Türkevi Araştırmalar Merkezi, yardım raporunu kitap olarak yayınladı.
Hollanda yardım kuruluşları, yapılan harcamaları rapor halinde sundu.
Hollanda’daki Türk kuruluşlarının yardımları da yerini buluyor…
Hollanda’da toplanan 128 milyon euronun 40 milyonu harcandı. Yardım kuruluşları şubat 2025’e kadar proje kabul edecek.
Haberin Hollandacası ve daha önce yayınlamış olduğum Türkiye-Hollanda arasındaki felaket yardımlarına ait haberler en altta.
İlhan KARAÇAY araştırdı:
Acıların konu edildiği olayları yazarken, duygu sömürüsü yapmak, yazarlığın en çirkin tarafı olmalıdır. Hele hele, aynı olayı maddi ve siyasi çıkar için kullanmak, lanet edilecek bir tutumdur. Bir yıl önce 6 Şubat sabahı, tesadüfen uyanık olduğum ve TV izlediğim bir sırada meydana gelen Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili kapsayan deprem haberlerini gözyaşları ile izlemiştim. Daha sonra Hollanda’da yaşanan yardım kampanyalarını titizlikle takip etmiş ve gelişmeleri detaylı olarak yayınlamıştım. Geçtiğimiz aralık ayında da, Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD’ın bağışladığı 102 adet konteyner konutun teslimat törenine katılmak için Hatay’a da gitmiştim.
Hollanda’dan verdiğim yardım haberleri genellikle olumlu haberlerdi. Hollanda’da yetişen müzisyen kızımız Karsu’nun ve Hollanda Kurtarma Timi USAR ile Hava Ambülans Hizmeti MEDEVAC’ın çalışmaları, haberlerimin ana kaynağı oluyordu.
USAR’ın Başkanı Job Kramer MEDEVAC’IN Başkanı Moris Schonk ile…
Karsu’nun fedakârca çalışmaları ve yarattığı olumlu atmosfer tüm çevrelerin takdiri ile ödüllendirilmiş sayılır. USAR ve MEDEVAC’ın fedakârca çalışmalarını da, tüm ekiptekilere bir öğle yemeği, madalya ve teşekkürler ile ödüllendirmeye çalışmıştık.
Yıkarıda da zikrettiğim gibi, demrem yardımları konusunda en iyi ve en kontrollu ülke, Hollanda oluyordu. İşte bu Hollanda’da var olan çeşitli Türk Sivil Toplum Kuruluşu ile resmi teşekküllerimizi de tebrik etmek ve ödüllendirmek şart olmuştur.
Türkevi Araştırmalar Merkezi, yukarıda sözü edilen kuruluşlardan biridir. Türkiye’deki depremzedeler için yapılan yardım faaliyetlerini araştırma kararı alan Türkevi, akademisyenlerden oluşan bir ekibi devreye sokmuştur. Araştırmada, Hollanda’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik yardımları başta olmak üzere, Hollanda yardım kuruluşlarının, belediyelerinin ve arama kurtarma ekiplerinin faaliyetlerinin incelediği araştırmada, yardım faaliyetlerinde yer alan, Hollanda Diyanet Vakfı (HDV), Hollanda İnsani Yardım Vakfı (İHH), Türk Girişimciler Derneği (Tover), Hollanda İşadamları Derneği (HOTİAD), Kümbet Vakfı, Hollanda Uluslararası Demokratlar Birliği (UID), BM Live Vakfı ve Azerbaycan Türk Kültür Derneği gibi bazı sivil toplum kuruluşları ile mülakatlar yapıldı ve elde edilen veriler, tematik yaklaşım metodu ile analiz edildi.
Haftalarca süren bu araştırmanın sonunda tamamlanan rapor, “6 Şubat 2023 Depremi Sürecinde Hollanda-Türkiye Dayanışması” başlığı ile kitap olarak yayınlandı.
Türkevi Araştırmalar Merkezi’nin Başkanı Veyis Güngör, önceki gün bu kitabın tanıtımını, araştırmaya katılan kuruluşların temsilcileri önünde yaptı.
Gazeteci olarak naçizane şahsım ve Anadolu Ajansı muhabiri Selman Aksünger’in yanında, Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Ömer Erdem, İHHNL Başkanı Ayhan Arslantaş, Türkevi’nden Mustafa Zeki Ören, Hollanda Samsunlular Derneği Başkan Yardımcısı İsmail Asma, HOLSAMDER Başkanı Mümin Özsoy, Nogay Vakfı Başkanı Orhan Demirci, toplantıya ev sahipliği yapan İHH Koordinatörü Hüseyin Gündüz, Hollanda Türk Turizmciler Seyahay Acenteleri Derneği Başkanı Kamil Saygı, TİCF Başkanı Ömer Altay, Hollanda Gelişim Vakfı Başkanı Selahattin Köse, Kümbet Vakfı Başkanı Bekir Baş ve gözlemciler Selim Şimşek ile Recep Can’ın katıldığı kitap tanıtım toplantısında, Veyis Güngör’ün yaptığı açıklamalar ilgiyle dinlendi.
Veyis Güngör şunları söyledi:
“Çalışmada, özellikle Hollanda Türkiye ikili ilişkilerinin önemine dikkat çekilerek, kendileriyle mülakat yapılan STK temsilcilileri, deprem sürecinde Hollanda’nın oldukça sıcak ve samimi davranış sergilediğini belirtmişlerdir. Buradan hareketle, mevcut ilişkilerin öneminin korunması, gelecekteki ikili işbirliği fırsatlarının değerlendirilmesi ve bu iş birliğinin Hollanda ve Türkiye arasında pek çok alanda olumlu etkiler yaratabileceği potansiyelinin göz önünde bulundurulması, gelecek kuşakların yeni ilişkiler kurması açısından önem arz ettiğine dikkat çekilmiştir.”
Veyis Güngör, Hollanda’da deprem sürecinde ortaya çıkan yardım ve eylem çeşitliliğinin, kitapta yer alışını şöyle anlattı: “Arama, kurtarma ekipleri ve eğitimli köpekleri enkaz çalışmaları için Türkiye’ye gönderildi, Bazı kiliselerde çanlarla İstiklal Marşı çalındı, Bayraklar yarıya indirildi, Köprüler, binalar kırmızı renkle ışıklandırıldı, Temsilciler Meclisi’nde saygı duruşunda bulunuldu, Hollanda Kralı, Başbakanı ve Maliye Bakanı yardım toplama merkezlerini ziyaret ettiler, Belediyeler kişi başı 1 Euro bağışladılar, 15 Şubat akşamı Ulusal Yardım kampanyası başlatıldı, Dostluk adına futbol maçı yapıp geliri Türkiye’ye gönderildi, Hollandalılar hem maddi olarak hem de ihtiyaç malzemeleri getirerek yardım ettiler.”
Kitapta yer alanların, mümkün mertebe okutulması gerektiğini arzulayan Veyis Güngör şöyle devam etti:
“Deprem sürecinde, organize edilen başta Ulusal Yardım Kampanyası olmak üzere, diğer kampanyaların başarılı olmasında, Hollanda medyasının rolü öne çıkmıştır. Depremi birinci haber olarak vermeleri, günlerce gündemde tutmaları, toplanan yardım miktarının artmasını sağlamıştır.
Türkiye’de meydana gelen şiddetli deprem, Hollanda’da yaşayan Türklerin bir bütün olarak hareket etme çabası içerisinde olduklarını göstermiştir. Depremde yaşanan acı ve trajedinin yanı sıra, dayanışma, birlik ve insani duygularının perçinlendiği bu vesile ile ortaya çıkmıştır. Bu acı gelişme sonrasında bir kez daha görülmüştür ki, Türkiye, Türkiye’den büyüktür.”
