Yıllarca partiyi idare etmeye çalıştı.
Ama aslında kontrol onda değildi.
Önce parti kadrolarının seçimini kaldırdı.
Artık CHP de demokratik seçim yapılamayacaktı.
Sonra Atatürk çizgisindeki tüm vekilleri partiden uzaklaştırdı.
Süratle partiyi sağa kaydırmaya başladı.
Cenazede imam Atatürk’e dua edince (İhsan Özkes) onu vekil yaptı. Vekil bir süre sonra partiden istifa etti. Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’ı vekil yaptı.
Haberal MHP’ye geçti.
Musul konsolosu IŞİD tarafından rehin alındı.
Onu da siciline bakmadan vekil yaptı.
Sinan Aygün vekil yapıldı.
Başka partiye geçti.
Teğmen Çelebi vekil yapıldı AKP’ye geçti.
Mehmet Bekaroğlu gibi Atatürk düşmanlarını genel başkan yardımcısı yaptı. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına olumlu oy verdi.
Vekili Enis Berberoğlu’nu hapse yolladı. Bir takım şartlar ileri sürdü. Olmazsa “mecliste yemin etmeyeceğiz” dedi.
Sonra gitti yemin etti.
Önseçimi kaldırdı. Vekilleri yanındaki çete belirlemeye başladı.
Kanaltürk TV nin sahibi Tuncay Özkan kanalını
Fetöye 20 milyon dolara satmıştı.
Onu 12 senedir yanında tutuyor. AKP casusu olduğu anlaşıldı. Tüm seçimleri kaybetti. Partisinin başarısı yerine diğer partilerin getireceği oylara yöneldi. Parti oy oranını üç puan düşürdü. Kongrelerde kendi belirlediği delegelerin oyunu alarak süreki başkan seçildi. Azalan popüleritesini tekrar geri kazanmak ve rakip başkan adaylarını elemek için Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Halk bir şey kazanmadı. Ama koltuğuna kalkmamak üzere yerleşti.
Diploma konusunda hiç ısrarcı olmadı.
Seçimi AKP’nin isteği üzerine PKK üüzerinden yürüttü.
Aday olma diyen Akşener’i kamuoyu baskısı ile koltuğa geri döndürdü.
Ekmeleddin’e tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz dedi.
Verdik kaybetti.
Muharrem İnce’yi yok etmek için seçime iki ay kala aday yaptı.
Ve ondan da kurtuldu.
Son seçimi de kaybetti.
Ve mücadeleye devam dedi.
Bu adam dürüst değil mi?
Erdal Bıçakcı yazıyor