1. Haberler
  2. sanat
  3. 26. Hazar Şiir Akşamları..

26. Hazar Şiir Akşamları..

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının 26.ncısını inşallah Allah nasip
ederse, “6-7-8 Ekim 2023 tarihlerinde büyük bir huzurla, tarihi bir
iradeyle idrak edeceğiz!”
Çağrımız var… “Türkçe düşünüp, Türkçe söyleyip, Türkçe yazan âlemin
uyanacağı yirmi altıncı Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına
teşriflerinizi dilerim…”
Şeyhü’l muharririn Ahmet Kabaklı, 28 Ekim 2000 tarihinde, “Harput’ta
Kültür Düğünleri” isimli yazılarında şu nazik ifadeleri
kullanıyorlardı; “Düşünün ki, sadece Hazar Şiir Akşamları, Türkiye’nin
irfanına hizmet derinliklerini bahşeden, Avrasyalı, Türkiyeli ve
Elâzığlı binlerce şair, bilgin, edip, hatip, müzik üstadı,
araştırmacıyı millet sahnesine çıkarmıştır.”
Küçük Hazar’da, bir milletin ‘tefekkür dünyası…’ o dünyanın nabzı
atmaktadır. O halde lütfen Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını, ‘sade
bir şiir akşamı olarak…’ düşünmeyelim.
Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nu geliniz dinleyelim;
“Bu kopan fırtına, Orta Asya’da
Yüz yıl sonra Anayurt uyanması…
Bahar müjdesidir gonca çığlıklar,
Gök gürültüleri… Kurt uyanması…”
Hazar’da, SSCB’nin dağılmasından sonra, 1992 tarihinden itibaren,
“kutlu bir uyanışın destanı anlatılıyor!” Lütfen, Hazar Şiir
Akşamlarına, ‘gönül gözlerinizle bakınız!” Büyük bir sevdayla, ‘asrın
çilesine dokununuz’
1995 tarihinde Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına, Doğu Türkistan’ın
efsanevi lideri, “İsa Yusuf Alptekin’i davet ağırlayacaktık…”
Rahmetli Şeref Tan, gözyaşları arasında İsa Yusuf Alptekin’e şu şiiri
takdim edeceklerdi;
“Arafesindeyiz kutlu bir günün
Yarın şirin Sivrice’de şölen var
Muhasebesini yaparsak dünün
Hesabını ak alınla veren var.”
1992 yılından itibaren günümüze doğru her yıl kurulacak bu tarihi
edebi sofralarda; Kırgızistan’dan, Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan,
Bulgaristan’dan, Makedonya’dan, Azerbaycan’dan,
Kabarya-Balkarlardan, İran’dan, Kosova’dan, KKTC’den, Kerkük’ten,
Altay Türk Cumhuriyetinden, ; ak yüzlü, bilge sözlü, kartal bakışlı,
civan duruşlu; aynı gövdenin baharında çiçek açmış, cümlesine meyve
vermiş dalları kanat gerecekti bizlere…
Sadık Kemal Tural Hoca haklı olarak cümle âleme haykıracaklardı;
“Şiir olmasa dünya çöl olurdu!”
Hikmet yıkamasa gök kül olurdu
Şiir aşktan doğar, ruhu yükseltir
Aşktan uzaklaşsa arz kül olurdu
Allah Resul’ü, “Şiirde hikmet var!” buyuruyorlar.
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, ‘farklıdır…’
Farkında olursanız, “âleme çağrı vardır!” O çağrının adı, ‘sağduyu çağrısıdır’
Mezopotamya’nın can damarı Fırat, bir büyük hoyrat vadisidir… Fırat
Vadisinde öyle bir esinti var ki, sizleri, ‘ses bayrağında buluşturur’
Şairimiz Ali Akbaş bir şiirinde bu vadiyi dillendirir;
“Murat gelir, Fırat olur
Fırat kişner, kırat olur
Bağdat’a varır, şad olur
Bu at bir şehsuvar ister
Önünde taş duvar ister”
Hazar’da, 1992’lerden günümüze 2023’lere doğru ‘edebi bütünlüğü
içerisinde’ yazılan bir tarih dersi vardır. Geliniz o dersi birlikte
tarihin seyriyle birlikte okuyalım;
“Destanlarımıza bakınız; “Demiri Dövdük…” Dağları erittik,
ayaklarımızın altına serdik, insanlığa hediye ettik koskoca
medeniyetleri… Masallarımız, kahramanlarla çocuklarımızın gözlerini