Veyis Güngör, depremzedeler için Hollanda cephesinde neler yapıldığını da şöyle anlattı:
“Deprem ve devamındaki artçılar sonrası, Birlikte Çalışan Hollanda Yardım Kuruluşları, -Giro 555 üye kuruluşları-, 15 Şubat 2023 günü Ulusal Yardım Kampanyası düzenlemiştir. Kuruluşlar bölgeye acil yardım malzemeleri göndermiştir. İlk gönderilen yardımlar arasında geçici barınaklar, su ve sanitasyon, tıbbi bakım, yiyecek ve içeceklerden oluşan malzemeler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, hijyen kitleri, kışlık kıyafet ve battaniye gibi yardım malzemeleri de dağıtılmıştır. Hayatta kalanlara, ihtiyaçlarını gidermek için nakit para ve kuponlar verilmekle birlikte, psiko sosyal yardım ve travma rehberliği sağlandı ve çocukların rahat edebilecekleri güvenli alanlar oluşturuldu. Hollanda Kurtarma Timi USAR, 65 kişilik ekip ve 8 arama köpeği ile 25 Şubat tarihine kadar deprem bölgesinde çalışmalar yapmıştır. Enkaz altından yüzlerce yaralıyı çeşitli şehirlerdeki hastanelere taşımıştır. Uluslararası “Hava Ambulans Hizmeti”(MEDEVAC) kuruluşu, depremin ilk günü havacılardan oluşan 45 kişilik bir sağlık grubuyla deprem bölgesine ulaşmıştır. Ekibi bölgeye ulaştıran C-130 Hercules uçağı, 25 şubat gününe kadar orada kalıp, yüzlerce yaralıyı çeşitli şehirlerdeki hastanelere taşımıştır. Kurumsal yardım kampanyaları yanı sıra, Hollanda’nın hemen hemen her köşesinde bireysel yardım kampanyalarının yapıldığı da gözlemlenmiştir.”
Araştırmayı yapan akademisyenlerin, Sivil Toplum Kuruluşları ile yaptıkları mülakatlar sonrasında şu konu başlıkları ön plana çıkmıştır.
“Yardımların toplanması ve Türkiye’ye sevki noktasında, Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Giro 555’in, toplanan yardım paralarının yerine doğru bir şekilde ulaşıp ulaşmadığı hususunda mülakat yapılanlar arasında ciddi tereddütler bulunmaktadır.
Deprem yardım çalışmalarında her STK’nın harekete geçtiğine dikkat çekilirken, profesyonel bir koordinasyonun olmamasından şikayet edilirken, daha planlı ve koordineli bir yardım kampanyasının yapılabileceği, çeşitli STK temsilcileri tarafından dile getirilmiştir.
Araştırmaya katılanlar, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmayı düşündüklerini belirtirken, Hollanda’daki STK’larla koordineli bir şekilde bir afet yardım organizasyonunun hayata geçirilmesini önemsemektedirler. Bazı katılımcılar, organizasyonun Büyükelçilik öncülüğünde yapılmasını salık vermekteler.”
Veyis Güngör, konuşmasını teşekkür cümleleri ile şöyle sonlandırdı:
“Deprem yardımları sürecinde vuku bulan hadiselerin yönetimi ve koordinasyonu noktasında, başta T.C. Lahey Büyükelçiliği olmak üzere, T.C. Amsterdam, Deventer ve Rotterdam Başkonsolosluklarının, hem sahada hem de diplomatik alanda etkin rol oynadığı görülmüştür. Bu kapsamda hem Dışişleri Bakanlığımızı misyonlarına, hem de görüşme gerçekleştirilen Sivil Toplum Kuruluşlarımıza, Türkevi Araştırmalar Merkezi olarak şükranlarımızı iletiyoruz.”
Veyis Güngör’ün konuşmasından sonra, söz alan katılımcılar, kendi görüşlerini anlattıktan sonra, anlaşılmayan konular hakkında bilgi istediler. Konuşmaların odak noktası ise, Giro 555’te bulunan 80 milyon euro kadar paranın iyi değerlendirilmesi için proje üretimi yapılmasının teşvik edilmesi oldu.
HOLLANDA CEPHESİNDEN DE AÇIKLAMA VAR
11 Yardım Kuruluşundan oluşan Giro 555’ten gelen son açıklama, yüreklerimize su serpti adeta… İletişim Koordinatörü Gün Özkara imzasıyla gelen açıklamada aynen şunlar yazılıydı:
Giro555 gelirleriyle Türkiye ve Suriye’de 5,5 milyondan fazla insana yardım edildi
Nihai geliri 128 milyon avroyu bulan yardım çalışmaları, bir yılın ardından hâlâ acil yardım, psikososyal destek ve geçim kaynaklarının yeniden tesisi alanlarında tüm hızıyla devam ediyor.
Amsterdam, 5 Şubat 2024: Yaklaşık bir yıl önce Hollanda, Türkiye ve Suriye’deki depremzedeler için kitlesel olarak seferber oldu. Sayaç, 31 Aralık 2023’de 128 milyon avroyu gösteriyordu ve böylece bu kampanya, Giro555’in şimdiye kadarki en büyük üçüncü kampanyası oldu. Giro555’in arkasındaki kuruluşlar, kampanyanın ilk bölümünün tamamlanmasıyla birlikte ilk dokuz ayda en az 5,5 milyon kişiye ulaşmış oldu. Giro555 tarafından bugün yayınlanan 9 aylık raporda da aynı şey söyleniyor. Bu dönemde, yardım çabalarının odak noktası, özellikle insanların enkaz altından çıkarılması, gıda paketleri, temiz içme suyuna erişim, tıbbi yardım ve geçici barınma gibi akut ve hayat kurtarmaya yönelik ihtiyaçlar oldu. Özellikle Suriye’de ve Türkiye’nin bazı bölgelerinde bunlar gerekli olmaya devam etse de, odak noktası yavaş yavaş yerel ekonomilerin ve geçim kaynaklarının yeniden tesis edilmesine kayıyor. Yardım kuruluşları, başka şeylerin yanı sıra çocuklara yönelik psikososyal destek de sunuyor.
Elde edilen gelirlerle Ekim 2023 sonuna kadar 5,5 milyondan fazla insana ulaşıldı ve diğer şeylerin yanı sıra 500.000’den fazla gıda paketi dağıtıldı. En büyük miktar, akut acil yardım, geçici barınma ve su ve sanitasyon sağlamaya gitti. Özellikle Türkiye’de çok sayıda geçici çadır ve konteyner kampları kuruldu, ev ve binalarda güvenlik denetimleri ve onarımlar gerçekleştirildi. Suriye’de ise temiz içme suyu ve hijyen tesislerinin yetersizliği nedeniyle yardımların çoğu su ve sanitasyona gitti. Türkiye’de yardımların %21’i barınmaya, %19’u yerel girişimcilerin mali olarak desteklenmesi gibi geçim kaynaklarına, %16’sı ise su ve sanitasyona harcandı. Suriye’de yardımların çoğu (%26) su ve sanitasyona, %18’i insanların geçimlerini sağlayabilmeleri için CASH projelerine ve %9’u geçim kaynaklarına aktarıldı.
