir başkasına el avuç açmayacak. Herkesin onuru, herkesin şerefi korunmuş olacak. Sosyal devletin varlık nedeni de budur. Bunu da iyi bilmenizi isterim. Hafızanızın bir yerine yazın lütfen. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda ilk 3 ay içinde çıkacak olan kanun bu kanun olacak ve bu kanunla bu memlekette yoksulluğu bitireceğiz, fakirliği bitireceğiz. Hiç kimse namerde muhtaç hale gelmeyecek. Kadınlar sosyal devletin güvencesi altında olacak. Devlet benim güvencemdir diyebilecek. Bunu da herkesin bilmesini isterim. 

Çocuklarınız var, okula gidiyorlar. 60 okul var depreme dayanıklı değil. Raporu var, rapor yayınlandı. Eğer deprem olursa 60 okul yıkılacak, evlatlarımız enkazın altında kalacak. Şimdi soruyorum… Bu resmen tespit edildi, Afyon’da 60 okul niye yapmıyorlar? Beşli çetelere gelince her şeyi yapıyorlar. Para mı yok? Para var. Ama parayı kime veriyorlar? Beşli çetelere veriyorlar. Söyledim, söylerken ürküyorlar, söylerken korkuyorlar. Onların 21 yılda götürdükleri 418 milyar doları son kuruşuna, son sentine kadar alacağım ve vereceğim bu millete vereceğim.

Ben de Afyon’la ve Afyonlularla gurur duyuyorum. 

Mütedeyyin kardeşlerime de seslenmek istiyorum. En büyük günah kul hakkı yemektir. Kul hakkı yiyenlere Allah aşkına oy vermeyin, Allah aşkına günaha ortak olmayın. Kul hakkı yiyenlerle niye beraber olalım? Kul hakkı yemek en büyük günahsa, Yüce Yaradan, ‘Her türlü günahla gelirsin ama kul hakkı yiyeni ben affetmem’ diyor. 

O zaman kul hakkı yiyenlere oy verecek misiniz? Teşekkür ederim, oy vermeyeceğiz. 

Çünkü oyu bizim inançlarımızı sömüren insanlara değil… Herkesin inancına saygı göstermek her birimizin tek tek görevidir. Allah’la kul arasına bir başkasının girmesine izin vermeyeceğiz. Kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu sadece Yüce Yaradan bilir başka kimse bilmez. O nedenle bütün mütedeyyin kardeşlerime de seslenmek istiyorum. Senin inancını sömürenlere, senin inancın üzerinden siyaset yapanlara asla itibar etme. Onlara dikkatli ol, onlarla mesafeli ol. Ama kişi inancını nerede istiyorsa yerine getirsin, bütün inançlı insanlar benim başımın üstündedir, onların başımın üstünde yeri var. Bunu da herkesin bilmesini isterim. 

Emekliler… Gençlerle başladık… Ta 2015’ten beri ‘Ramazan ve Kurban Bayramlarında emeklilere birer maaş ikramiye verin’ dedim. Ta 2015’ten beri. ‘En az asgari ücret kadar olsun’ dedim. Vermediler. Sonra ‘Parayı nereden bulacaksın’ dediler. Arkasından düşük bir fiyat verdiler, arkasından seçim geliyor gene ben ısrar edince biraz artırdılar. Sözüm söz, Bay Kemal sözü, Kurban Bayramında bankaya gittiğinizde 15 bin liralık ikramiyeniz orada hazır olacak ve kullanacaksınız ve alacaksınız. Gene bağırdılar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ Beşli çeteye gelince para var, tefecilere gelince para var. Vatandaşa gelince, ‘Parayı nereden bulacaksın?’ Onlardan alacağım, emekliye vereceğim. Hiç endişe etmeyin. 

Bir şey daha. Bu kardeşiniz 27,5 yıl devlette çalıştı. Bütçe nasıl yapılır, gelirler nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır, israf nasıl önlenir bunlara tam 27,5 yılımı verdim. ‘Parayı nereden bulacaksın?’ Türkiye zengin bir ülke. Elin oğluna parayı buluyorsun, milyarlarca dolar parayı veriyorsun. Yol parasına avro, köprü parasına dolar. Hani siz milliyetçiydiniz? Türk parası yok. Türk parası yerde sürükleniyor. O zaman niye dolar, niye avro? O dolarla, avroyla verdikleri bütün ihaleleri, bütün sözleşmelerin tamamını Türk lirasına çevireceğim hiç endişe etmeyin. Bizim milliyetçiliğimiz onlar gibi değil. Onlarınki laf, bizimki gerçek. Afyon’u biliyorsunuz değil mi? Rahmetli Ecevit’i biliyorsunuz değil mi? Baskı kurdular afyon ekilmesin diye, biliyorsunuz değil mi? Ecevit’in bu konuda neler yaptığını da çok iyi biliyor musunuz? Ecevit’in unutmadığım bir sözü vardır, ‘Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen’ der. Biz de öyle… Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen. 