büyüledi… Anne sütü gibi gönüllerini ferahlattı… Gürbüz yiğitler
çıktı, vatan coğrafyasında… Ses verdiler, Ötüken yaylasından… Ders
aldılar, Ahmet Yesevi ’den… Semerkant, Buhara rüyalarını süsledi, her
dem… Kaşgar, dillerini bezedi… Aktılar, doğudan batıya doğru… Bahar
coşkusu içerisinde Yunusça dillendiler, Ahi Evran Konağı’nda yeni
dünyalar/ yeni iklimlerle tanış oldular… Şeyh Edebali, Emir
Sultanlarla hayata barış oldular… Fuzuli’den Nesimi’ye… Şeyh
Galip’den, Yahya Kemal’e bir yay kirişi gibi gönül iklimini
sevdalarına gerdiler… Bir hayat ki, Dede Efendilerde, Itrilerde
billurlaştı…”
O sebepledir ki, Türk Dünyasının bir büyük ‘aydın hareketidir’ Bir
büyük sevda da, yüreklerin ışıldamasıdır.
Merhum Dilaver Cebeci, “Harput’ta Bir Gün” isimli şiirinde şöyle seslenecekler;
“Müstezatlar, Hoyratlar sızlatırken geceyi
Geldi Harput ahengi kuşattı Sivrice’yi
Bu ahenk göç eyleyen bir kuşun ahengidir
Hasretten gönül dağlı Gakkoş’un ahengidir
Gakkoş coşkun bir âşık, yani sevgiden serhoş
Nezaketle asalet birleşip olmuş Gakkoş”
Hazar gerçekte, “Nezaketle asaletin birleştiği…” asrın irfan mektebidir.
Şunu gönül rahatlığı ile ifade edebilirim, ‘Hazar’da bizler öğle bir
eğitim aldık ki!’
O eğitim bizlere, “ilmi, irfanı, ihlası, ihsanı, bir büyük sevdayı…”
yüksek bir moralle, yüksek bir ahlakla, vicdanımızın sesinde
yankılanarak nakşetti…
İran Tebriz’den rahmetli Nesir Payguzar’ı dinleyelim;
“Harput Asya’nın gül bahçesidir
Bu kadar güzellik onun besidir
O ki, şöhretini yüceltip arşa;
Kulaklara çarpan müzik sesidir
Harput ocağıdır güzelliklerin
Havası, kışta da yaz nefesidir.”
Şairimiz Mehmet Ali Eşmeli de şöyle seslenirler;
“Bizde ey memleketim, göz ile kaşmış Elâzığ,
Ulu mihrap gibi ön safları aşmış Elâzığ…
Hazar’ından, nazarından, pazarından, aşk al;
İl budur; derd-i cehaletle savaşmış Elâzığ”
Bizim aydınımızın en büyük eksiği neydi?
Maalesef yıllarca, Türk Dünyasından bihaberdik.
Sadece, Kazakların Milli Şairi Mağcan Cumabay’ı ne kadar tanıyoruz?
Mağcan, bir Akif’tir… Mağcan, bir Ahmet Cevat’tır… Mağcan, bir İkbal’dir…
İstiklal Savaşının o karanlık günlerinde, genç yaşına rağmen büyük
düşünen bu güzel insan Anadolu’daki kardeşleri için ne diyordu;
“Uzakta ağır azap çeken kardeşim
Kuruyup lale gibi çöken kardeşim
Amansız zalim düşmanlar ortasında
Gül gibi gözyaşı döken kardeşim”
“Elâzığ Şehri, Türk Dünyasının manevi azığıdır” diyen Cengiz Aytmatov;
“Bütün Türk Dünyasının kökleri Anadolu’da olan güzel Türkçemizi
kullanmalarını arzu ediyorum.”
Sizlerden sadece bugünü değil, “köklü ve güçlü bir maziyi tefekkür
etmenizi isteyeceğim”
Hazar, ‘bir mavi seccade’ Burada, Türkçenin bir gizemli, ‘fetih duası’
veya ‘gönül yakarışı’ yükselir Huda’ya! Davudi bir ses yankılanır,
‘Rahman üzerine, Rahim üzerine’
Hazar, ‘bir büyülü vefa denizi’ Orada, ‘gök bayrak üzerine sadakat
yemini’ içilir! Sanki gönlümüz bahar mevsiminde; tatlı bir seher
rüzgârı yüzleri okşar!
Hazar, ‘üç kıtanın rahminde’ 21. asrın, türküsünü; tarihi, Oğuz Ata
neslini kendisine ‘konuk’ ederek, yanık yanık söyler!
Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarında buluşalım… Geliniz sizlerle,
‘gönül dünyamızla tanış olalım’
Selâm ve Muhabbetle
Bedrettin Keleştemur

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
26. Hazar Şiir Akşamları..
Yorum Yap