Türkiye ve Suriye’de harcanan miktar neredeyse birbirine eşit olup, önümüzdeki aylarda da eşit dağıtılacak. Yardım operasyonunun boyutu etkilenen bölgelerin büyüklüğü nedeniyle çok büyük ve her bir bölgenin kendine ait zorlukları bulunuyor. Yardım kuruluşları kampanyanın devamında, Mart 2025’e kadar yardım sağlamaya devam edecek.
Giro555, Eylem Başkanı Michiel Servaes, “Her bir yardım kuruluşunun Giro555 adına sunduğu uzmanlık, her iki ülkede de farklı ihtiyaçlara cevap verebilmemizi sağlıyor. Depremden önce Suriye’de pek çok insan için yeteri kadar gıdaya ulaşmak zaten zordu. Depremden sonra durum, başka şeylerin yanı sıra, hızla artan enflasyon nedeniyle daha da kötüye gitti. Yardım kuruluşları, yemek, gıda paketleri ve çeşitli nakit projeleri şeklinde gıda dağıtımı için geniş çaplı çalışmalar yaptı. Türkiye’de, başka sorunların yanı sıra, büyük bir su sorunu ortaya çıkmıştı. O zamandan bu yana, bölgedeki binlerce insana yeniden temiz su sağlayacak bir su arıtma tesisini onarmayı başardık. Her iki ülkede de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Aşırı kış koşulları nedeniyle, ne yazık ki halen çadır kamplarında kalmakta olan insanlara, daha fazla battaniye ve sıcak tutan kıyafetler gibi ilave yardımlar gönderdik.” diyor.
Giro555 adına faaliyet gösteren 13 yardım kuruluşu, insanların yeniden geçimlerini sağlayabilecek duruma gelmeleri için önümüzdeki yıl da ailelere ve girişimcilere barınma, psikososyal destek ve mali desteğin artırılması da dahil, acil yardım sağlamaya devam edecek.
Felaketin hem yetişkinler hem de çocuklar açısından büyük psikolojik ve sosyal sonuçları oldu. Bu konuya özel önem veren kuruluşlardan biri de UNICEF’tir. Acil Yardım Koordinatörü Wietske Nijman, özellikle çocuklara yardım etmenin önemli olduğunu söylüyor ve, “Onların normal rutinleri bir anda alt üst oldu ve arkadaşları genellikle başka yerlere göçtü. Pek çok çocuk ebeveynlerini, ailesini ya da evini kaybetti. Tüm bunlar kaygı, sosyal izolasyon, depresyon ve strese bağlı diğer sorunlara yol açabilir. Eğitimin de verileceği çocuk dostu özel alanların yaratılması çocukların ruh sağlığı için büyük önem taşıyor. UNICEF, Giro555’in yardımıyla, halihazırda 36 çocuk dostu alanı destekleyebildi ve bu yıl 45 alan daha desteklenecek.” diyor.
www.giro555.nl <http://www.giro555.nl/> adresinde ülke bazında, hangi acil yardımın hangi kuruluş tarafından sağlandığı görülebilir. Kampanya miktarının tamamının harcanmasına ilişkin nihai rapor Haziran ayında yayınlanacak.
Giro555, toplanan paranın nasıl harcandığı konusunda şeffaf olan 11 yardım kuruluşundan oluşan bir iş birliği platformudur. Giro555 kampanyasından elde edilen gelir, 11 katılımcı yardım kuruluşu ve akredite misafir katılımcılar arasında dağıtılıyor. Bu sayede her bir kuruluş doğrudan acil yardım sağlayabiliyor olup, yardım çabalarının sonuçları hakkında Giro555’e belirli aralıklarla rapor verir.
Giro555’in Türkiye ve Suriye’deki deprem için iş birliği yaptığı yardım kuruluşları şunlardır: CARE Netherlands, Cordaid, Kerk in Actie, Netherlands Red Cross, Oxfam Novib, Save the Children, Stichting Vluchteling, UNICEF Netherlands ve World Vision. Dokters van de Wereld, VNG, War Child ve Habitat ise halihazirdaki ek konuk katılımcılardır.
Giro 555’in konuyla ilgili olarak hazırlamış olduğu görüntüleri izlemek için, aşağıdaki linke tıklayınız.
KAHRAMANCA ÇALIŞAN USAR VE MEDAVAC İÇİN DAHA ÖNCE YAYINLADIKLARIM
Kuruluşunun 20’nci yılı kutlanan USAR hakkında daha önce de yayın yapmıştım. Hollanda ile Türkiye arasındaki yardımlaşma konusunu da haber yapmıştım. Sizlere o iki haberi yeniden sunuyorum:
LAHEY BÜYÜKELÇİLİĞİMİZ VE YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ’NDEN HOLLANDALI DEPREM KAHRAMANLARINA BÜYÜK JEST…
Enkaz altından 12 insanımızı ve bir de köpeği canlı çıkaran Hollanda yardım ekibine, ‘Teşekkür ve Minnet Borcu Yemeği’ verildi.
45 Kişilik sağlık ekibi MEDEVAC ve 65 kişilik kurtarma ekibi USAR’ın kaptanları Maurice Schonk ve Job Kramer, “ İlk kez böyle bir jest ile karşılaştık” dediler.
USAR’ın, 1999 Marmara depreminden sonra kurulmuş olduğuna dikkat çeken Kramer, “Bu gerçek, bizi daha da kamçıladı” dedi.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:
56 Yıllık gazetecilik yaşamımda ve binlerce yıllık tabii afet tarihinde hiç rastlamadığım, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi, bıraktığı acı izlerin yanında, insan sevgisinin de ne kadar gerçekçi olduğunu ortaya koydu. İzleyenleri bir acı girdabına sokan Anadolu’daki son felaket, yüreğinde insan sevgisi olan herkesi harekete geçirdi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden kurtarma ve sağlık ekipleri, depremzedeler için harekete geçti. Sadece Avrupa Birliği’nden 21ülkeden 1.150 kişi ve 70 arama köpeği deprem bölgesine aktı. Deprem bölgesine akan yardımseverler arasında tabii ki Hollandalılar da vardı.
MEDEVAC
Depremin birinci günü. Havacılardan oluşan 45 kişilik sağlık grubunu taşıyan C-130 Hercules uçağı, 25 şubat gününe kadar orada kaldı ve yüzlerce yaralıyı çeşitli şehirlerdeki hastanelere taşıdı. 45 kişilik ekip, deprem bölgesinde kurdukları sağlık çadırlarında da yüzlerce yaralıyı tedavi etti.
USAR
65 kişi ve 8 arama köpeği ile deprem bölgesine giden ve 12 insanımız ile bir köpeği enkaz altından canlı çıkaran USAR ekibi, günlük yaşamlarında itfaiyeci, hastabakıcı, doktor, polis ve inşaatçılardan oluşuyor.
GERİ DÖNÜŞLER
Hollanda yardım ekiplerinin geri dönüşleri de hararetli oldu. Ekiplerin Hollanda’ya geri dönüşlerinde Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal, Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Ebutaleb ve kalabalık Türk grupları çiçeklerle hazır bulundular.