Az önce Sinan Ateş’le ilgili de bir pankart açıldı. Sinan Ateş’in hakkını, hukukunu savunacağım, kimse endişe etmesin, hiç kimse endişe etmesin. Ankara’nın göbeğinde ateş edeceksin, bir kişiyi öldüreceksin ve dosyası gizli! Niye gizli kardeşim! Dürüst olduğu için, ahlaklı olduğu için, vatansever olduğu için, ülkücü olduğu için gideceksin vuracaksın, Bay Kemal bunu seyredecek. Seyretmem! Failleri bulacağım, hepsini yargıya teslim edeceğim! Hiç kimsenin endişesi olmasın.

Şunu çok iyi bilin değerli kardeşlerim. Bir sürü laf atıyorlar. Bizim iki kırmızıçizgimiz var. Bir bayrak, iki vatan. İki kırmızıçizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Gözümüzü kırpmadan ölüme gideriz. Bayrak ve vatan bizim için asla ve asla vazgeçilmezdir. O nedenle onların ne yaptığını ben gayet iyi biliyorum. Onların milliyetçiliği falan hikâye. Bakın Suriye’de 34 askerimiz şehit edildi. Vuranlar belliydi. Rusya ateş etmişti ve bizim 34 askerimiz şehit oldu. Bu devletin Cumhurbaşkanı nereye gitti? Putin’in kapısına gitti. Arkadaş şehit olan bizim askerimiz, vurulan bizim askerimiz, ciğeri yanan bizim halkımız, üzülen bizim halkımız, sen gidiyorsun Putin’in kapısına! Putin ne yaptı? Aldı kapıda bekletti, kronometreyi çalıştırdı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kaç dakika kapıda beklettiğini bütün dünyaya gösterdi. Sonra gelebilirsin odama dedi, aldı oturttu. Bu mudur milliyetçilik? Afyonlular size sesleniyorum, bu mudur milliyetçilik? Yuh çekmeyin arkadaşlar, siz sadece hayır deyin. Çünkü ben onların ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Dışarıdan mal, mülk sahibi oluyorlar. Onlar kendi evlatlarını, çocuklarını ne yaptılar, paralı askerlik mi diyorlar? Bu kardeşinizin oğlu ne yaptı? Gitti, şerefli ordusunda askerlik yaptı. Benim param yok muydu? Vardı. Ama siyasetçinin topluma örnek olması lazım. Örnek olacaksın sen topluma. Eğer örnek olmazsan olmaz. 

Başka ne yaptılar? Bizim sınırlarımız yolgeçen hanına döndü. 3 milyon 600 bin Suriyeli resmi rakam. Gayri resmi rakam 4 milyon – 5 milyon. Ne yapacağız? Bay Kemal’e güveneceksiniz. Bizim sınırlarımız yolgeçen hanı olmayacak. Asla ve asla olmayacak. Öyle geldiniz, buraya yerleştiniz yok kardeşim. En geç 2 yıl içinde herkesi kendi ülkesine göndereceğiz hiç endişe etmeyin. Biz ırkçılık yapmıyoruz. Onlar bizim komşumuz eyvallah, ama yeter kardeşim. Asgari ücretin altında çalışıyorlar, büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Suriye’yle barışacağız. Onların yolunu, okulunu, köprüsünü, kreşini AB fonlarıyla yapacağız. Bizim müteahhitler yapacak. Sonra diyeceğiz ki, buyur kardeşim sen gezmek, eğlenmek istiyorsan gel ama onun dışında çalışacaksa önce benim evladım çalışacak, bizim çocuklarımız çalışacak, onlar iş güç sahibi olacaklar. Yurtseverlik budur, vatanseverlik budur. Biz başkası için niye çalışalım? Önce kendi evlatlarımız için çalışmak zorundayız. Bunun bilinmesini istedim. 

Başka bir şey daha. Tank Palet Fabrikasını Katar ordusuna sattılar. Diyorlar ya ‘Biz milliyetçiyiz’, hikâye bunların milliyetçiliği! O Tank Palet Fabrikasını Katar ordusundan alacağım, şerefli ordumuza yeniden teslim edeceğim. 

Bir şey daha. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuz. Bütün hastaneleri elinden aldılar. GATA, Askeri Tıp Akademisi başta olmak üzere bütün askeri hastaneleri açacağız, o hastaneleri de şerefli ordumuza teslim edeceğiz. 

Şimdi soruyorum, milliyetçi kim? Biziz arkadaşlar, biziz. Altı okumuzdan birisi milliyetçiliktir, hiç endişe etmeyin. Bunu bilmenizi isterim, b u konuda hiçbir endişeniz olmasın. 

Sözlerimi şöyle bitireyim. Gitmesi gereken biz değiliz tabi, onları göndereceğiz hiç endişe etmeyin. Ekrem Başkanın güzel bir sloganı vardı. ‘Her şey çok güzel olacak.’ Gerçekten de her şey çok güzel olacak ve Bay Kemal sözünden asla dönmeyecek. Bu ülkeye baharı getireceğiz, baharları getireceğiz. Beraber getireceğiz, birlikte getireceğiz. Türkiye’yi büyüteceğiz, Türkiye’yi kalkındıracağız. Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesi olacak. Bundan en ufak bir endişe duymayın çünkü kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. 

Teşekkür ederim. Çok sağ olun, var olun.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kılıçdaroğlu,” Kadim bir şehirdeyiz!”
Yorum Yap