İlk defa duyduğum Uzaktan Kısa Kısa Akademik topluluğunun 7 Şubat 2024 akşamı zoom üzerinde yaptığı etkinlikte Prof. Dr. Asım Egemen Yılmaz’ın sunduğu “Yapay Zekâ Eğitimde Bir Fırsat mı yoksa Tehdit mi?” 155 no.lu konferans ve sonrasındaki tartışma çok öğreticiydi. Egemen hoca her düzeyde insanın anlayacağı bir ifade ile yapay zekanın neler getirir neler götürür konusunu çok net anlattı. Yapay zekâ ile ilgili bilinen ve bilinmeyen yönler ve yapay zekanın ileride olası etkilerinin sorgulanması konusu birçok yönden ufuk açıcıydı. Sunum sonrası çoğunlukla eğitim camiasında konuyu çalışan akademisyenlerin sorduğu sorular ayrıca düşünce dünyamızı zenginleştirdi.
Teknolojiden Beklentimiz Nedir?
Bilimsel bilginin ve teknolojik gelişmelerin toplumun düşünce dünyası üzerindeki etkileri mesleğimizden de öte bütünlüklü bir dünya analiz için her zaman ilgimi çekmiştir. Üst yapı kurumları olan sosyolojinin tüm alanları, başta yönetim şekilleri ve tamamen alt yapı ile ilişkilerini ve bunun eğitim üzerindeki etkilerini ayrıca çok önemserim. Bizler eğitimin teknolojik olanaklar ile yaygınlaşması sonucu toplumun daha çok bilgi sahibi olacağı ve aydınlanacağını bekliyorduk. Ancak beklenildiği gibi bir etki olmadığı, dünyanın bugünkü ekonomik ve sosyal olarak ayrışmışlığının aşılamadığı, çatışmaların sürdüğü görülmektedir. Şu ana kadarki gelişmelerde insanların büyük çoğunluğu daha çok teknolojik aparatları satın alarak kullandılar. Ancak teknolojik aparatların arka yapısını bilmeden yalnızca düğmelerine basarak ve/ya gelişmelerden anlık olarak enformasyon alarak işlerini sürdürmektedirler. Ancak bu, kişilerin aldığı enformasyonu içselleştirerek bilgi dağarcığını arttırdığı anlamına gelmemektedir. Yapay zekânın da çok küçük fakat yüksek nitelikli veri kullanan ve bilgiye ihtiyaç duyan insanın işini çok kolaylaştırdığı açık bir gerçektir. Pandemi, doğal afetler, deprem ve gök yüzündeki bazı gelişmeleri anlamak için yapay zekâ, şimdilik hesaplamalarda büyük destek sundu. Büyük verilerin analizi, sınıflandırması ve garfikleştirerek bütünün anlaşılmasını sağladı. İnsanın biraz hamallığını alarak farklı kişi ve ortamlarda üretilen bilgileri derleyerek bilginin çoğalmasını ve işlenmesinin önünü açtı. Birçok ileri hassa teknoloji, enzim tabii ilaç vs. ürünün üretilmesini sağladı. Bu analımda bilgi işleme teknolojileri yapay zekâ dahil çok olumlu kolaylıklar sağlamış oldu.
Yapay Zekâ Öğrenciyi Tembelleştirir mi?
En çok konuşulan ve tartışılan konulardan birisi yapay zekânın insanın işini elinden aldığı, eğitimde öğrencilerin emek sarf etmeden saniyesinde aradıkları bilgiye ulaştıkları konusuydu. Öğrencinin çalışmadan bilgiyi elinde görmesi ilerisi için yapay zekanın eğitimde bir çıkmaz mı veya fırsat mı olacağı tartışmasını getiriyor. Egemen hoca, yapay zekânın bu anlamda zarar değil yarar getirdiğini küçük bir çakı bıçağının kullanım durumu ile faklı bir açı ile tanımladı. Benim şahsi düşünceme göre de bilimsel gelişmeler ve üretilmiş olan teknolojinin sonucu insanın ürettiği bilginin makinelere öğretilmesi sonucu yapay zekâ gerçeğinin artık yaşamımızda kaçınılmaz bir yeri vardır. Kaçınılmaz olarak yapay zekâ kısa süre sonra başta eğitim alanında ders işlemeden, değerlendirmeye ve sertifikasyondan diplomaya bugüne kadar bilinen bütün ezberleri bozacağı gerçeği aşikardır. Diğer alanlarda hatta bireylerin günlük yaşamında yapay zekâ ile birlikte yaşamak durumunda kalacağız. Bu bağlamda yapay zekadan korkmak değil, gelişmeleri anlamak, kendimizi disipline ederek makine ile yarışma yerine patronu olarak onu amaca uygun nasıl yönetirizi ve en üst düzeyde yararlanırız-ı düşünmek durumundayız.
Üniversiteler Öncelikle İleri Teknolojiyi Takip ederek Eğitimdeki Yerini Sürekli Güncellemeli
İletişim teknolojileri çağın önümüze koyduğu büyük olgu artık sanayi çağının Endüstri 3 0 ve 4 0 değil, Endüstri 5 0 olduğudur, üst soyutlamalar henüz yapamasa da yapay/yarı organik zekâ ve robotik dijital teknoloji yaşamın her alanında çoklu işlevler görüyor. Konu paradigma değişiminin de ötesinde gelişen teknolojilerin bir arada bilgisayarlarca kontrol edildiği ve koşullara göre kısmen kendiliğinden güncellenebilen yeni dönüşüm durumudur. Konu/olgu sıradan insanların gündeminde olmayabilir, ancak üniversitelerin doğrudan geleceğin temel ekipmanı ve dönüştürücüsü olarak konunun içinde olmaları gerekmektedir. Hatta bilimsel ve teknolojik olarak gelişmiş ülkelerin üniversiteleri gibi kendilerini de geçmişte bu konulara hazırlamaları gerekirdi. Sonuçta üniversitelerin gelişmeleri toplumdan önce görmesi ve tartışması gerekir. Şimdilik yapay zekanın nereye evrileceği ve yaşamımızı nasıl etkileyeceğini tam kestiremiyoruz. Ancak yaşam stilimizin değişeceği açık bir gerçektir.
Çağın Gereklerini Adapte Olmamız, Teknolojiden Yararlanmamız Gerekiyor
Bundan sonra bilgiyi iyi kullanan ve insanın zihin kodlarını deşifre etmiş bir dahi yeni farklılıklar yaratabilir. Bunun ne getirip ne götüreceğini de çok bilmiyoruz. Yapay zekâ yazılımı ve robot teknolojilerindeki gelişmelerin hızı içinde bilmemiz çok da kolay olmayacaktır. Ancak üniversitelerin yani bilginin üretim ortamını; toplumun ve iktidarların ötesinde izlemesi ve programlarında bu konuya şimdiden yer vermesinde büyük yarar vardır. Yapılması gereken kaçınılmaz olan teknolojiyle didişmekten çok erken adapte olup kendimizi de disipline ederek yeni gelişmelerden en etkin biçimde yararlanmayı bilmektir. İleri teknolojiden kopan bir toplumun, ülke veya üniversitenin bir daha kaçan treni yakalaması çok zordur; aksine bizzat treni üretmek, geliştirmek ve insanlık yararına kullanmak gerekiyor .
İbrahim Ortaş, iortas@cu.edu.tr