…VE TEŞEKKÜR YEMEĞİ
Hollanda Yardım Kuruluşlarının, deprem sonrasında ortaklaşa başlattıkları bağiş kampanyası sonunda toplanan 110 milyon euro, Hollanda için rekor bir meblağdı. Hollanda kurtarma gruplarının, deprem bölgesinde yaptıkları fedakârlıklar, gönüllerde taht kuracak cinstendi. Bunlara karşın, bizim devletimiz ve yurttaşlarımız gerekli şükranlıkları gösterdiler ama, birilerine göre bu yetmezdi. İşte, bu birilerinden biri de, Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü’nün müdürü Adil Akaltun’du. Adil Akaltun, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal’a başvurarak durumu arzetti. Büyükelçimiz Ünal, “Ben de Hollandalıların bu fedakârca girişimlerine özel bir teşekkür düşünüyordum” dedi. Akaltun hemen önerdi: ”Biz Yunus Emre’de bir öğle yemeği verelim, siz de bize katılın.” Büyükelçinin onayından sonra, Hollanda’dan deprem bölgesine giden iki ekibin tamamına davetiye gönderildi.
Bu davet o kadar memnuniyet vericiydi ki, iki gruptan pek çoğu bu yemeğe katıldı. Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy’un da katıldığı yemek öncesinde yapılan konuşmalarda, büyükelçimiz Ünal Ünal teşekkürlerini sunarken, iki grubun başkanları da hissiyatlarını anlattılar.
Hediye dağıtımından sonra, kadınlarımızın hazırladıkları leziz yemeklerimiz açık büfe olarak sunuldu. Aslında bir Güney ve Güneydoğu yemeği olan içli köfte çok beğenildi ve kapışıldı. Ama sonradan öğrendiğime göre, içli köfteyi yapan Güneydoğulu deği, Konyalı bir bayandı.
Yemek sonrasında konuştuğum MEDEVAC’ın Başkanı Moris Schonk, Türkiye’de yaşadıkları facia sonrasının, bu güne kadar görülmüş faciaların en büyüğü olduğunu ve Türk halkının kendilerine gösterdikleri yakınlığı hiç unutamayacaklarını belirtirken, “Ama bize yapılan bus on yemek jestini hiç mi hiç unutmayacağız. Sonsuz teşekkürler” dedi.
USAR’ın Başkanı Job Kramer ise şunları anlattı: “Büyükelçiliğinizin, Yunus Emre Enstitüsü ile ortaklaşa düzenledikleri bu jest bizi çok mutlu etti. Türkiye’deki çalışmalarımız sırasında çok zor anlar yaşadık. Ama biz enkaz altından canlı çıkardığımız zaman, gösterilen sevinç ve alkışları hiç unutmayacağız. Şunu mutlulukla söyleyebilirim ki, bizim grubumuz, yinebir Türkiye felaketi sonrasında kurulmuştu. 1999 Yılında yaşanan deprem felaketi sonrası devlet bize bu imkânı tanıdı. Bu nedenle de Türkiye’nin bizde bambaşka bir yeri var. “
KÖPEK MİKA DA VARDI…
Deprem bçlgesine götürülen 8 köpekten biri de Mika’ydı. Teşekkür yemeğine getirilen Mika da menudeki yemeklerden nasibini aldı. Çok kişinin canlı olarak kurtarılmasında rol oynayan Mika, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal’ın da dikkatini çekti. Büyükelçi Ünal, Mika’yı okşayarak teşekkürlerini sunmuş oldu.
1916 SEL FELAKETİNDE 2.387.90 FLORİN, 1953 SEL FELAKETİNDE BATTANİYE GÖNDERDİĞİMİZ HOLLANDA, TÜRKİYE DEPREMZEDELERİ İÇİN 90 MİLYON EURO TOPLADI.
Medyada tam 10 gündür, duygulu anlar yaşatan görüntülerin etkilediği Hollandalılar, 100 milyonu aşması beklenen, tarihin en büyük yardım meblağını yakaladılar.
Türkiye’de televizyonlar ortak yayın yaparken, Hollanda’da da televizyonlar, ünlülerin katılımı ile yardım çağrısında bulundular ve rekor meblağı buldular.
Sanatçımız Karsu’nun aynı yayında icra ettiği ‘Gönlüm hep seni arıyor neredesin Sen’ şarkısı, altyazı tercümeli olunca, daha çok duygulanan Hollandalılar gönüllerindekileri boşalttılar.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Meydana gelen felaketler, insanları olduğu gibi, devletleri de duygulandırınca, medeniyet ve minnettarlık devreye giriyor ve dostluk ilişkileri alevleniyor. Bunun son örneğini, ülkemizde onbir ilde meydana gelen deprem sırasında yaşadık. Örneğin, düşmanca ilişkilerimiz olan Ermenistan, Yunanistan ve İsrail gibi ülkelerin yardım isteklerini geri çevirmedik. Haliyle de bu ülkelerden gelen insanlarla kucaklaştık. Gönül ister ki, insanlık uğruna kucaklaşabildiğimiz bu ülke ve insanlarıyla, bundan sonra da sıcak ilişkilerimiz devam eder.
Şimdi sizlere düşman bir ülkeden değil, kuruluşları sırasında ilk bizim tanıdığımız, 80 yıllık İspanya savaşında destek verişimiz ile savaşı kazanmalarına yardım ettiğimiz ve lalemiz ile zengin ettiğimiz bir ülkeden, yani Hollanda’dan söz edeceğim.
Arada bir, siyasi tartışmalar yaşadığımız ve şahsen benim de ‘Irkçılık yapıyorlar’ diye fırçaladığım Hollandalılar ile gerçekten de dostmuşuz… Hollandalılar ile dost olduğumuzun ispatı için, geçmişten pek çok örnek verebileceğim gibi, son yaşanan örneği, ‘perçin’ olarak kabul edebiliriz.
Hollandalılar, tıpkı 1999 Marmara depremi sonrasında olduğu gibi, şimdi yaşadığımız felaket sırasında ve sonrasında duyarlılıklarını yeniden ortaya serdiler.
1999 depremi sonrasında, birbirimize kenetlenerek yaptığımız bir kampanya sonrasında 67 milyon Gulden yardım toplanmıştı. O zaman da Prensesler, Bakanlar ve ünlüler camilerimize koşmuş ve sonra da yine ortak bir TV yayını ile o zamanki rekor meblağı toplamışlardı.
Hollandalılar şimdi de, deprem bölgesine kalabalık bir yardım ekibi göndererek ve 12 canımızı kurtararak dostluklarını ortaya koydular. Depremi takip eden günlerde, Başbakan ve Bakanlar ve hatta Kral Willem Alexander, Türkler ile buluştular ve kucaklaştılar. Belediyeler bayraklarını yarıya indirdiler, geceleri kırmızı ışıklarla ile Türk bayrağını simgelediler ve her yurttaş için bir euro hesabıyla, toplamda 17 milyon euro bağış yaptılar.
Kral Willem Alexander, ziyaret ettiği Türkler ile.
Hollandalılar’ın en büyük ve duyarlı yardım kampanyası, dün yapılan ortak TV yayınında gerçekleşti. Türkiye’de, ünlülerin katıldığı ‘Türkiye Tek Yürek’ başlıklı ortak TV yayını sırasında 120 milyarı aşan rekor bir meblağ toplanırken, Hollanda televizyonlarının ortak yayınında da 90 milyar euroyu bulan ve 100 milyonu aşması gerek rekor bir meblağ toplandı.
Başbakan Rutte, ziyaret ettiği Türkler ile.
TV yayınının en duygulu anı, burada yaşayan şarkıcı kızımız Karsu’nun konuşması ve şarkı söylemesi sırasında yaşandı. Karsu, Hataylı bir ailenin kızı. Anne ve babası ona köylerinin adını vermişlerdi. Bu ara harabe haline gelmiş o köy görüntülenirken, Karsu da enkaz altında kalan 16 aile ferdinin acısını anlatıyordu. Karsu daha sonra piyanoya geçip ‘Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen’ şarkısını söyledi. Şarkının sözleri altyazı ile tercüme edilince, göz yaşları pınar olup aktı.
İşte Karsu’nun seslendirdiği, depremzedeler için ‘biçilmiş kaftan’ gibi şarkının sözleri ve tercümesi:
Şu garip halimden bilen, işveli nazlı, Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Mijn liefste, jij weet hoe verloren ik me voel; mijn hart zoekt steeds jou, waar ben je nu?
Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm, Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen? Je zoete woorden, je lieve lach, je mooien ogen; Mijn hart zoekt steeds jou, waar ben je nu?
Ben ağlarsam ağlayıp, gülersem gülen, Bütün dertlerim’ anlayıp, gönlümü bilen Jij die huilt als ik huil, lach als ik lach; Jij die al mijn pijn en verlangens begrijpt,
Sanki kalbimi bilerek, yüzüme gülen, Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen? Jij die glimlachend recht in mijn hart kijkt; Mijn hart zoekt steeds jou, waar ben je nu?
Waar ben je nu, waar ben je nu, waaar ben je nu?
HOLLANDA ACİL YARDIM EKİBİ USAR’IN 20’NCİ YILI KUTLAMASINA KATILAN BÜYÜKELÇİMİZ VE HOLLANDA DIŞİŞLERİ BAKANI DOSTLUĞUMUZU PEKİŞTİRDİLER
Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal: “USAR’ın 1999’da Türkiye’yi vuran trajik depremlerden ilham alınarak kurulmuş olması sevindiricidir.”
Hollanda Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra: “USAR Ekibi Türkiye’de etkileyici bir profesyonellikle büyük çaba gösterdi.”
Büyükelçimiz Ünal, 1916 ve 1953’te Hollanda’da yaşanan sel felaketlerinden sonra, Türkiye’nin yaptığı yardımları anlattı.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Hollanda’nın, dillere destan kurtarma ekibi USAR’ın 20’nci kuruluş yıldönümü, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal’ın çok özel katılımıyla kutlandı. Hollada Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra’nın da konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, büyükelçimiz Ünal tek yabancı davetliydi.
6 Şubat deprem felaketinden hemen sonra, 65 kişi ve 8 arama köpeği ile deprem bölgesine giden ve 12 insanımız ile bir köpeği enkaz altından canlı çıkaran USAR ekibi, günlük yaşamlarında itfaiyeci, hastabakıcı, doktor, polis ve inşaatçılardan oluşuyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde meydana gelen felaketler sonrasında, olay yerlerine en hızlı bir şekilde gitmesi ve başarılı çalışmalar yapması ile ünlenen USAR ekibi, 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminden sonra kurulmuştu. Marmara depreminin kendilerine ilham vermesi sonrasında kurulan USAR’ın 20’nci kuruluş yılında etkinliğinde konuşan büyükelçimiz Selçuk Ünal, geçmişte yaşanan Hollanda’daki felaketlere, Türkiye’nin yaptığı yardımları dile getirdi.
Büyükelçi Selçuk Ünal’ın yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:
“Sayın Dışişleri Bakanı Hoekstra, USAR’ın Değerli ve Cesur Üyeleri, USAR’ın Destekleyici Aileleri ve İnsani Yardım Dünyasının Dostları,
USAR.NL’nin 20 yıllık olağanüstü yolculuğunu kutlayan bu anlamlı olayda bugün burada olmak benim için bir onur. Bizleri bu önemli kutlamaya davet ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bana, Hollanda’nın USAR.NL’yi 1999’da Türkiye’yi vuran trajik depremlerden sonra kurmaya karar verdiği söylendi. O yüzden davetiniz çok anlamlı.
Türkler ve Hollandalılar arasındaki ilişkiler 1612’de resmi olarak diplomatik ilişkilerin kurulmasına kadar gitmektedir. Ancak gerçekte ilişkiler 1571’de başlamıştır. İlk temasın 1566’da başladığı belgelenmiştir. Türk Hükümeti ve halkı adına, Türkiye’de son zamanlarda meydana gelen yıkıcı depremlerin ardından verdiği paha biçilmez destek için USAR.NL’ye yürekten şükranlarımı sunuyorum. Sayın Dışişleri Bakanı ve ekibine, İçişleri ve Adalet Bakanlığı’na, Savunma Bakanlığı’na, Giro 555’a, Hollandalı dostlarımıza ve Türk-Hollanda camiasına büyük katkıları için teşekkür ederiz.
USAR ekibi 12 kişi, 1 köpek ve bir kanaryayı kurtardı. İnsanlığın tüm inançlarında bir canı kurtarmak, insanlığı kurtarmaktır. Yani sizler sadece gelecekteki aileleri değil, insanlığı da kurtardınız. Kriz zamanlarında dayanışma ve merhamet kendini gösterir. İhtiyaç anında Hollanda’nın yaptığı yardımı unutamayız. Hollanda hükümeti ve Hollanda halkı, kurtarma ve yardım operasyonlarına yardımcı olmak için yardım ellerini uzatarak, kaynaklarını sağlayarak ve uzmanlıklarını sunarak ön saflarda yer aldı. Dahası, aramızdaki bağın sadece karşılıklılığın ötesine geçtiğini kabul etmek önemlidir. Uluslarımız, felaket zamanlarında, sınırları aşarak ve gerçek dostluk ruhunu göstererek yan yana durdular.
Hollanda yıkıcı sellerle karşı karşıya kaldığında, Türkiye de her zaman hızlı destek ve dayanışma sunarak ikili ilişkilerimizin derinliğini gösterdi. Osmanlı Devleti, 1916 selinin yaşandığı çok zor günlerde Hollanda Krallığı’na yardım göndermişti. 1953 yılında Hollanda’da yaşanan sel felaketinin ardından Türkiye yeniden yardımda bulunmuştur.
Felaketin 50. yıldönümü vesilesiyle dönemin Başbakanı Jan Peter Balkenende 18 Eylül 2003 tarihli mektubuyla ülkemizin yardımları karşısında Hollanda ulusu adına ülkemize resmi teşekkürlerini içeren mektubu, bu tarihi dayanışmanın simgelerinden biridir.
Aynı şekilde, Türk dernekleri ve Türk-Hollanda topluluğu, Temmuz 2021’de Limburg’da selden etkilenen 216 aileye yardım etmekte gecikmedi. USAR.NL’nin son çalışmasında örneklenen ülkelerimiz arasındaki işbirliği, kriz zamanlarında uluslararası ortaklıkların gücünün bir kanıtıdır. Hayat kurtarmak, acıları hafifletmek ve toplulukları yeniden inşa etmek için kaynaklarımızı, uzmanlığımızı ve sarsılmaz bağlılığımızı bu işbirlikleri aracılığıyla bir araya getirebiliriz.
USAR.NL’nin son yirmi yıldaki olağanüstü başarılarını kutlarken, ortaklığımızın daha geniş önemi üzerinde de düşünelim. Ortak çabalarımızın etkisi, bireysel felaketleri aşar ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarda yankı uyandıran bir birlik, dayanıklılık ve umut duygusunu besler. USAR.NL’ye olağanüstü adanmışlığı ve insani yardım çabalarına olan sarsılmaz bağlılığı için derin takdirlerimizi ifade etmek isterim.
Türkiye ve Hollanda, birlikte, dayanışmanın, gerçek anlamda dostluk ve işbirliğinin örneğini ortaya koydular. Gelecekteki zorluklarla sarsılmaz bir kararlılıkla yüzleşirken, bu ortaklığın gelişmeye ve başkalarına ilham kaynağı olmaya devam etmesini dilerim. Türk-Hollanda toplumunun bir önerisini yineleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum. STK’ların birçoğu bir Hollanda-Türk arama ve kurtarma ekibi kurulmasını tavsiye etti. Umarım 30. yıl dönümünüzde burada duran ve bu fikrin gerçekleşmesini takdir eden farklı bir Türk Büyükelçisi olur. Teşekkür ederim.”
WOPKE HOEKSTRA
Büyükelçimizin konuşmasından sonra söz alan Hollanda Dışişleri Bakanı Wopke Hoekstra şunları söyledi:
Değerli USAR Ekip Üyeleri ve Aileleri, Sayın büyükelçiler, Bayanlar ve Baylar,
” Hem Yahudi, hem de İslami geleneklerde bir söz vardır. ‘Bir hayatı kurtaran, tüm dünyayı kurtarmış olur.’ USAR olarak yirmi yıldır bu prensibi uyguluyorsunuz. Hollanda’da ve tüm dünyada büyük bir özveri, cesaret ve yorulmak bilmez bir çabayla… .
En zor koşullarda, felaket kurbanlarına yardım etmek için büyük çaba harcıyorsunuz. Bununla bir ekip olarak siz – kadınlar, erkekler ve köpekler – her seferinde olağanüstü bir şey yaratırsınız. Ama turuncu miğferlerinizle bana göre daha büyük bir şeyi de temsil ediyorsunuz.
Bunu sadece son bir yılda, Sudan’dan Hollanda vatandaşlarının tahliyesinde ve Ukrayna’ya verdiğimiz desteklerde gördüm. Türkiye ve Suriye’deki şiddetli depremden sonra yaptıklarınız da cabası…
Depremde en çok hasar gören Hatay’da çok kısa bir zaman içinde ulaştınız ve orada zor koşullar altında, mümkün olduğu kadar çok insanı kurtarmak için etkileyici bir profesyonellikle büyük çaba sarf ettiniz. Tüm Hollanda, bu fedakârlığınızı ‘Türkiye’de Turuncu Miğferler’ belgeselinde görebildi .
Hollanda’nın tamamı, ekibinizin bağlılığını, profesyonelliğini, cesaretini ve insanlığını gördü. Bu etkileyici çalışma için tüm övgüyü hak ediyorsunuz.
Bayanlar ve Baylar,
Bu taahhütle Hollanda’nın en iyi yüzünü dünyaya gösteriyorsunuz. Yararlı, profesyonel ve hayat kurtarıcı… Bunu yaparak Hollanda diplomasisine de büyük bir katkı sağlamış oluyorsunuz. Sorumluluk alan ve başkalarına yardım etmeye hazır bir ülkeyiz. Bu, doğal afet mağduru, savaş ve şiddetten etkilenen veya bundan kaçan insanlara verilen desteği içerir.
Bunu esas olarak BM kuruluşlarının, Kızıl Haç’ın ve STK’ların çalışmalarını finansal olarak mümkün kılarak yapıyoruz. Dolayısıyla, USAR’ın konuşlandırılması gerçekten benzersizdir.
Hükümet adına, USAR üyeleri olarak sizinle gurur duyduğumuzu söylemek isterim. .
Teşekkürler ve her şeyden önce: tebrikler!”
GEÇMİŞTE YARDIMLAŞMA
Hollanda, 16 Şubat (yani bugün) 1916’da, Amsterdam’ın kuzeyinde bulunan bölgede bir su felaketi yaşamıştı. Pek çok ev sular altında kalırken 51 kişi hayatını kaybetmişti. O zaman, harp içinde olan ve maddi durumu hiç iyi olmayan Osmanlı, 2.387.90 Florin tutan bir TL meblağını yardım olarak göndermişti. Bu meblağın, şimdiki değeri ile 20 bin euro olduğu tahmin ediliyor.
Zamanın Dış İşleri Bakanı, Kraliçe adına gönderdiği mektup ile teşekkür etmişti. Yukarıdaki fotoğrafta, Kraliçe adına gönderilen teşekkür mektubu, sular altında kalan evler ve bölge harıtası görülüyor.
Türkiye’nin Hollanda’ya ikinci yardımı da anlamlıydı. 1836 kişinin can verdiği 31 Ocak 1953 sel felaketinden sonra, özellikle battaniye isteyen Hollanda’ya, miktarını bulamadığım kadar battaniye gönderen Türkiye’ye şükran borçluydu Hollanda. Üstteki fotoğrafta, Türkiye’den giden battaniyelere sarılan selzedeler, sular altında kalan evler ve Zeeland bölgesi haritası görülüyor.
İşte böyle değerli okurlarım. Düşman ile barışmak için ille de bir felaket olmasını beklemek nasıl doğru değil ise, insanlar ile her zaman iyi ilişki içinde olmak ve dost olmak en doğrusudur.
DE BESTE AARDBEVINGSHULP VOOR TURKIJE HET MEEST GECONTROLEERDE LAND: NEDERLAND
Turkevi Research Centre publiceerde het hulprapport als boek.
Nederlandse hulporganisaties presenteerden de gedane uitgaven als rapport.
De hulp van Turkse organisaties in Nederland vindt ook zijn plaats…
Van de 128 miljoen euro die in Nederland is ingezameld, is 40 miljoen besteed.
Hulporganisaties accepteren projecten tot februari 2025.
İlhan KARAÇAY onderzocht:
Bij het schrijven over pijnlijke gebeurtenissen zou het uitbuiten van emoties het lelijkste aspect van het schrijven moeten zijn. Vooral het gebruiken van dezelfde gebeurtenis voor financieel en politiek gewin is een verdoemelijk gedrag.
Een jaar geleden, op de ochtend van 6 februari, toen ik toevallig wakker was en tv keek, zag ik met tranen in mijn ogen het nieuws over de aardbeving die zich concentreerde in Kahramanmaraş en 11 provincies bestreek.
Daarna heb ik de hulpacties in Nederland nauwgezet gevolgd en de ontwikkelingen in detail gepubliceerd.
Afgelopen december reisde ik naar Hatay om de opleveringsceremonie bij te wonen van 102 containerwoningen die door de Nederlandse Vereniging van Turkse Zakenlieden HOTIAD waren geschonken.
Het nieuws dat ik vanuit Nederland over de hulp gaf was over het algemeen positief.
Het werk van Karsu, onze in Nederland opgegroeide muzikantendochter, en het werk van de Nederlandse Reddingsbrigade USAR en de Luchtambulancedienst MEDEVAC waren de belangrijkste bronnen van mijn nieuws.
Karsu’s zelfopofferende werk en de positieve sfeer die hij creëerde werden door alle kringen erkend. We hebben ook geprobeerd de opofferingen van USAR en MEDEVAC te belonen met een lunch, medailles en dankbetuigingen aan alle teamleden.
Zoals ik hierboven al zei, was Nederland het beste en meest gecontroleerde land op het gebied van hulp aan de democratie. Het was noodzakelijk om de verschillende Turkse NGO’s en officiële organisaties in Nederland te feliciteren en te belonen. Turkevi Research Centre is een van de bovengenoemde organisaties. Türkevi, dat besloot onderzoek te doen naar de hulpactiviteiten voor de slachtoffers van de aardbeving in Turkije, zette een team van academici in.
In het onderzoek zijn de activiteiten van Nederlandse hulporganisaties, gemeenten en zoek- en reddingsteams onderzocht, in het bijzonder de hulp aan Turkije door Turkse niet-gouvernementele organisaties die in Nederland actief zijn, en de activiteiten van de Nederlandse Stichting Religieuzen (HDV), de Nederlandse Stichting Humanitaire Hulpverlening (IHH), Er zijn interviews gehouden met enkele niet-gouvernementele organisaties zoals de Turkse Ondernemersvereniging (Tover), de Nederlandse Vereniging van Ondernemers (HOTIAD), de Stichting Kümbet, de Nederlandse Unie van Internationale Democraten (UID), de Stichting UN Live en de Turkse Culturele Vereniging Azerbeidzjan, en de verkregen gegevens zijn geanalyseerd met behulp van de thematische aanpak.
Het rapport, dat aan het eind van dit wekenlange onderzoek werd afgerond, is als boek gepubliceerd onder de titel “Nederland-Turkije Solidariteit in het proces van de aardbeving van 6 februari 2023”.
Veyis Güngör, voorzitter van het Turkevi Research Centre, lanceerde dit boek de dag ervoor in het bijzijn van de vertegenwoordigers van de organisaties die deelnamen aan het onderzoek.
Naast mijzelf nederig als journalist en Anadolu Agency correspondent Selman Aksünger, İbrahim Çitil van Nederland Sivaslılar Platform, Ömer Erdem, voorzitter van Nederland Turks Islamitische Culturele Verenigingen, Arslantaş van İHHNL, Mustafa Zeki Ören van Türkevi,
İsmail Asma van de Nederlandse Sivaslılar Vereniging, Mümin Özsoy van HOLSAMDER, Orhan Demirci van Nogay Foundation, Hüseyin Gündüz van IHH die de bijeenkomst organiseerde,
Kamil Saygı, voorzitter van de Vereniging van Turkse Toerisme en Reisbureaus in Nederland, Ömer Altay van TİCF, Selahattin Köse, voorzitter van de Nederlandse Ontwikkelings Stichting, Bekir Baş van de Kümbet Foundation en waarnemer Selim Şimşek woonden de boeklanceringsbijeenkomst bij, Veyis Güngör’s uitspraken werden met belangstelling beluisterd.
Veyis Güngör zei het volgende:
“In het onderzoek werd vooral gewezen op het belang van de bilaterale betrekkingen tussen Nederland en Turkije en de vertegenwoordigers van de geïnterviewde NGO’s verklaarden dat Nederland een zeer warm en oprecht gedrag vertoonde tijdens het aardbevingsproces.
Vanuit dit oogpunt werd erop gewezen dat het belangrijk is om het belang van bestaande relaties te beschermen, om toekomstige bilaterale samenwerkingsmogelijkheden te evalueren en om rekening te houden met het potentieel dat deze samenwerking op veel gebieden positieve effecten kan creëren tussen Nederland en Turkije, en om nieuwe relaties voor toekomstige generaties aan te gaan.”
Veyis Güngör legde uit hoe de diversiteit aan hulp en actie die tijdens de aardbeving in Nederland naar voren kwam als volgt in het boek is opgenomen:
“Zoek- en reddingsteams en getrainde honden werden naar Turkije gestuurd voor wrakwerkzaamheden,
In sommige kerken werd het volkslied met klokken gespeeld,
Vlaggen hangen halfstok,
Bruggen en gebouwen werden rood verlicht,
In het Huis van Afgevaardigden werd een moment stilte in acht genomen,
De koning, de minister-president en de minister van Financiën van Nederland bezochten de inzamelingscentra,
De gemeenten doneerden 1 euro per persoon,
Op de avond van 15 februari werd de Nationale Hulpactie gelanceerd,
Er werd een voetbalwedstrijd voor vriendschap gespeeld en de opbrengst ging naar Turkije,
De Nederlanders hielpen zowel financieel als door voorraden te brengen.”
Veyis Güngör, die wil dat de inhoud van het boek zoveel mogelijk gelezen wordt, vervolgde als volgt:
“Tijdens het aardbevingsproces was de rol van de Nederlandse media prominent in het succes van de Nationale Hulpactie en andere georganiseerde campagnes. Het feit dat zij de aardbeving als eerste nieuws meldden en dagenlang op de agenda hielden, vergrootte de hoeveelheid ingezamelde hulp.
De zware aardbeving in Turkije heeft laten zien dat Turken die in Nederland wonen zich inspannen om als geheel in actie te komen. Naast de pijn en tragedie die de aardbeving met zich meebracht, zijn bij deze gelegenheid solidariteit, eenheid en humanitaire gevoelens naar voren gekomen. Na deze pijnlijke ontwikkeling is opnieuw gebleken dat Turkije groter is dan Turkije.”
Veyis Güngör legde ook uit wat er aan het Nederlandse front is gedaan voor de slachtoffers van de aardbeving:
“Na de aardbeving en de daaropvolgende naschokken organiseerden de Nederlandse Samenwerkende Goede Doelen -Giro 555 aangesloten organisaties- op 15 februari 2023 een Nationale Hulpactie. De organisaties stuurden noodhulpgoederen naar de regio. Onder de eerste hulpgoederen die werden gestuurd waren tijdelijke onderkomens, water en sanitaire voorzieningen, medische zorg, voedsel en drank. Daarnaast werden hygiënekits, winterkleding en dekens uitgedeeld. Overlevenden kregen geld en tegoedbonnen om in hun behoeften te voorzien, evenals psychosociale hulp en traumabegeleiding, en veilige ruimten voor kinderen.
Het Nederlandse Rescue Team USAR, met een team van 65 mensen en 8 speurhonden, werkte tot 25 februari in het aardbevingsgebied. Honderden gewonden werden van onder het puin naar ziekenhuizen in verschillende steden vervoerd. De internationale organisatie “Air Ambulance Service” (MEDEVAC) bereikte het aardbevingsgebied op de eerste dag van de aardbeving met een medische groep van 45 vliegeniers. Het C-130 Hercules-vliegtuig dat het team naar de regio bracht, bleef daar tot 25 februari en vervoerde honderden gewonden naar ziekenhuizen in verschillende steden. Naast institutionele hulpacties werd ook geconstateerd dat in bijna elke uithoek van Nederland individuele hulpacties werden georganiseerd.”
De volgende onderwerpen kwamen naar voren na de interviews van de academici die het onderzoek met NGO’s uitvoerden.
“Op het punt van het inzamelen van de hulp en het overbrengen ervan naar Turkije moet de samenwerking tussen niet-gouvernementele organisaties worden verbeterd.
Er zijn ernstige twijfels onder de ondervraagden of het hulpgeld dat door Giro 555 wordt ingezameld op de juiste manier op de plaats van bestemming aankomt.
Terwijl erop werd gewezen dat elke NGO zich inzette voor de hulpverlening tijdens de aardbeving en klaagde over het gebrek aan professionele coördinatie, gaven verschillende vertegenwoordigers van NGO’s aan dat de hulpcampagne beter gepland en gecoördineerd zou kunnen worden.
Hoewel de deelnemers aan het onderzoek verklaarden dat zij overwegen om samen te werken met maatschappelijke organisaties in Turkije, hechten zij belang aan de realisatie van een rampenbestrijdingsorganisatie in coördinatie met de NGO’s in Nederland. Sommige deelnemers suggereren dat de organisatie geleid zou moeten worden door de ambassade.”
Veyis Güngör sloot zijn toespraak af met het volgende dankwoord
“Er is geconstateerd dat de Ambassade van de Republiek Turkije in Den Haag en de Consulaten-Generaal van de Republiek Turkije in Amsterdam, Deventer en Rotterdam zowel in het veld als op diplomatiek gebied een effectieve rol hebben gespeeld in het management en de coördinatie van de gebeurtenissen die plaatsvonden tijdens het hulpverleningsproces door de aardbeving. In deze context willen wij als Turkevi Research Centre onze dank uitspreken aan zowel de missies van het ministerie van Buitenlandse Zaken als de niet-gouvernementele organisaties die werden geïnterviewd.”
Na de toespraak van Veyis Güngör namen de deelnemers het woord en vroegen, nadat ze hun mening hadden gegeven, om informatie over de onderwerpen die niet werden begrepen.
Het centrale punt van de toespraken was het stimuleren van de productie van projecten om goed gebruik te maken van de 80 miljoen euro in Giro 555.
OOK EEN VERKLARING VAN HET NEDERLANDSE FRONT
De laatste verklaring van Giro 555, bestaande uit 11 hulporganisaties, heeft ons water in de mond gedaan… In de verklaring, ondertekend door communicatiecoördinator Gün Özkara, staat het volgende: De opbrengst van Giro555 heeft meer dan 5,5 miljoen mensen in Turkije en Syrië geholpen. Na een jaar is de hulpverlening nog steeds in volle gang op het gebied van noodhulp, psychosociale ondersteuning en herstel van bestaansmiddelen, met een uiteindelijke opbrengst van €128 miljoen.
Amsterdam, 5 februari 2024:
Bijna een jaar geleden kwam Nederland massaal in actie voor slachtoffers van aardbevingen in Turkije en Syrië. Op 31 december 2023 stond er 128 miljoen euro op de teller, waarmee het de op twee na grootste Giro555-actie ooit was. Met de afronding van het eerste deel van de campagne hebben de organisaties achter Giro555 in de eerste negen maanden minstens 5,5 miljoen mensen bereikt. Dat staat ook in het 9-maandenrapport dat Giro555 vandaag heeft uitgebracht. In deze periode lag de focus van de hulpverlening op acute en levensreddende behoeften, met name op het gebied van het redden van mensen uit puin, voedselpakketten, toegang tot schoon drinkwater, medische hulp en tijdelijk onderdak. Hoewel dit essentieel blijft, vooral in Syrië en delen van Turkije, verschuift de focus geleidelijk naar de wederopbouw van lokale economieën en bestaansmiddelen. De hulporganisaties bieden onder andere psychosociale hulp aan kinderen.
Met de opbrengst werden eind oktober 2023 meer dan 5,5 miljoen mensen bereikt en werden onder andere meer dan 500.000 voedselpakketten uitgedeeld. Het grootste bedrag ging naar het bieden van acute noodhulp, tijdelijk onderdak en water en sanitaire voorzieningen. Met name in Turkije werden talrijke tijdelijke tenten- en containerkampen opgezet, veiligheidsinspecties uitgevoerd en reparaties uitgevoerd aan huizen en gebouwen. In Syrië ging het grootste deel van de hulp naar water en sanitaire voorzieningen vanwege het gebrek aan schoon drinkwater en hygiënische voorzieningen. In Turkije werd 21 procent van de hulp besteed aan onderdak, 19 procent aan levensonderhoud, zoals het financieel ondersteunen van lokale ondernemers, en 16 procent aan water en sanitaire voorzieningen. In Syrië ging het grootste deel van de hulp (26 procent) naar water en sanitatie, 18 procent naar CASH-projecten om mensen te helpen in hun levensonderhoud te voorzien en 9 procent naar levensonderhoud.
Het bedrag dat in Turkije en Syrië is uitgegeven, is bijna gelijk en zal de komende maanden gelijk worden verdeeld. De omvang van de hulpoperatie is enorm door de grootte van de getroffen gebieden en elke regio heeft zijn eigen uitdagingen. Hulporganisaties zullen hulp blijven bieden gedurende de rest van de campagne, tot maart 2025.
Michiel Servaes, hoofd actie bij Giro555: “De expertise die elke hulporganisatie namens Giro555 aanbiedt, stelt ons in staat om in te spelen op verschillende behoeften in beide landen. Voor de aardbeving was het voor veel mensen in Syrië al moeilijk om aan voldoende voedsel te komen. Na de aardbeving verslechterde de situatie, onder andere door de torenhoge inflatie. Hulporganisaties hebben op grote schaal voedsel uitgedeeld in de vorm van maaltijden, voedselpakketten en verschillende geldprojecten. In Turkije was, naast andere problemen, een groot waterprobleem ontstaan. Inmiddels hebben we een waterzuiveringsinstallatie kunnen repareren, waardoor duizenden mensen in de regio weer schoon water zullen krijgen. We blijven actief in beide landen. Vanwege de extreme winterse omstandigheden hebben we extra hulp gestuurd, zoals meer dekens en warme kleding voor de mensen die helaas nog steeds in tentenkampen verblijven.”
De 13 hulporganisaties die namens Giro555 actief zijn, zullen het komende jaar noodhulp blijven bieden aan gezinnen en ondernemers, waaronder onderdak, psychosociale ondersteuning en meer financiële steun om mensen te helpen hun levensonderhoud te hervinden.
De ramp heeft grote psychologische en sociale gevolgen gehad voor zowel volwassenen als kinderen. UNICEF is een van de organisaties die hier speciale aandacht aan besteedt. Wietske Nijman, coördinator noodhulp, zegt dat het vooral belangrijk is om kinderen te helpen: “Hun normale routines zijn overhoop gehaald en hun vriendjes zijn vaak verhuisd. Veel kinderen zijn hun ouders, familie of huis kwijtgeraakt. Dit alles kan leiden tot angst, sociaal isolement, depressie en andere stressgerelateerde problemen. Het creëren van kindvriendelijke gespecialiseerde ruimtes waar ook onderwijs wordt gegeven is cruciaal voor de geestelijke gezondheid van kinderen. Met de hulp van Giro555 heeft UNICEF al 36 kindvriendelijke ruimtes kunnen ondersteunen en dit jaar zullen er nog eens 45 worden ondersteund.”
Op www.giro555.nl <http://www.giro555.nl/> is per land te zien welke noodhulp door welke organisatie is verstrekt. Het eindrapport over de besteding van het hele campagnebedrag wordt in juni gepubliceerd.
Noot voor de redactie:
Voor verdere vragen of een interview met Michiel Servaes (Oxfam Novib) of Wietske Nijman (Unicef) kunt u contact opnemen met Denise Cremers via 06-24704411 of denise.cremers@oxfamnovib.nl <mailto:denise.cremers@oxfamnovib.nl>.
Giro555 is een samenwerkingsplatform van 11 goede doelen die transparant zijn over de besteding van het ingezamelde geld. De opbrengst van de Giro555-campagne wordt verdeeld onder de 11 deelnemende hulporganisaties en geaccrediteerde gastdonateurs. Op deze manier is elke organisatie in staat om directe noodhulp te bieden en periodiek verslag uit te brengen aan Giro555 over de resultaten van haar hulpinspanningen.
De hulporganisaties waarmee Giro555 samenwerkt voor de aardbeving in Turkije en Syrië zijn: CARE Nederland, Cordaid, Kerk in Actie, Nederlandse Rode Kruis, Oxfam Novib, Save the Children, Stichting Vluchteling, UNICEF Nederland en World Vision. Andere gastdeelnemers zijn op dit moment Dokters van de Wereld, VNG, War Child en Habitat.
Klik op onderstaande link om de beelden te bekijken die Giro 555 over dit onderwerp heeft gemaakt.
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
Deprem Yardımlarını en iyi kontrol eden ülke, Hollanda..